İklim krizi, mevsim değişiklikleri ve normallerin çok altında seyreden yağışlar nedeniyle ortaya çıkan kuraklığa, iktidarın “önü arkası belirsiz” su politikalarının da eklenmesiyle göl ve barajların ciddi seviyede su kaybettiğini söyledi.

Milletvekili, İzmir, Bursa ve Uşak’taki bazı barajların tamamen kuruduğunu, Ankara ve İstanbul’daki barajların ise kritik seviyelere gerilediğini belirtti. Ülke genelinde birçok ilde dönüşümlü su kesintilerinin başladığını hatırlatan milletvekili, Türkiye’nin yıllar sonra yeniden su kesintileriyle karşı karşıya kaldığını ifade etti.

Açıklamasında suyun yalnızca evlerde değil tarımsal üretimde de büyük önem taşıdığına dikkat çeken milletvekili, Türkiye’de suyun yüzde 77’sinin tarımsal sulamada kullanıldığını vurguladı. Yaşanan kuraklığın Konya başta olmak üzere Mersin ve tüm Çukurova’da çiftçilere büyük zarar verdiğini, tahıl, bitkisel ürünler ile meyve-sebzelerde yüzde 5 ila yüzde 100 arasında üretim kayıpları görüldüğünü kaydetti.

Tarımsal üretimdeki bu düşüşün hem çiftçinin gelirini azalttığını hem de tüketicilerin yüksek fiyatlarla karşı karşıya kalmasına yol açtığını belirten milletvekili, “İktidarın su yönetimi politikaları iflas etmiştir. Su Kanunu yıllardır çıkarılamamış, ülkemizin yalnız bugünü değil geleceği de susuzlukla karşı karşıya bırakılmıştır” ifadelerini kullandı.

Milletvekili, göller ve barajlarda yaşanan kuruma riskinin insan sağlığı, tarım ve enerji güvenliğini tehdit eder boyuta ulaştığını söyleyerek, yanlış su yönetimi uygulamalarının bir an önce araştırılması gerektiğini vurguladı.