Ulusal Baklagil Konseyi 8. Olağan Genel Kurulunu gerçekleştirdi.

25.12.2018 - 21:49, Güncelleme: 29.11.2021 - 14:41
 

Ulusal Baklagil Konseyi 8. Olağan Genel Kurulunu gerçekleştirdi.

Ulusal Baklagil Konseyi 8. Olağan Genel Kurulunu gerçekleştirdi. Genel kurulda bakliyat sektöründeki sorunlar masaya yatırıldı ve yapılması gereken öneriler dile getirildi. Birleşmiş Milletler tarafından 10 Şubat günü Dünya Bakliyat Günü olarak ilan edilmesinin memnuniyeti dile getirildi.

Sedat Yılmaz/inovatifhaber Ulusal Baklagil Konseyi 8. Olağan Genel Kurulunu gerçekleştirdi. Genel kurulda bakliyat sektöründeki sorunlar masaya yatırıldı ve yapılması gereken öneriler dile getirildi. Birleşmiş Milletler tarafından 10 Şubat günü Dünya Bakliyat Günü olarak ilan edilmesinin memnuniyeti dile getirildi. AKİB'de gerçekleşen genel kurulda önce divan kurulu belirlendi. Divan başkanlığını Mersin Üniversitesi Gıda Mühendisliği Öğretim Görevlisi Prof.Dr. İbrahim Ekiz, katip üyeliklerini de Osman Uysal ve Borsa Genel Sekreteri İsmail Sarı gerçekleştirdi. Saygı duruşu ve istiklal marşının ardından Genel Kurulda konuşan Ulusal Baklagil Konseyi Başkanı Ve Mersin Ticaret Borsası Yönetim Kurulu Başkanı Ö.Abdullah Özdemir,  Dünya Tarım ve Gıda Örgütü verilerine göre, dünya bakliyat üretiminin son 50 yılda yaklaşık 2 kat artarak 96 milyon tona ulaştığını ama dünya nüfusunun da aynı oranda artmasından dolayı kişi başına düşen üretim miktarı aynı kaldığını ifade etti. 2050 yılında dünya nüfusunun 10 milyar kişiye ulaşmasının beklendiğini belirten Özdemir, eldeki sınırlı kaynakların daha verimli kullanılmak zorunda kalındığını, bu doğrultuda da bakliyat üretimindeki artış hızının çok daha fazla olmasının sağlanmasını gerektiğinin altını çizdi. "Bakliyat dış ticaretinde 2010 yılından bu yana net ithalatçıyız." Türkiye'de durumun daha olumsuz bir senaryonun söz konusu olduğunu belirten Özdemir,"Ülkemiz açısından bakliyatın altın dönemi diyebileceğimiz 80’li yılların ardından bakliyat ekim alanlarımız yüzde 65 azaldı.Üretimimiz yarı yarıya düşerek 1,2 milyon tona geriledi.Bakliyat ithalatı bulunmayan ve dünyanın ihtiyaç duyduğu bakliyatın yüzde 20'sini karşılayan ülkemizin bugün 570 bin ton dış alımı var. 337 bin tona gerileyen ihracatımızın ise büyük bölümünü Dahilde İşleme Rejimi kapsamında getirilen kırmızı mercimek oluşturuyor.Bakliyat dış ticaretinde 2010 yılından bu yana net ithalatçıyız.Özlemini çektiğimiz eski günlere dönebilmek için özellikle 80'li yıllarda izlediğimiz politikaları yeniden incelememiz gerektiğini düşünüyorum." dedi. "80'li yıllarda uygulanan politikaları yeniden devreye alma çalışmalarını önemsiyoruz" Özdemir, "Bakliyatta dünyada söz sahibi olan Türkiye mercimek üretiminde ve ihracatında bayrağı Kanada'ya devrettik. Şu an Kanada, dünya mercimek üretimi ve ihracatının yarısını gerçekleştiriyor. Nohutta ise Avustralya, dünyanın ihtiyaç duyduğu miktarın yüzde 60'ını karşılıyor. Arjantin, Rusya, Meksika ve Kazakistan ise bu ürünlerde öne çıkmaya başlayan diğer ülkeler. Tüm bunlara karşın, devletimizin bu tabloyu tersine çevirmek için 80'li yıllarda uygulanan politikaları yeniden devreye alma çalışmalarını önemsiyoruz."diye konuştu. Üretimi arttıracak öneriler Bakliyatta söz sahibi olunması için üretimin arttırılması gerektiğinin vurgulayan Özdemir, alınması gereken tedbirleri olarak Nadas Alanlarının Üretime Kazandırılması Projesinin genişletilmesi, TMO'nun Daha Etkin Hale Getirilmesi, Havza Bazlı Destekleme Modelinde bir havzada sadece bir veya en fazla iki ürünün üretimine destek verilmesinin sağlıklı olacağını, Münavebeli ekimi teşvik eden uygulamanın, arazi denetimleri sıkı bir şekilde yapıldığı taktirde, büyük yarar sağlayacağına inandıklarını, Sertifikalı Tohum Üretimi ve Kullanımı konusunda daha fazla destek verilmesi ve özel sektörün teşvik edilmesi gerektiğini, tohumculuk sektöründe yapılan ARGE çalışmalarına ilave destek verilmesinin büyük önem arz ettiğini ifade etti. Ayrıca Yeni Bir Veri Üretim Sistemi Oluşturulmasının mevcut durumu yansıtması açısından çok önemli olduğunu  ve kuru fasulyede gümrük vergisinin kaldırılmasının çiftçilerimizin ürünlerinin değer yitirmesine neden olacağına inandıklarını ve bu konudaki taleplerin reddedilmesi gerektiğinin altını çizdi. "Mevcut olumlu adımları ise uzun vadede kalıcı hale getirmeliyiz" Son dönemlerde yerli ve milli politikalar geliştirmek için yoğun bir şekilde çabaladıklarını belirten Özdemir, "Ancak bugün hem ihraç pazarlarımızı elde tutabilmek hem de iç talebe cevap verebilmek için ithalat yapıyoruz. Oysa bu sürdürülebilir bir çözüm değildir. Üretimde sıçrama yaratacak yeni politikalar geliştirmeliyiz.Mevcut olumlu adımları ise uzun vadede kalıcı hale getirmeliyiz.Aksi taktirde dünya pazarlarında rekabetçi olmamız mümkün değildir. Önerilerimizin uygulamaya geçirilmesiyle, üreticilerimizin tekrar bakliyat üretimine yöneleceğini düşünüyoruz.Altın dönem olarak tanımladığım 80'li yıllardaki konumumuza ulaşabileceğimize inanıyoruz." Dedi Özdemir konuşmasının sonunda Birleşmiş Milletler Genel Kurulunun 20 Aralık'ta oy birliği ile aldığı kararla 10 Şubat'ın bundan böyle her yıl "Dünya Bakliyat Günü" olarak kutlanmasının tamamen resmiyet kazanmasının memnuniyet verici olduğunu söyledi ve "Başta Dünya Bakliyat Konfederasyonu Başkanı Hüseyin Arslan olmak üzere, emeği geçen herkese teşekkür ediyoruz." dedi "10 Şubat günü Dünya Bakliyat Günü" Dünya Bakliyat Konferedasyonu Başkanı Hüseyin Arslan da konuşmasında Birleşmiş Milletler’in 2030 Sürdürülebilir Kalkınma Ajandası’nda 17 madde yer aldığını belirterek, " bunun 12 tanesinde bakliyatta bir noktada gelip dayanıyordu.Bu 17 maddeden bir tanesi cinsiyet eşitliği ve bunun tüm tabana yayılmasının bakliyata dayandırılması ve bu 17 maddenin 12'inin bizimle ilgili olduğunu anladıktan sonra bir dizi çalışmaya girdik. Önce FAO'da 77 ülkenin onayından geçirmemiz gerekiyordu.Afrika ülkesi  Burkina Faso'ya da gittik ve onların da desteğini aldık. 20 aralıkta BM'de oy birliği ile 10 Şubat günü Dünya Bakliyat Günü olarak ilan edildi. Bu kararı, bakliyat sektörü için bir milat olarak kabul ediyoruz. 10 Şubat günü, 2019 yılından başlamak üzere her sene Dünya Bakliyat Günü olarak kutlanacaktır." diyerek bu kararı müjdeledi Arslan, konuşmasında ülkelerin bakliyatta söz sahibi olmalarının en önemli konularından birisinin tohum olduğuna dikkat çekerek, "Türkiye'de tohum var. Sıkıntı bunu üreticiye ulaştırmada. Burada her ülke kendi modelini geliştirmelidir.Biz Türkiye'de bir model ortaya koyduk. Mersin Ticaret Borsası elini taşın altına koydu ve tohumculuk şirketini kurdu.Şu anda üretimi 10 bin tonu geçti.Yani bu modelin yeterince anlatılması ve anlaşılması lazım. Hep şunu söylerim önümüzdeki 40 yılda üretmemiz gereken gıda üretimi geçmişteki son 10 bin yıldan ürettiklerimizden fazla olmalı."dedi. Konuşmaların ardından yönetim kurulu faaliyet raporu, bilanço gelir gider hesapları, tahmini bütçe ve denetleme kurulu raporu UBK Genel Sekreteri İsmail İnam tarafından okundu ve oylanarak ibra edildi. Genel kurul dilek ve temennilerle son buldu.  
Ulusal Baklagil Konseyi 8. Olağan Genel Kurulunu gerçekleştirdi. Genel kurulda bakliyat sektöründeki sorunlar masaya yatırıldı ve yapılması gereken öneriler dile getirildi. Birleşmiş Milletler tarafından 10 Şubat günü Dünya Bakliyat Günü olarak ilan edilmesinin memnuniyeti dile getirildi.

Sedat Yılmaz/inovatifhaber

Ulusal Baklagil Konseyi 8. Olağan Genel Kurulunu gerçekleştirdi. Genel kurulda bakliyat sektöründeki sorunlar masaya yatırıldı ve yapılması gereken öneriler dile getirildi. Birleşmiş Milletler tarafından 10 Şubat günü Dünya Bakliyat Günü olarak ilan edilmesinin memnuniyeti dile getirildi.

AKİB'de gerçekleşen genel kurulda önce divan kurulu belirlendi. Divan başkanlığını Mersin Üniversitesi Gıda Mühendisliği Öğretim Görevlisi Prof.Dr. İbrahim Ekiz, katip üyeliklerini de Osman Uysal ve Borsa Genel Sekreteri İsmail Sarı gerçekleştirdi.

Saygı duruşu ve istiklal marşının ardından Genel Kurulda konuşan Ulusal Baklagil Konseyi Başkanı Ve Mersin Ticaret Borsası Yönetim Kurulu Başkanı Ö.Abdullah Özdemir,  Dünya Tarım ve Gıda Örgütü verilerine göre, dünya bakliyat üretiminin son 50 yılda yaklaşık 2 kat artarak 96 milyon tona ulaştığını ama dünya nüfusunun da aynı oranda artmasından dolayı kişi başına düşen üretim miktarı aynı kaldığını ifade etti.

2050 yılında dünya nüfusunun 10 milyar kişiye ulaşmasının beklendiğini belirten Özdemir, eldeki sınırlı kaynakların daha verimli kullanılmak zorunda kalındığını, bu doğrultuda da bakliyat üretimindeki artış hızının çok daha fazla olmasının sağlanmasını gerektiğinin altını çizdi.

"Bakliyat dış ticaretinde 2010 yılından bu yana net ithalatçıyız."

Türkiye'de durumun daha olumsuz bir senaryonun söz konusu olduğunu belirten Özdemir,"Ülkemiz açısından bakliyatın altın dönemi diyebileceğimiz 80’li yılların ardından bakliyat ekim alanlarımız yüzde 65 azaldı.Üretimimiz yarı yarıya düşerek 1,2 milyon tona geriledi.Bakliyat ithalatı bulunmayan ve dünyanın ihtiyaç duyduğu bakliyatın yüzde 20'sini karşılayan ülkemizin bugün 570 bin ton dış alımı var. 337 bin tona gerileyen ihracatımızın ise büyük bölümünü Dahilde İşleme Rejimi kapsamında getirilen kırmızı mercimek oluşturuyor.Bakliyat dış ticaretinde 2010 yılından bu yana net ithalatçıyız.Özlemini çektiğimiz eski günlere dönebilmek için özellikle 80'li yıllarda izlediğimiz politikaları yeniden incelememiz gerektiğini düşünüyorum." dedi.

"80'li yıllarda uygulanan politikaları yeniden devreye alma çalışmalarını önemsiyoruz"

Özdemir, "Bakliyatta dünyada söz sahibi olan Türkiye mercimek üretiminde ve ihracatında bayrağı Kanada'ya devrettik. Şu an Kanada, dünya mercimek üretimi ve ihracatının yarısını gerçekleştiriyor. Nohutta ise Avustralya, dünyanın ihtiyaç duyduğu miktarın yüzde 60'ını karşılıyor. Arjantin, Rusya, Meksika ve Kazakistan ise bu ürünlerde öne çıkmaya başlayan diğer ülkeler. Tüm bunlara karşın, devletimizin bu tabloyu tersine çevirmek için 80'li yıllarda uygulanan politikaları yeniden devreye alma çalışmalarını önemsiyoruz."diye konuştu.

Üretimi arttıracak öneriler

Bakliyatta söz sahibi olunması için üretimin arttırılması gerektiğinin vurgulayan Özdemir, alınması gereken tedbirleri olarak Nadas Alanlarının Üretime Kazandırılması Projesinin genişletilmesi, TMO'nun Daha Etkin Hale Getirilmesi, Havza Bazlı Destekleme Modelinde bir havzada sadece bir veya en fazla iki ürünün üretimine destek verilmesinin sağlıklı olacağını, Münavebeli ekimi teşvik eden uygulamanın, arazi denetimleri sıkı bir şekilde yapıldığı taktirde, büyük yarar sağlayacağına inandıklarını, Sertifikalı Tohum Üretimi ve Kullanımı konusunda daha fazla destek verilmesi ve özel sektörün teşvik edilmesi gerektiğini, tohumculuk sektöründe yapılan ARGE çalışmalarına ilave destek verilmesinin büyük önem arz ettiğini ifade etti.

Ayrıca Yeni Bir Veri Üretim Sistemi Oluşturulmasının mevcut durumu yansıtması açısından çok önemli olduğunu  ve kuru fasulyede gümrük vergisinin kaldırılmasının çiftçilerimizin ürünlerinin değer yitirmesine neden olacağına inandıklarını ve bu konudaki taleplerin reddedilmesi gerektiğinin altını çizdi.

"Mevcut olumlu adımları ise uzun vadede kalıcı hale getirmeliyiz"

Son dönemlerde yerli ve milli politikalar geliştirmek için yoğun bir şekilde çabaladıklarını belirten Özdemir, "Ancak bugün hem ihraç pazarlarımızı elde tutabilmek hem de iç talebe cevap verebilmek için ithalat yapıyoruz. Oysa bu sürdürülebilir bir çözüm değildir. Üretimde sıçrama yaratacak yeni politikalar geliştirmeliyiz.Mevcut olumlu adımları ise uzun vadede kalıcı hale getirmeliyiz.Aksi taktirde dünya pazarlarında rekabetçi olmamız mümkün değildir. Önerilerimizin uygulamaya geçirilmesiyle, üreticilerimizin tekrar bakliyat üretimine yöneleceğini düşünüyoruz.Altın dönem olarak tanımladığım 80'li yıllardaki konumumuza ulaşabileceğimize inanıyoruz." Dedi

Özdemir konuşmasının sonunda Birleşmiş Milletler Genel Kurulunun 20 Aralık'ta oy birliği ile aldığı kararla 10 Şubat'ın bundan böyle her yıl "Dünya Bakliyat Günü" olarak kutlanmasının tamamen resmiyet kazanmasının memnuniyet verici olduğunu söyledi ve "Başta Dünya Bakliyat Konfederasyonu Başkanı Hüseyin Arslan olmak üzere, emeği geçen herkese teşekkür ediyoruz." dedi

"10 Şubat günü Dünya Bakliyat Günü"

Dünya Bakliyat Konferedasyonu Başkanı Hüseyin Arslan da konuşmasında Birleşmiş Milletler’in 2030 Sürdürülebilir Kalkınma Ajandası’nda 17 madde yer aldığını belirterek, " bunun 12 tanesinde bakliyatta bir noktada gelip dayanıyordu.Bu 17 maddeden bir tanesi cinsiyet eşitliği ve bunun tüm tabana yayılmasının bakliyata dayandırılması ve bu 17 maddenin 12'inin bizimle ilgili olduğunu anladıktan sonra bir dizi çalışmaya girdik. Önce FAO'da 77 ülkenin onayından geçirmemiz gerekiyordu.Afrika ülkesi  Burkina Faso'ya da gittik ve onların da desteğini aldık. 20 aralıkta BM'de oy birliği ile 10 Şubat günü Dünya Bakliyat Günü olarak ilan edildi. Bu kararı, bakliyat sektörü için bir milat olarak kabul ediyoruz. 10 Şubat günü, 2019 yılından başlamak üzere her sene Dünya Bakliyat Günü olarak kutlanacaktır." diyerek bu kararı müjdeledi

Arslan, konuşmasında ülkelerin bakliyatta söz sahibi olmalarının en önemli konularından birisinin tohum olduğuna dikkat çekerek, "Türkiye'de tohum var. Sıkıntı bunu üreticiye ulaştırmada. Burada her ülke kendi modelini geliştirmelidir.Biz Türkiye'de bir model ortaya koyduk. Mersin Ticaret Borsası elini taşın altına koydu ve tohumculuk şirketini kurdu.Şu anda üretimi 10 bin tonu geçti.Yani bu modelin yeterince anlatılması ve anlaşılması lazım. Hep şunu söylerim önümüzdeki 40 yılda üretmemiz gereken gıda üretimi geçmişteki son 10 bin yıldan ürettiklerimizden fazla olmalı."dedi.

Konuşmaların ardından yönetim kurulu faaliyet raporu, bilanço gelir gider hesapları, tahmini bütçe ve denetleme kurulu raporu UBK Genel Sekreteri İsmail İnam tarafından okundu ve oylanarak ibra edildi.

Genel kurul dilek ve temennilerle son buldu.

 

Habere ifade bırak !
Habere ait etiket tanımlanmamış.
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve inovatifhaber.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.