Tuz deposundan Taş Binaʹ ya -56- (Bilge Cabraʹ dan hayatın sırlarını öğrenmek).. Abdullah Ayan yazdı

Spor (İHA) - İhlas Haber Ajansı | 15.03.2018 - 09:34, Güncelleme: 29.11.2021 - 14:41
 

Tuz deposundan Taş Binaʹ ya -56- (Bilge Cabraʹ dan hayatın sırlarını öğrenmek).. Abdullah Ayan yazdı

Aynı gök kubbenin altında bir kasaba Mersin… Ve kasabada dört yanı farklı renklerle sarmalanmış bir sokak, sokakta ne zaman bilinmezlerin duvarına çarpsa, meçhulleri aydınlatan feneriyle Muallim Cabra… Cabraʹ nın çok özel bir yeri vardır Halilʹ in düşünce dünyasında ve öykülerinde. O nedenle Cabra sadece Muallim (öğretmen) değildir, aynı zamanda ona düşünmeyi öğretecek olan bilgedir de… ˮNasıl sevineceğimi, neden üzüleceğimi beceremediğim erken yıllarım. Sıcak bir yaz ortası. Zaman çamurlu, su akmıyor. Yol ortasındaki keçinin dünyadan haberi yok. Salak halime o da gülüyor. Üzülüyordum biraz da. (…) İnecek bağı olmayan bir kırlangıç. Su olsa dökülmeyi beceremeyecek. Yağmur olup yağmamıştım daha. Neden erkek, neden kız? Merak etmemiştim daha. (…) ** On sekiz yaşım taze kanımda. -Oturacak yer, dedim. Kuşlar, kertenkele ve inekler olmaz, dedi. Cebin boş. İşin gücün de olmadığı için burada tünemeye hakkın yok. (…) Sokağımızın bilgesi, yaşlı Muallim (öğretmen) Cabraʹ ya akıl danışmaya gittim. -Bana öğretir misin? dedim. -Neyi? dedi. -Neden ve nasıl düşüneceğimi anlatır mısın lütfen? -Kendine bir uğraş bul, dedi Bilge Cabra. Sevgi ve düzenle ilgili. Ellerin ve aklın… El ile aklın neden yaratıldığını ve al ile verʹ in farkını öğrenirsin.. ** Sonra elime bir atasözü kitabı sıkıştırdı. ˮOkuˮ dedi. ˮBeğendiklerinin altını çiz. Düşünmek bulur seni.ˮ ** Bir hafta sonra kitabı iade ettim. ˮAtasözlerinin altını çizdin mi? dedi. ˮHayır,ˮ dedim. ˮAma hepsini sevdim.ˮ ˮBuldun, becerdin, ˮ dedi. ˮŞimdi kapının önünde bir kötü ara. Uzak et. Bir karanlık azalır sokağında. Günün daha aydın olur.ˮ (…) ** (…) ** Müftü deresi unutmuş su birikintisi Varacak bir deniz arayan Akmayı bekliyorum dersen Deniz çalar kapını. ** (…) Havada koku. Yeni açmış çiçekte. Sabahın erken saatinde biraz renk Bazen kızıl elmaya benzer. Eriktin sarı mı sarı. Ağzımı sulandıran. Bazen incirdin, yumuşak. Ağzın açık. Arıları deli eden. Birbirimizi uyandıran İki arı olduk. ** (…) Altmış yıl sonra sokak başı Sana benzer bir kadın. Nereden geldiğine Nereye gittiğine şaşkın Bu yaş nasıl yaşanır? dedi. Sesine benziyordu sesi. Bir haziran gününden bu hazirana Nasıl vardığını soruyordu. ** İşte böyle kadın hanım. Muallim Cabraʹ nın kitabının Bir sayfasında Kısmetim Senin yanında nefes almak oldu.ˮ * *İlyas Halil Baharı Bekleyen Bahçe (2015) kitabı, ˮYanında nefes almakˮ öyküsü (24 Mayıs 2012)  Abdullah Ayan  
Aynı gök kubbenin altında bir kasaba Mersin… Ve kasabada dört yanı farklı renklerle sarmalanmış bir sokak, sokakta ne zaman bilinmezlerin duvarına çarpsa, meçhulleri aydınlatan feneriyle Muallim Cabra… Cabraʹ nın çok özel bir yeri vardır Halilʹ in düşünce dünyasında ve öykülerinde. O nedenle Cabra sadece Muallim (öğretmen) değildir, aynı zamanda ona düşünmeyi öğretecek olan bilgedir de… ˮNasıl sevineceğimi, neden üzüleceğimi beceremediğim erken yıllarım. Sıcak bir yaz ortası. Zaman çamurlu, su akmıyor. Yol ortasındaki keçinin dünyadan haberi yok. Salak halime o da gülüyor. Üzülüyordum biraz da. (…) İnecek bağı olmayan bir kırlangıç. Su olsa dökülmeyi beceremeyecek. Yağmur olup yağmamıştım daha. Neden erkek, neden kız? Merak etmemiştim daha. (…) ** On sekiz yaşım taze kanımda. -Oturacak yer, dedim. Kuşlar, kertenkele ve inekler olmaz, dedi. Cebin boş. İşin gücün de olmadığı için burada tünemeye hakkın yok. (…) Sokağımızın bilgesi, yaşlı Muallim (öğretmen) Cabraʹ ya akıl danışmaya gittim. -Bana öğretir misin? dedim. -Neyi? dedi. -Neden ve nasıl düşüneceğimi anlatır mısın lütfen? -Kendine bir uğraş bul, dedi Bilge Cabra. Sevgi ve düzenle ilgili. Ellerin ve aklın… El ile aklın neden yaratıldığını ve al ile verʹ in farkını öğrenirsin.. ** Sonra elime bir atasözü kitabı sıkıştırdı. ˮOkuˮ dedi. ˮBeğendiklerinin altını çiz. Düşünmek bulur seni.ˮ ** Bir hafta sonra kitabı iade ettim. ˮAtasözlerinin altını çizdin mi? dedi. ˮHayır,ˮ dedim. ˮAma hepsini sevdim.ˮ ˮBuldun, becerdin, ˮ dedi. ˮŞimdi kapının önünde bir kötü ara. Uzak et. Bir karanlık azalır sokağında. Günün daha aydın olur.ˮ (…) ** (…) ** Müftü deresi unutmuş su birikintisi Varacak bir deniz arayan Akmayı bekliyorum dersen Deniz çalar kapını. ** (…) Havada koku. Yeni açmış çiçekte. Sabahın erken saatinde biraz renk Bazen kızıl elmaya benzer. Eriktin sarı mı sarı. Ağzımı sulandıran. Bazen incirdin, yumuşak. Ağzın açık. Arıları deli eden. Birbirimizi uyandıran İki arı olduk. ** (…) Altmış yıl sonra sokak başı Sana benzer bir kadın. Nereden geldiğine Nereye gittiğine şaşkın Bu yaş nasıl yaşanır? dedi. Sesine benziyordu sesi. Bir haziran gününden bu hazirana Nasıl vardığını soruyordu. ** İşte böyle kadın hanım. Muallim Cabraʹ nın kitabının Bir sayfasında Kısmetim Senin yanında nefes almak oldu.ˮ * *İlyas Halil Baharı Bekleyen Bahçe (2015) kitabı, ˮYanında nefes almakˮ öyküsü (24 Mayıs 2012)  Abdullah Ayan  
Habere ifade bırak !
Habere ait etiket tanımlanmamış.
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve inovatifhaber.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.