Pazar günü yapılan CHP Mersin mitingi ile sözlerimize başlayalım. Tahmini bir rakam verecek olursak 25 bin civarında bir kalabalık vardı. Mitinge katılanların oldukça coşkulu olduğunu da söylemeliyim.
Kılıçdaroğlu'nun açıklamalarına bakacak olursak yine yolsuzluk iddiaları çerçevesinde hükümete yüklendi. Keşke iktidar alternatifi olabilecek söylemlere yer verebilseydi.
Anlaşılan Kılıçdaroğlu bu yerel seçimleri yolsuzluk söylemleri üzerine kurmuş. Ama genel olarak kamuoyuna açıklanan anketlere bakıldığında Ak Parti'nin Türkiye geneli oylarının %42 altına düşmediğidir.
Yani demek oluyor ki halk yolsuzluk olmuş, şu olmuş, bu olmuş bununla pek ilgilenmiyor. Sadece dinliyor ve takip ediyor. Vatandaş için önemli olan aldığı hizmetler. ekonomik durum. Devletten nasıl hizmet alıyor. Hastanelerde sıra bekliyor mu?, Sağlık hizmetlerini nasıl alıyor?, evine ekmek götürebiliyor mu? bunlara bakıyor. Yani her şey ekonomiye ve sosyal yaşantıya bağlı. CHP'nin buna uygun söylemleri bu seçimde geliştiremediğini görmekteyiz.Son yirmi günde bu tür söylemlere de yer vermeli bence.
Mersin geneline bakacak olursak adaylar arasında tatlı bir rekabet hakim. Akdeniz'de Dr.Necdet Tamamoğulları yine etkin çalışmalarla göz önüne çıkıyor ve adından söz ettiriyor. Yenişehir'de zaten İbrahim Genç için söyleyecek fazla söz yok Emin adımlarla
zafere yeniden koşuyor. Mezitli'de de Neşet Tarhan diğer adaylara göre daha kendinden emin bir şekilde ve güzel bir çalışma yürüterek
o da Tamamoğulları gibi kazanmaya en yakın duran aday olarak karşımıza çıkıyor. Toroslar da ise en çok çekişmenin yaşanacağı yer olacağını söyleyebiliriz. Hamit Tuna mevcut başkan olma avantajını ile çalışmalarını sürdürüyor.Tuna da bu yarışta iddialı. Bedrettin Gündeş için fazla söze gerek yok. Çok iyi bir çalışma yürütüyor. Gittiği her yerde büyük ilgi görüyor. Oldukça da iddialı. Mehmet Bolat da iyi çalışma gerçekleştirenlerden. Şefik Zengin de her yeri geziyor. O da iddialı olmaya çalışacak.
Büyükşehire bakacak olursak,
Burhanettin Kocamaz'ın az farkla ipi göğüslediği görülüyor. Macit Özcan için bu seçim hiç de kolay lokma olmayacak. Son yazımda nedenlerini yazmıştım. Kocamaz'ın daha profesyonel bir seçim çalışması yaptığı görülmekte. Ak Parti adayı Mustafa Sever de her yeri geziyor ve projelerini kendi çabaları ile anlatmaya çalışıyor. Yarışa ortak olabilir.Şunu söyleyeyim Mersin halkı değişim istiyor. Artık yeni yüzler görmek istiyor. O yüzden bu seçim sürprize gebe diyebiliriz.
Son olarak Cumartesi günü CHP'nin Turgut Reis mahallesinde gerekleşen mitinginde Mirza Turgut'un mikrofonu alıp konuşmaya başlamasına bakalım. Katıldığı etkinliklerde sürekli söz almasını anlamak mümkün değil. Daha düne kadar TDH il başkanı olarak söz alıp konuşma yapması zaten siyaseten etik olarak görülmemekteydi. Turgut Mahallesindeki mitingde hangi sıfatla konuştuğunu da sormak istiyorum. TDH il başkanı desek; TDH diye bir hareket kaldı mı? diye sorasım geliyor.
Bir CHP'li desek CHP üyesi değil. Gazeteci yazar desek. Ne işi var orada diyeceğiz o zaman.O sebeple o mikrofonu eline alıp kendi reklamını yapma hakkını nerden buluyor? Ben bunun CHP içinde hoşnutsuzluk yaratacağını düşünüyorum. Daha önceki yazımda da belirtmiştim. 2009 'daki yani son yerel seçimlerde,
TDH Mersin'de DSP'yi destekleyerek aday çıkarmadı mı? O zaman Mersin il temsilcisi değil miydi? CHP Akdeniz'de kaybetmedi mi?
Halk bunları unutmadı. CHP'liler bunları hiç unutmadı. Unutmayacak da. Şimdi CHP'ye destek vermesi ne kadar samimiyet içeriyor? Mirza Turgut yoksa önümüzdeki aylarda yapılacak kongrede il başkanlığı ya da delegeliği mi düşünüyor ve kendine zemin hazırlıyor?
Şu unutulmamalıdır ki; CHP'nin Mersin'de iktidar olması için yıllardır canla başla çalışanlar, emek veren sosyal demokratlar dururken dışardan hazıra konacak birine asla müsamaha göstermeyeceklerini düşünüyorum. CHP'nin bu süreçte bunu çok iyi analiz edeceğine inanıyorum.Unutmayalım ki CHP emeğin partisidir. CHP partisine iyi günde kötü günde emek vermiş, gönül vermiş, yaşadığı kente hizmet etmiş gerçek sosyal demokratların partisidir.