Hafif raylı sistem mi, metro mu? Toplu taşımada kafa ve kavram karışıklığı... Abdullah Ayan yazdı

08.08.2019 - 08:12, Güncelleme: 29.11.2021 - 14:41
 

Hafif raylı sistem mi, metro mu? Toplu taşımada kafa ve kavram karışıklığı... Abdullah Ayan yazdı

Ulaştırma Bakanlığı, yolcu sayısı ve nüfus kriterleri ışığında 1 milyon nüfus ve 2030 yılında bile 18 bin yolcu/saat kapasitesine ulaşacak Mersin' e benzer büyüklükteki tüm kentlere uygun gördüğü hafif raylı sistem yatırımı için onay verse de, proje detaylarına bakıldığında bir kısmı yer altı, bir kısmı yer üstü olan melez proje söz konusu…

Henüz adaylık yolu kapanmamışken, Mersin Büyükşehir Başkanı sıfatıyla Kocamaz, metro istasyonlarıyla süslü fotoğraflar eşliğinde  'metro projesini biz başlattık, biz bitireceğiz' sloganlı afişleri kentin tüm duraklarına astırmaya başlamıştı. Büyük olasılıkla da seçimlere aday olarak girse en çarpıcı sloganı ve vaadi bu 'metro projesi olacaktı. Oysa yerel yönetimlerin toplu taşıma projelerini inceleyip, onay veren en yetkili kurum olan Ulaştırma Bakanlığının belirlediği kriterler ortadaydı ve bildiğim kadarıyla o kriterler değişmediğine göre 'metro' Mersin için çılgından öte hayal projeydi. Yine de Kocamaz' ın gittiği her yerde durmadan dile getirdiği ve başkanlık yarışından çekilmek zorunda kaldığı son günlerde de sürdürdüğü 'metro projesini başlattık' iddiasının gerçekliğini öğrenmek amacıyla Ulaştırma Bakanlığına başvurdum. Ulaştırma Bakanlığı başvurumu yanıtladı ve Kocamaz' ın 'metro' vaadiyle Bakanlığın onayladığı proje arasında ciddi farklar olduğunu kısaca bakanlığın metro gibi bir yatırıma onay vermesinin söz konusu olmadığını çok açık dille ortaya koyan belgeyi 1 Mayıs 2019 tarihli makalemde paylaştım. (meraklısı https://abdullahayan.wordpress.com/2019/05/01/metro-balon-cikti-onay-hafif-rayli-sistem-projesine-verildi/ linkinden söz konusu yazıya ulaşabilir) Ulaştırma Bakanlığının yanıtını bir kez daha paylaşmakta yarar var. Çünkü, o yanıt metro, hafif raylı sistem vs. gibi kavram kargaşasını gidermekle kalmıyor, herkesin anlayacağı bir dille hangi taşıma sisteminin hangi kentte, hangi nedenlerle yapılabileceğini objektif kriterler ışığında ortaya koyuyor. Bakın Ulaştırma Bakanlığı başvuruma yanıtında ne diyordu: "Bakanlığımızca Belediyelerce hazırlanmış olan Ulaşım Ana Plan sonuçlarına göre toplu taşım sistem seçiminin uygunluğu değerlendirilmektedir. Ana Plan kapsamında önerilen Raylı Sistemlerin tür seçimleri kentin Nüfusuna göre değil yolculuk talebine göre belirlenmektedir. Bakanlığımızca belirlenmiş olan yolculuk değerleri sistemlere göre aşağıdaki gibidir.  • Metro: Hedef yılda kesitte 30.000 ile 70.000 yolcu/saat/yön • Hafif Raylı Sistem: Hedef yılda kesitte 15.000 ile 35.000 yolcu/saat/yön • Tramvay: Hedef yılda kesitte 10.000 ile 15.000 yolcu/saat/yön Mersin Belediyesince hazırlanan Ulaşım Ana Planı 2016 yılında değerlendirilmek üzere Bakanlığımıza sunulmuştur. Kısa vade önerisi olan Gar-Mezitli hattı hedef yıl 2030 da 18.574 yolcu/saat-yön değeri ile Hafif Raylı Sistem yapılabilirliği açısından uygun görülmüştür. Sözkonusu hattın kesin projeleri ise 06.02.2019 tarihli yazımız ile uygun görülmüştür."   Sanırım bu kadar yalın veri ve detaylı bilgi ortada iken bunun ötesinde söylenecek fazla da söz yoktu. 'Metro balon çıktı, onay hafif raylı sistem için verildi' başlığını taşıyan makaleyi işte bu her şeye nokta koyan resmi belge ışığında kaleme aldım. Seçer' in başkanlıkta tüm zamanını zorunlu olarak tebrik için gelenlere hasrettiği ilk günler.. Konuyu önemsemiş olmalı ki, zaman ayırıp, Ulaştırma Bakanlığının verdiği izin belgesinin mahiyetini makalem ardından samimiyetle paylaştı, ben de kendisine, Mersin' in 16 yıldır süren toplu taşıma sistemiyle ilgili yaşananları, başarısız Adana ve başarılı Antep modelleri başta olmak üzere Mersin' de yapılabilecekleri dilimin döndüğünce anlattım. Sonrasında Seçer, medyada yer alan pek çok demecinde yer yer 'metro' , bazen de raylı sistem terimlerini kullandı. Son olarak  "2020 ilk çeyreğinde metro temelini atmak istiyoruz"  gibi bir takvimle de kendisini bağlayan açıklamalarını kamuoyuyla paylaştı. 2020 ilk çeyreğinde temel atacağız müjdesini verdiği açıklamasının satır aralarında kaybolan çok önemli bir detay vardı. Son gelişmeleri ve Seçer' in Mayıstan bugüne aynı konuyla ilgili sözlerini ekonomik gerçekler ışığında ele almadan önce o 'rezerv' cümlesini paylaşmamda yarar var.. Seçer, CHP genel merkezinin Çalıştayına katılmak üzere gittiği Afyon' da KRT tv söyleşisinde "Geçmiş dönemde projesi tamamlanan metro projesi yatırım programına alınması için Cumhurbaşkanlığında bekliyor. Mersin'e raylı sistemi en kısa sürede kazandırmak istiyorum. Burada finansman sıkıntısı çekmeyiz, çünkü gelir getirici bir yatırım. Çok saygın, kredibilitesi yüksek önemli firmalar gelmeye başladı. Onlarla görüşmeler yapıyoruz." (26.7.2019 tarihli söyleşi) Açıklamalarından anladığım kadarıyla Başkan Seçer, en azından kafasında bir yol haritası belirlemiş ama o haritanın daha başında 'Cumhurbaşkanlığı onayı' gibi bir 'rezerv' söz konusu.. Yol haritasını olasılıklar ışığında, handikaplarıyla birlikte ele almadan önce şu metro, raylı sistem mevzuunu bir kez daha açıklığa kavuşturmaya çalışayım: Hazırlanan ve Ulaştırma Bakanlığınca onaylandığına göre artık kesinleştiği anlaşılan Mersin raylı sistem projesi 5,7 km yer altı, 9,3 km hemzemin hat (yer üstü) ve 1,3 km viyadükten oluşacak. (2018'de tamamlanan ve Büyükşehir' in Bakanlığa sunduğu son projeye göre mesafe 20 km'yi bulacak) Kısaca Ulaştırma Bakanlığı, yolcu sayısı ve nüfus kriterleri ışığında 1 milyon nüfus ve 2030 yılında bile 18 bin yolcu/saat kapasitesine ulaşacak Mersin' e benzer büyüklükteki tüm kentlere uygun gördüğü hafif raylı sistem yatırımı için onay verse de, proje detaylarına bakıldığında bir kısmı yer altı, bir kısmı yer üstü olan melez proje söz konusu… Projenin Mezitli- Tulumba durağı olarak tabir edilen bölümü GMK bulvarından geçiyor ve yer üstünde.. Tulumba durağındaki köprülü kavşak- Özgür çocuk parkı- Gar arasındaki bölüm ise yer altından geçecek.. İçinde Metro tanımına uyan bölüm var mı? (4 istasyon ve 5 km' lik güzergah yer altında olduğuna göre) var… Hafif raylı sistem mi? 20 km' yi bulacağı öngörülen sistemin büyükçe kısmıyla hafif raylı sistem… Seçim döneminde kamuoyunu etkilemek için 'metro' derseniz de gerçek dışına çıkmış sayılmazsınız, projeyi gerçekçi olarak ele alırken veya 'ÇED gerekli değildir' onayı için 'hafif raylı sistem' dersiniz, olur biter… Buraya kadar sorun yok. Ama kağıt üzerinde sorun görünmemesi, iş projenin yapılabilirliği aşamasına geldiğinde pek çok problemle karşı karşıya geleceğimiz gerçeğini ortadan kaldırmıyor. Kredi bulma gibi ekonomik sorunlardan, yer altı çalışmalarının yapılacağı güzergahlardaki olumsuz fiziki şartlara kadar tamamlanması hayli zor ve vaat edilen sürede tamamlanmaması halinde Seçer veya bir başka CHP' li adayın gelecek yerel seçimleri kaybetmesine yol açabilecek açmazlar bir sonraki makale konusu olsun…   Abdullah Ayan  
Ulaştırma Bakanlığı, yolcu sayısı ve nüfus kriterleri ışığında 1 milyon nüfus ve 2030 yılında bile 18 bin yolcu/saat kapasitesine ulaşacak Mersin' e benzer büyüklükteki tüm kentlere uygun gördüğü hafif raylı sistem yatırımı için onay verse de, proje detaylarına bakıldığında bir kısmı yer altı, bir kısmı yer üstü olan melez proje söz konusu…

Henüz adaylık yolu kapanmamışken, Mersin Büyükşehir Başkanı sıfatıyla Kocamaz, metro istasyonlarıyla süslü fotoğraflar eşliğinde  'metro projesini biz başlattık, biz bitireceğiz' sloganlı afişleri kentin tüm duraklarına astırmaya başlamıştı.

Büyük olasılıkla da seçimlere aday olarak girse en çarpıcı sloganı ve vaadi bu 'metro projesi olacaktı.

Oysa yerel yönetimlerin toplu taşıma projelerini inceleyip, onay veren en yetkili kurum olan Ulaştırma Bakanlığının belirlediği kriterler ortadaydı ve bildiğim kadarıyla o kriterler değişmediğine göre 'metro' Mersin için çılgından öte hayal projeydi.

Yine de Kocamaz' ın gittiği her yerde durmadan dile getirdiği ve başkanlık yarışından çekilmek zorunda kaldığı son günlerde de sürdürdüğü 'metro projesini başlattık' iddiasının gerçekliğini öğrenmek amacıyla Ulaştırma Bakanlığına başvurdum.

Ulaştırma Bakanlığı başvurumu yanıtladı ve Kocamaz' ın 'metro' vaadiyle Bakanlığın onayladığı proje arasında ciddi farklar olduğunu kısaca bakanlığın metro gibi bir yatırıma onay vermesinin söz konusu olmadığını çok açık dille ortaya koyan belgeyi 1 Mayıs 2019 tarihli makalemde paylaştım. (meraklısı https://abdullahayan.wordpress.com/2019/05/01/metro-balon-cikti-onay-hafif-rayli-sistem-projesine-verildi/ linkinden söz konusu yazıya ulaşabilir)

Ulaştırma Bakanlığının yanıtını bir kez daha paylaşmakta yarar var. Çünkü, o yanıt metro, hafif raylı sistem vs. gibi kavram kargaşasını gidermekle kalmıyor, herkesin anlayacağı bir dille hangi taşıma sisteminin hangi kentte, hangi nedenlerle yapılabileceğini objektif kriterler ışığında ortaya koyuyor.

Bakın Ulaştırma Bakanlığı başvuruma yanıtında ne diyordu:

"Bakanlığımızca Belediyelerce hazırlanmış olan Ulaşım Ana Plan sonuçlarına göre toplu taşım sistem seçiminin uygunluğu değerlendirilmektedir. Ana Plan kapsamında önerilen Raylı Sistemlerin tür seçimleri kentin Nüfusuna göre değil yolculuk talebine göre belirlenmektedir. Bakanlığımızca belirlenmiş olan yolculuk değerleri sistemlere göre aşağıdaki gibidir. 

• Metro: Hedef yılda kesitte 30.000 ile 70.000 yolcu/saat/yön

• Hafif Raylı Sistem: Hedef yılda kesitte 15.000 ile 35.000 yolcu/saat/yön

• Tramvay: Hedef yılda kesitte 10.000 ile 15.000 yolcu/saat/yön

Mersin Belediyesince hazırlanan Ulaşım Ana Planı 2016 yılında değerlendirilmek üzere Bakanlığımıza sunulmuştur. Kısa vade önerisi olan Gar-Mezitli hattı hedef yıl 2030 da 18.574 yolcu/saat-yön değeri ile Hafif Raylı Sistem yapılabilirliği açısından uygun görülmüştür. Sözkonusu hattın kesin projeleri ise 06.02.2019 tarihli yazımız ile uygun görülmüştür."

 

Sanırım bu kadar yalın veri ve detaylı bilgi ortada iken bunun ötesinde söylenecek fazla da söz yoktu. 'Metro balon çıktı, onay hafif raylı sistem için verildi' başlığını taşıyan makaleyi işte bu her şeye nokta koyan resmi belge ışığında kaleme aldım.

Seçer' in başkanlıkta tüm zamanını zorunlu olarak tebrik için gelenlere hasrettiği ilk günler..

Konuyu önemsemiş olmalı ki, zaman ayırıp, Ulaştırma Bakanlığının verdiği izin belgesinin mahiyetini makalem ardından samimiyetle paylaştı, ben de kendisine, Mersin' in 16 yıldır süren toplu taşıma sistemiyle ilgili yaşananları, başarısız Adana ve başarılı Antep modelleri başta olmak üzere Mersin' de yapılabilecekleri dilimin döndüğünce anlattım.

Sonrasında Seçer, medyada yer alan pek çok demecinde yer yer 'metro' , bazen de raylı sistem terimlerini kullandı. Son olarak  "2020 ilk çeyreğinde metro temelini atmak istiyoruz"  gibi bir takvimle de kendisini bağlayan açıklamalarını kamuoyuyla paylaştı.

2020 ilk çeyreğinde temel atacağız müjdesini verdiği açıklamasının satır aralarında kaybolan çok önemli bir detay vardı. Son gelişmeleri ve Seçer' in Mayıstan bugüne aynı konuyla ilgili sözlerini ekonomik gerçekler ışığında ele almadan önce o 'rezerv' cümlesini paylaşmamda yarar var..

Seçer, CHP genel merkezinin Çalıştayına katılmak üzere gittiği Afyon' da KRT tv söyleşisinde "Geçmiş dönemde projesi tamamlanan metro projesi yatırım programına alınması için Cumhurbaşkanlığında bekliyor. Mersin'e raylı sistemi en kısa sürede kazandırmak istiyorum. Burada finansman sıkıntısı çekmeyiz, çünkü gelir getirici bir yatırım. Çok saygın, kredibilitesi yüksek önemli firmalar gelmeye başladı. Onlarla görüşmeler yapıyoruz." (26.7.2019 tarihli söyleşi)

Açıklamalarından anladığım kadarıyla Başkan Seçer, en azından kafasında bir yol haritası belirlemiş ama o haritanın daha başında 'Cumhurbaşkanlığı onayı' gibi bir 'rezerv' söz konusu..

Yol haritasını olasılıklar ışığında, handikaplarıyla birlikte ele almadan önce şu metro, raylı sistem mevzuunu bir kez daha açıklığa kavuşturmaya çalışayım:

Hazırlanan ve Ulaştırma Bakanlığınca onaylandığına göre artık kesinleştiği anlaşılan Mersin raylı sistem projesi 5,7 km yer altı, 9,3 km hemzemin hat (yer üstü) ve 1,3 km viyadükten oluşacak. (2018'de tamamlanan ve Büyükşehir' in Bakanlığa sunduğu son projeye göre mesafe 20 km'yi bulacak)

Kısaca Ulaştırma Bakanlığı, yolcu sayısı ve nüfus kriterleri ışığında 1 milyon nüfus ve 2030 yılında bile 18 bin yolcu/saat kapasitesine ulaşacak Mersin' e benzer büyüklükteki tüm kentlere uygun gördüğü hafif raylı sistem yatırımı için onay verse de, proje detaylarına bakıldığında bir kısmı yer altı, bir kısmı yer üstü olan melez proje söz konusu…

Projenin Mezitli- Tulumba durağı olarak tabir edilen bölümü GMK bulvarından geçiyor ve yer üstünde.. Tulumba durağındaki köprülü kavşak- Özgür çocuk parkı- Gar arasındaki bölüm ise yer altından geçecek..

İçinde Metro tanımına uyan bölüm var mı? (4 istasyon ve 5 km' lik güzergah yer altında olduğuna göre) var…

Hafif raylı sistem mi? 20 km' yi bulacağı öngörülen sistemin büyükçe kısmıyla hafif raylı sistem…

Seçim döneminde kamuoyunu etkilemek için 'metro' derseniz de gerçek dışına çıkmış sayılmazsınız, projeyi gerçekçi olarak ele alırken veya 'ÇED gerekli değildir' onayı için 'hafif raylı sistem' dersiniz, olur biter…

Buraya kadar sorun yok.

Ama kağıt üzerinde sorun görünmemesi, iş projenin yapılabilirliği aşamasına geldiğinde pek çok problemle karşı karşıya geleceğimiz gerçeğini ortadan kaldırmıyor.

Kredi bulma gibi ekonomik sorunlardan, yer altı çalışmalarının yapılacağı güzergahlardaki olumsuz fiziki şartlara kadar tamamlanması hayli zor ve vaat edilen sürede tamamlanmaması halinde Seçer veya bir başka CHP' li adayın gelecek yerel seçimleri kaybetmesine yol açabilecek açmazlar bir sonraki makale konusu olsun…

 

Abdullah Ayan

 

Habere ifade bırak !
Habere ait etiket tanımlanmamış.
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve inovatifhaber.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.