Mersin' in Barselona' dan çıkaracağı dersler-1... Abdullah Ayan yazdı

09.07.2020 - 09:17, Güncelleme: 29.11.2021 - 14:41
 

Mersin' in Barselona' dan çıkaracağı dersler-1... Abdullah Ayan yazdı

Yaklaşık 16 milyar dolar harcanan 92 olimpiyat etkinliklerinin su sporları ve yelken yarışlarına ev sahipliği yapan hayli masraflı liman etkinliklerin ardından 3 mimar bir araya gelip 80 bin metrekarelik alanı kentin 24 saat yaşayan çekim merkezi haline getirecek projeyi hazırlıyorlar. Denize dargın Barselona, marinanın yanında uzanan sahile inşa edilen mendireklerle kısa zamanda şehir plajları kenti olarak anılmaya başlıyor..

Barselona ve Mersin' in ortak deniz kenti özellikleri yanında bugüne uzanan öyküleri arasında da benzerlikler var.. 1,6 milyonluk nüfuslarıyla ikisi aynı Akdeniz' in iki farklı ucunda iki deniz kenti… Denizle gelen ve denizin getirdiği çok sesli, çok renkli kültüre sahipler. İkisinin de sanayi çağıyla başlayan yükseliş sonrasında yaşanan med cezirler bile neredeyse ortak.. Örneğin Barselona da tıpkı Mersin gibi pamuğa dayalı tekstille 20. yüzyıla merhaba diyor.. Sonrasında ise büyük çöküş.. Mersin iki dünya savaşının ve özellikle birincinin sonrasındaki yaşanan mübadele ve benzeri etkilerle azınlıkların yarattığı dinamizmi kaybediyor. Barselona ise çok daha kötüsünü İspanya iç savaşıyla yaşıyor. Cumhuriyetçilerin bu en önemli kenti Franko rejiminin hedefi haline gelip deyim yerindeyse 'diz çöküyor..' Barselona' yı ve bugün en önemli zenginliklerinden biri olarak ortaya çıkan turizm alanında yaptıklarını araştırırken çok ilginç bir başka benzerlikle daha karşılaştım. 1950' lerde iki kentte de şehir merkezinde ikişer plaja sahip… İki şehrin hikayesi bundan sonra farklı gelişiyor. Mersin 1950' lerde limanın yapılmaya başlanması, 1960' larda tamamlanmasıyla Anadolu' nun dünyaya açılan en önemli kapısı ve dış ticaret üssü haline gelirken, Barselona turizmle bambaşka bir kulvarda ilerlemeye başlıyor. Franko' nun ölümü ardından tüm İspanya' yı saran özgürlük ve demokrasi iklimi en çok Barselona' ya yarıyor. Kent bir anda sadece İspanya' nın değil, tüm Avrupa' nın turizm odaklı cazibe merkezi haline geliyor. Çöken 'eski' şehir merkezinin canlandırılması, terk edilmiş depoların  atölyelerin restore edilip yaşam alanlarına çevrilmesi, ziyaretçilerin konaklayacağı oteller, yemek yiyeceği eğleneceği mekanların yoğunlaşması bu tarihten sonra başlıyor.. Ama Barselona' nın kaderi 1992 yaz olimpiyatlarına ev sahipliği yapmasıyla değişiyor… Olimpiyatlar için yapılan sayısız tesis yanında kent asıl kazanımı Olimpiyat Limanı ile elde ediyor. Limanda Su sporları, restoranlar, barlar, kafeler ve gece kulüpleri yanında Olimpiyat yarışları için yelken etkinlikleri amacıyla kurulan Yelken Okulu o günden beri hizmet vermeye devam ediyor. Bütün bunlar yanında liman, o güne kadar kıyısında olmasına rağmen tıpkı Mersin gibi denizle arasında hep mesafe olan Barselona' nın denizle barışmasını, buluşmasını sağlıyor.. Nasıl mı? Yaklaşık 16 milyar dolar harcanan 92 olimpiyat etkinliklerinin su sporları ve yelken yarışlarına ev sahipliği yapan hayli masraflı liman etkinliklerin ardından 3 mimar bir araya gelip 80 bin metrekarelik alanı kentin 24 saat yaşayan çekim merkezi haline getirecek projeyi hazırlıyorlar. Denizden yüksekliği 7 metreyi geçen üç iskelesiyle marina Avrupa' nın yeni turizm merkezi olmayı hedefleyen Barselona' nın lokomotifi, değişen yüzünün sembolü oluyor. Ve asıl Mersin adına çıkaracağımız ders: Denize dargın Barselona, marinanın yanında uzanan sahile inşa edilen mendireklerle kısa zamanda şehir plajları kenti olarak anılmaya başlıyor.. Hangi plajların nasıl oluşturulduğu, her plajın kimlere hitap ettiği, Barselona' nın şehir plajları sonrası elde ettiği kazanımları bir sonraki makalede sürdüreceğim… Abdullah Ayan  
Yaklaşık 16 milyar dolar harcanan 92 olimpiyat etkinliklerinin su sporları ve yelken yarışlarına ev sahipliği yapan hayli masraflı liman etkinliklerin ardından 3 mimar bir araya gelip 80 bin metrekarelik alanı kentin 24 saat yaşayan çekim merkezi haline getirecek projeyi hazırlıyorlar. Denize dargın Barselona, marinanın yanında uzanan sahile inşa edilen mendireklerle kısa zamanda şehir plajları kenti olarak anılmaya başlıyor..

Barselona ve Mersin' in ortak deniz kenti özellikleri yanında bugüne uzanan öyküleri arasında da benzerlikler var..

1,6 milyonluk nüfuslarıyla ikisi aynı Akdeniz' in iki farklı ucunda iki deniz kenti…

Denizle gelen ve denizin getirdiği çok sesli, çok renkli kültüre sahipler.

İkisinin de sanayi çağıyla başlayan yükseliş sonrasında yaşanan med cezirler bile neredeyse ortak..

Örneğin Barselona da tıpkı Mersin gibi pamuğa dayalı tekstille 20. yüzyıla merhaba diyor..

Sonrasında ise büyük çöküş..

Mersin iki dünya savaşının ve özellikle birincinin sonrasındaki yaşanan mübadele ve benzeri etkilerle azınlıkların yarattığı dinamizmi kaybediyor.

Barselona ise çok daha kötüsünü İspanya iç savaşıyla yaşıyor. Cumhuriyetçilerin bu en önemli kenti Franko rejiminin hedefi haline gelip deyim yerindeyse 'diz çöküyor..'

Barselona' yı ve bugün en önemli zenginliklerinden biri olarak ortaya çıkan turizm alanında yaptıklarını araştırırken çok ilginç bir başka benzerlikle daha karşılaştım.

1950' lerde iki kentte de şehir merkezinde ikişer plaja sahip…

İki şehrin hikayesi bundan sonra farklı gelişiyor.

Mersin 1950' lerde limanın yapılmaya başlanması, 1960' larda tamamlanmasıyla Anadolu' nun dünyaya açılan en önemli kapısı ve dış ticaret üssü haline gelirken, Barselona turizmle bambaşka bir kulvarda ilerlemeye başlıyor.

Franko' nun ölümü ardından tüm İspanya' yı saran özgürlük ve demokrasi iklimi en çok Barselona' ya yarıyor.

Kent bir anda sadece İspanya' nın değil, tüm Avrupa' nın turizm odaklı cazibe merkezi haline geliyor.

Çöken 'eski' şehir merkezinin canlandırılması, terk edilmiş depoların  atölyelerin restore edilip yaşam alanlarına çevrilmesi, ziyaretçilerin konaklayacağı oteller, yemek yiyeceği eğleneceği mekanların yoğunlaşması bu tarihten sonra başlıyor..

Ama Barselona' nın kaderi 1992 yaz olimpiyatlarına ev sahipliği yapmasıyla değişiyor…

Olimpiyatlar için yapılan sayısız tesis yanında kent asıl kazanımı Olimpiyat Limanı ile elde ediyor.

Limanda Su sporları, restoranlar, barlar, kafeler ve gece kulüpleri yanında Olimpiyat yarışları için yelken etkinlikleri amacıyla kurulan Yelken Okulu o günden beri hizmet vermeye devam ediyor.

Bütün bunlar yanında liman, o güne kadar kıyısında olmasına rağmen tıpkı Mersin gibi denizle arasında hep mesafe olan Barselona' nın denizle barışmasını, buluşmasını sağlıyor..

Nasıl mı?

Yaklaşık 16 milyar dolar harcanan 92 olimpiyat etkinliklerinin su sporları ve yelken yarışlarına ev sahipliği yapan hayli masraflı liman etkinliklerin ardından 3 mimar bir araya gelip 80 bin metrekarelik alanı kentin 24 saat yaşayan çekim merkezi haline getirecek projeyi hazırlıyorlar.

Denizden yüksekliği 7 metreyi geçen üç iskelesiyle marina Avrupa' nın yeni turizm merkezi olmayı hedefleyen Barselona' nın lokomotifi, değişen yüzünün sembolü oluyor.

Ve asıl Mersin adına çıkaracağımız ders:

Denize dargın Barselona, marinanın yanında uzanan sahile inşa edilen mendireklerle kısa zamanda şehir plajları kenti olarak anılmaya başlıyor..

Hangi plajların nasıl oluşturulduğu, her plajın kimlere hitap ettiği, Barselona' nın şehir plajları sonrası elde ettiği kazanımları bir sonraki makalede sürdüreceğim…


Abdullah Ayan

 

Habere ifade bırak !
Habere ait etiket tanımlanmamış.
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve inovatifhaber.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.