ABD' de Başkanlık seçimleri, yapay zekaların savaşı... Abdullah Ayan yazdı

30.12.2019 - 08:38, Güncelleme: 29.11.2021 - 14:41
 

ABD' de Başkanlık seçimleri, yapay zekaların savaşı... Abdullah Ayan yazdı

Kazandığı günden beri Trump' ı seçimlere şaibe karıştırmakla suçlayan, azille sonuçlanacak soruşturma sürecini başlatan Demokratlar başta olmak üzere ABD' yi var eden tüm kurulu nizam ve bugüne kadar sağlıklı işlediği sanılan sandığa dayalı sistem son günlerde yaşanan ilginç gelişmeler nedeniyle çok ciddi bir sınavın eşiğinde…

Yapay zeka hayatımızın her alanında etkisini inanılmaz biçimde sürdürürken, siyaset gibi doğrudan insanı hedefleyen bir dinamiğin bundan etkilenmemesi kaçınılmazdı, öyle de oldu.. Önceki makalelerde Trump' ın seçim kazanmasında kilit rolü oynayan bazı eyaletlere Facebook platformu üzerinden Cambridge Analytica  isimli şirketin müdahalelerini, küçük dokunuşlarla nasıl büyük işler başarıldığını (!) örneklerle anlatmaya çalışmıştım. Kazandığı günden beri Trump' ı seçimlere şaibe karıştırmakla suçlayan, azille sonuçlanacak soruşturma sürecini başlatan Demokratlar başta olmak üzere ABD' yi var eden tüm kurulu nizam ve bugüne kadar sağlıklı işlediği sanılan sandığa dayalı sistem son günlerde yaşanan ilginç gelişmeler nedeniyle çok ciddi bir sınavın eşiğinde…  ABD' de Başkanlık seçimi, çerçevesi hiçbir yoruma yer bırakmayacak kadar açık biçimde çizilmiş, özellikle de akçalı ilişkilerin denetlendiği, bu çerçevede tüm bağışların mercek altına alınıp sorgulandığı gayet katı kurallara bağlanmış gibi görünse de bu küçük bağışlar için geçerli.. Örneğin Başkan adaylarına yapılacak bireysel küçük bağışlar 200 dolarla sınırlı ancak büyük bireysel bağışlar ve özellikle de siyasete yön veren, verirken de seçilmesini istedikleri adayları başkan yaptırmak için her türlü parasal desteği sağlayan Siyasi Eylem Komiteleri adı verilen lobi oluşumları ile ilgili herhangi bir sınırlama yok.. Yok çünkü, daha önce sınırlama amaçlı yapılan yasal düzenlemeler Federal Temyiz mahkemesinin 'Super PAC' olarak tanımlanan bu Siyasi Eylem Komitelerine sınırsız harcama yapma yetkisi vermesiyle şirketler istedikleri adaya büyük miktarlarda para bağışlama olanağı buldu. Bir başka ifadeyle 200 dolar bağış yapan sempatizanı denetleyen mekanizmaların sınırsız para aktaran ve karşılığını alma hesabı yapan Komiteler karşısında kolları hukuk eliyle bağlı durumda. Trump gibi sistemin boşluklarından yararlanmayı hüner sayan biri, yapay zeka temelli manipülasyonlarla 2016 seçimlerini tüm tahminleri yerle bir ederek kazanırken gizli açık para kaynaklarını devreye sokması dün nasıl sürpriz olmadıysa, 2020 seçimleri yaklaşırken de kimse farklı şey beklemiyor kendisinden. Üstelik bugün Başkan koltuğunda oturmanın sağladığı avantajları sıralamaya gerek bile yok.. Ama sürpriz karşı cephede Demokratlarda ortaya çıktı.. 30 civarında aday adayının sahneye çıktığı yarışta ilk havlu atan California Senatörü Harris oldu.. Harris adaylıktan çekildiğini şu dramatik sözlerle duyurdu:  "Yarışa devam etmek için gereken finansal kaynağım yoktu. Milyarder olmadığım için kendi kampanyamı finanse edemem ve yarışı sürdürmek için fon toplamak her geçen gün daha da zorlaştı." Sonra ne mi oldu? Çivi çiviyi söker misali Trump tarzı siyasete Trump benzeri yöntemlerle karşılık verebilecek bir isim sahneye çıktı.. Üç dönem New York Belediye Başkanlığı yapan dolar milyarderi işadamı ve medya patronu Michael Bloomberg Demokratların aday adayı olduğunu açıkladı. Asıl ilginci Blomberg’in yarışa başlarken yaptığı ilk hamlenin Trump' a seçim kazandıran yapay zeka eksenli stratejiyle olan benzerliği.. Bloomberg tüm kampanyasını dijital yöntemlere dayandırıyor ve bunu kurdurduğu esrarengiz Hawkfish firması üzerinden yürütüyor. Bloomberg' in kişisel servetinden on milyonlarca dolar aktardığı şirketin işi 'Bloomberg’in seçim kampanyasında birincil dijital ajans ve teknoloji hizmetleri sağlayıcısı' olarak tanımlanıyor. Kısaca Hawkfish, Bloomberg’in seçim kampanyasında,dijital içerik oluşturma, dijital reklam yerleştirme, dijital analiz de dahil olmak üzere dijital reklam hizmetleri sağlayacak. Bireysel bağışların gözetim altında tutulduğu ve 200 dolarla sınırlandığı sistemde Bloomberg' in Trump karşıtı dijital reklamlar için 100 milyon dolardan fazla para harcayacağı bizzat sözcüleri tarafından açıklandı. ABD şimdi Bloomberg' in kurduğu, ancak kayıtlara geçen adreslerde bile bulunamayan gizemli Hawkfish şirketinin yasaları ihlal edip etmediğini tartışıyor.. Ancak siyasi etik uzmanları Bloomberg’in kendi kişisel servetinden para harcayarak sürdürdüğü Trump karşıtı dijital kampanyanın Federal Seçim Komisyonu yasalarını ihlal etmediği görüşünde.. 2020' ye girerken başta ABD olmak üzere tüm dünya, Demokrat ve Cumhuriyetçilerin yapay zeka ağırlıklı on yıl önce hayal edilmesi imkansız bir seçim kampanyasını izleyecek.. Hangi yeni yöntemleri göreceğimizi, geçmişteki ayak oyunlarından farklı hangi sanal dümenlere tanık olacağımızı ise önümüzdeki günlerde yaşayarak göreceğiz.. Demokrasi tehdit altında mı sorusu yanında, kaygıları korkuları içinde barındıran Bilgi Çağının getirip önümüze koyduğu bir olgu bu.. Ne diyordu Jess Unruh isimli ABD' li Siyasetçi: 'Para siyasetin anne sütüdür' Siyasetin anne sütü şimdilik yine para ama araçlar değişmekte.. Yeni araçların siyaseti ve ülkelerle halkların kaderini nasıl etkileyeceği, süreci nereye doğru savuracağı ise meçhul…   Abdullah Ayan  
Kazandığı günden beri Trump' ı seçimlere şaibe karıştırmakla suçlayan, azille sonuçlanacak soruşturma sürecini başlatan Demokratlar başta olmak üzere ABD' yi var eden tüm kurulu nizam ve bugüne kadar sağlıklı işlediği sanılan sandığa dayalı sistem son günlerde yaşanan ilginç gelişmeler nedeniyle çok ciddi bir sınavın eşiğinde…

Yapay zeka hayatımızın her alanında etkisini inanılmaz biçimde sürdürürken, siyaset gibi doğrudan insanı hedefleyen bir dinamiğin bundan etkilenmemesi kaçınılmazdı, öyle de oldu..

Önceki makalelerde Trump' ın seçim kazanmasında kilit rolü oynayan bazı eyaletlere Facebook platformu üzerinden Cambridge Analytica  isimli şirketin müdahalelerini, küçük dokunuşlarla nasıl büyük işler başarıldığını (!) örneklerle anlatmaya çalışmıştım.

Kazandığı günden beri Trump' ı seçimlere şaibe karıştırmakla suçlayan, azille sonuçlanacak soruşturma sürecini başlatan Demokratlar başta olmak üzere ABD' yi var eden tüm kurulu nizam ve bugüne kadar sağlıklı işlediği sanılan sandığa dayalı sistem son günlerde yaşanan ilginç gelişmeler nedeniyle çok ciddi bir sınavın eşiğinde…

 ABD' de Başkanlık seçimi, çerçevesi hiçbir yoruma yer bırakmayacak kadar açık biçimde çizilmiş, özellikle de akçalı ilişkilerin denetlendiği, bu çerçevede tüm bağışların mercek altına alınıp sorgulandığı gayet katı kurallara bağlanmış gibi görünse de bu küçük bağışlar için geçerli..

Örneğin Başkan adaylarına yapılacak bireysel küçük bağışlar 200 dolarla sınırlı ancak büyük bireysel bağışlar ve özellikle de siyasete yön veren, verirken de seçilmesini istedikleri adayları başkan yaptırmak için her türlü parasal desteği sağlayan Siyasi Eylem Komiteleri adı verilen lobi oluşumları ile ilgili herhangi bir sınırlama yok..

Yok çünkü, daha önce sınırlama amaçlı yapılan yasal düzenlemeler Federal Temyiz mahkemesinin 'Super PAC' olarak tanımlanan bu Siyasi Eylem Komitelerine sınırsız harcama yapma yetkisi vermesiyle şirketler istedikleri adaya büyük miktarlarda para bağışlama olanağı buldu.

Bir başka ifadeyle 200 dolar bağış yapan sempatizanı denetleyen mekanizmaların sınırsız para aktaran ve karşılığını alma hesabı yapan Komiteler karşısında kolları hukuk eliyle bağlı durumda.

Trump gibi sistemin boşluklarından yararlanmayı hüner sayan biri, yapay zeka temelli manipülasyonlarla 2016 seçimlerini tüm tahminleri yerle bir ederek kazanırken gizli açık para kaynaklarını devreye sokması dün nasıl sürpriz olmadıysa, 2020 seçimleri yaklaşırken de kimse farklı şey beklemiyor kendisinden. Üstelik bugün Başkan koltuğunda oturmanın sağladığı avantajları sıralamaya gerek bile yok..

Ama sürpriz karşı cephede Demokratlarda ortaya çıktı..

30 civarında aday adayının sahneye çıktığı yarışta ilk havlu atan California Senatörü Harris oldu.. Harris adaylıktan çekildiğini şu dramatik sözlerle duyurdu:

 "Yarışa devam etmek için gereken finansal kaynağım yoktu. Milyarder olmadığım için kendi kampanyamı finanse edemem ve yarışı sürdürmek için fon toplamak her geçen gün daha da zorlaştı."

Sonra ne mi oldu?

Çivi çiviyi söker misali Trump tarzı siyasete Trump benzeri yöntemlerle karşılık verebilecek bir isim sahneye çıktı..

Üç dönem New York Belediye Başkanlığı yapan dolar milyarderi işadamı ve medya patronu Michael Bloomberg Demokratların aday adayı olduğunu açıkladı.

Asıl ilginci Blomberg’in yarışa başlarken yaptığı ilk hamlenin Trump' a seçim kazandıran yapay zeka eksenli stratejiyle olan benzerliği..

Bloomberg tüm kampanyasını dijital yöntemlere dayandırıyor ve bunu kurdurduğu esrarengiz Hawkfish firması üzerinden yürütüyor.

Bloomberg' in kişisel servetinden on milyonlarca dolar aktardığı şirketin işi 'Bloomberg’in seçim kampanyasında birincil dijital ajans ve teknoloji hizmetleri sağlayıcısı' olarak tanımlanıyor.

Kısaca Hawkfish, Bloomberg’in seçim kampanyasında,dijital içerik oluşturma, dijital reklam yerleştirme, dijital analiz de dahil olmak üzere dijital reklam hizmetleri sağlayacak.

Bireysel bağışların gözetim altında tutulduğu ve 200 dolarla sınırlandığı sistemde Bloomberg' in Trump karşıtı dijital reklamlar için 100 milyon dolardan fazla para harcayacağı bizzat sözcüleri tarafından açıklandı.

ABD şimdi Bloomberg' in kurduğu, ancak kayıtlara geçen adreslerde bile bulunamayan gizemli Hawkfish şirketinin yasaları ihlal edip etmediğini tartışıyor..

Ancak siyasi etik uzmanları Bloomberg’in kendi kişisel servetinden para harcayarak sürdürdüğü Trump karşıtı dijital kampanyanın Federal Seçim Komisyonu yasalarını ihlal etmediği görüşünde..

2020' ye girerken başta ABD olmak üzere tüm dünya, Demokrat ve Cumhuriyetçilerin yapay zeka ağırlıklı on yıl önce hayal edilmesi imkansız bir seçim kampanyasını izleyecek..

Hangi yeni yöntemleri göreceğimizi, geçmişteki ayak oyunlarından farklı hangi sanal dümenlere tanık olacağımızı ise önümüzdeki günlerde yaşayarak göreceğiz..

Demokrasi tehdit altında mı sorusu yanında, kaygıları korkuları içinde barındıran Bilgi Çağının getirip önümüze koyduğu bir olgu bu..

Ne diyordu Jess Unruh isimli ABD' li Siyasetçi: 'Para siyasetin anne sütüdür'

Siyasetin anne sütü şimdilik yine para ama araçlar değişmekte..

Yeni araçların siyaseti ve ülkelerle halkların kaderini nasıl etkileyeceği, süreci nereye doğru savuracağı ise meçhul…

 

Abdullah Ayan

 

Habere ifade bırak !
Habere ait etiket tanımlanmamış.
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve inovatifhaber.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.