Mersin Ak Parti Teşkilatı Mersin’de bu güne kadar ki en büyük seçim yenilgisini yaşadı. Yerel seçimin hemen arkasından İl Başkanı’nın istifası beklenirken 56 gün direndikten sonra istifa etti ve de istifadan 17 gün, seçimden 73 gün sonra, çoğunluk partililerin artık konudan soğuduğu, partiden uzaklaştığı ve sevinme yada kızgınlık duyguları ile heyecanın kaybedildiği bir anda yeni İl Başkanı görevine başladı.
Kendisini gerçekten çok zor bir görev bekliyor.
Yerel seçimlerde adeta Büyükşehri ve 13 ilçeyi kaybederek Türkiye genelinde bir rekora imza atmak isteyen Mersin İl Teşkilatı burada Aydıncık pürüzü ile karşılaştı. Tabii Aydıncık’ın hesap dışı nasıl kazanıldığı ve kimin bunda rol oynadığı ayrı bir konu, bunu başka bir yazıda anlatırım.
İl Yönetimi hem seçimi kaybetmiş hem de iki ay istifa etmeyerek partiyi yıpratmış ve kopmalara yol açmıştır.
Kolayca kazanılacak bir seçimin neden kaybedildiği ve kaybetmek için neler yapıldığı ve kimlerin bunun sorumlusu olduğu konusunda, aslında hataların bilinmesiyle bu güne ve partinin geleceğine olumlu etki ederek ışık tutabilecek 6 bölümlük bir yazı dizisi hazırlamıştım.
1. Bölümünü yayınladıktan sonra devamını yazmamam için gelen ricaları kıramayarak yayınlamadım.
Burada en başta ana nokta olarak daha seçim çalışmaları başlamadan İl Başkanı’nın çalışmak isteyen birçok kişiyi devre dışı bırakmasını, yine seçim esnasında seçimin kazanılmasına etki edebilecek kişileri uzaklaştırmaya çalışması ve de seçim sürecinde eski Başkan, yönetici ve Milletvekili aday adaylarının bir araya getirilmek isteğini engellemesi en önemli etkendir.
Seçim öncesinde İl Başkanı yeterli muhalefeti gösterememiş, aylarca Belediyeyi eleştirmede 3 konu dışına çıkamamış ve kimse tarafından da önemsenmemiştir.
İl Genel Meclisinde ise koalisyon yaptırmayarak, muhalefette kalıp yapılamayanları eleştirme stratejisi yürütmüştür.
Böylece Mersin’e yapılanları ve özellikle de Akdeniz Oyunları Tesislerini dahi Mersinlilere tanıtamayan bir yönetimle “Ak Parti Hükümeti ve Başbakan Mersin’e yatırım yapmak istemiyor, Mersin’i gözden çıkardı” algısının kentte yerleşmesine sebep olmuştur.
Bu algıyı değiştirmek oldukça zor.
İl Başkanı görevde kalsaydı Büyükşehir Belediye Meclisi’nde kendi seçtiği üyelerle yine önceki dönem gibi muhalefet etme ve eleştirme stratejisini yürütecekti. Bu durum hem Ak Parti’nin kesinlikle Mersin’in projelerini engellediği imajını güçlendirecek hem de CHP ile MHP’ yi birlikte hareket etmeye mecbur bırakacak ve eski usulsüzlük ve yolsuzluk iddiaları bir şekilde kapatılacaktı
Özellikle son dönemde kentin Bakanı’nın, Bakan Yardımcısı’nın olmaması, Milletvekillerinin yeni duruma adapte olamaması ve İl Başkanı’nın da kentin sorunlarından uzak ve habersiz olmasından dolayı Mersin son dönemde en terk edilmiş ve ihmal edilmiş dönemini yaşadı.
Daha yarım yıl öncesinde Mersin’in Bakan’ından ve özellikle Mersin sorunlarına odaklanan Bakan Yardımcısı’ndan anında tüm Mersin projelerinin durumu ile ilgili bilgi alabiliyorduk.
Şimdi en öncelikle İl Başkanı’nın yapması gereken iki konu;
Mersin’in şu anda yarım kalmış, akıbetinin öğrenileceği muhatap bulunamayan projelerinin devamı için ivedilikle çalışılması.
Ve Büyükşehir Belediye Başkanı’na bir önceki CHP dönemindeki yolsuzluk ve usulsüzlüklerin ortaya çıkarılmasında destek verilmesi gerekmektedir.
Burada yeni İl Başkanı tanıdığımız kadarıyla dürüst, mütevazi, çalışkan “kibirsiz” bir kişidir. En başta Belediye deki bu güne kadar yapıldığı söylenen usulsüzlüklerin ortaya çıkarılmasında eski İl Başkanı gibi muhalefet görevi yapmayıp bu tür usulsüzlüklerin üzerine gitmede, Belediyede bu güne kadar yapılan haksız uygulamaların ortaya çıkarılmasında Belediye yönetimine yardımcı olmalıdır.
Mersin’de 15 yıllık CHP yönetiminden sonra eski yapılanlar sorgulanmalı ve hesap görüldükten sonra bir beyaz sayfa açılmalıdır. Bu kentin insanlarının vicdanı bunu beklemektedir. Bu durum dürüst, bu tür olaylarla hiç ilgisi olmayan sade CHP lilerin de vicdanlarını rahatlattıracaktır.
Şimdi yeni İl Başkanı ve yönetimine düşen görev öncelikli olarak bu kentte artık dürüst ve temiz bir yönetim anlayışının olacağı ve bunun desteklenmesi ve bu gün akıbetini öğrenmede bir muhatap bulunamayan Mersin’in özellikle, Havaalanı, Kazanlı Turizm Projesi, Antalya-Mersin Sahil Yolu gibi projelerin son durumunun ortaya konulması ve takibinin yapılması.
Yani sonuç olarak İl Başkanı’nın işi zor ama çok da imkansız değil.
başlangıç olarak bu üç madde ile iyi bir yol alınması sağlayacaktır.
Klasik, kısır siyaset anlayışının aşıldığı bir Mersin’de güçlü bir iktidar partisi yönetimi Mersin’in sorunlarının çözülmesinde, kentin gelişmesinde çok önemli görev üstlenecektir.
Kendi partisinden olmayan bir Belediye’nin çalışmalarını engellemek yerine Mersin’in menfaatleri adına Mersin’in projelerinin desteklemesi yine kendi partisini güçlendirecektir.
HARUN ARSLAN
Henüz kimse yorum yapmamış, ilk yorum yapan siz olun.