Günümüz Balık Pazarı ve Kasaplar Çarşısı’ nın ‘bilinmeyen!’ tarihi..
Günümüz Balık Pazarı ve Kasaplar Çarşısı’ nın ‘bilinmeyen!’ tarihi..
Arazisi istimlak edilen ve Mersin Belediyesince 1924’ te İtalyan şirketine ihale edilerek 1926’ da yapımı tamamlanan Mersin Hâli ve Kasaplar Çarşısı günümüzde kimin ya da kimlerin?
Arazisi istimlak edilen ve Mersin Belediyesince 1924’ te İtalyan şirketine ihale edilerek 1926’ da yapımı tamamlanan Mersin Hâli ve Kasaplar Çarşısı günümüzde kimin ya da kimlerin?
Mersin’ in geçmişine ilişkin kayıtlarda; günümüzdeki Balık Pazarı ve Kasaplar Çarşısı olarak faaliyet gösteren bir dönemin Sebze Meyve hâli ve Kasaplar Çarşısı’ nın yapılış öyküsü bir kaç cümleyle şöyle anlatılır:
“ Kasaplar Çarşısı’nın olduğu yerde bir bölümü meyve sebze bir bölümü de kasaplara olmak üzere bir ‘Şehir Hali’ kurulması kararı alınır. Hâlin proje ve uygulaması 1924 yılında bir İtalyan firmasına ihale yoluyla yaptırılır, inşaatı da kısa sürede bitirilir. Proje yapılması aşamasında, dönemin mimari özelliklerine dikkat edilmiştir”
Buraya kadar yazılıp çizilenler gayet açık…
Ama hikâye tam olarak böyle mi?
En azından İtalyanların o dönem mimarisinden esinlenerek projelendirip inşa ettikleri Hâl kompleksinin daha öncelere uzanan farklı ve pek bilinmeyen geçmişi var mı?
Sorunun yanıtı için kendi ifadesiyle Belediye Meclis üyesi iken tam üç kez Belediye Başkanlığı görevini vekaleten de olsa üstlenen Ahmet Hallaç’ ın anılarını topladığı deftere bakmak gerekiyor..
Belediye Meclis azası iken Başkanlığa ilk vekâleti 1911 yılına rastlıyor…
Şöyle değiniyor o göreve ve yaptıklarına:
“1911’ de, Mayıs, Haziran, Temmuz, Ağustos, Eylül-Ekim aylarında Belediye Riyaseti vekâletini yapmış bulundum. Ve o müddet zarfında Eski Yoğurt Pazarı’nda Kurtuluş Mektebi’ne Yeni Fırın önünden geçmiş olan yolu açtırmış bulundum”
İkinci kez başkan oluşu yine Belediye Meclis azası iken vekâleten getirildiği 1916- 1917 yılları…
Hatıratındaki ifadeyle ‘ikinci sefer Belediye’ye intihaba alınması’
Yine kendi anlatımıyla; “Vazifede Bulunduğu müddet zarfında memleketin bir çok yerlerinde yolların çok fena yerlerini ıslah ettirmesi”
Gelelim, Ahmet Hallaç’ ın ileride Mersin tarihini yazacak olanların göz ardı etmemesi gereken asıl çarpıcı notlarına, 1918-1919 yıllarındaki Fransız işgaline denk gelen Başkanlık dönemine…
“Üçüncü sefer Fransız iktilali (katletme anlamında) zamanında 1334 (1918) ve 1335 (1919) senelerinde Belediye’nin Riyaseti ’ne intihap edildim. Denizden Soğuksu yoluna kadar bir yol açtırmış bulundum. Belediye’nin şimdiki sebze ve kasap hali olan yeri Belediye seferber(lik)den ev(v)el istimlak edip bir metre kadar dört tarafına bir duvar inşa ettirmiş idi. O sırada seferber(lik) vuku(u) ile inşaat durduruldu. İşgal kuvvet kumandanı bu hal yerinin eski sahipleri Sürsukler’ e iade edilmesi için bana resmen bir tezkere yazdı.
Bunu dinlemeyip ve bu emrin kanun hilafında olduğu cevabında bulundum.
Bunun üzerinde Fransız kumandanı yanıma Belediye’ye geldi. Ve bana; “Niçin hâl yerini teslim etmiyorsun*” dedi.
Ben de kendisine; “Kanunî şekilde Belediye istimlak etmiş olup içerisinde inşaat yapmış. Bunun için ben bu hâli teslim edemem” dedim. Bunun üzerine Kumandan Anfré kızarak, bana;
“Şu benim iki dudağımın arasından çıkan söz kanundur, ben eski kanun dinlemiyorum” dedi.
Onun üzerine, kendisine; “Mademki öyle diyorsun bu hâlin evrakını mahkemeye sevk edelim. Mahkeme ne suretle karar verirse versin” dedim.
Ve o suretle davanın evrakını mahkemeye gönderdim.
Dava Hükümet(-i) Milliyemiz gelinciye kadar mahkemede süründü. O suretle bu halin yerini kurtarmış bulundum.”
Ahmet Hallaç’ ın anlatımlarından çıkaracağımız ve ileride o dönemi araştıracak, yazacak olanlara katkı sunacak bazı bilgileri yeniden derlemekte yarar var:
Sebze Meyve Hâli günümüzdeki Akdeniz Belediye binasının da yer aldığı bölgeye taşınıncaya kadar, bugün balık pazarı ve güneyindeki halen can çekişerek faaliyet gösteren Kasaplar Çarşısıyla birlikte tüm alan aslında Lübnan’ lı Sursouk ailesine aittir. (Sursouk ailesi Lübnan’ ın en varlıklı ve söz sahibi ailesidir. Mersin’ de günümüzdeki Zeytinlibahçe caddesi ve civarı olmak üzere çok sayıda gayrimenkule sahiptir. Azak Han karşısında varlığını bugün de sürdüren ikiz taş bina 1980’ lerin ortasına kadar Sursouk’ larındı. O tarihlerde ikiz iş merkezlerinin doğusundaki yapı Albert Atat’ a, batısında bugün Migros olarak kullanılan bina ise Mahir Şahin tarafından satın alınmıştı)
Birinci dünya savaşı ardından Lübnan’ ı işgal eden Fransızlarla Sursouk ailesinin ilişkilerinin boyutu Mersin’ in işgalinde görevli Fransız komutanın Hâl kompleksinin yer aldığı ve Belediye tarafından istimlak edilen arazinin aileye iadesini isteyecek kadar ileri derecede….
Ahmet Hallaç’ ın anılarındaki bir başka detay ise henüz dükkânlar vb. inşa edilmemiş olsa da, arazinin bir metrelik duvarla çevrilmiş, bir başka ifadeyle Belediye Hizmet Alanı olarak konumunun belirlenmiş olması…
Asıl ilginç olan husus ise ağzından çıkan her sözün kanun olduğunu iddia etse de, işgalci Fransız Komutanın Ahmet Hallaç’ tan gelen ‘belediye istimlaki kanuna uygun mu değil mi? Kararını Mahkeme versin” diyerek konuyu yargıya taşıması ve komutanın bu talebe uyması…
Peki, arazisi istimlak edilen ve Mersin Belediyesince 1924’ te İtalyan şirketine ihale edilerek 1926’ da yapımı tamamlanan Mersin Hâli ve Kasaplar Çarşısı günümüzde kimin ya da kimlerin?
1945 yılında dönemin İçel Valisi Tevfik Sırrı Gür, Mersin’ e bir otel kazandırma girişimini başlatır.
İl Özel İdaresince 35 bin liraya kamulaştırılan o günlerdeki Tuz Deposunu otele dönüştürme projesi bir süre sonra İl Özel İdaresinin altından kalkmayacağı büyüklükte kaynak tüketen canavar halini alır.
Gür çareyi altındaki Ak Kahve tamamlansa da üstteki Ak otel inşaatı duran ( o günkü gazetelerde yer alan ifadeyle baykuş yuvası) yapıyı Belediye’ ye satılmasında bulur.
Belediye alır da ne olur?
Yerel yönetimlerin projelerine kredi sağlayan İller Bankası’ nın kapısı çalınır.
Ancak 2. Dünya Savaşının yarattığı travma henüz atlatılmamışken, Devletin bu türden uçuk yatırımlara aktaracak kaynağı yoktur.
Son öneri yine Tevfik Sırrı Gür’ den gelir.
Efsane Vali, Belediyeye bünyenizdeki gayrimenkulleri satın, elde edeceğiniz kaynakla Ak Otel’ i bitirin nasihatinde bulunur..
Belediye Meclisi 1945 Şubatındaki toplantısında beklenen kararı alır…
Hâl’ de yer alan 73 dükkân Mart 1945’te 2 bin 500 lira ile 5 bin lira arasında değişen muhammen bedellerle satışa çıkarılır. ( aynı günlerde patates ve soğanın kilosu 30-35 kuruştur)
3 Nisan 1945’ te yapılan ilk ihalede 73 dükkânın 24’ ü satılır.
6 Nisan 1945’ te toplanan Şehir Meclisinde oturumu yöneten Başkan Fuat Morel’ e üyelerden biri; “Hâl binasındaki dükkânları satıyorsunuz. Bu satıştan sonra dükkânların faaliyet konusunda değişiklik olacak mı?” sorusunu sorar.
Aldığı yanıt taahhüt güvencesindedir:
“Dükkânların durumunda değişiklik olmayacaktır. Dükkânlar bugün gördükleri işi yine görmeye devam edeceklerdir. Binanın tasarrufunun şu veya bu şahsa geçmesi Hâl içerisinde belediyenin tayin ettiği iştigal mevzuunu değiştiremez. Şimdiye kadar olduğu gibi burada yine kasaplık, perakende sebzecilik ve toptan sebze alım satımı bundan sonra da aynen devam edecektir.”
Dükkanlar satılır, gerekli kaynak sağlanır da Ak Otel tamamlanır mı?
Sorunun dramatik yanıtı ‘Tuz Deposundan Taş Bina’ ya kitabımda’…
Merak eden kitabı edinip, Mersin’ inin hayli ilginç bir döneminde yaşananları okur…
*Ahmet Hallaç’ ın hatıra defteri Dr. Kemal Çelik tarafından FRANSIZ İŞGAL DÖNEMİ MERSİN BELEDİYE BAŞKANI AHMET HALLAÇ'IN ANILARI başlığıyla derlenip yayınlanmıştır..
Abdullah Ayan
Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.