Küresel masa yeniden kurulurken.. Çin, Afganistan sahnesinde…

23.08.2021 - 08:53, Güncelleme: 29.11.2021 - 14:42
 

Küresel masa yeniden kurulurken.. Çin, Afganistan sahnesinde…

Küresel masa dağılmıştır ve yeni masa yeni güç dengelerine göre yeniden kurulacaktır…Örneğin 1989 hatta 2001’ den farklı olarak bugün Çin olgusuyla karşı karşıyayız..

1979’ da Afganistan’ ı birkaç ayda diz çöktüreceğini sanan dönemin en büyük iki küresel askeri gücünden birine sahip Sovyetler’ in işgali on yılın sonunda Afganistan yerine Sovyetler Birliği’ nin dağılmasıyla sonuçlanırken, iki kutuplu soğuk savaş dönemi kapanıyor, Francis Fukuyama’ nın iddiasıyla ‘Tarihin Sonu’ geliyordu..   Fukuyama’ nın tezine göre liberalizmin karşısında yenilen sosyalizm tarihe karıştığına göre artık ABD’ nin bayraktarlığını yaptığı doktrin tüm dünyayı egemenliği altına almıştı ve tüm kurumlar buna göre şekillenecekti..   Liberal demokratik toplum düzeninde tarihsel süreç ilerleyecek, yeni ve daha yüksek bir düzen ortaya çıkacaktı..   Liberal demokrasinin karşısında durabilecek, yaşam gücüne sahip diğer yönetim şekilleri iflas etmişti ve diğer doktrinleri sahneden silen liberal demokrasi insanlığın son aşaması olarak eninde sonunda tüm dünyaya egemen olacaktı..   On yıl süren rüya, 2001’ de ikiz kulelerin vurulmasıyla kabusa döndü..   Tarihe karışan diğer doktrinler değil, Fukuyama’ nın ‘Tarihin Sonu’ teziydi..   Sonrası malum…   1989’ da yenilip kaçan Sovyetler’ in yerini 2001’de ABD ve yanına aldığı NATO güçleri alacak ve Afganistan bir kez daha işgal edilecekti…   2 trilyon dolar para akıtılan o savaş aslında 2010’ da Obama’ nın ABD başkanı olmasıyla ve yine bir süper gücün diz çökmesiyle sona erdi ama perde, 15 Ağustos 2021 günü şaşkınlık içinde izlediğimiz trajik Kâbil havaalanı sahneleriyle kapandı..   ABD ve destekçisi ülkeler Sovyetler Birliği’ nin dağılmasına yol açan dramatik bir sonla en azından şimdilik karşılaşmadılar ama bu Fukuyama’ nın ‘Tarihin sonu’ tezinin ölüm ilanını engellemeyecek..   En azından ABD’ nin ikinci dünya savaşı ardından Almanya, Japonya ve Güney Kore’ de başarıyla hayata geçirdiği ‘ulus inşa etme’ projelerinin tarihe karıştığı gerçeğiyle yüzleşmemizi gerektiren yeni bir durumla karşı karşıya kaldığımızı kabullenip sindirmek gerekiyor..   Orta/uzun vadede küreselleşmenin de biçim değiştireceği yeni bir dönemin eşiğindeyiz ve Afganistan dünyadaki tüm dengelerin yeniden şekilleneceği çok ciddi bir kırılmanın ipuçlarıyla dolu…   1989’ da sahneden paramparça olmuş halde inen Sovyetler dağıldı ancak bugün yerini aynı güçte  olmasa da, tüm dünya dengelerini etkileme gücüne sahip Rusya almış bulunuyor..   Sovyetler, uzay yarışında, nükleer silahlanma yarışında ABD’ ye kafa tutarken, Ortadoğu’ da tüm çabalarına rağmen fazla varlık gösterememiş, örneğin Sıcak denizlere inememişti..   Oysa Rusya bugün başta Suriye ve Libya olmak üzere özellikle Doğu Akdeniz’ de artık askeri üsleri olan göstermelik Esad rejiminin arkasındaki asıl güç ve en önemli oyun kurucu aktör…   ABD’ nin, özellikle son on yıldır 100 milyar dolar harcayarak eğitip donattığı 300 bin askere sahip ordu dururken, Afganistan’ ı deyim yerindeyse ‘baldırı çıplak’ radikal İslamcı Taliban’ a anahtar teslimi devredip, ardına bakmadan sahneden çekilmesi, Afganistan’ ı aşan tüm dünyayı etkileyecek yeni bir durumun habercisidir…   Küresel masa dağılmıştır ve yeni masa yeni güç dengelerine göre yeniden kurulacaktır…   Örneğin 1989 hatta 2001’ den farklı olarak bugün Çin olgusuyla karşı karşıyayız..   Üstelik Afganistan’ a komşu olması nedeniyle stratejik anlamda atacağı adımların daha da dikkatle izlenmesi gereken, ABD ile ekonomi, teknoloji, askeri ve siyasal her alanda boy ölçüşecek güce sahip bir Çin söz konusu…   Devlet kapitalizmi modeliyle 30 yıl içinde dünyanın en büyük iki süper gücünden bir konumuna gelen Çin’ in, 2013’ ten beri ilmik ilmik ördüğü ‘Bir kuşak bir yol’ projesi güzergâhında yer alan Taliban’ lı Afganistan’ ı kendi haline bırakması, uzun vadeli oyun planlarına dâhil etmemesi mümkün mü?   Çin yönetiminin, ABD’ nin çekilmeyi planlamaya başladığı 2010’ dan beri Afganistan’ ı yakın radarına alması ve bugünlere o dönemden beri hazırlandığı sır değil..   Taliban lider kadrosu daha Katar’ dan ülkeye ulaşmamışken, yeni rejimi tanınacağı ve işbirliğine gidileceği yönündeki mesajlar Çin’ in, Afganistan’ a ne kadar önem atfettiğini göstermesi bakımından dikkate değer gelişmeler…   Çin ortaya çıkan yeni durumdan fazlasıyla yararlanma, bir taşla birkaç kuş vurma amacında…   Ana başlıklar halinde toparlarsak;   -Geçmişte radikal İslamcı örgütlerin cirit attığı Afganistan’ dan Çin’ in egemenliği altındaki Müslüman Uygur bölgesine geçişlerin önlenmesi –ki bu alanda Taliban’ ın Çin’e çok daha önce gerekli taahhütleri verdiği sır değil-   -‘Bir kuşak bir yol’ projesi kapsamında Çin’ den Pakistan’a ve özellikle de Çin tarafından işletilen Gwadar limanına uzanan güzergah güvenliği.. (Pakistan’ın ekonomik alanda iflas bayrağını çekmeye hazırlandığı 2016’ da Çin Gwadar limanının işletme hakkını 43 yıllığına üstlenmiş ve bu kapsamda enerji, alt yapı, özellikle de limanla bağlantılı güzergahın güvenliği kapsamında 46 milyar dolarlık anlaşma imzalamıştı)   -Çin, sadece Pakistan ile değil, İran ile çok daha kapsamlı bir anlaşmaya imza atmış durumda.   500 milyar dolar gibi dünya tarihinin bugüne kadar gördüğü belki de en kapsamlı anlaşmayla Çin, İran’ dan tüm doğalgaz ve petrol gereksinimini boru hatlarıyla sağlayacak, karşılığında da İran altyapısını güçlendirecek, bilişim ve iletişim hatlarını yenileyecek, özellikle öncü olduğu 5G teknolojisi ve siber alanında yatırımlar yapacak. Afganistan bu yatırımların neresinde derseniz?   Afganistan, İran ile Çin arasında stratejik öneme sahip köprü konumunda..   Uzay yarışında ABD ile boy ölçüşüp, Mars’ta araç yarıştıran günümüzdeki Çin’ in yeni ipek yolu üzerinde böylesi stratejik öneme sahip komşusu Afganistan’ ı kendi haline bırakması, radikal İslamcıların sınırlarında cirit atmalarına seyirci kalmasını beklemek mümkün mü?   ABD’ nin 1945’ te oyuncularını kendi belirlediği ve 2021’ de kendi eliyle devirip dağıtmak zorunda kaldığı masa elbette yeniden kurulacak ama bu kez Çin’ in hayli büyük ağırlığıyla…   Abdullah Ayan      
Küresel masa dağılmıştır ve yeni masa yeni güç dengelerine göre yeniden kurulacaktır…Örneğin 1989 hatta 2001’ den farklı olarak bugün Çin olgusuyla karşı karşıyayız..

1979’ da Afganistan’ ı birkaç ayda diz çöktüreceğini sanan dönemin en büyük iki küresel askeri gücünden birine sahip Sovyetler’ in işgali on yılın sonunda Afganistan yerine Sovyetler Birliği’ nin dağılmasıyla sonuçlanırken, iki kutuplu soğuk savaş dönemi kapanıyor, Francis Fukuyama’ nın iddiasıyla ‘Tarihin Sonu’ geliyordu..

 

Fukuyama’ nın tezine göre liberalizmin karşısında yenilen sosyalizm tarihe karıştığına göre artık ABD’ nin bayraktarlığını yaptığı doktrin tüm dünyayı egemenliği altına almıştı ve tüm kurumlar buna göre şekillenecekti..

 

Liberal demokratik toplum düzeninde tarihsel süreç ilerleyecek, yeni ve daha yüksek bir düzen ortaya çıkacaktı..

 

Liberal demokrasinin karşısında durabilecek, yaşam gücüne sahip diğer yönetim şekilleri iflas etmişti ve diğer doktrinleri sahneden silen liberal demokrasi insanlığın son aşaması olarak eninde sonunda tüm dünyaya egemen olacaktı..

 

On yıl süren rüya, 2001’ de ikiz kulelerin vurulmasıyla kabusa döndü..

 

Tarihe karışan diğer doktrinler değil, Fukuyama’ nın ‘Tarihin Sonu’ teziydi..

 

Sonrası malum…

 

1989’ da yenilip kaçan Sovyetler’ in yerini 2001’de ABD ve yanına aldığı NATO güçleri alacak ve Afganistan bir kez daha işgal edilecekti…

 

2 trilyon dolar para akıtılan o savaş aslında 2010’ da Obama’ nın ABD başkanı olmasıyla ve yine bir süper gücün diz çökmesiyle sona erdi ama perde, 15 Ağustos 2021 günü şaşkınlık içinde izlediğimiz trajik Kâbil havaalanı sahneleriyle kapandı..

 

ABD ve destekçisi ülkeler Sovyetler Birliği’ nin dağılmasına yol açan dramatik bir sonla en azından şimdilik karşılaşmadılar ama bu Fukuyama’ nın ‘Tarihin sonu’ tezinin ölüm ilanını engellemeyecek..

 

En azından ABD’ nin ikinci dünya savaşı ardından Almanya, Japonya ve Güney Kore’ de başarıyla hayata geçirdiği ‘ulus inşa etme’ projelerinin tarihe karıştığı gerçeğiyle yüzleşmemizi gerektiren yeni bir durumla karşı karşıya kaldığımızı kabullenip sindirmek gerekiyor..

 

Orta/uzun vadede küreselleşmenin de biçim değiştireceği yeni bir dönemin eşiğindeyiz ve Afganistan dünyadaki tüm dengelerin yeniden şekilleneceği çok ciddi bir kırılmanın ipuçlarıyla dolu…

 

1989’ da sahneden paramparça olmuş halde inen Sovyetler dağıldı ancak bugün yerini aynı güçte  olmasa da, tüm dünya dengelerini etkileme gücüne sahip Rusya almış bulunuyor..

 

Sovyetler, uzay yarışında, nükleer silahlanma yarışında ABD’ ye kafa tutarken, Ortadoğu’ da tüm çabalarına rağmen fazla varlık gösterememiş, örneğin Sıcak denizlere inememişti..

 

Oysa Rusya bugün başta Suriye ve Libya olmak üzere özellikle Doğu Akdeniz’ de artık askeri üsleri olan göstermelik Esad rejiminin arkasındaki asıl güç ve en önemli oyun kurucu aktör…

 

ABD’ nin, özellikle son on yıldır 100 milyar dolar harcayarak eğitip donattığı 300 bin askere sahip ordu dururken, Afganistan’ ı deyim yerindeyse ‘baldırı çıplak’ radikal İslamcı Taliban’ a anahtar teslimi devredip, ardına bakmadan sahneden çekilmesi, Afganistan’ ı aşan tüm dünyayı etkileyecek yeni bir durumun habercisidir…

 

Küresel masa dağılmıştır ve yeni masa yeni güç dengelerine göre yeniden kurulacaktır…

 

Örneğin 1989 hatta 2001’ den farklı olarak bugün Çin olgusuyla karşı karşıyayız..

 

Üstelik Afganistan’ a komşu olması nedeniyle stratejik anlamda atacağı adımların daha da dikkatle izlenmesi gereken, ABD ile ekonomi, teknoloji, askeri ve siyasal her alanda boy ölçüşecek güce sahip bir Çin söz konusu…

 

Devlet kapitalizmi modeliyle 30 yıl içinde dünyanın en büyük iki süper gücünden bir konumuna gelen Çin’ in, 2013’ ten beri ilmik ilmik ördüğü ‘Bir kuşak bir yol’ projesi güzergâhında yer alan Taliban’ lı Afganistan’ ı kendi haline bırakması, uzun vadeli oyun planlarına dâhil etmemesi mümkün mü?

 

Çin yönetiminin, ABD’ nin çekilmeyi planlamaya başladığı 2010’ dan beri Afganistan’ ı yakın radarına alması ve bugünlere o dönemden beri hazırlandığı sır değil..

 

Taliban lider kadrosu daha Katar’ dan ülkeye ulaşmamışken, yeni rejimi tanınacağı ve işbirliğine gidileceği yönündeki mesajlar Çin’ in, Afganistan’ a ne kadar önem atfettiğini göstermesi bakımından dikkate değer gelişmeler…

 

Çin ortaya çıkan yeni durumdan fazlasıyla yararlanma, bir taşla birkaç kuş vurma amacında…

 

Ana başlıklar halinde toparlarsak;

 

-Geçmişte radikal İslamcı örgütlerin cirit attığı Afganistan’ dan Çin’ in egemenliği altındaki Müslüman Uygur bölgesine geçişlerin önlenmesi –ki bu alanda Taliban’ ın Çin’e çok daha önce gerekli taahhütleri verdiği sır değil-

 

-‘Bir kuşak bir yol’ projesi kapsamında Çin’ den Pakistan’a ve özellikle de Çin tarafından işletilen Gwadar limanına uzanan güzergah güvenliği.. (Pakistan’ın ekonomik alanda iflas bayrağını çekmeye hazırlandığı 2016’ da Çin Gwadar limanının işletme hakkını 43 yıllığına üstlenmiş ve bu kapsamda enerji, alt yapı, özellikle de limanla bağlantılı güzergahın güvenliği kapsamında 46 milyar dolarlık anlaşma imzalamıştı)

 

-Çin, sadece Pakistan ile değil, İran ile çok daha kapsamlı bir anlaşmaya imza atmış durumda.

 

500 milyar dolar gibi dünya tarihinin bugüne kadar gördüğü belki de en kapsamlı anlaşmayla Çin, İran’ dan tüm doğalgaz ve petrol gereksinimini boru hatlarıyla sağlayacak, karşılığında da İran altyapısını güçlendirecek, bilişim ve iletişim hatlarını yenileyecek, özellikle öncü olduğu 5G teknolojisi ve siber alanında yatırımlar yapacak. Afganistan bu yatırımların neresinde derseniz?

 

Afganistan, İran ile Çin arasında stratejik öneme sahip köprü konumunda..

 

Uzay yarışında ABD ile boy ölçüşüp, Mars’ta araç yarıştıran günümüzdeki Çin’ in yeni ipek yolu üzerinde böylesi stratejik öneme sahip komşusu Afganistan’ ı kendi haline bırakması, radikal İslamcıların sınırlarında cirit atmalarına seyirci kalmasını beklemek mümkün mü?

 

ABD’ nin 1945’ te oyuncularını kendi belirlediği ve 2021’ de kendi eliyle devirip dağıtmak zorunda kaldığı masa elbette yeniden kurulacak ama bu kez Çin’ in hayli büyük ağırlığıyla…

 

Abdullah Ayan

 

 

 

Habere ifade bırak !
Habere ait etiket tanımlanmamış.
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve inovatifhaber.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.