31 Mart’ın Şifreleri Ve Yapılması Gereken Şey!?... Prof. Dr. Ahmet Özer yazdı

28.03.2019 - 22:58, Güncelleme: 29.11.2021 - 14:41
 

31 Mart’ın Şifreleri Ve Yapılması Gereken Şey!?... Prof. Dr. Ahmet Özer yazdı

Seçmen neye bakarak ve nasıl karar vermeli? Seçmen bazı ayrıt edici noktalara dikkat etmeli. Daha doğrusu seçmen A’yi B’den ayırmak için (yani A adayını B adayı ile karşılaştırmak için) başvuracağı bazı ölçütler olmalı. Nedir bu ölçütler?

Türkiyede Bir İlki Başardık             Toros üniversitesi Kentleşme ve Yerel yönetimler Uygulama ve Araştırma Merkezi, KEYAM olarak 12 Mart 2019 tarihinde Mersin Kent Zirvesi adıyla bir etkinlik düzenledik.. Üç büyükşehir adayını aynı panelde bir araya getirdik. Bu toplantı Türkiye'de bir ilkti.  Bu nedenle buna Büyük Buluşma dedik.. Mersin Büyükşehir Belediye Başkan Adayları bu büyük buluşmada  projelerini anlattılar.               Türkiye'de Bir İlk Olan Bu Toplantının İki Büyük Önemi Vardı:             Birincisi, kutuplaşmanın, gerginliğin had safhada olduğu bir ortamda (hem de Mersin gibi adaylaşma sürecinde sorun yaşanan ve günlerce Türkiye gündemini oluşturan) üç ayrı partiden başkan adaylarını bir araya getirerek siyasetin hoşgörü içinde, zerafet ve nezaketle yapılabileceğini gösterdik ve bu anlamda bir mesaj verdik. Bu mesaj Türkiye tarafından alındı. Nitekim üç saat süren program üç yerel televizyon tarafından canlı yayınlandığı gibi ulusal televizyonlar (Habertürk, CNN, Kanal D, NTV, Fox Tv) tarafından da günlerce ana haber bültenlerinde birden fazla kez verildi ve Türkiye siyasetine örnek gösterildi. Dolayısıyla biz uzun yıllardır seçim zamanlarında eşi benzeri yapıl(a)mayan bu etkinlikle güçlü bir mesaj vermek istedik ve bu mesajı Türkiye aldı.               Seçmenin ve Seçilenin Dikkat Etmesi Gereken Hususlar             İkinci amacımız da seçime giderken öne çıkarılması ve değerlendirilmesi gereken unsurları göstermekti. Bilindiği gibi seçim sürecinin iki aktörü, iki tarafı vardır. Bir tarafta seçmen yer alırken diğer tarafta adaylar yer alır.  Bu manda hem seçmenin hem de adayların üstüne düşen önemli görevler var.              Seçmenin oy verme sürecindeki görevi; 1) Doğru tercihi bulmak, 2)Sandıkta oyunu kullanmak, 3)Verdiği oya sahip çıkmaktır..  Adayın bu süreçte yapması gerekenler ise; 1)Doğru tercihin kendisi olduğunu anlatmak, 2)Seçmenin sandığa gitmesini sağlamak, 3)Aldığı oya sahip çıkmaktır onun da görev ve sorumluluğu.             Peki seçmen neye bakarak ve nasıl karar vermeli? Seçmen bazı ayrıt edici noktalara dikkat etmeli. Daha doğrusu seçmen A’yi B’den ayırmak için (yani A adayını B adayı ile karşılaştırmak için) başvuracağı bazı ölçütler olmalı.   Nedir bu ölçütler? Diğer bir deyişle  seçmen tercihini kullanırken ya da karar vermeye çalışırken şu hususlara bakmalı: 1)Adayın hedefleri net açık ve ulaşılabilir mi? Bir kere öncellikle buna dikkat kesilmeli.  2)Bunlara ulaştıracak projeler fizibil mi? Yani, projelerin kaynağı  var mı ve geri döngüsü mümkün mü, projeler insana dokunuyor mu, doğa ve çevre dostu mu? Bunları dikkatle incelemeli.  3)Belediye başkan aday gerçekten projelerini tespit ettiği hedeflere ulaştıracak  nitelikli kadrolara sahip mi? Diğer bir deyişle kadrolar liyakat ve ehliyet sahibi mi, yoksa eş dosttan toplama mı? Bu noktaları gözlemeli ve araştırmalı ve ona göre bir kara, bir sonuca ulaşmalıdır.             Eğer  adayın hedefleri,  projeleri ve kadroları kendisini tatmin ediyorsa gönül rahatlığı ile oyunu kullanmalıdır. Aksi taktirde sadece partizan(ca) saiklerle hareket ederse yani adayın niteliğine bakmadan ve sonrasını hesap etmeden oy kullanırsa yanılabilir. Geçmişte yaşanan deneyimlerde görüldüğü gibi, o zaman maalesef “benim hırsızım iyi seninki kötü” durumuna düşülür ki bu da kente felaket olarak geri döner. Bu felaketi sadece karşı taraf değil oy veren de vermeyen de yaşar, yaşamak zorunda kalır.  Çünkü yollar kötü ise herkes için kötüdür. Hava kirli ise A partilinin burnundan gireyim  B partilininkinden girmeyeyim diyemez.  Ya da su akmıyorsa herkese akmaz, çöpten yayılan hastalık ayırım gözetmez.               Oy verme Davranışını Belirleyen Ekoller             Peki, sadece bunlar mı seçmen davranışını belirleyen ya da seçmeni yönlendiren saiklerdir? Hayır, seçmen davranışını belirleyen dört ekol var dünyada. Bunlar; 1)Sosyolojik ekoldur ki, bu manada değerlendirme yapan seçmen kimlikleri baz alır. (HDP seçmeni ile bazı inanç grupları genellikle bu sosyolojiye göre tercih kullanmaktadır) 2) Psikolojik ekol; duygusal bağ-lider kültü, aile geleneğini baz alır, (Cumhurbaşkanı Erdoğana oy verenler genellikle bu psikoloji ile hareket ederler.) 3) Ekonomik ekol; ekonomiyi, geçim koşullarını baz alır. (Üniversite ve üstü kesimler daha ziyade davranışlarını ekonomiye göre belirler ki bu seçimde de etkili olacak husulardan biridir.)               Sonuç             Bir yerel seçime gidiyoruz, savaşa değil. Ortalığı haddinden fazla germek kimseye yarar getirmez. Bu anlamda gelecekte kapanması zor sosyal ve siyasal bunalımlara dikkat etmek lazım. Seçimde herkesin ve her kesimin hoşgörü içinde nezaketle yarışması gerekir.  Ki seçmen de doğru biçimde tercihini yapabilsin,  gönül rahatlığı içinde gidip onu kullanabilsin.                   Unutulmamalıdır ki siyasetin ve yerel yönetimlerin ve tabi o arda bugün daha önemli hale gelmiş olan belediyelerin ve belediye başkanlarının üç işlevi vardır: 1) Şehirdeki yaşam kalitesini, refahı ve üretimi artırmak, 2)Üretileni hakça paylaşmak; yani, varsıllar karşısında yoksulları, dezavantajlı grupları da düşünmek, 3)Bunları barış ve huzur ortamı için de gerçekleştirmek. Evde huzur, sokakta huzur, mahallede huzur, kentte huzur ve nihayetinde ülkede huzur. Gelinen noktada sürdürülebilir, yaşanabilir ve hakçal, insani gelişme endeksi yüksek, kapsayıcı ve erdemli kentlerdir hepimizin beklentisi. İşin esası budur vesselam. Prof.Dr. Ahmet Özer  
Seçmen neye bakarak ve nasıl karar vermeli? Seçmen bazı ayrıt edici noktalara dikkat etmeli. Daha doğrusu seçmen A’yi B’den ayırmak için (yani A adayını B adayı ile karşılaştırmak için) başvuracağı bazı ölçütler olmalı. Nedir bu ölçütler?

Türkiyede Bir İlki Başardık

            Toros üniversitesi Kentleşme ve Yerel yönetimler Uygulama ve Araştırma Merkezi, KEYAM olarak 12 Mart 2019 tarihinde Mersin Kent Zirvesi adıyla bir etkinlik düzenledik.. Üç büyükşehir adayını aynı panelde bir araya getirdik. Bu toplantı Türkiye'de bir ilkti.  Bu nedenle buna Büyük Buluşma dedik.. Mersin Büyükşehir Belediye Başkan Adayları bu büyük buluşmada  projelerini anlattılar.

 

            Türkiye'de Bir İlk Olan Bu Toplantının İki Büyük Önemi Vardı:

            Birincisi, kutuplaşmanın, gerginliğin had safhada olduğu bir ortamda (hem de Mersin gibi adaylaşma sürecinde sorun yaşanan ve günlerce Türkiye gündemini oluşturan) üç ayrı partiden başkan adaylarını bir araya getirerek siyasetin hoşgörü içinde, zerafet ve nezaketle yapılabileceğini gösterdik ve bu anlamda bir mesaj verdik. Bu mesaj Türkiye tarafından alındı. Nitekim üç saat süren program üç yerel televizyon tarafından canlı yayınlandığı gibi ulusal televizyonlar (Habertürk, CNN, Kanal D, NTV, Fox Tv) tarafından da günlerce ana haber bültenlerinde birden fazla kez verildi ve Türkiye siyasetine örnek gösterildi. Dolayısıyla biz uzun yıllardır seçim zamanlarında eşi benzeri yapıl(a)mayan bu etkinlikle güçlü bir mesaj vermek istedik ve bu mesajı Türkiye aldı.

 

            Seçmenin ve Seçilenin Dikkat Etmesi Gereken Hususlar

            İkinci amacımız da seçime giderken öne çıkarılması ve değerlendirilmesi gereken unsurları göstermekti. Bilindiği gibi seçim sürecinin iki aktörü, iki tarafı vardır. Bir tarafta seçmen yer alırken diğer tarafta adaylar yer alır.  Bu manda hem seçmenin hem de adayların üstüne düşen önemli görevler var. 

            Seçmenin oy verme sürecindeki görevi; 1) Doğru tercihi bulmak, 2)Sandıkta oyunu kullanmak, 3)Verdiği oya sahip çıkmaktır..  Adayın bu süreçte yapması gerekenler ise; 1)Doğru tercihin kendisi olduğunu anlatmak, 2)Seçmenin sandığa gitmesini sağlamak, 3)Aldığı oya sahip çıkmaktır onun da görev ve sorumluluğu.

            Peki seçmen neye bakarak ve nasıl karar vermeli? Seçmen bazı ayrıt edici noktalara dikkat etmeli. Daha doğrusu seçmen A’yi B’den ayırmak için (yani A adayını B adayı ile karşılaştırmak için) başvuracağı bazı ölçütler olmalı.   Nedir bu ölçütler? Diğer bir deyişle  seçmen tercihini kullanırken ya da karar vermeye çalışırken şu hususlara bakmalı: 1)Adayın hedefleri net açık ve ulaşılabilir mi? Bir kere öncellikle buna dikkat kesilmeli.  2)Bunlara ulaştıracak projeler fizibil mi? Yani, projelerin kaynağı  var mı ve geri döngüsü mümkün mü, projeler insana dokunuyor mu, doğa ve çevre dostu mu? Bunları dikkatle incelemeli.  3)Belediye başkan aday gerçekten projelerini tespit ettiği hedeflere ulaştıracak  nitelikli kadrolara sahip mi? Diğer bir deyişle kadrolar liyakat ve ehliyet sahibi mi, yoksa eş dosttan toplama mı? Bu noktaları gözlemeli ve araştırmalı ve ona göre bir kara, bir sonuca ulaşmalıdır.

            Eğer  adayın hedefleri,  projeleri ve kadroları kendisini tatmin ediyorsa gönül rahatlığı ile oyunu kullanmalıdır. Aksi taktirde sadece partizan(ca) saiklerle hareket ederse yani adayın niteliğine bakmadan ve sonrasını hesap etmeden oy kullanırsa yanılabilir. Geçmişte yaşanan deneyimlerde görüldüğü gibi, o zaman maalesef “benim hırsızım iyi seninki kötü” durumuna düşülür ki bu da kente felaket olarak geri döner. Bu felaketi sadece karşı taraf değil oy veren de vermeyen de yaşar, yaşamak zorunda kalır.  Çünkü yollar kötü ise herkes için kötüdür. Hava kirli ise A partilinin burnundan gireyim  B partilininkinden girmeyeyim diyemez.  Ya da su akmıyorsa herkese akmaz, çöpten yayılan hastalık ayırım gözetmez.

 

            Oy verme Davranışını Belirleyen Ekoller

            Peki, sadece bunlar mı seçmen davranışını belirleyen ya da seçmeni yönlendiren saiklerdir? Hayır, seçmen davranışını belirleyen dört ekol var dünyada. Bunlar; 1)Sosyolojik ekoldur ki, bu manada değerlendirme yapan seçmen kimlikleri baz alır. (HDP seçmeni ile bazı inanç grupları genellikle bu sosyolojiye göre tercih kullanmaktadır) 2) Psikolojik ekol; duygusal bağ-lider kültü, aile geleneğini baz alır, (Cumhurbaşkanı Erdoğana oy verenler genellikle bu psikoloji ile hareket ederler.) 3) Ekonomik ekol; ekonomiyi, geçim koşullarını baz alır. (Üniversite ve üstü kesimler daha ziyade davranışlarını ekonomiye göre belirler ki bu seçimde de etkili olacak husulardan biridir.)

 

            Sonuç

            Bir yerel seçime gidiyoruz, savaşa değil. Ortalığı haddinden fazla germek kimseye yarar getirmez. Bu anlamda gelecekte kapanması zor sosyal ve siyasal bunalımlara dikkat etmek lazım. Seçimde herkesin ve her kesimin hoşgörü içinde nezaketle yarışması gerekir.  Ki seçmen de doğru biçimde tercihini yapabilsin,  gönül rahatlığı içinde gidip onu kullanabilsin.      

            Unutulmamalıdır ki siyasetin ve yerel yönetimlerin ve tabi o arda bugün daha önemli hale gelmiş olan belediyelerin ve belediye başkanlarının üç işlevi vardır: 1) Şehirdeki yaşam kalitesini, refahı ve üretimi artırmak, 2)Üretileni hakça paylaşmak; yani, varsıllar karşısında yoksulları, dezavantajlı grupları da düşünmek, 3)Bunları barış ve huzur ortamı için de gerçekleştirmek. Evde huzur, sokakta huzur, mahallede huzur, kentte huzur ve nihayetinde ülkede huzur. Gelinen noktada sürdürülebilir, yaşanabilir ve hakçal, insani gelişme endeksi yüksek, kapsayıcı ve erdemli kentlerdir hepimizin beklentisi. İşin esası budur vesselam.

Prof.Dr. Ahmet Özer

 

Habere ifade bırak !
Habere ait etiket tanımlanmamış.
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve inovatifhaber.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.