Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti 39 Yaşında

Güncel 15.11.2022 - 11:32, Güncelleme: 15.11.2022 - 12:09
 

Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti 39 Yaşında

Mersin'de, Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti'nin 39'uncu kuruluş yıl dönümü kutlandı.

 KKTC'nin 39'uncu kuruluş yıl dönümü nedeniyle Mersin'de, Cumhuriyet Meydanı'nda kutlama töreni düzenlendi. Kurum, STK ve üniversitelerin Atatürk Anıtı'na çelenk sunumuyla başlayan etkinlik, saygı duruşu ve İstiklal Marşı ile devam etti. Bir öğrencinin şiir okumasının ardından KKTC Başkonsolosu Zalihe Mendeli KKTC'nin kuruluş yıldönümü dolayısıyla yaptığı konuşmanın sonuna doğru fenalaştı ve baygınlık geçirdi. Çevredekilerin yardımıyla kendine gelen Mendeli hemen hastaneye götürüldü. KKTC Başkonsolosu Zalihe Mendeli'nin durumunun iyi olduğu bildirildi.  KKTC Başkonsolos Zalihe Mendeli yaptığı konuşmada şu ifadelere verdi: Kıbrıs Türk Halkı için bir dönüm noktası olan Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nin kuruluşunun 39’uncu yıl dönümünü kutlamanın haklı gururu ve mutluluğu içerisindeyiz. Kurucu Cumhurbaşkanımız Merhum Rauf Raif Denktaş, bundan tam 39 yıl önce, 15 Kasım 1983’te, Kıbrıs Türk Halkı’nın meşru ve önüne geçilmesi imkânsız istek ve iradesine tercüman olarak Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nin bağımsız bir devlet olarak kurulduğunu, dünya ve tarih önünde ilan etmişti. O gün Kıbrıs Türk Halkı, Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyetiyle, ada üzerindeki vazgeçilmez haklarını teminat altına almıştır. Rum-Yunan ikilisinin yıllardır Kıbrıs Türk halkına uyguladığı insanlık dışı izolasyon politikalarına rağmen, halkımız, çoğulcu demokrasisi, hukukun üstünlüğü ve sosyal adalet ilkelerine bağlı kalarak, bölgede, önemli barış, istikrar ve demokrasi merkezi olduğunu kanıtlamıştır. Bizler, Anavatanımızla birlikte, adil ve kalıcı bir anlaşmaya varılabilmesi konusunda, 1968 yılından bu yana devam eden tüm çözüm süreçlerinde, yapıcı ve iyi niyetli tutum içerisinde üzerimize düşeni her daim yerine getirdik. Buna karşın, Rumlar, 1963 yılında silah zoruyla gasp ettikleri sözde “Kıbrıs Cumhuriyeti”nin tek temsilcisi olarak, uluslararası camia tarafından tanınmış olmanın rahatlığı içerisinde, yönetimi ve zenginlikleri Kıbrıs Türk tarafıyla paylaşmakta isteksiz olmalarından dolayı, 50 yılı aşkındır devam eden müzakereler de başarısızlıkla sonuçlanmıştır. Ancak, Kıbrıs Türk Halkı, Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nin ilanı ile azınlık olarak yaşamayı kabul etmeyeceğini, kendi yönetiminden, egemen eşitliğinden, Anavatanımız Türkiye Cumhuriyeti’nin etkin ve fiili garantisinden vazgeçemeyeceğini tüm dünyaya kanıtlamıştır. Bugün, Amerika Birleşik Devletleri ve Avrupa Birliği hala daha Rum-Yunan ikilisini şımartmayı sürdürüyor. Fransızların yakın geçmişte Rumlara saldırı helikopterleri satmaları, Amerika’nın, silah ambargosunu kaldırması ve Rum yönetimini eyaletler arası askeri işbirliği programına alması, geçtiğimiz aylarda papazlara silah eğitimi vermeleri yetmiyormuş gibi şimdilerde Rum milletvekillerine atış talimleri yaptırmaları, Türkiye’deki binlerce kardeşimizi şehit eden PKK terör örgütünü açıkça desteklemeleri, Rumların Kıbrıs adası ve bölgemizde istikrarı tehdit eden yegâne unsur olduğunun en açık örnekleridir. Hal böyleyken, uluslararası camianın, Rum yönetiminin uzlaşmaz ve sürekli zamana oynama siyasetine prim tanıması, Kıbrıs Türk Halkı’na yapılan büyük bir haksızlıktır. Uluslararası camiadan beklentimiz, geçtiğimiz Eylül ayında, Cumhurbaşkanı Sayın Recep Tayyip Erdoğan’ın BM Genel Kurulu’nda vurguladığı gibi Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nin bir an önce tanınması ve Kıbrıs Türk Halkı üzerindeki haksız izolasyonların kaldırılması yönünde somut adımlar atmasıdır. Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nin 39. yıl dönümünü kutladığımız bu günlerde, devletimizin, ilk kez, anayasal ismi olan Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti adıyla Türk Devletleri Teşkilatı’na gözlemci üye kabul edilmesi, bu tarihi güne özel bir anlam katmıştır. Bu bağlamda, sürecin başarıyla sonuçlanmasında büyük rolü olan Anavatanımız Türkiye Cumhuriyeti’ne şükranlarımı sunuyorum. Bu duygu ve düşüncelerle sözlerimi tamamlarken, başta Ulu Önder Mustafa Kemal Atatürk, Özgürlük Mücadelesi Liderimiz Dr. Fazıl Küçük, Kurucu Cumhurbaşkanımız Rauf Raif Denktaş olmak üzere vatanımız uğruna canlarını feda eden Aziz Şehitlerimizi rahmetle; Gazilerimizi, Kıbrıs Türk Mücahitlerimizi, Türk Silahlı Kuvvetleri ve Güvenlik Kuvvetlerini şükran ve minnetle yâd ederim. Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nde ve Çukurova Bölgesi’nde yaşayan tüm yurttaşlarımızın Cumhuriyet Bayramı’nı gönülden kutlar, en derin sevgi ve saygılarımı sunarım. "  
Mersin'de, Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti'nin 39'uncu kuruluş yıl dönümü kutlandı.

 KKTC'nin 39'uncu kuruluş yıl dönümü nedeniyle Mersin'de, Cumhuriyet Meydanı'nda kutlama töreni düzenlendi. Kurum, STK ve üniversitelerin Atatürk Anıtı'na çelenk sunumuyla başlayan etkinlik, saygı duruşu ve İstiklal Marşı ile devam etti.

Bir öğrencinin şiir okumasının ardından KKTC Başkonsolosu Zalihe Mendeli KKTC'nin kuruluş yıldönümü dolayısıyla yaptığı konuşmanın sonuna doğru fenalaştı ve baygınlık geçirdi. Çevredekilerin yardımıyla kendine gelen Mendeli hemen hastaneye götürüldü. KKTC Başkonsolosu Zalihe Mendeli'nin durumunun iyi olduğu bildirildi. 

KKTC Başkonsolos Zalihe Mendeli yaptığı konuşmada şu ifadelere verdi:

Kıbrıs Türk Halkı için bir dönüm noktası olan Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nin kuruluşunun 39’uncu yıl dönümünü kutlamanın haklı gururu ve mutluluğu içerisindeyiz.

Kurucu Cumhurbaşkanımız Merhum Rauf Raif Denktaş, bundan tam 39 yıl önce, 15 Kasım 1983’te, Kıbrıs Türk Halkı’nın meşru ve önüne geçilmesi imkânsız istek ve iradesine tercüman olarak Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nin bağımsız bir devlet olarak kurulduğunu, dünya ve tarih önünde ilan etmişti. O gün Kıbrıs Türk Halkı, Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyetiyle, ada üzerindeki vazgeçilmez haklarını teminat altına almıştır.

Rum-Yunan ikilisinin yıllardır Kıbrıs Türk halkına uyguladığı insanlık dışı izolasyon politikalarına rağmen, halkımız, çoğulcu demokrasisi, hukukun üstünlüğü ve sosyal adalet ilkelerine bağlı kalarak, bölgede, önemli barış, istikrar ve demokrasi merkezi olduğunu kanıtlamıştır.

Bizler, Anavatanımızla birlikte, adil ve kalıcı bir anlaşmaya varılabilmesi konusunda, 1968 yılından bu yana devam eden tüm çözüm süreçlerinde, yapıcı ve iyi niyetli tutum içerisinde üzerimize düşeni her daim yerine getirdik.

Buna karşın, Rumlar, 1963 yılında silah zoruyla gasp ettikleri sözde “Kıbrıs Cumhuriyeti”nin tek temsilcisi olarak, uluslararası camia tarafından tanınmış olmanın rahatlığı içerisinde, yönetimi ve zenginlikleri Kıbrıs Türk tarafıyla paylaşmakta isteksiz olmalarından dolayı, 50 yılı aşkındır devam eden müzakereler de başarısızlıkla sonuçlanmıştır.

Ancak, Kıbrıs Türk Halkı, Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nin ilanı ile azınlık olarak yaşamayı kabul etmeyeceğini, kendi yönetiminden, egemen eşitliğinden, Anavatanımız Türkiye Cumhuriyeti’nin etkin ve fiili garantisinden vazgeçemeyeceğini tüm dünyaya kanıtlamıştır.

Bugün, Amerika Birleşik Devletleri ve Avrupa Birliği hala daha Rum-Yunan ikilisini şımartmayı sürdürüyor. Fransızların yakın geçmişte Rumlara saldırı helikopterleri satmaları, Amerika’nın, silah ambargosunu kaldırması ve Rum yönetimini eyaletler arası askeri işbirliği programına alması, geçtiğimiz aylarda papazlara silah eğitimi vermeleri yetmiyormuş gibi şimdilerde Rum milletvekillerine atış talimleri yaptırmaları, Türkiye’deki binlerce kardeşimizi şehit eden PKK terör örgütünü açıkça desteklemeleri, Rumların Kıbrıs adası ve bölgemizde istikrarı tehdit eden yegâne unsur olduğunun en açık örnekleridir.

Hal böyleyken, uluslararası camianın, Rum yönetiminin uzlaşmaz ve sürekli zamana oynama siyasetine prim tanıması, Kıbrıs Türk Halkı’na yapılan büyük bir haksızlıktır. Uluslararası camiadan beklentimiz, geçtiğimiz Eylül ayında, Cumhurbaşkanı Sayın Recep Tayyip Erdoğan’ın BM Genel Kurulu’nda vurguladığı gibi Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nin bir an önce tanınması ve Kıbrıs Türk Halkı üzerindeki haksız izolasyonların kaldırılması yönünde somut adımlar atmasıdır.

Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nin 39. yıl dönümünü kutladığımız bu günlerde, devletimizin, ilk kez, anayasal ismi olan Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti adıyla Türk Devletleri Teşkilatı’na gözlemci üye kabul edilmesi, bu tarihi güne özel bir anlam katmıştır. Bu bağlamda, sürecin başarıyla sonuçlanmasında büyük rolü olan Anavatanımız Türkiye Cumhuriyeti’ne şükranlarımı sunuyorum.

Bu duygu ve düşüncelerle sözlerimi tamamlarken, başta Ulu Önder Mustafa Kemal Atatürk, Özgürlük Mücadelesi Liderimiz Dr. Fazıl Küçük, Kurucu Cumhurbaşkanımız Rauf Raif Denktaş olmak üzere vatanımız uğruna canlarını feda eden Aziz Şehitlerimizi rahmetle; Gazilerimizi, Kıbrıs Türk Mücahitlerimizi, Türk Silahlı Kuvvetleri ve Güvenlik Kuvvetlerini şükran ve minnetle yâd ederim.

Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nde ve Çukurova Bölgesi’nde yaşayan tüm yurttaşlarımızın Cumhuriyet Bayramı’nı gönülden kutlar, en derin sevgi ve saygılarımı sunarım. "

 

Habere ifade bırak !
Habere ait etiket tanımlanmamış.
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve inovatifhaber.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.