Siyasetin hem efendisi, hem de Çavuşuʹydu... Nevzat Erol yazdı

(Tekrar) Hiç akla, hayale gelir miydi? Hiç olacak şey mi? Sırası mıydı şimdi? Biri çıksın; şaka desin… Şakaydı desin… Daha önceki gün, yani İNANMANIN MÜNKÜN OLAMAYACAĞI olaydan bir gün önce, yani Cuma Günü; Seninle Aksaray’da karşılaştık, GÜNDEM; 2014 yerel seçimleriydi. Yanında parti içi ekip arkadaşın Ali Bilen vardı. Ben Ankara’ya gidiyor, Sen Ankara’dan dönüyordun. Neşeliydin, şendin. “Nasıl gidiyor?” diye sorduğumda; “Abi biz işi çözdük. Başka bir terslik olmazsa bizim adayın işi tamam!” dedin. Devam ettin, “Yarın Yenişehir’in yemeği var, Pazartesi görüşüp, bir değerlendirme yapalım Abi!” dedin. “Çavuş ben geldim, sen yoksun!”,”Oysa sen verdiğin sözü tutarsın. Nerelerdesin?” ‘Sol Birlikle’ toplantın mı vardı? Bora Yorulmaz’la mısın? Yoksa Kenan Yücesoy’la toplantıda mısın? Mezitli’de Yusuf’un kahvesinde misin? Yol Arkadaşın ve duvarlarında fotoğrafların olan Ali Gobel’in Pelin Kafe’sinde misin? Park Kafe’de Süleyman’ın orda mısın? Veya özel bir büroya kapanıp, Söğütözü Efendilerini mi, ya da Ankara’dan Ercan Karakaş’ı mı, Haluk Koç’u mu, Murat Karayalçın’ı mı ya da Genel Merkezdeki yetkili, etkili dostlarını mı telefonla arıyorsun? Nerdesin Çavuş, nerdesin? Olur muydu, olmaz mıydı? Hayal miydi, gerçek miydi? Akla gelir miydi, gelmez miydi? Sırası mıydı, değil miydi? Bilinmez… Karşı gelinmez… Ama… Ali Çavuş aramızdan ayrıldı. İlk gençlik yıllarında mücadelesini verdiği ve bedelini ödediği sol örgütlenmeler dışında, yaklaşık 30 yıldır Mersin’de, hemen her karesinde içinde olduğu CHP’nin bir örgüt yemeğinde yüzlerce partili dostlarının gözleri önünde… “ÖLÜM ÖLÜM GEZEN ÖLÜM,/ DÜZENLERİ BOZAN ÖLÜM” demiş, bir ozan… Sen şimdi düzenleri bozdun be Ali Efendi Çavuş! Senin kurduğun düzenleri yaşatmak kolay mı, senin yerin dolar mı be ALİ EFENDİ ÇAVUŞ! Sen ki siyasetin hem gerçek EFENDİSİ, hem de örgütçü duruşunla ÇAVUŞ’UYDUN! ………………………………………….. Yıl 2003- Tam 10 yıl önce. Seninle ilgili yazdığım ve “PORTRELER” kitabımda; “Siyasetle 12 Eylül öncesindeki liseli gençlik yıllarında tanışır Ali Çavuş.DEV- LİS (Devrimci Lisesiler), DEV- GÖR (Devrimci Gençlik Örgütleri), DÖB (Devrimci Öğrenci Birliği)… Ardından 12. Eylül günleri… Ve izleyen günlerde Cezaevi günleri, ayları, yılları… 12. Eylül sonrası, siyasi partilerin yeniden açılışları; SODEP, SHP ve CHP’li yıllar… Bu dönemlerde 2 dönem İl Başkan Yardımcılıkları… Kurultay Delegelikleri… Ali Çavuş, yaşadıklarından, deneyimlerinden ve belki de sanki genlerinde var olan “ÖRGÜTÇÜLÜK ve ÖRGÜTLENME” yetenekleriyle “SOL SİYASETİN YELPAZESİNDE” ve özellikle “sosyal demokrat” alanda hep aranan, hep anılan, hep dikkat çeken bir isim olmuştur. İyi gözlemcidir. Bilek gücüne, yürek gücüne bir de siyasette hep gerekli olan örgütçülük ve çok başarılı kulisçilik yeteneklerini de ekleyince, önce çarşının ortasında açtığı ve daha sonra Metropol İş Merkezine taşıdığı işyeri ELİT KAFE DE doğal olarak siyasetle uğraşanların ortak yeri olmuştur. Elit Kafeye parti başkanları, muhtarlar, Belediye Başkanları, Milletvekilleri, adaylar, aday olmayı düşleyenler, partililer akın ederler. Ali Çavuş da Mersin Siyasetinin merkezindeki en önemli isimlerden olmuştur.” Dostum… Kardeşim… Arkadaşım… Partidaşım Ali Efendi Çavuş! IŞIKLAR İÇİNDE UYU… AİLENİN, yakınlarının ve partililerinin… HEPİMİZİN BAŞI OLSUN! Nevzat Erol