Mersin İstişare Kulübü 'Mersin ve Türkiye Tarımı' gündemiyle buluştu

Güncel 27.11.2022 - 10:54, Güncelleme: 27.11.2022 - 13:26
 

Mersin İstişare Kulübü 'Mersin ve Türkiye Tarımı' gündemiyle buluştu

Mersin İstişare Kulübü üyeleri Kasım Ayı buluşmaları kapsamında Mezitli Mado’da sabah kahvaltısında bir araya geldi.

Gerçekleşen buluşmada daha sonra  Prof. Dr. Erkan Aktaş’ın sunumuyla  Türkiye tarımında yapısal sorunlar,Tarımsal Kooperatifler,Tarımsal destekler ve politikalar,Mersin'in Türkiye tarımındaki yeri,Yeşil Dönüşüm ve Tarım’ konuları masaya yatırıldı. Buluşmaya Mersin Üniversitesi IIBF İktisat Bolümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Erkan Aktaş , Mersin Tarım ve Orman İl Müdürü Arif Abalı, Mersin Büyükşehir Tarımsal Hizmetler Daire Başkanı Abdullah Selçuk Şahutoğlu, Akdeniz İhracatçılar Birliği (AKİB) Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı Tarık Ciğer, Ulusal Turunçgil Konseyi Başkan Vekili Kemal Kaçmaz,  Mersin Üniversitesi Turizm Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Kemal Birdir, Emekli Öğretim üyesi Prof. Dr. Yusuf Zeren, Toros Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Köksal Hazır, Mepiad Başkanı Özcan Demir, Mersin Zirai Karantina Müdür Yardımcısı Turgay Aytürk, Ticaret ve Sanayi Odası Meclis üyesi Veysi İpek, yanı sıra diğer kulüp üyeleri katıldı. “Bilim dünyası ile iş dünyasını bir araya getirerek bilimsel temelli çözümler üretmeyi amaçlıyoruz” İnteraktif bir şekilde gerçekleşen buluşmanın açılış konuşmasını gerçekleştiren Mersin İstişare Kulübü Başkanı ve Yönetim Danışmanı Vizyoner YGM Yönetim Kurulu Başkanı Ferudun Gündüz, amaçlarının  bilim dünyası ile iş dünyasını bir araya getirmek ve bir takım sorunlara bilimsel temelli çözümler üretmek olduğunu belirterek, “ Bu anlamda belirli konuları seçiyoruz. Özellikle ayda bir toplantı yapmaya çalışıyoruz. Daha önce biz lojistik konusunu seçmiştik. Prof. Dr. Köksal Hazır  hocamızın bir sunumu olmuştu. Bir sonraki toplantıda da Turizm Fakültesinin dekanlarından Prof Dr Kemal Birdir hocamızın turizm ile ilgili bir sunum yapmıştı.Yine genel konulara açık olarak gündemin biraz daha esnek olduğu bir toplantımız daha gerçekleşmişti. Bu sanırım beşinci toplantımız oldu. Kentin çok yönlü sorunları var. Bunları belirli platformlarda bir araya gelerek özellikle farklı görüşleri olan insanların bir araya gelerek tartışması  gelişmiş toplumlarda demokratik toplumlarda vazgeçilmez bir unsur. Çünkü sivil toplumun güçlendiği toplumlar ancak gelişebiliyor, üretebiliyor ve karar vericilere farklı öneriler götürebiliyor.Bizde  bu tür toplantıların kentimizde bu ve benzeri gruplarda çoğalmasını çok arzu ediyoruz çünkü buradan çıkan fikirler bahsettiğim  gibi üst yönetimlere karar vericilere ulaştığında o zaman toplumda dinamizm bir gelişme, eksiklerin giderilmesi, yeni ve  inovatif fikirlerin ortaya çıkmasını sağlayabiliriz. “dedi. “Keçi varlığında da Türkiye birincisiyiz.” Mersin ilinin 10 üründe birinci sırada yer aldığını belirten Mersin Tarım Orman İl Müdürü Arif Abalı, “Limon, çilek, muz vb… belki bilmediğiniz bir şey söyleyebilirim. Keçi varlığında Türkiye birincisiyiz.  Ben il müdür olduktan sonra hem kendin yöneticilerine hem de ilgili milletvekillerine birçok yerde bunu anlatmaya çalıştık. Çünkü bilinmeyen birincilikler vardı Mersin’de. 7 milyona yakın yaş meyve sebze üretimimiz var. Türkiye'de yaş meyve sebze ihracatında Türkiye'de birinciyiz.TÜİK verilerine göre  yüzde yirmi dördünü gerçekleştiriyoruz.  Aynı zamanda da çevre illerin de ihracatını gerçekleştiriyoruz. “dedi “Çukurova Bölgesi Mersin toprakları yaklaşık 11 -12 bin yıldır insanoğlunu doyurmakta” Abalı, “Bu topraklarda Yumuktepe’den elde edilen verilere bakıldığı zaman bir 10 bin yıldır tarım yapılmakta. Göbeklitepe'den sonra ki orada iki bin yıllık fark var. Belki Mersin’e gelmesi eş zamanlı olmadı ama  yüzyıllar geçti buraya gelmesi. Oradan buraya gelişi ile birlikte Mezopotamya’dan sonra Mersin Çukurova’ya Anadolu’ya gelişinin bu topraklardan olduğuna inanan biriyim. Aynı şekilde Avrupa’ya tarımın yine bu topraklardan gittiğini düşünen birisiyim. Yani Çukurova Bölgesi Mersin toprakları yaklaşık 11 -12 bin yıldır insanoğlunu doyurmakta.Bu topraklar üzerinde tarım yapmaktayız. Yılın 12 ayı tarım yapılmaktayız. 0 rakımdan 2000-2500 rakıma kadar tarım yapılmakta ve birden ikiden fazla ekim yapılan tarlalar var. Dolayısıyla tarımın en yoğun olduğu kentlerin Mersin ve Antalya olduğuna inanan biriyim. 20.5 milyar TL"lik Gayri Safi Yurtiçi Hasılaya da katkı veren bir iliz. Bu anlamda da istihdama da çok büyük bir katkı veren iliz aynı zamanda. Hepsini toparladığımız zaman tabii ki bu kadar büyüklüğün içerisinde sorunları da büyük olan bir iliz. Tarsus haricindeki arazilerin çoğu küçük parçalı araziler. Bu anlamda hem büyük arazilerle uğraşırken küçük parçalı arazilerle neler yapılabilir neler yapılması gerekiyor.Aynı zamanda yüze yakın ürünün ticaretinin tarımın yapıldığı bir kentiz burada. Örnek verecek olursak bir tane soru aklıma geliyor “işte Ejder meyvesi Mersin'de niye olması gerekiyor. Karşısında olan bir sürü arkadaşlarımız oldu. Ejder meyvesinin pahalı olmasından kaynaklı ama dekar başına verim olarak en yüksek gelirlerden bir tanesi ejder meyvesi olduğu için serada ve seranın düzenli olması gerekmiyordu Ejder meyvesinden avakadoya kadar veya limondan çileğe, keçiye kadar her şeyin yetiştirildiği, üretildiği 320 kilometre denizi olan saygın bir kent.  Aynı zamanda da açık denizde çipura levrek havuzlarında yaklaşık 30000 tona yaklaştık. Toplamda da 34500 ton civarında bir su ürünleri üretimimiz var. Daha önce 4500 ton avcılıktan elde ettiğimiz bir balıkçılığımız vardı şimdi toplamda 34500 ton üretimimiz var ve ilerleyen yıllarda da 60 bin tonu bulacağız Bunun büyük bir çoğunluğu da ihracat geliri olarak ilimize ve ülkemize girmekte.Şunu anlatmak için bunu söylüyorum;  Lojistik, turizm gibi bir çok alanda kapasitesi her yıla göre artan bir iliz açıkçası. Ama dediğim gibi sorunları da çok olan bir kentiz. Kooperatifleşme konusuna çok önem veriyorum. Türkiye'de kooperatifçilik kanununun değişmesi gerektiğine inanan birisiyim”dedi. Açılış konuşmalarını ardından Prof. Dr. Erkan Aktaş ‘Türkiye tarımında yapısal sorunlar,Tarımsal Kooperatifler,Tarımsal destekler ve politikalar,Mersin'in Türkiye tarımındaki yeri, Yeşil Dönüşüm ve Tarım’ konularında bir sunum gerçekleştirdi. “Mersin Türkiye’nin Hollanda’sı’dır.” Mersin tarım da katma değer sağlayan bir il olduğunu belirten Prof.Dr.Aktaş  “Konya’nın toplam tarımsal sulama alanı Mersin’in sulama alanına eşit. Mersin verim alanında en çok katma değerli alan ve sıralamaya giren bir il.Bir çok alanın yanında tarım bu kentin en önemli kemiklerinden bir tanesi. Mersin ve Adana orman alanları yönünden de çok önemli. Bir taraftan ormansal ürünlerin değerlendirilmesi diğer taraftan da yayla turizmi açısından yine çok önemli.Mersin’in meyve ve baharatların gelişimine baktığımız zaman Türkiye trendi ile beraber hareket ettiğini görüyoruz. Meyvecilikte çok iyiyiz. İhracatta yine çok öndeyiz. Sadece meyve değil baklagillerde de liman kaynaklı borsalar da aktif çalışmakta. Onlarda da çok güçlüler. Şunu söyleyebilirim Mersin Türkiye’nin Hollanda’sı’dır. Türkiye’de 24 milyon hektarlık alan 20 milyon hektara inmiş durumda. Mersin 3.3 milyon dekar alanla Konya’nın beşte birine denk gelen bu alanda Konya ile yarışmakta. Nadas alanlarına bakıldığında ciddi bir azalma var. Tarımsal alanlarda da bir azalma var. Şunu da belirteyim TÜİK verilerine göre son iki yılda nadas alanları azalırken Mersin’de artıyor.Bunun altını çizmek gerekiyor. “Mersin kendi kendine yeterlilikte elinden gelenin fazlasını yapıyor” Seçilmiş tarla ürünlerinde yeterlilik dereceleri hakkında bilgiler sunan Prof. Dr. Aktaş, “Türkiye ciddi anlamda başta soya olmak üzere mercimek, ay çiçeği, pirinç mısır, kuru fasulye, arpa ve yulafta  dışa bağımlı durumdadır.Buna karşın şeker pancarı, çavdar, buğday, pamuk, patates, nohut üretiminde kendine yeter durumdadır. Meyvelere bakıldığında incir, greyfurt,kayısı,mandalina, limona bakıldığında Mersin Türkiye’de tarımda önemli bir konumda. Bu ürünlerde kendine çok yeten bir ülkeyiz. Muz üretimindeki plansızlık sonucu muz fiyatlarının düşüşe geçirebilir. Türkiye’de soğan  patates fiyatı muz fiyatı ile aynı noktaya geldi. Bu da muz üreticilerine darbe vuruyor. Muz için yapılan desteklerin önü alınmazsa büyük risk ortamı oluşacak. Ayrıca serada yetişen muzun kalitesi, lezzeti yada kalıntı ile ilgili soru işaretleri var. Onca gereksiz yatırım bu alana yöneldi. Bu da kent için ciddi bir problem. Yine aynı şekilde sebze ürünlerinde sarımsak hariç kendi kendine yeten bir ülkeyiz.Mersin kendi kendine yeterlilikte elinden gelenin fazlasını yapıyor.”dedi “Kooperatifçiliğin özünde dayanışma var. Bu bir kültürdür.” Sunumunda kooperatifçilik konusunda değinen Prof.Dr.Aktaş, demokrasi, dayanışma ve   rekabetin olmadığı bir ortamda kooperatifcilik düşüncesinin etkili olmayacağını belirterek, “ Türkiye’de 13-14 bin kooperatif var. Tümünü topladığınızda ise bu sayı 84 bin oluyor. Birlik sayısı 598. En fazla kooperatif var ama geliri yok. Kamu kurum ve kuruluşlarının destekleriyle Kadın kooperatifleri başarılı olabilmektedir. Kooperatifçiliğin özünde dayanışma var. Bu bir kültürdür.Özellikle kooperatifçilikten beklenen kalkınma etkisini güçlendiren sosyolojik ve kültürel unsurları da içinde barındıran, toplumun girişimcilik becerileri, istişare kültürü, birlikte hareket etme, kendi sorumluluğunu başkasına devretmeme gibi faktörlerdir. O sebeple kooperatiflerin ülkeden ülkeye farklı başarı sonuçları vermesi esasen bahsi geçen bu sosyolojik ve kültürel zemin olduğu görülecektir.Kooperatifçiliğe örnek olarak global ölçekte bir büyüklüğe ulaşan Mondragon Kooperatifi gösterilebilir. 60 yıl önce İspanya’nın Bask bölgesinde kurulan işçilere ait en büyük kooperatiftir.35 ülkede 76 bin işçi sahibi istihdam eden 260 kooperatif işletmesinden oluşan bir ağa sahiptir ve yıllık geliri 12 milyar euro’yu aşmaktadır.”dedi. Prof.Dr.Aktaş , AB yeşil dönüşümün başta iklim değişikliği ile mücadeleyi uluslararası ekonomi ve ticaret politikalarının merkezine taşıdığını belirtti.Bu mutabakatla ilk karbon nötr kıta olma hedefinin 2050 yılına kadar gerçekleşmesinin planlandığını bunun içinde tüm politika enstrümanlarının gözden geçirilmesinin gerekliliğini ve sanayinin dönüşümünü gerektiren yeni bir yeşil büyüme stratejisinin zorunluluğuna dikkat çekildiğini ifade etti. Özellikle Covid 19 krizi sonrası toparlanma döneminde sürdürülebilir ve kapsayıcı bir küresel ekonominin inşası uluslararası toplumun öncelikli gündemi haline geldiğini söyledi. Prof.Dr.Aktaş’ın sunumu sonrası katılımcılar Mersin ve Türkiye'de tarımın gelişimi  ile ilgili değişik görüş ve önerilerle toplantıya katkıda bulundu. “Mersin’de uluslararası bir ölçekte bir kongre yapılabileceğini gösterdik” Ulusal Turunçgil Konseyi Başkan Vekili ve ISC Başkanı Kemal Kaçmaz  konuşmasında Uluslararası Turunçgil Kongresi süreci hakkında bilgilendirme yaptı. Kaçmaz, “1968 yılından beri dünyada 4 yılda yapılan bu kongrenin ülkemizde yapılabilemesi için büyük gayret sarfettik.Neticede Brezilya’da gerçekleşen kongrede 2020 yılında ülkemizde yapılması kararlaştırıldı. Ama Covid’den dolayı bu tarihi ertelemek zorunda kaldık ve Kasım 2022’de Mersin’de gerçekleştirdik. 30 ülkeden 300’ün üzerinde katılımcı geldi ve 400’e yakın bildiri ve sunum yapıldı.Her şeyden önemlisi 2012 yılından bu yana Türkiye’nin, Mersin’in ve sektörün tüm dünyaya tanıtımını yaptık. Ayrıca burada Mersin’de kongre turizminin gelişmesi için uluslararası bir ölçekte bir kongre yapılabileceğini gösterdik. Mersin Üniversitesi, Çukurova Üniversitesi ve Toros Üniversitesine teşekkür ederim. Toros üniversitesi gastronomi alanında gastro showlarıyla  bize destek verdiler. Herkesin katkısı oldu. Burada kongre yapmak zor bir şey. Karşılama, havaalanından transferler, farklı otellerde konaklamalar. Zor bir süreçti.Mersin’de ziraat Fakültesi olmadığı için mecburen Bilim kurulunu Çukurova Üniversitesi ile oluşturmak durumunda kaldık.Uzun süre Adana Mersin rekabeti yaşadık.”dedi. "Tarım ve gıda platformunun yeniden hayata geçirilmesi lazım." Mersin İstişare Kulübü Başkanı Ferudun Gündüz, buluşma sonunda katılımcılara teşekkür etti. Tarım konusunun geniş zanlarda daha çok tartılışması gerektiğini belirten Gündüz, “Tarım sohbetleri” adı altında yeni buluşmalar gerçekleştirmeyi önerisini sundu. Gündüz, “ Aslında biz epey bir önce tarım master planı yapmıştık Mersin’de. Onunla ilgili ciddi kaynaklar var.Onların güncellenmesi lazım. İl Tarım müdürlüğü ona destek verebilir. Mersin’de bu toplantı gösterdi ki aslında tarım ve gıda platformunun yeniden hayata geçirilmesi lazım. İlgili taraflar bir araya gelince güzel sonuçlar çıkıyor.Bunlar karar vericilere aktarılıp sonuç sağlanırsa da somut adımlar atmış oluruz. Katılımız için teşekkür ederim”  
Mersin İstişare Kulübü üyeleri Kasım Ayı buluşmaları kapsamında Mezitli Mado’da sabah kahvaltısında bir araya geldi.

Gerçekleşen buluşmada daha sonra  Prof. Dr. Erkan Aktaş’ın sunumuyla  Türkiye tarımında yapısal sorunlar,Tarımsal Kooperatifler,Tarımsal destekler ve politikalar,Mersin'in Türkiye tarımındaki yeri,Yeşil Dönüşüm ve Tarım’ konuları masaya yatırıldı.

Buluşmaya Mersin Üniversitesi IIBF İktisat Bolümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Erkan Aktaş , Mersin Tarım ve Orman İl Müdürü Arif Abalı, Mersin Büyükşehir Tarımsal Hizmetler Daire Başkanı Abdullah Selçuk Şahutoğlu, Akdeniz İhracatçılar Birliği (AKİB) Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı Tarık Ciğer, Ulusal Turunçgil Konseyi Başkan Vekili Kemal Kaçmaz,  Mersin Üniversitesi Turizm Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Kemal Birdir, Emekli Öğretim üyesi Prof. Dr. Yusuf Zeren, Toros Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Köksal Hazır, Mepiad Başkanı Özcan Demir, Mersin Zirai Karantina Müdür Yardımcısı Turgay Aytürk, Ticaret ve Sanayi Odası Meclis üyesi Veysi İpek, yanı sıra diğer kulüp üyeleri katıldı.

“Bilim dünyası ile iş dünyasını bir araya getirerek bilimsel temelli çözümler üretmeyi amaçlıyoruz”

İnteraktif bir şekilde gerçekleşen buluşmanın açılış konuşmasını gerçekleştiren Mersin İstişare Kulübü Başkanı ve Yönetim Danışmanı Vizyoner YGM Yönetim Kurulu Başkanı Ferudun Gündüz, amaçlarının  bilim dünyası ile iş dünyasını bir araya getirmek ve bir takım sorunlara bilimsel temelli çözümler üretmek olduğunu belirterek, “ Bu anlamda belirli konuları seçiyoruz. Özellikle ayda bir toplantı yapmaya çalışıyoruz. Daha önce biz lojistik konusunu seçmiştik. Prof. Dr. Köksal Hazır  hocamızın bir sunumu olmuştu. Bir sonraki toplantıda da Turizm Fakültesinin dekanlarından Prof Dr Kemal Birdir hocamızın turizm ile ilgili bir sunum yapmıştı.Yine genel konulara açık olarak gündemin biraz daha esnek olduğu bir toplantımız daha gerçekleşmişti. Bu sanırım beşinci toplantımız oldu. Kentin çok yönlü sorunları var. Bunları belirli platformlarda bir araya gelerek özellikle farklı görüşleri olan insanların bir araya gelerek tartışması  gelişmiş toplumlarda demokratik toplumlarda vazgeçilmez bir unsur.

Çünkü sivil toplumun güçlendiği toplumlar ancak gelişebiliyor, üretebiliyor ve karar vericilere farklı öneriler götürebiliyor.Bizde  bu tür toplantıların kentimizde bu ve benzeri gruplarda çoğalmasını çok arzu ediyoruz çünkü buradan çıkan fikirler bahsettiğim  gibi üst yönetimlere karar vericilere ulaştığında o zaman toplumda dinamizm bir gelişme, eksiklerin giderilmesi, yeni ve  inovatif fikirlerin ortaya çıkmasını sağlayabiliriz. “dedi.

“Keçi varlığında da Türkiye birincisiyiz.”

Mersin ilinin 10 üründe birinci sırada yer aldığını belirten Mersin Tarım Orman İl Müdürü Arif Abalı, “Limon, çilek, muz vb… belki bilmediğiniz bir şey söyleyebilirim. Keçi varlığında Türkiye birincisiyiz.  Ben il müdür olduktan sonra hem kendin yöneticilerine hem de ilgili milletvekillerine birçok yerde bunu anlatmaya çalıştık. Çünkü bilinmeyen birincilikler vardı Mersin’de. 7 milyona yakın yaş meyve sebze üretimimiz var. Türkiye'de yaş meyve sebze ihracatında Türkiye'de birinciyiz.TÜİK verilerine göre  yüzde yirmi dördünü gerçekleştiriyoruz.  Aynı zamanda da çevre illerin de ihracatını gerçekleştiriyoruz. “dedi

“Çukurova Bölgesi Mersin toprakları yaklaşık 11 -12 bin yıldır insanoğlunu doyurmakta”

Abalı, “Bu topraklarda Yumuktepe’den elde edilen verilere bakıldığı zaman bir 10 bin yıldır tarım yapılmakta. Göbeklitepe'den sonra ki orada iki bin yıllık fark var. Belki Mersin’e gelmesi eş zamanlı olmadı ama  yüzyıllar geçti buraya gelmesi. Oradan buraya gelişi ile birlikte Mezopotamya’dan sonra Mersin Çukurova’ya Anadolu’ya gelişinin bu topraklardan olduğuna inanan biriyim. Aynı şekilde Avrupa’ya tarımın yine bu topraklardan gittiğini düşünen birisiyim. Yani Çukurova Bölgesi Mersin toprakları yaklaşık 11 -12 bin yıldır insanoğlunu doyurmakta.Bu topraklar üzerinde tarım yapmaktayız. Yılın 12 ayı tarım yapılmaktayız. 0 rakımdan 2000-2500 rakıma kadar tarım yapılmakta ve birden ikiden fazla ekim yapılan tarlalar var. Dolayısıyla tarımın en yoğun olduğu kentlerin Mersin ve Antalya olduğuna inanan biriyim.

20.5 milyar TL"lik Gayri Safi Yurtiçi Hasılaya da katkı veren bir iliz. Bu anlamda da istihdama da çok büyük bir katkı veren iliz aynı zamanda. Hepsini toparladığımız zaman tabii ki bu kadar büyüklüğün içerisinde sorunları da büyük olan bir iliz. Tarsus haricindeki arazilerin çoğu küçük parçalı araziler. Bu anlamda hem büyük arazilerle uğraşırken küçük parçalı arazilerle neler yapılabilir neler yapılması gerekiyor.Aynı zamanda yüze yakın ürünün ticaretinin tarımın yapıldığı bir kentiz burada. Örnek verecek olursak bir tane soru aklıma geliyor “işte Ejder meyvesi Mersin'de niye olması gerekiyor. Karşısında olan bir sürü arkadaşlarımız oldu. Ejder meyvesinin pahalı olmasından kaynaklı ama dekar başına verim olarak en yüksek gelirlerden bir tanesi ejder meyvesi olduğu için serada ve seranın düzenli olması gerekmiyordu Ejder meyvesinden avakadoya kadar veya limondan çileğe, keçiye kadar her şeyin yetiştirildiği, üretildiği 320 kilometre denizi olan saygın bir kent.  Aynı zamanda da açık denizde çipura levrek havuzlarında yaklaşık 30000 tona yaklaştık. Toplamda da 34500 ton civarında bir su ürünleri üretimimiz var. Daha önce 4500 ton avcılıktan elde ettiğimiz bir balıkçılığımız vardı şimdi toplamda 34500 ton üretimimiz var ve ilerleyen yıllarda da 60 bin tonu bulacağız

Bunun büyük bir çoğunluğu da ihracat geliri olarak ilimize ve ülkemize girmekte.Şunu anlatmak için bunu söylüyorum;  Lojistik, turizm gibi bir çok alanda kapasitesi her yıla göre artan bir iliz açıkçası. Ama dediğim gibi sorunları da çok olan bir kentiz. Kooperatifleşme konusuna çok önem veriyorum. Türkiye'de kooperatifçilik kanununun değişmesi gerektiğine inanan birisiyim”dedi.

Açılış konuşmalarını ardından Prof. Dr. Erkan Aktaş ‘ Türkiye tarımında yapısal sorunlar,Tarımsal Kooperatifler,Tarımsal destekler ve politikalar,Mersin'in Türkiye tarımındaki yeri, Yeşil Dönüşüm ve Tarım’ konularında bir sunum gerçekleştirdi.

Mersin Türkiye’nin Hollanda’sı’dır.”

Mersin tarım da katma değer sağlayan bir il olduğunu belirten Prof.Dr.Aktaş  “Konya’nın toplam tarımsal sulama alanı Mersin’in sulama alanına eşit. Mersin verim alanında en çok katma değerli alan ve sıralamaya giren bir il.Bir çok alanın yanında tarım bu kentin en önemli kemiklerinden bir tanesi. Mersin ve Adana orman alanları yönünden de çok önemli. Bir taraftan ormansal ürünlerin değerlendirilmesi diğer taraftan da yayla turizmi açısından yine çok önemli.Mersin’in meyve ve baharatların gelişimine baktığımız zaman Türkiye trendi ile beraber hareket ettiğini görüyoruz. Meyvecilikte çok iyiyiz. İhracatta yine çok öndeyiz. Sadece meyve değil baklagillerde de liman kaynaklı borsalar da aktif çalışmakta. Onlarda da çok güçlüler. Şunu söyleyebilirim Mersin Türkiye’nin Hollanda’sı’dır.

Türkiye’de 24 milyon hektarlık alan 20 milyon hektara inmiş durumda. Mersin 3.3 milyon dekar alanla Konya’nın beşte birine denk gelen bu alanda Konya ile yarışmakta. Nadas alanlarına bakıldığında ciddi bir azalma var. Tarımsal alanlarda da bir azalma var. Şunu da belirteyim TÜİK verilerine göre son iki yılda nadas alanları azalırken Mersin’de artıyor.Bunun altını çizmek gerekiyor.

Mersin kendi kendine yeterlilikte elinden gelenin fazlasını yapıyor”

Seçilmiş tarla ürünlerinde yeterlilik dereceleri hakkında bilgiler sunan Prof. Dr. Aktaş, “ Türkiye ciddi anlamda başta soya olmak üzere mercimek, ay çiçeği, pirinç mısır, kuru fasulye, arpa ve yulafta  dışa bağımlı durumdadır.Buna karşın şeker pancarı, çavdar, buğday, pamuk, patates, nohut üretiminde kendine yeter durumdadır. Meyvelere bakıldığında incir, greyfurt,kayısı,mandalina, limona bakıldığında Mersin Türkiye’de tarımda önemli bir konumda. Bu ürünlerde kendine çok yeten bir ülkeyiz. Muz üretimindeki plansızlık sonucu muz fiyatlarının düşüşe geçirebilir. Türkiye’de soğan  patates fiyatı muz fiyatı ile aynı noktaya geldi. Bu da muz üreticilerine darbe vuruyor. Muz için yapılan desteklerin önü alınmazsa büyük risk ortamı oluşacak. Ayrıca serada yetişen muzun kalitesi, lezzeti yada kalıntı ile ilgili soru işaretleri var. Onca gereksiz yatırım bu alana yöneldi. Bu da kent için ciddi bir problem. Yine aynı şekilde sebze ürünlerinde sarımsak hariç kendi kendine yeten bir ülkeyiz. Mersin kendi kendine yeterlilikte elinden gelenin fazlasını yapıyor.”dedi

“Kooperatifçiliğin özünde dayanışma var. Bu bir kültürdür.”

Sunumunda kooperatifçilik konusunda değinen Prof.Dr.Aktaş, demokrasi, dayanışma ve   rekabetin olmadığı bir ortamda kooperatifcilik düşüncesinin etkili olmayacağını belirterek, “ Türkiye’de 13-14 bin kooperatif var. Tümünü topladığınızda ise bu sayı 84 bin oluyor. Birlik sayısı 598. En fazla kooperatif var ama geliri yok. Kamu kurum ve kuruluşlarının destekleriyle Kadın kooperatifleri başarılı olabilmektedir. Kooperatifçiliğin özünde dayanışma var. Bu bir kültürdür.Özellikle kooperatifçilikten beklenen kalkınma etkisini güçlendiren sosyolojik ve kültürel unsurları da içinde barındıran, toplumun girişimcilik becerileri, istişare kültürü, birlikte hareket etme, kendi sorumluluğunu başkasına devretmeme gibi faktörlerdir. O sebeple kooperatiflerin ülkeden ülkeye farklı başarı sonuçları vermesi esasen bahsi geçen bu sosyolojik ve kültürel zemin olduğu görülecektir.Kooperatifçiliğe örnek olarak global ölçekte bir büyüklüğe ulaşan Mondragon Kooperatifi gösterilebilir. 60 yıl önce İspanya’nın Bask bölgesinde kurulan işçilere ait en büyük kooperatiftir.35 ülkede 76 bin işçi sahibi istihdam eden 260 kooperatif işletmesinden oluşan bir ağa sahiptir ve yıllık geliri 12 milyar euro’yu aşmaktadır.”dedi.

Prof.Dr.Aktaş , AB yeşil dönüşümün başta iklim değişikliği ile mücadeleyi uluslararası ekonomi ve ticaret politikalarının merkezine taşıdığını belirtti.Bu mutabakatla ilk karbon nötr kıta olma hedefinin 2050 yılına kadar gerçekleşmesinin planlandığını bunun içinde tüm politika enstrümanlarının gözden geçirilmesinin gerekliliğini ve sanayinin dönüşümünü gerektiren yeni bir yeşil büyüme stratejisinin zorunluluğuna dikkat çekildiğini ifade etti. Özellikle Covid 19 krizi sonrası toparlanma döneminde sürdürülebilir ve kapsayıcı bir küresel ekonominin inşası uluslararası toplumun öncelikli gündemi haline geldiğini söyledi.

Prof.Dr.Aktaş’ın sunumu sonrası katılımcılar Mersin ve Türkiye'de tarımın gelişimi  ile ilgili değişik görüş ve önerilerle toplantıya katkıda bulundu.

“Mersin’de uluslararası bir ölçekte bir kongre yapılabileceğini gösterdik”

Ulusal Turunçgil Konseyi Başkan Vekili ve ISC Başkanı Kemal Kaçmaz  konuşmasında Uluslararası Turunçgil Kongresi süreci hakkında bilgilendirme yaptı. Kaçmaz, “1968 yılından beri dünyada 4 yılda yapılan bu kongrenin ülkemizde yapılabilemesi için büyük gayret sarfettik.Neticede Brezilya’da gerçekleşen kongrede 2020 yılında ülkemizde yapılması kararlaştırıldı. Ama Covid’den dolayı bu tarihi ertelemek zorunda kaldık ve Kasım 2022’de Mersin’de gerçekleştirdik. 30 ülkeden 300’ün üzerinde katılımcı geldi ve 400’e yakın bildiri ve sunum yapıldı.Her şeyden önemlisi 2012 yılından bu yana Türkiye’nin, Mersin’in ve sektörün tüm dünyaya tanıtımını yaptık. Ayrıca burada Mersin’de kongre turizminin gelişmesi için uluslararası bir ölçekte bir kongre yapılabileceğini gösterdik. Mersin Üniversitesi, Çukurova Üniversitesi ve Toros Üniversitesine teşekkür ederim. Toros üniversitesi gastronomi alanında gastro showlarıyla  bize destek verdiler. Herkesin katkısı oldu. Burada kongre yapmak zor bir şey. Karşılama, havaalanından transferler, farklı otellerde konaklamalar. Zor bir süreçti.Mersin’de ziraat Fakültesi olmadığı için mecburen Bilim kurulunu Çukurova Üniversitesi ile oluşturmak durumunda kaldık.Uzun süre Adana Mersin rekabeti yaşadık.”dedi.

" Tarım ve gıda platformunun yeniden hayata geçirilmesi lazım."

Mersin İstişare Kulübü Başkanı Ferudun Gündüz, buluşma sonunda katılımcılara teşekkür etti. Tarım konusunun geniş zanlarda daha çok tartılışması gerektiğini belirten Gündüz, “ Tarım sohbetleri” adı altında yeni buluşmalar gerçekleştirmeyi önerisini sundu. Gündüz, “ Aslında biz epey bir önce tarım master planı yapmıştık Mersin’de. Onunla ilgili ciddi kaynaklar var.Onların güncellenmesi lazım. İl Tarım müdürlüğü ona destek verebilir. Mersin’de bu toplantı gösterdi ki aslında tarım ve gıda platformunun yeniden hayata geçirilmesi lazım. İlgili taraflar bir araya gelince güzel sonuçlar çıkıyor.Bunlar karar vericilere aktarılıp sonuç sağlanırsa da somut adımlar atmış oluruz. Katılımız için teşekkür ederim”

 

Habere ifade bırak !
Habere ait etiket tanımlanmamış.
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve inovatifhaber.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.