24 Haziran seçimleri...Kim kazandı, kim kaybetti?... CHP ve Muharrem İnce... Abdullah Ayan yazdı

(İHA) - İhlas Haber Ajansı | 02.07.2018 - 09:20, Güncelleme: 29.11.2021 - 14:41
 

24 Haziran seçimleri...Kim kazandı, kim kaybetti?... CHP ve Muharrem İnce... Abdullah Ayan yazdı

Bir önceki yazıda Cumhur ittifakı adı altında seçimlere giren AKP ve MHPʹ yi sandıktan çıkan sonuçlar ışığında irdelemeye çalışmış, 7 puan kaybeden AKPʹ nin Parlamento çoğunluğunu da yitirip, Meclisten bütçeyi, kanunları geçirmek için bundan böyle MHP veya bir başka partiye mahkum olacağı yönündeki öngörülerimi paylaştım. Gelelim muhalefet cephesine… Burada asıl üzerinde durulması gereken parti; ˮMillet İttifakıˮ adıyla oluşturulan bloğunda omurgasını oluşturan CHP ve CHPʹ nin adayı olarak Cumhurbaşkanlığı seçimine giren Muharrem İnceʹ nin aldığı sonuçlar… Ben seçimlerden sonra yayılan genel havanın aksine CHPʹ nin başarısız olduğunu düşünmüyorum. 1980 öncesi Ecevit döneminde halka dokunan politikalar sonucu elde ettiği iki zaferi saymazsak, özellikle de 2002 sonrası çizgisiyle ortaya çıkan tablodan hareketle bugünü okumazsak yapacağımız değerlendirme sağlıklı olmayacak… Unutulmamalı ki, %20-25 arasında değişen belirli bir kitleye dayanan, girdiği ve seçmeninin içini daraltan dar alandan bir türlü çıkamayan bir partiden söz ediyoruz. Baraj altında kaldığı 1999 seçimleri ardından girdiği tüm seçimlerde, hangi yolu, söylemi tutturursa tuttursun, sonucu değiştirecek hamleyi, kendi mahallesi dışında kalan ˮdiğerlerindenˮ oy alamayan CHPʹ yi 24 Hazirandaki %22,64 oranında kaldı diye suçlamak, parti içinde yükselen ˮgenel başkanı değiştirmeˮ taleplerinin gerçekliğe ne kadar yakın olduğu analize muhtaç bir durum.* Muhtaç çünkü, Türkiye sosyal ve siyasal anlamda baktığınız pencereye bağlı olarak bazen iki bazen de üç mahalleden oluşuyor. Muhafazakar sağ ve seküler sol olarak ele aldığımızda kabataslak %60-%40 olan ikili bir yapı var. Ama bir başka açıdan da aynı seküler sol Kürt tabana hitap eden çizgi ile CHPʹ nin birilerince yaftalama amacıyla kullanılan ˮBeyaz Türklerˮ arasında bölünmüş görünüyor. CHP, bugüne kadar hangi hamleyi yaparsa yapsın, muhafazakar sağdan oy alamıyor, Kürtlerle de aynı fotoğrafta görünmek istemiyor. Beklentileri, özellikle de Muharrem İnce mitinglerine yansıyan canlı kalabalıkları görenlerin ˮbu sefer bu iş tamamˮ söylemlerini anlamak mümkün. Ama bu hava bile, ˮnasıl olacak ta, karşı mahalledeki muhafazakardan oy alınacakˮ sorusuna cevap vermiyor. O zaman durup yeniden sorayım; CHP kendi tabanı ve tabanın temsil ettiği oy oranı belliyken ne yaptı da yaptı da artık kanıksanan %20-25 bandının üzerine çıksın? Ama isteyen, istediği kadar eleştirsin, elindeki sınırlı enstrümana rağmen 24 Hazirana giden süreçte Kılıçdaroğluʹ nun beni ve çoğu gözlemciyi şaşırtan hamleler yaptığını kabul edelim. MHPʹ nin baraj riskini bertaraf etmek için icat edilen ve adına ˮCumhur ittifakıˮ denilen yönteme karşı, üstelik aynı silahla kurulmasına öncülük ettiği, CHP, İyi Parti, Saadet Partisinden oluşan ˮMillet İttifakıˮ iyi bir hamleydi. O hamleyle karşı cephedeki milliyetçi-muhafazakar blokta beklendiği kadar gedik açılmasa da, yapılanın ne kadar hayati önem taşıdığı bugün karşımıza çıkan sonuçlarla daha iyi anlaşılıyor. Eğer Millet İttifakı çatısı altında bir araya gelinmese %9,96 oy alan İyi Parti barajın altında kalmayacak mıydı? Bu durumda İyi Partiʹ nin çıkardığı 43 Milletvekili hangi ittifaka gidecekti? Benzer bir süreç HDP ile olan dolaylı ilişki sayesinde ortaya çıktı. CHP içinden bir bölüm seçmen stratejik oy dediğimiz tanıma uygun biçimde, HDPʹ nin baraj altında kalması halinde çıkarması olası tüm Milletvekilliklerinin AK Partiye gideceği olgusuyla hareket edip sandığa gitti. Oranını bilmiyoruz ama CHPʹ nin 2015ʹ teki %25 ile bugünkü %22,64ʹ ü arasında kalan nisbi kaybının önemli kısmının HDP barajı aşsın diye verilen destekten kaynaklandığını söyleyebiliriz. (Bir başka makalede ele alacağım Mersin tablosunda bunu çok net görmek mümkün. Orada daha detaylı değineceğim) Toparlarsam, başarısız denilen Kılıçdaroğlu yönetimindeki CHP, doğru hamlelerle İyi Parti ve HDPʹ nin Mecliste yer almasını sağlamakla kalmadı. Toplam 110 Milletvekilinin baraj tuzaklarıyla karşı cepheye gitmesini önledi. Eğer bu stratejik hamleler olmasa, bugün 444 Milletvekiline sahip, dilediği biçimde anayasayı değiştirebilecek, gücü tartışılmaz bir AKP-MHP ortaklığındaki Parlamento tablosuyla karşı karşıya kalıyor olacaktık… ** CHPʹ nin Cumhurbaşkanı adayı Muharrem İnceʹ ye gelince… Samimiyetle itiraf edeyim; açıkçası ben İnceʹ nin böylesi bir performans göstereceğine inanmıyordum. Sadece ben değil, çoğu insanı şaşırtan kampanyasıyla, meydanlara topladığı büyük ve heyecanlı kalabalıklarla, yılgınlığa düşmüş geniş kitlelere umut veren, ˮolabilir, bu kez başarabilirizˮ duygusunu aşılayan bir İnce çıktı karşımıza… Çıkmaya çıktı da, ˮo her yanı sarsan gök gürlemeleri, yağmura döndü mü?ˮ Kendisi ve yakın çevresine bakarsak, partisinin %22,64 aldığı bir seçimde %30,64ʹ ü bulmuş, bir başka ifadeyle CHPʹden 8 puan fazla almış ve elinden geleni yapmıştır. Subjektif değerlendirmeleri sahiplerine bırakıp matematiksel tabloya bakalım: Tıpkı CHP seçmeninin HDPʹ ye verdiği destek gibi, Demirtaşʹ ın ikinci tura kalamayacağını gören bir kesim seçmen de MV seçimlerinde HDPʹye oy verirken Cumhurbaşkanlığı seçiminde İnceʹ ye vermiştir. Buradan gelen oy %3,30ʹ dur. Aynı tablo İyi Parti- Akşener oylarına da yansıyor. Partisi %9,96 alan Akşener %7,29ʹda kalıyor ki, buradan da İnceʹ ye 2,67 oranında oy kayması var. Saadetʹ te bile parti ile Cumhurbaşkanı adayı Karamollaoğlu oyları arasında %0,45ʹ lik fark var. Üçünü toplarsak yaklaşık %6,5 civarında oy muhalefet cephesinden İnceʹ ye gitmiş, kendi adaylarının 2. tura kalamayacağını görenlerin en azından bir kısmı (bunların arasında HDPʹ ye oy verip CB seçiminde İnceʹ yi tercih edenler önemli kesimi işgal ediyor) Muharrem İnceʹ yi desteklemiştir. İnceʹ nin karşı cepheden koparabildiği oy %1,5 ʹtur. Büyük olasılıkla da bu oylar, MHPʹ de kalıp Erdoğanʹ a asl oy vermeyeceğini söyleyen ülkücü oylarıdır.** Özetin özeti, İnce AK Parti kütlesinden küçücük bir taşı dahi yerinden oynatamamıştır. Zaten oynatsa sonuç çok farklı olur, Cumhurbaşkanı seçimleri de büyük olasılıkla ikinci tura kalırdı. Buradan yola çıkarak İnceʹ nin başarısız olduğu iddiasında değilim. Aksine adı geçen diğer adaylar CHP seçmenini böylesine başarıyla konsolide edemezdi. Ama unutmayalım, seçimi kazanmak için kendi cenahınızı bir araya getirmenin ötesinde, karşı cephede gedik açmanız gerekirdi, bu yapılamadı yahut vakit kalmadı… Analizleri sürdüreceğim…   * CHPʹ nin 2002 ve sonrası seçimlerde aldığı oy oranları 2002 %20 2007 %20 2011 %25,9 2015 (7 Haziran) %25 2015 (1 Kasım) %25,3 24 Haziran 2018 %22,64   ** Cumhurbaşkanı adayları ve partilerinin oy oranları:           M.İnce % 30,64 CHP 22,64 + 8,00 Demirtaş % 8,4 HDP 11,70 - 3,30 Akşener % 7,29 İYİ P 9,96 - 2,67 K.Mollaoğlu % 0,89 Saadet 1,34 - 0,45 Erdoğan % 52,59 AKP+MHP 53,66 - 1,07   Abdullah Ayan  
Bir önceki yazıda Cumhur ittifakı adı altında seçimlere giren AKP ve MHPʹ yi sandıktan çıkan sonuçlar ışığında irdelemeye çalışmış, 7 puan kaybeden AKPʹ nin Parlamento çoğunluğunu da yitirip, Meclisten bütçeyi, kanunları geçirmek için bundan böyle MHP veya bir başka partiye mahkum olacağı yönündeki öngörülerimi paylaştım. Gelelim muhalefet cephesine… Burada asıl üzerinde durulması gereken parti; ˮMillet İttifakıˮ adıyla oluşturulan bloğunda omurgasını oluşturan CHP ve CHPʹ nin adayı olarak Cumhurbaşkanlığı seçimine giren Muharrem İnceʹ nin aldığı sonuçlar… Ben seçimlerden sonra yayılan genel havanın aksine CHPʹ nin başarısız olduğunu düşünmüyorum. 1980 öncesi Ecevit döneminde halka dokunan politikalar sonucu elde ettiği iki zaferi saymazsak, özellikle de 2002 sonrası çizgisiyle ortaya çıkan tablodan hareketle bugünü okumazsak yapacağımız değerlendirme sağlıklı olmayacak… Unutulmamalı ki, %20-25 arasında değişen belirli bir kitleye dayanan, girdiği ve seçmeninin içini daraltan dar alandan bir türlü çıkamayan bir partiden söz ediyoruz. Baraj altında kaldığı 1999 seçimleri ardından girdiği tüm seçimlerde, hangi yolu, söylemi tutturursa tuttursun, sonucu değiştirecek hamleyi, kendi mahallesi dışında kalan ˮdiğerlerindenˮ oy alamayan CHPʹ yi 24 Hazirandaki %22,64 oranında kaldı diye suçlamak, parti içinde yükselen ˮgenel başkanı değiştirmeˮ taleplerinin gerçekliğe ne kadar yakın olduğu analize muhtaç bir durum.* Muhtaç çünkü, Türkiye sosyal ve siyasal anlamda baktığınız pencereye bağlı olarak bazen iki bazen de üç mahalleden oluşuyor. Muhafazakar sağ ve seküler sol olarak ele aldığımızda kabataslak %60-%40 olan ikili bir yapı var. Ama bir başka açıdan da aynı seküler sol Kürt tabana hitap eden çizgi ile CHPʹ nin birilerince yaftalama amacıyla kullanılan ˮBeyaz Türklerˮ arasında bölünmüş görünüyor. CHP, bugüne kadar hangi hamleyi yaparsa yapsın, muhafazakar sağdan oy alamıyor, Kürtlerle de aynı fotoğrafta görünmek istemiyor. Beklentileri, özellikle de Muharrem İnce mitinglerine yansıyan canlı kalabalıkları görenlerin ˮbu sefer bu iş tamamˮ söylemlerini anlamak mümkün. Ama bu hava bile, ˮnasıl olacak ta, karşı mahalledeki muhafazakardan oy alınacakˮ sorusuna cevap vermiyor. O zaman durup yeniden sorayım; CHP kendi tabanı ve tabanın temsil ettiği oy oranı belliyken ne yaptı da yaptı da artık kanıksanan %20-25 bandının üzerine çıksın? Ama isteyen, istediği kadar eleştirsin, elindeki sınırlı enstrümana rağmen 24 Hazirana giden süreçte Kılıçdaroğluʹ nun beni ve çoğu gözlemciyi şaşırtan hamleler yaptığını kabul edelim. MHPʹ nin baraj riskini bertaraf etmek için icat edilen ve adına ˮCumhur ittifakıˮ denilen yönteme karşı, üstelik aynı silahla kurulmasına öncülük ettiği, CHP, İyi Parti, Saadet Partisinden oluşan ˮMillet İttifakıˮ iyi bir hamleydi. O hamleyle karşı cephedeki milliyetçi-muhafazakar blokta beklendiği kadar gedik açılmasa da, yapılanın ne kadar hayati önem taşıdığı bugün karşımıza çıkan sonuçlarla daha iyi anlaşılıyor. Eğer Millet İttifakı çatısı altında bir araya gelinmese %9,96 oy alan İyi Parti barajın altında kalmayacak mıydı? Bu durumda İyi Partiʹ nin çıkardığı 43 Milletvekili hangi ittifaka gidecekti? Benzer bir süreç HDP ile olan dolaylı ilişki sayesinde ortaya çıktı. CHP içinden bir bölüm seçmen stratejik oy dediğimiz tanıma uygun biçimde, HDPʹ nin baraj altında kalması halinde çıkarması olası tüm Milletvekilliklerinin AK Partiye gideceği olgusuyla hareket edip sandığa gitti. Oranını bilmiyoruz ama CHPʹ nin 2015ʹ teki %25 ile bugünkü %22,64ʹ ü arasında kalan nisbi kaybının önemli kısmının HDP barajı aşsın diye verilen destekten kaynaklandığını söyleyebiliriz. (Bir başka makalede ele alacağım Mersin tablosunda bunu çok net görmek mümkün. Orada daha detaylı değineceğim) Toparlarsam, başarısız denilen Kılıçdaroğlu yönetimindeki CHP, doğru hamlelerle İyi Parti ve HDPʹ nin Mecliste yer almasını sağlamakla kalmadı. Toplam 110 Milletvekilinin baraj tuzaklarıyla karşı cepheye gitmesini önledi. Eğer bu stratejik hamleler olmasa, bugün 444 Milletvekiline sahip, dilediği biçimde anayasayı değiştirebilecek, gücü tartışılmaz bir AKP-MHP ortaklığındaki Parlamento tablosuyla karşı karşıya kalıyor olacaktık… ** CHPʹ nin Cumhurbaşkanı adayı Muharrem İnceʹ ye gelince… Samimiyetle itiraf edeyim; açıkçası ben İnceʹ nin böylesi bir performans göstereceğine inanmıyordum. Sadece ben değil, çoğu insanı şaşırtan kampanyasıyla, meydanlara topladığı büyük ve heyecanlı kalabalıklarla, yılgınlığa düşmüş geniş kitlelere umut veren, ˮolabilir, bu kez başarabilirizˮ duygusunu aşılayan bir İnce çıktı karşımıza… Çıkmaya çıktı da, ˮo her yanı sarsan gök gürlemeleri, yağmura döndü mü?ˮ Kendisi ve yakın çevresine bakarsak, partisinin %22,64 aldığı bir seçimde %30,64ʹ ü bulmuş, bir başka ifadeyle CHPʹden 8 puan fazla almış ve elinden geleni yapmıştır. Subjektif değerlendirmeleri sahiplerine bırakıp matematiksel tabloya bakalım: Tıpkı CHP seçmeninin HDPʹ ye verdiği destek gibi, Demirtaşʹ ın ikinci tura kalamayacağını gören bir kesim seçmen de MV seçimlerinde HDPʹye oy verirken Cumhurbaşkanlığı seçiminde İnceʹ ye vermiştir. Buradan gelen oy %3,30ʹ dur. Aynı tablo İyi Parti- Akşener oylarına da yansıyor. Partisi %9,96 alan Akşener %7,29ʹda kalıyor ki, buradan da İnceʹ ye 2,67 oranında oy kayması var. Saadetʹ te bile parti ile Cumhurbaşkanı adayı Karamollaoğlu oyları arasında %0,45ʹ lik fark var. Üçünü toplarsak yaklaşık %6,5 civarında oy muhalefet cephesinden İnceʹ ye gitmiş, kendi adaylarının 2. tura kalamayacağını görenlerin en azından bir kısmı (bunların arasında HDPʹ ye oy verip CB seçiminde İnceʹ yi tercih edenler önemli kesimi işgal ediyor) Muharrem İnceʹ yi desteklemiştir. İnceʹ nin karşı cepheden koparabildiği oy %1,5 ʹtur. Büyük olasılıkla da bu oylar, MHPʹ de kalıp Erdoğanʹ a asl oy vermeyeceğini söyleyen ülkücü oylarıdır.** Özetin özeti, İnce AK Parti kütlesinden küçücük bir taşı dahi yerinden oynatamamıştır. Zaten oynatsa sonuç çok farklı olur, Cumhurbaşkanı seçimleri de büyük olasılıkla ikinci tura kalırdı. Buradan yola çıkarak İnceʹ nin başarısız olduğu iddiasında değilim. Aksine adı geçen diğer adaylar CHP seçmenini böylesine başarıyla konsolide edemezdi. Ama unutmayalım, seçimi kazanmak için kendi cenahınızı bir araya getirmenin ötesinde, karşı cephede gedik açmanız gerekirdi, bu yapılamadı yahut vakit kalmadı… Analizleri sürdüreceğim…   * CHPʹ nin 2002 ve sonrası seçimlerde aldığı oy oranları 2002 %20 2007 %20 2011 %25,9 2015 (7 Haziran) %25 2015 (1 Kasım) %25,3 24 Haziran 2018 %22,64   ** Cumhurbaşkanı adayları ve partilerinin oy oranları:           M.İnce % 30,64 CHP 22,64 + 8,00 Demirtaş % 8,4 HDP 11,70 - 3,30 Akşener % 7,29 İYİ P 9,96 - 2,67 K.Mollaoğlu % 0,89 Saadet 1,34 - 0,45 Erdoğan % 52,59 AKP+MHP 53,66 - 1,07   Abdullah Ayan  
Habere ifade bırak !
Habere ait etiket tanımlanmamış.
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve inovatifhaber.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.