CIA'nin Özbek asıllı Türkiye Şefi Ruzi Nazar’ın Muhteşem Öyküsü... Ömer Çelikaslan yazdı

26.05.2019 - 19:14, Güncelleme: 29.11.2021 - 14:41
 

CIA'nin Özbek asıllı Türkiye Şefi Ruzi Nazar’ın Muhteşem Öyküsü... Ömer Çelikaslan yazdı

Rusya’da tam Bolşevik İhtilali olurken, 1917’de Özbekistan’ın Margilan kentinde bir çocuk doğdu. Bu çocuğun hikâyesi, 20'nci yüzyıl savaşlar tarihinin özeti gibi olacaktı. Dünyaya geldiği dönem iç savaş, yoksulluk, açlık dönemiydi. Okulda din karşıtlığı, evde İslam öğretildi kendisine…

Taşkent Üniversitesi Ekonomi Enstitüsü’nden mezun olduktan sonra Özbekistan Komünist Partisi’ne katıldı. Nazar, İkinci Dünya Savaşı’nın patlak vermesiyle birlikte Sovyet Ordusu’nda Ukrayna Cephesi’ne gönderildi. Derken bir Alman çavuş tarafından Türkistan Lejyonu’na katılması teklifi alınca kabul etti. Berlin’de örgütlü Milli Türkistan Birlik Komitesi’nde irtibat görevlisi olarak çalıştı. Savaşın sona ermesiyle Almanya’ya yerleşen Nazar katolik bir babanın kızı olan Emelinde Roth’la evlendi. Bir süre sonra Münih’te örgütlü Bolşeviklere Karşı Milliyetçiler Teşkilatı’na katılarak Sovyetler Birliği aleyhinde faaliyetler yürüttü. Nazar, 1951’de ABD’nin eski başkanlarından Theodore Roosevelt’in oğlu Archibald Roosevelt tarafından Columbia Üniversitesi bünyesindeki Orta Asya Enstitüsü’ne davet edildi. Çok geçmeden yetenekleri keşfedildi ve 1954 yılında CİA saflarına alındı. Ardından Türkiye yılları başlayacaktı ve nihayet kendisini akıl almaz maceralar içinde bulacağı Anadolu topraklarına 1959 yılında geldi. Ankara’daki ABD Büyükelçiliği’nde siyasi müsteşar olarak başladı. Bu görev aynı zamanda CIA’nin istasyon şefliği anlamına geliyordu! 1971 yılına kadar devam edecek bu görevi sırasında Türkiye’nin önde gelen birçok ismiyle ilişkiler kurdu. Bunların başında ölümden kurtardığı Alparslan Türkeş geliyordu. 1959 yılında Viyana’da Nazım Hikmet ile görüşmesi de ayrı bir gizem taşıyor.   Türkiye’nin ardından İran’da görevlendirildi. 1979 yılında, Afgan kökenli Alman bir halı satıcısı kılığında, ABD Tahran Büyükelçiliği'ndeki rehinelerin kurtarılması için gizlice İran'a girdi. Diplomatların Argo ismi verilen operasyonla kurtarılmasına karar verilir.  Bu olay 2012'de Argo isimli bir filme konu olmuş ancak Nazar'dan hiç bahsedilmemiştir. Operasyon Ruzi Nazar’ın derlediği istihbari bilgiler ışığında yapılır ve ardından kendisine CIA’nın şeref madalyası verilir. Durmak bilmeyen Nazar, Afganistan’ın Sovyet ordusu tarafından işgalinin ardından Kabil’e giderek bir kaç kez mücahitlerin lideri Gulbeddin Hikmetyar’la görüşür. Nazar 1991’de Sovyetler Birliği’nin dağılmasından sonra Washington’a döndü ve Georgetown’daki evine yerleşti. Nazar’ın Türkiye’de kaldığı yıllarda sadece Türkeş’le değil, Sovyetolog MİT görevlisi Enver Altaylı ve Cemal Madanoğlu gibi isimlerle de dostluk ilişkileri geliştirdiği biliniyor. “Türkiye’de Bir CIA Casusu Ruzi Nazar” isimli kitabın yazarı Enver Altaylı, FETÖ’nün Orta Asya’da güçlenmesi ve CIA’yla işbirliği yapması konusunda kilit rol oynadığı gerekçesiyle tutuklandı. Bu denklemlerden yola çıkarak aslında FETÖ’nün bir istihbarat projesi olduğu, kimlerin Türkiye üzerinde ne planlar yaptığını anlamak çok zor olmayacaktır. Ruhi Nazar, 1991 yılında Sovyetler'in dağılıp Özbekistan'ın bağımsızlığını kazanması üzerine ana vatanına döndü. 1992'de de Başkent ve Margilan'ı ziyaret ederek  ailesinden hayatta kalanlarla buluştu. Hayatı türlü badireler ve akıl almaz maceralarla geçen Nazar, hayatının son yıllarını Türkiye’de bir sahil kasabasında geçirdi. Belki 100 yılın verdiği yorgunluktan, belki ortalığı karıştırmamak adına hiç görünmedi. Soğuk Savaşın sıcak adamı,  30 Nisan 2015 Yılında “asırlık sırlarıyla” birlikte bu dünyadan göçüp gitti… ÖMER ÇELİKASLAN      
Rusya’da tam Bolşevik İhtilali olurken, 1917’de Özbekistan’ın Margilan kentinde bir çocuk doğdu. Bu çocuğun hikâyesi, 20'nci yüzyıl savaşlar tarihinin özeti gibi olacaktı. Dünyaya geldiği dönem iç savaş, yoksulluk, açlık dönemiydi. Okulda din karşıtlığı, evde İslam öğretildi kendisine…

Taşkent Üniversitesi Ekonomi Enstitüsü’nden mezun olduktan sonra Özbekistan Komünist Partisi’ne katıldı. Nazar, İkinci Dünya Savaşı’nın patlak vermesiyle birlikte Sovyet Ordusu’nda Ukrayna Cephesi’ne gönderildi. Derken bir Alman çavuş tarafından Türkistan Lejyonu’na katılması teklifi alınca kabul etti. Berlin’de örgütlü Milli Türkistan Birlik Komitesi’nde irtibat görevlisi olarak çalıştı.

Savaşın sona ermesiyle Almanya’ya yerleşen Nazar katolik bir babanın kızı olan Emelinde Roth’la evlendi. Bir süre sonra Münih’te örgütlü Bolşeviklere Karşı Milliyetçiler Teşkilatı’na katılarak Sovyetler Birliği aleyhinde faaliyetler yürüttü.

Nazar, 1951’de ABD’nin eski başkanlarından Theodore Roosevelt’in oğlu Archibald Roosevelt tarafından Columbia Üniversitesi bünyesindeki Orta Asya Enstitüsü’ne davet edildi. Çok geçmeden yetenekleri keşfedildi ve 1954 yılında CİA saflarına alındı. Ardından Türkiye yılları başlayacaktı ve nihayet kendisini akıl almaz maceralar içinde bulacağı Anadolu topraklarına 1959 yılında geldi. Ankara’daki ABD Büyükelçiliği’nde siyasi müsteşar olarak başladı. Bu görev aynı zamanda CIA’nin istasyon şefliği anlamına geliyordu! 1971 yılına kadar devam edecek bu görevi sırasında Türkiye’nin önde gelen birçok ismiyle ilişkiler kurdu. Bunların başında ölümden kurtardığı Alparslan Türkeş geliyordu.

1959 yılında Viyana’da Nazım Hikmet ile görüşmesi de ayrı bir gizem taşıyor.  

Türkiye’nin ardından İran’da görevlendirildi. 1979 yılında, Afgan kökenli Alman bir halı satıcısı kılığında, ABD Tahran Büyükelçiliği'ndeki rehinelerin kurtarılması için gizlice İran'a girdi. Diplomatların Argo ismi verilen operasyonla kurtarılmasına karar verilir.  Bu olay 2012'de Argo isimli bir filme konu olmuş ancak Nazar'dan hiç bahsedilmemiştir. Operasyon Ruzi Nazar’ın derlediği istihbari bilgiler ışığında yapılır ve ardından kendisine CIA’nın şeref madalyası verilir.

Durmak bilmeyen Nazar, Afganistan’ın Sovyet ordusu tarafından işgalinin ardından Kabil’e giderek bir kaç kez mücahitlerin lideri Gulbeddin Hikmetyar’la görüşür.

Nazar 1991’de Sovyetler Birliği’nin dağılmasından sonra Washington’a döndü ve Georgetown’daki evine yerleşti. Nazar’ın Türkiye’de kaldığı yıllarda sadece Türkeş’le değil, Sovyetolog MİT görevlisi Enver Altaylı ve Cemal Madanoğlu gibi isimlerle de dostluk ilişkileri geliştirdiği biliniyor. “Türkiye’de Bir CIA Casusu Ruzi Nazar” isimli kitabın yazarı Enver Altaylı, FETÖ’nün Orta Asya’da güçlenmesi ve CIA’yla işbirliği yapması konusunda kilit rol oynadığı gerekçesiyle tutuklandı.

Bu denklemlerden yola çıkarak aslında FETÖ’nün bir istihbarat projesi olduğu, kimlerin Türkiye üzerinde ne planlar yaptığını anlamak çok zor olmayacaktır.

Ruhi Nazar, 1991 yılında Sovyetler'in dağılıp Özbekistan'ın bağımsızlığını kazanması üzerine ana vatanına döndü. 1992'de de Başkent ve Margilan'ı ziyaret ederek  ailesinden hayatta kalanlarla buluştu.

Hayatı türlü badireler ve akıl almaz maceralarla geçen Nazar, hayatının son yıllarını Türkiye’de bir sahil kasabasında geçirdi. Belki 100 yılın verdiği yorgunluktan, belki ortalığı karıştırmamak adına hiç görünmedi. Soğuk Savaşın sıcak adamı,  30 Nisan 2015 Yılında “asırlık sırlarıyla” birlikte bu dünyadan göçüp gitti…

ÖMER ÇELİKASLAN      

Habere ifade bırak !
Habere ait etiket tanımlanmamış.
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve inovatifhaber.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.