Tuzu kuruya değil işsize yoksula çaresize kurtarma paketi gerekiyor... Abdullah Ayan yazdı

27.03.2020 - 08:04, Güncelleme: 29.11.2021 - 14:41
 

Tuzu kuruya değil işsize yoksula çaresize kurtarma paketi gerekiyor... Abdullah Ayan yazdı

Evet bir ekonomik krizle karşı karşıyayız. Ama aynı zamanda tüm fabrikaların, iş yerlerinin, eğlence mekanlarının, kısaca marketler dışında kalan her yerin kapandığı, çalışanların evlerine gönderildiği bugüne kadar eşine rastlanmayan da bir durum söz konusu..

Sorunlara zamanında müdahale etme yerine, 'kervan yolda dizilir' misali geciktirme ve öteleme yönteminin tercih edildiği topraklarda yaşadığımız yadsınamaz bir gerçek.. 'dur bakalım ne olacak?' merakı ve el yordamıyla bölük pörçük çözümler.. Bu kez de öyle oldu.. Dünyayı kasıp kavuran ve yüz yıldır eşine rastlanmayan küresel virüs salgınına zamanında gereken ciddiyetle yaklaşıldı mı? Olayın sadece ekonomik, sosyal ve hepsinden önemlisi sağlığımızı ilgilendiren yanı var. Evet bir ekonomik krizle karşı karşıyayız. Ama aynı zamanda tüm fabrikaların, iş yerlerinin, eğlence mekanlarının, kısaca marketler dışında kalan her yerin kapandığı, çalışanların evlerine gönderildiği bugüne kadar eşine rastlanmayan da bir durum söz konusu.. İş yerleri kapandı, mekanı çalıştırandan çalışana kadar herkes tası tarağı toplayıp gitti de, şimdi ve bundan sonra ne olacak? Her konuda tek karar verici Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın her şey çare olacağı beklenen bir paket açıkladığını biliyoruz. İyi de gerçekten öyle mi oldu? İnsanların evinden çıkmasını yasakladığımız ortamda uçak biletlerinden alınan KDV' nin indirilmesi ya da ev alacaklara bankaların vereceği kredi oranının arttırılmasının esnafın, çalışanın ve çalıştıranın hangi derdine çare olacağını beklemenin hayalden öte bir anlamı olabilir mi? Paketin işe yaramadığı görüldü ki, farklı Bakanlıklar farklı önlemleri parça parça açıklamaya başladı. Filin tümünü göremeyenlerin dokundukları yere göre tanımlama çabası.. Bunlar yapısal çözüm sağlamadığı gibi düzenlemelerin etkisini de azaltmaktan öte işe yaramıyor. Mükellef ve çalışanlar açısından fatura zaten kabarıktı, her gün altından kalkılması olanaksız bir yüke dönüşüyor. Krizin boyutları tam olarak kestirilemediği için açıklanan önlemler şimdiden anlamını yitirdi. Belli ki, her gün değişen duruma göre değişik önlemler alınacak, çıkan yeni sorunlara göre yeni paketler açıklanacak. Gelin görün ki, halen şu can alıcı sorunun yanıtı yok: Esnaf kepenk kapattı, çalışan evine gitti de, bu insanlar temel ihtiyaçlarını nasıl giderecek, yaşamlarını nasıl sürdürecek? Zaten borç harç içinde çarkı çevirmeye çalışan insanların kiraları, elektrik su başta olmak üzere her ay ödemek zorunda kaldıkları faturaları ne olacak? Maliye Bakanlığı beyanname verme sürelerini Nisan sonuna kadar erteledi. İyi de Nisan sonunda salgının sona ereceğinin, her şeyin bir anda düzeleceği mi sanılıyor? Salgının ne zaman dineceğini bilmediğimiz gibi, bela def edildikten sonra geride bıraktığı enkazın boyutlarını da şimdiden bilmiyoruz.. Ama zaman geçirmeden derhal yapılması gerekenler belli: Kamu kurumları ve belediyelerin kira alacaklarını erteleme yanında faizlerin de ortadan kalkmasını, başlattıkları haciz işlemlerini tüm sonuçlarıyla ortadan kaldıracak önlemleri almalarını sağlayacak yasal düzenleme yapılmalı. Maliye, alacaklarıyla ilgili; geniş zamana yayılan, faiz yükünün hafiflediği bir yapılandırma olanağı sağlamalı.. Mali af her alana yaygınlaştırılmalı, sicil affı, bankaların kara liste uygulamalarının tüm sonuçlarıyla ortadan kalktığı ekonomik hayatın her alanında geçerli yeni beyaz sayfa açılmalı.. Elektrik, su, doğalgaz, telefon ve her türlü iletişim faturalarını hayat olağan akışına dönünceye kadar devlet üstlenmeli.. İşini kaybeden çalışanlarla, kepenk kapatmak zorunda kalan esnafın kredi kartı kamburuna acil çözüm getirilmeli, kartların belirlenecek belli kısmının faizleri silinmeli, borçlar uzun ödeme takvimiyle yapılandırılmalı.. Bugün bankalar verdikleri kartlar başta olmak üzere kredileri üç ay süreyle erteliyor. İyi de üç ay sonra ne olacak? Geçen üç ay için tefeci faizi uygulayacaksınız (ki açıklamalar öyle gösteriyor), hiç ertelemeyin. Hemen çekin ipini çekin vatandaşın, işkenceyi uzatmayın.. Devletin inisiyatifi bankalara, bankacıların insafına bıraktığı erteleme, şerden beladan başka şey üretmez.. Sıcak olduğu için henüz tam olarak hissetmediğimiz yara öylesine derin, hasar öylesine büyük ki, bunu bugüne kadar alışılagelen yöntemler, ekonomik önlemlerle çözemezsiniz.. Açıklanan ve kime ne kadar aktarılacağı belirsiz, 100 milyar TL tutarında olacağı iddia edilen paketlerle birkaç şirketi kurtarabilirsiniz ama o pakette esnafa, evine ekmek götürmek zorunda olan artık işsiz duruma düşmüş çalışana dokunacak, yarasına merhem olacak hiçbir şey yok.. Tuzu kurulara değil, yoksullara, sabit ve dar gelirliye, çaresizlere dokunacak yeni ve çok daha büyük hacimli adımlara ihtiyaç var..   Abdullah Ayan  
Evet bir ekonomik krizle karşı karşıyayız. Ama aynı zamanda tüm fabrikaların, iş yerlerinin, eğlence mekanlarının, kısaca marketler dışında kalan her yerin kapandığı, çalışanların evlerine gönderildiği bugüne kadar eşine rastlanmayan da bir durum söz konusu..

Sorunlara zamanında müdahale etme yerine, 'kervan yolda dizilir' misali geciktirme ve öteleme yönteminin tercih edildiği topraklarda yaşadığımız yadsınamaz bir gerçek..

'dur bakalım ne olacak?' merakı ve el yordamıyla bölük pörçük çözümler..

Bu kez de öyle oldu..

Dünyayı kasıp kavuran ve yüz yıldır eşine rastlanmayan küresel virüs salgınına zamanında gereken ciddiyetle yaklaşıldı mı? Olayın sadece ekonomik, sosyal ve hepsinden önemlisi sağlığımızı ilgilendiren yanı var.

Evet bir ekonomik krizle karşı karşıyayız. Ama aynı zamanda tüm fabrikaların, iş yerlerinin, eğlence mekanlarının, kısaca marketler dışında kalan her yerin kapandığı, çalışanların evlerine gönderildiği bugüne kadar eşine rastlanmayan da bir durum söz konusu..

İş yerleri kapandı, mekanı çalıştırandan çalışana kadar herkes tası tarağı toplayıp gitti de, şimdi ve bundan sonra ne olacak? Her konuda tek karar verici Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın her şey çare olacağı beklenen bir paket açıkladığını biliyoruz.

İyi de gerçekten öyle mi oldu?

İnsanların evinden çıkmasını yasakladığımız ortamda uçak biletlerinden alınan KDV' nin indirilmesi ya da ev alacaklara bankaların vereceği kredi oranının arttırılmasının esnafın, çalışanın ve çalıştıranın hangi derdine çare olacağını beklemenin hayalden öte bir anlamı olabilir mi?

Paketin işe yaramadığı görüldü ki, farklı Bakanlıklar farklı önlemleri parça parça açıklamaya başladı. Filin tümünü göremeyenlerin dokundukları yere göre tanımlama çabası..

Bunlar yapısal çözüm sağlamadığı gibi düzenlemelerin etkisini de azaltmaktan öte işe yaramıyor.

Mükellef ve çalışanlar açısından fatura zaten kabarıktı, her gün altından kalkılması olanaksız bir yüke dönüşüyor. Krizin boyutları tam olarak kestirilemediği için açıklanan önlemler şimdiden anlamını yitirdi.

Belli ki, her gün değişen duruma göre değişik önlemler alınacak, çıkan yeni sorunlara göre yeni paketler açıklanacak.

Gelin görün ki, halen şu can alıcı sorunun yanıtı yok: Esnaf kepenk kapattı, çalışan evine gitti de, bu insanlar temel ihtiyaçlarını nasıl giderecek, yaşamlarını nasıl sürdürecek?

Zaten borç harç içinde çarkı çevirmeye çalışan insanların kiraları, elektrik su başta olmak üzere her ay ödemek zorunda kaldıkları faturaları ne olacak?

Maliye Bakanlığı beyanname verme sürelerini Nisan sonuna kadar erteledi. İyi de Nisan sonunda salgının sona ereceğinin, her şeyin bir anda düzeleceği mi sanılıyor?

Salgının ne zaman dineceğini bilmediğimiz gibi, bela def edildikten sonra geride bıraktığı enkazın boyutlarını da şimdiden bilmiyoruz..

Ama zaman geçirmeden derhal yapılması gerekenler belli: Kamu kurumları ve belediyelerin kira alacaklarını erteleme yanında faizlerin de ortadan kalkmasını, başlattıkları haciz işlemlerini tüm sonuçlarıyla ortadan kaldıracak önlemleri almalarını sağlayacak yasal düzenleme yapılmalı.

Maliye, alacaklarıyla ilgili; geniş zamana yayılan, faiz yükünün hafiflediği bir yapılandırma olanağı sağlamalı..

Mali af her alana yaygınlaştırılmalı, sicil affı, bankaların kara liste uygulamalarının tüm sonuçlarıyla ortadan kalktığı ekonomik hayatın her alanında geçerli yeni beyaz sayfa açılmalı..

Elektrik, su, doğalgaz, telefon ve her türlü iletişim faturalarını hayat olağan akışına dönünceye kadar devlet üstlenmeli..

İşini kaybeden çalışanlarla, kepenk kapatmak zorunda kalan esnafın kredi kartı kamburuna acil çözüm getirilmeli, kartların belirlenecek belli kısmının faizleri silinmeli, borçlar uzun ödeme takvimiyle yapılandırılmalı..

Bugün bankalar verdikleri kartlar başta olmak üzere kredileri üç ay süreyle erteliyor.

İyi de üç ay sonra ne olacak?

Geçen üç ay için tefeci faizi uygulayacaksınız (ki açıklamalar öyle gösteriyor), hiç ertelemeyin. Hemen çekin ipini çekin vatandaşın, işkenceyi uzatmayın..

Devletin inisiyatifi bankalara, bankacıların insafına bıraktığı erteleme, şerden beladan başka şey üretmez..

Sıcak olduğu için henüz tam olarak hissetmediğimiz yara öylesine derin, hasar öylesine büyük ki, bunu bugüne kadar alışılagelen yöntemler, ekonomik önlemlerle çözemezsiniz..

Açıklanan ve kime ne kadar aktarılacağı belirsiz,

100 milyar TL tutarında olacağı iddia edilen paketlerle birkaç şirketi kurtarabilirsiniz ama o pakette esnafa, evine ekmek götürmek zorunda olan artık işsiz duruma düşmüş çalışana dokunacak, yarasına merhem olacak hiçbir şey yok..

Tuzu kurulara değil, yoksullara, sabit ve dar gelirliye, çaresizlere dokunacak yeni ve çok daha büyük hacimli adımlara ihtiyaç var..

 

Abdullah Ayan

 

Habere ifade bırak !
Habere ait etiket tanımlanmamış.
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve inovatifhaber.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.