Festival Savurganlığı... Harun Arslan yazdı

Yıllarca,   halkımızın parasıyla yapılan ve kente yük olan anlamsız  festivallerin  yapılmaması gerektiğini yazdım.

Özellikle ekonomik sıkıntıların daha çok hissedildiği bugünlerde, festivallerin yapılmaması gerekliliği daha çok anlam kazanıyor.

Ayrıca  üzerinden bir yıl bile geçmeyen, henüz yaraların sarılmakta olduğu ve üzüntüsünü yaşadığımız deprem felaketinden dolayı da bu festival ve eğlence etkinliklerinin en azından bir süre ertelenmesi doğru olmaz mı ?

 

Belediyelerimiz  adeta birbirleri ile yarışırcasına festivaller, eğlence etkinlikleri düzenliyorlar; bazı derneklerin yaptıkları etkinlikleri de  belediyelerin bütçesinden, yani halkın parasıyla destekliyorlar.

Bir de bu etkinlikleri önemli göstermek için festivalin adının başına “uluslararası” (?) başlığını koyma hafifliğini, hatta komikliğini üzülerek görüyoruz.

 

Daha kısa bir süre önce “Uluslararası” Müzik Festivali yapıldı; daha açılış konserinde bile, önemli kısmı sponsor firma ve Belediye personellerinin bulunduğu Kültür Merkezi salonu doldurulamadı!

Diğer etkinliklerin çoğu da, ancak iki rakamlı sayılar kadar seyirci bulabildi.

Bu tablo, bir çürüme ve çöküş işaretidir ve ben bunu yıllardır yazıyor olsam da bir avuç ihtiraslı kişi bildiğini okuyor; sponsor olan belediyeler ise bu noktayı bir türlü kurcalayamıyor…

Sonuçta, yıllardır yazdığım gibi birkaç yüz kişinin eğlencesi ve yönetimdeki birkaç kişinin keyfi ve prestiji(?) için kentin Belediyelerinin milyonlarca lirası buraya harcandı, harcanıyor…

*                     *                     *

Hayat  mücadelesi veren insanlarımızın günlük geçimlerini ekonomik yönden kolaylaştırıcı çalışmalar yapılması öncelikli olmalıdır.

Peki bu meselede, belediyelerimizden en çok hangisi çok daha sorumlu ve dikkatli olmalıdır?

Şüphesiz en çok yoksul insanlarımızın yaşadığı Akdeniz Belediyesi !

Kaldı ki, iç ve dış ağır koşulların beklenmedik ekonomik basıncı nedeniyle sürekli tasarruf çağrısı yapan, enflasyonla mücadele kapsamında gereksiz harcamalardan kaçınma çağrısı yapan merkezî siyasi irade ile aynı politik tarafta olan bir belediyeden söz ediyoruz! Yani kendi merkezî iradesine aykırı biçimde  kamu bütçesini israf eden bir belediye!

Bununla da yetinilmiyor: 

Maalesef bazı derneklerin de yaptığı festival ve eğlence etkinliklerine ilk para desteğini yapan, yine  Akdeniz Belediyesi!

Herhalde kentin “mutlu azınlığına” sempatik görünmek isteniyor.

Şimdi de aynı  Akdeniz Belediyesi yeni bir festival (!) ortaya çıkararak “Su Sporları Festivali” düzenledi. Tabii başında “uluslararası” sıfatı da var.

Mersin tanıtımına katkısı olacağı söyleniyor.

Bu çok duyduğumuz  içi boş ve karşılığı olmayan bir reklam spotu.

20 yıldır yapılan Müzik Festivali için de aynı söz her yıl söylenir; ama bu güne kadar festival için ne yurt dışından, hatta ne de yakın illerden tek bir kişi bile gelmemiştir. Mersin’in bizzat kendi hemşerilerinin  bile umursamadığı bir gereksiz  israf! Peki nerede tanıtım?

 

Keşke Akdeniz Belediyesi  çok güç durumdaki ülkenin ekonomik durumunu, yaşadığımız depremi, küresel ölçekteki finansal krizi ve Filistin’deki insanlığın utancı katliamı düşünerek bu hiç de gerekli olmayan festivali erteleseydi.

Festival için harcanan büyük meblağ,  pekala ihtiyaçlı hemşerilerimize gıda yardımı olarak dağıtılabilirdi.

 

Hizmet yapmak isteniyorsa, en başta Mersin’in yıllarca sürüncemede kalan projelerin bitirilmesi için çaba sarf edilmelidir.

Halkın yıllarca Mersin’de görmek istediği ve merak ettiği Ak Parti Belediyeciliği’ne örnek, her halde  Akdeniz Belediyesi değildir;   deniz, balık, yüzme, sörf, yelken, su kayağı, çim hokeyi, kaykay  kavramlarıyla nasıl bir imaj peşinde olunur ki? Bu nasıl bir değer yozlaşmasıdır?

Yukarda yazdığım üzere, kentin en yoksul kesimini barındıran Akdeniz Belediyesi, kendi parti politikasına uygun çalışmalarla öne çıkmalıdır; Mersin’in böylesi bir model belediyeciliği tanımaya ihtiyacı vardır. Meselâ, kültür  ve sanata ilişkin çok küçük bütçelerle neler yapılmaz ki! Gereksiz festival bütçeleri, sayısız yoksul haneye derman olabilir; ihtiyaçlı okullara, gençlere ve yaşlılara; yalnız yaşayan kimsesiz muhtaçlara ilaç olacak paralar, anlamsız şekilde israf ediliyor.

Umarım ve dilerim, hiçbir art düşünce ve hesap gözetmeyen bu iyi niyetli eleştiriler, ilgili kademelerde karşılık bulur. Önemli ve değerli olan, şu zor zamanlarda devlet ve millet olarak imkânlarımızı her alanda rasyonel, tutumlu, vicdanlı kullanalım. Dikkat edilirse, dert edindiğim mesele suiistimal değil israftır; halkın parası doğru anlamıyla ihtiyaçlı halk için kullanılırsa, bunun sosyo-ekonomik ve politik bir karşılığı da zaten olacaktır.

Kaldı ki kamu kaynaklarının kullanılmasında  öncelikli sorumluluk, yerel yönetimlerdedir. Hele bu belediye, devleti yöneten siyasi irade ile aynı politik çizgide ise…

HARUN ARSLAN….14 Kasım 2023