Yeni yılın eşiğinde, Mersin' in yatırım karnesi... Abdullah Ayan yazdı

03.01.2019 - 10:42, Güncelleme: 29.11.2021 - 14:41
 

Yeni yılın eşiğinde, Mersin' in yatırım karnesi... Abdullah Ayan yazdı

Son yıllarda stratejik plan adı altında il, ilçe belediyeleri de zayıf ve güçlü yanlarını değişen koşullar çerçevesinde gözden geçirir, gelecekle ilgili beklentilerini, gelir ve gider tablolarına kadar ortaya koyarlar.Ben de bu makalede Mersin' in özellikle yatırımlarıyla ilgili bir envanter çıkarmaya çalışacağım.

Yıl sona ererken insanların oturup muhasebe yapmaları adettendir. Son bir yılda neler yapılmış, hangi hedefler tutturulmuş ve gelecek yıldan beklentiler ne gibisinden pek çok soruya yanıt aranır. Şirketler de yıllık bilançolarını çıkarma yanında gelecek yılla ilgili hedeflerini belirler, ona göre yol haritalarını çıkarırlar. Son yıllarda stratejik plan adı altında il, ilçe belediyeleri de zayıf ve güçlü yanlarını değişen koşullar çerçevesinde gözden geçirir, gelecekle ilgili beklentilerini, gelir ve gider tablolarına kadar ortaya koyarlar. Ben de bu makalede Mersin' in özellikle yatırımlarıyla ilgili bir envanter çıkarmaya çalışacağım. Böylesi bir çalışma, sıkça önümüze gelen seçim sandığının da katkısıyla sürekli havada uçuşan ve sabun köpüğü gibi bir süre sonra kaybolup giden onca yatırım vaadinden geriye nelerin kaldığını göstermesi bakımından da yararlı olacaktır diye düşünüyorum. Özellikle de gittikçe zayıflayan toplumsal hafızaya yararları tartışılmaz biçimde ortadayken. O halde gelin, Mersin' in belli başlı projeleri, bugün itibariyle ne durumdadır bir bakalım. Bakalım ki, gelecek yıl bugünlerde ben veya başkası oturup yapılanları, yapılamayanları yeniden gözden geçirip karşımıza getirsin, hatırlatsın… Mersin' in geleceğini, ülkeden önce kenti orta gelir tuzağından çıkaracak en önemli proje olarak gördüğüm Hub limanı ya da günümüzdeki işlevsel adıyla Kontayner Terminal Projesi, unutulan ve unutturulan ilk yatırım niteliğini koruyor. Devletin son 20 yılda hazırlattığı tüm 5 yıllık kalkınma planlarında olmazsa olmaz olarak tanımladığı iki kontayner terminal limanından biri için seçilen Mersin, liman yatırımının ne takipçisi oldu, ne de önemi kent dinamiklerince tam olarak anlaşılabildi. Oysa bu kentin son zamanlarda gittikçe düşen ve 7 bin dolarlara kadar gerileyen kişi başı milli gelir rakamını ilk etapta iki katına çıkaracak, Mersinin refah seviyesini gelişmiş ülke kentleriyle yarışır hale getirecek bir projeydi bu, tozlu raflardan indirilemedi, bundan sonraki encamı ne olur? Meçhul… Gelelim başlamasına rağmen, gidişatı ve hatta geleceği itibariyle umut vaat etmeyen Çukurova Havalimanına… 2011 yılında temeli atılan, her seçim döneminde iktidara mensup siyasetçilerin açılış tarihleriyle ilgili müjdeler verdiği yatırım, harcanan onca emeğe, kamulaştırmadan tutun da alt yapıya akıtılan onca paraya rağmen bugün itibariyle projeler mezarlığındaki yerini alma durumuyla karşı karşıya… Herhangi bir olasılıktan söz etmiyorum… 2011 yılının Mayısında tanıtımı yapılırken, en geç 3 yıl içinde yetiştirilen 'çileklerin dünyanın dört yanına uçacağı' iktidarın bakanlarınca müjdelenen projenin son durumunu, 15 Aralık 2018 günü TBMM KİT Komisyonuna bilgi veren Devlet Hava Meydanları İşletmesi Genel Müdiresi Funda Ocak şöyle özetlemekte: "Alt yapının bitim tarihi Mart 2019 ama fiziki gerçekleşme bugün itibariyle yüzde 40. Alt yapıda yüzde 40' ta tıkandık. Üst yapı 899 milyon liraya ihale edildi. Yer teslimi de yapıldı. Mayıs ayından beri hâlâ herhangi bir ivme kazanamadık. Büyük ihtimalle bu proje feshe gidecektir." Sanırım yatırımın nereye doğru evrilmekte olduğu ve projenin yakın geleceği bundan daha özlü biçimde anlatılamazdı. En yetkili kişinin ağzından yıl sonunda bunu duymak üzüntü verici ama gerçekle yüzleşmemiz bakımından önemli.. Önemli çünkü, bürokrasinin en yetkili ağzı böylesine kesin çizgilerle projenin nasıl 'umutsuz vaka' haline geldiğini anlatırken, geçmişin Ulaştırma ve Kalkınma Bakanlıkları koltuklarında oturan, günümüzde de AK Parti Genel Başkan Yardımcılığı görevini ifa eden Mersin Milletvekili Lütfi Elvan, projenin feshi bir yana, bu havaalanına en geç 2019 Nisan ayı içinde uçakların ineceğini söylemekte. DHMİ Genel Müdiresi Ocak' ın mı, Elvan' ın mı biçtikleri sonla karşılaşacağız? Yanıtını 2019' da alacağımız sorulardan biri bu… ** Bu vesileyle Aynı Elvan' ın 1 Kasım 2015 seçimlerinden önce billboardları süsleyen vaatlerinden akıllarda kalan bir kaçına değinmekte yarar var… Örneğin, bir yandan Karaman-Konya üzerinden Ankara-İstanbul' a, bir yandan da Gaziantep' e ulaşacak hızlı tren projesiyle ilgili müjdelerine… O vaatlerden geçtim, sahi 2012' den beri adeta geleneksel hale gelen yılda birkaç kez iktidar çevresinden birilerinin , onlardan fırsat kaldığında da il Valilerinin 'çok yakında kavuşacağımız' demeçleriyle heyecana boğulduğumuz şu yılan hikâyesine dönen Mersin- Adana hızlandırılmış banliyö hattı tamamlandı mı? Hayır… 'Mersin-Adana 30 dakika' sloganları yayıldığında doğan bebekler, ergenlik yaşını çoktan geçtiler de, o tren hızlanamadı gitti… Mersin' in havaalanından da, hızlı tren projesinden de günümüzde ortaya çıkan darboğaz nedeniyle çok daha önemli hale gelen ve iktidar mensuplarının da önemini gördükleri, her fırsatta derhal çözüme kavuşturulacağı söylenen Çeşmeli- Taşucu otoyol meselesi var… Proje Urfa, Gaziantep, Konya, Kayseri başta olmak üzere ülkenin her yanından Mersin sahillerine akın eden milyonlarca insanı mevcut ve ihtiyaca cevap vermekten uzak yol yerine, Çeşmeli' de sona eren otoyolun Silifke' ye kadar uzatılmasını amaçlıyor. Yaz günleri Antep' ten Mersin' e 3 saatte gelen ziyaretçinin, Mersin'den Kızkalesi' ne 5 saat sürecek yolculuğunu, yaşadığı işkenceyi sona erdirecek projeyle ilgili hemen başlaması yönünde her türlü irade ortaya koyuldu. Bu yılın Ağustos ayında ilk ihale ilanı da yayınlandı. Ancak ihale bilinmeyen -belki de çok iyi bilinen- nedenlerle Ekim ayına ertelendi. O tarih yaklaşırken bu kez 18 Aralıkta yapılacağı duyuruldu. Sonuç? 18 Aralık günü ihaleye teklif veren bile çıkmadı. Yap işlet devret yöntemiyle yapılması hedeflenen projenin geleceğini, ülkenin içinden geçmekte olduğu ekonomik koşullar nedeniyle yaşanan kredi güçlüğü belirledi. Mersin' in en acil sorunlarından biri ve özellikle de turizm açısından birincisi bir başka bahara ertelenmiş görünüyor… Bu durumda Kazanlı- Seyhan turizm bölgesini, 20 yılı aşkın süredir tamamlanmasını beklediğimiz Antalya yolunu, bölgeyi Silifke-Mut üzerinden Karaman-Konya' ya bağlayacak otoyolu konuşmanın, 2019 envanterindeki yerini tartışmanın da anlamı yok diye düşünüyorum… Abdullah Ayan  
Son yıllarda stratejik plan adı altında il, ilçe belediyeleri de zayıf ve güçlü yanlarını değişen koşullar çerçevesinde gözden geçirir, gelecekle ilgili beklentilerini, gelir ve gider tablolarına kadar ortaya koyarlar.Ben de bu makalede Mersin' in özellikle yatırımlarıyla ilgili bir envanter çıkarmaya çalışacağım.

Yıl sona ererken insanların oturup muhasebe yapmaları adettendir. Son bir yılda neler yapılmış, hangi hedefler tutturulmuş ve gelecek yıldan beklentiler ne gibisinden pek çok soruya yanıt aranır.

Şirketler de yıllık bilançolarını çıkarma yanında gelecek yılla ilgili hedeflerini belirler, ona göre yol haritalarını çıkarırlar.

Son yıllarda stratejik plan adı altında il, ilçe belediyeleri de zayıf ve güçlü yanlarını değişen koşullar çerçevesinde gözden geçirir, gelecekle ilgili beklentilerini, gelir ve gider tablolarına kadar ortaya koyarlar.

Ben de bu makalede Mersin' in özellikle yatırımlarıyla ilgili bir envanter çıkarmaya çalışacağım.

Böylesi bir çalışma, sıkça önümüze gelen seçim sandığının da katkısıyla sürekli havada uçuşan ve sabun köpüğü gibi bir süre sonra kaybolup giden onca yatırım vaadinden geriye nelerin kaldığını göstermesi bakımından da yararlı olacaktır diye düşünüyorum.

Özellikle de gittikçe zayıflayan toplumsal hafızaya yararları tartışılmaz biçimde ortadayken.

O halde gelin, Mersin' in belli başlı projeleri, bugün itibariyle ne durumdadır bir bakalım.

Bakalım ki, gelecek yıl bugünlerde ben veya başkası oturup yapılanları, yapılamayanları yeniden gözden geçirip karşımıza getirsin, hatırlatsın…

Mersin' in geleceğini, ülkeden önce kenti orta gelir tuzağından çıkaracak en önemli proje olarak gördüğüm Hub limanı ya da günümüzdeki işlevsel adıyla Kontayner Terminal Projesi, unutulan ve unutturulan ilk yatırım niteliğini koruyor.

Devletin son 20 yılda hazırlattığı tüm 5 yıllık kalkınma planlarında olmazsa olmaz olarak tanımladığı iki kontayner terminal limanından biri için seçilen Mersin, liman yatırımının ne takipçisi oldu, ne de önemi kent dinamiklerince tam olarak anlaşılabildi.

Oysa bu kentin son zamanlarda gittikçe düşen ve 7 bin dolarlara kadar gerileyen kişi başı milli gelir rakamını ilk etapta iki katına çıkaracak, Mersinin refah seviyesini gelişmiş ülke kentleriyle yarışır hale getirecek bir projeydi bu, tozlu raflardan indirilemedi, bundan sonraki encamı ne olur? Meçhul…

Gelelim başlamasına rağmen, gidişatı ve hatta geleceği itibariyle umut vaat etmeyen Çukurova Havalimanına…

2011 yılında temeli atılan, her seçim döneminde iktidara mensup siyasetçilerin açılış tarihleriyle ilgili müjdeler verdiği yatırım, harcanan onca emeğe, kamulaştırmadan tutun da alt yapıya akıtılan onca paraya rağmen bugün itibariyle projeler mezarlığındaki yerini alma durumuyla karşı karşıya…

Herhangi bir olasılıktan söz etmiyorum…

2011 yılının Mayısında tanıtımı yapılırken, en geç 3 yıl içinde yetiştirilen 'çileklerin dünyanın dört yanına uçacağı' iktidarın bakanlarınca müjdelenen projenin son durumunu, 15 Aralık 2018 günü TBMM KİT Komisyonuna bilgi veren Devlet Hava Meydanları İşletmesi Genel Müdiresi Funda Ocak şöyle özetlemekte:

"Alt yapının bitim tarihi Mart 2019 ama fiziki gerçekleşme bugün itibariyle yüzde 40. Alt yapıda yüzde 40' ta tıkandık. Üst yapı 899 milyon liraya ihale edildi. Yer teslimi de yapıldı. Mayıs ayından beri hâlâ herhangi bir ivme kazanamadık. Büyük ihtimalle bu proje feshe gidecektir."

Sanırım yatırımın nereye doğru evrilmekte olduğu ve projenin yakın geleceği bundan daha özlü biçimde anlatılamazdı. En yetkili kişinin ağzından yıl sonunda bunu duymak üzüntü verici ama gerçekle yüzleşmemiz bakımından önemli..

Önemli çünkü, bürokrasinin en yetkili ağzı böylesine kesin çizgilerle projenin nasıl 'umutsuz vaka' haline geldiğini anlatırken, geçmişin Ulaştırma ve Kalkınma Bakanlıkları koltuklarında oturan, günümüzde de AK Parti Genel Başkan Yardımcılığı görevini ifa eden Mersin Milletvekili Lütfi Elvan, projenin feshi bir yana, bu havaalanına en geç 2019 Nisan ayı içinde uçakların ineceğini söylemekte.

DHMİ Genel Müdiresi Ocak' ın mı, Elvan' ın mı biçtikleri sonla karşılaşacağız? Yanıtını 2019' da alacağımız sorulardan biri bu…

**

Bu vesileyle Aynı Elvan' ın 1 Kasım 2015 seçimlerinden önce billboardları süsleyen vaatlerinden akıllarda kalan bir kaçına değinmekte yarar var…

Örneğin, bir yandan Karaman-Konya üzerinden Ankara-İstanbul' a, bir yandan da Gaziantep' e ulaşacak hızlı tren projesiyle ilgili müjdelerine…

O vaatlerden geçtim, sahi 2012' den beri adeta geleneksel hale gelen yılda birkaç kez iktidar çevresinden birilerinin , onlardan fırsat kaldığında da il Valilerinin 'çok yakında kavuşacağımız' demeçleriyle heyecana boğulduğumuz şu yılan hikâyesine dönen Mersin- Adana hızlandırılmış banliyö hattı tamamlandı mı? Hayır…

'Mersin-Adana 30 dakika' sloganları yayıldığında doğan bebekler, ergenlik yaşını çoktan geçtiler de, o tren hızlanamadı gitti…

Mersin' in havaalanından da, hızlı tren projesinden de günümüzde ortaya çıkan darboğaz nedeniyle çok daha önemli hale gelen ve iktidar mensuplarının da önemini gördükleri, her fırsatta derhal çözüme kavuşturulacağı söylenen Çeşmeli- Taşucu otoyol meselesi var…

Proje Urfa, Gaziantep, Konya, Kayseri başta olmak üzere ülkenin her yanından Mersin sahillerine akın eden milyonlarca insanı mevcut ve ihtiyaca cevap vermekten uzak yol yerine, Çeşmeli' de sona eren otoyolun Silifke' ye kadar uzatılmasını amaçlıyor.

Yaz günleri Antep' ten Mersin' e 3 saatte gelen ziyaretçinin, Mersin'den Kızkalesi' ne 5 saat sürecek yolculuğunu, yaşadığı işkenceyi sona erdirecek projeyle ilgili hemen başlaması yönünde her türlü irade ortaya koyuldu. Bu yılın Ağustos ayında ilk ihale ilanı da yayınlandı. Ancak ihale bilinmeyen -belki de çok iyi bilinen- nedenlerle Ekim ayına ertelendi. O tarih yaklaşırken bu kez 18 Aralıkta yapılacağı duyuruldu.

Sonuç?

18 Aralık günü ihaleye teklif veren bile çıkmadı. Yap işlet devret yöntemiyle yapılması hedeflenen projenin geleceğini, ülkenin içinden geçmekte olduğu ekonomik koşullar nedeniyle yaşanan kredi güçlüğü belirledi.

Mersin' in en acil sorunlarından biri ve özellikle de turizm açısından birincisi bir başka bahara ertelenmiş görünüyor…

Bu durumda Kazanlı- Seyhan turizm bölgesini, 20 yılı aşkın süredir tamamlanmasını beklediğimiz Antalya yolunu, bölgeyi Silifke-Mut üzerinden Karaman-Konya' ya bağlayacak otoyolu konuşmanın, 2019 envanterindeki yerini tartışmanın da anlamı yok diye düşünüyorum…

Abdullah Ayan

 

Habere ifade bırak !
Habere ait etiket tanımlanmamış.
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve inovatifhaber.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.