Kadına karşı şiddet ile mücadeleye sizler de katkı sunabilirsiniz.
Kadına karşı şiddet ile mücadeleye sizler de katkı sunabilirsiniz.
Kadına karşı şiddet bitmek bilmiyor. Bugüne kadar kadına karşı şiddetle yapılan mücadelede atılmış en önemli adım 14 Mart 2012 yılında Türkiye’nin ilk imzacısı olduğu “ İstanbul Sözleşmesi”dir. Son günlerde bazı çevreler Türkiye’nin bu sözleşmeden imzasını geri çekmesini istiyor.
Kadına karşı şiddet bitmek bilmiyor. Bugüne kadar kadına karşı şiddetle yapılan mücadelede atılmış en önemli adım 14 Mart 2012 yılında Türkiye’nin ilk imzacısı olduğu “ İstanbul Sözleşmesi”dir. Son günlerde bazı çevreler Türkiye’nin bu sözleşmeden imzasını geri çekmesini istiyor.
Kadına karşı şiddet bitmek bilmiyor. Bugüne kadar kadına karşı şiddet ile yapılan mücadelede atılmış en önemli adım 14 Mart 2012 yılında Türkiye’nin ilk imzacısı olduğu “ İstanbul Sözleşmesi”dir. Son günlerde bazı çevreler Türkiye’nin bu sözleşmeden imzasını geri çekmesini istiyor.
Mersin Kent Konseyi, herkesi kadınlar şiddet görmesin, öldürülmesin diye toplumsal sorumluluk ve duyarlılıkla hareket ederek, mücadeleye katkı sağlamak adına TBMM başkanlığına şiddetin önlenmesi ve şiddet mağdurlarının korunması için devletlere yol haritası çizen İstanbul sözleşmesinin uygulanmasının önemini anlatan metnin gönderilerek destek sağlamalarını istedi.
Sizler de aşağıdaki metni belirtilen e mail adresine göndererek kadına karşı şiddet ile yapılan mücadeleye destek verebilirsiniz.
e-mail adresi:
kumbuzoglu@tbmm.gov.tr
Metin:
Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
Son haftalarda Türkiye’nin İstanbul Sözleşmesi’nden çekilmesi yönünde yapılan açıklamaları bir vatandaş olarak derin bir kaygıyla izliyorum.
Türkiye Büyük Millet Meclisi’nin 14 Mart 2012 tarihinde onayladığı ve kadına karşı şiddetle mücadelede hayati önemi olan İstanbul Sözleşmesi’ne sahip çıkmanızı istemek için yazıyorum.
Bir takım çevreler, aileyi parçaladığı ve benzeri gibi asılsız iddialarla Türkiye’nin İstanbul Sözleşmesi’nden çekilmesi için kara propaganda yapmaktadır. Oysa ki aileleri parçalayan asıl faktör, aile içi şiddettir. İstanbul Sözleşmesi ise, aile içinde ve dışında kadına karşı şiddeti önleyerek eşitlik, saygı ve sevgi temeline dayalı bir aile ve toplum yaratmayı hedeflemektedir. Sözleşmeden çıkılması yönündeki söylemlerin kendisi dahi şiddeti artırıcı ve şiddete maruz kalan kadınların bunun önlenmesi için devlete başvurmasını engelleyici bir etki yapmaktadır.
İstanbul Sözleşmesi, şiddetin önlenmesi ve şiddet mağdurlarının korunması için devletlere yol haritası çizen, atılması gereken somut adımlar konusunda kılavuzluk eden uluslararası bir uzlaşma metnidir. Türkiye’nin de kurucularından olduğu Avrupa Konseyi’nin hazırladığı sözleşme, 45 ülke ve Avrupa Birliği tarafından imzalanmıştır. Kadınlara yönelik şiddetle mücadele konusunda en önemli uluslararası belge olarak bir dünya sözleşmesi olma yolunda hızla ilerlemektedir. Bugün Kazakistan ve Tunus gibi çeşitli kıtalardan birçok ülke Avrupa Konseyi üyesi olmadıkları halde bu sözleşmeye taraf olmak için gerekli prosedürleri tamamlamaktadır.
İstanbul’un adını taşıyan, yazımında Türkiye’den uzmanların ve her görüşten siyasetçinin katkısının olduğu bu uluslararası insan hakları belgesinden çekilmek, her gün en az üç kadının öldürüldüğü ülkemizde, kadınları ve kız çocuklarını hayatlarına ve canlarına kasteden bu şiddet karşısında yapayalnız bırakacaktır. Türkiye’nin kadına karşı şiddetle etkili bir biçimde mücadele etmekten vazgeçtiği mesajını tüm dünyaya ilan etmek anlamına gelecek ve ülkemizin itibarına büyük zarar verecektir.
İstanbul Sözleşmesi'nden çıkılması teşebbüsünden derhal vazgeçilmesi, yürütülen asılsız karalama kampanyalarının bir an önce son bulması ve toplum olarak kadına karşı şiddetle hep birlikte mücadele edebilmemiz için, sizin de İstanbul Sözleşmesi’ne ve TBMM’nin bu Sözleşmeyi onaylarken gösterdiği ortak iradeye sahip çıkacağınıza inanıyorum.
Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.