Bekir Zorba
Köşe Yazarı
Bekir Zorba
 

Geleceğin Savaşı

“ Felaket yaşamamış kişi; mucizelere inanmaz”    Günlerdir heyecanlan beklediğimiz ‘Teşkilat’ dizisinin ilk bölümü nihayet yayınlandı. Bilirsiniz dizilerin ilk bölümleri genellikle sinema filmi ayarındadır. Teşkilat dizisi de ilk bölümü itibarıyla öyle idi. Beklentilerim genellikle karşılandı diyebilirim. Fakat dikkatli bir izleyici için birçok sahnenin abartılı ve gerçeklerle örtüşmediğini görmek de pekala mümkün. Ben burada dizinin genel kritiğini yapmayacağım elbette. Ama ilk bölümde öyle sahneler vardı ki çoğu bugünkü yazımızla alakalı.   Geleceğin savaşları bildiğimiz konvansiyonel alandan havaya, uzaya ve siber alana kayıyor. Eskinin topla- tüfekle yapılan savaşları giderek etkisizleşiyor. Dizideki kahramanımız Suriye’de terörist avında iken, ona siha’lar hayati destek sağlıyor. Ankara merkezdeki operatör Suriye’deki siha’yı idare ederek kahramanımızın hayatını kurtarıyor. Ancak dikkatli baktığınızda oradaki siha; uydu bağlantılı siha değil. Yani Ankara’daki merkezden kumanda edilemez. Türk iha ve siha’ları daha yeni yeni uydu bağlantı yeteneği kazanıyor. Dizideki ise operasyon alanına yakın bir yerden ( 200-300 km uzaklıkta) kumanda edilmesi gereken bir siha. Ama işte onu, uydu bağlantılı bir siha olarak vermişler.   Uyduların önemi giderek artıyor ve hemen her şey uydular üzerinden gerçekleşiyor. O bakımdan yeni üretilen tüm iha ve siha’lar uydu bağlantılı olmak durumunda. Yoksa yerdeki operatör, operasyon bölgesinin yakınlarında konuşlanmalı ki bu ekstra risk ve masraf demek.   Bir İngiliz istihbarat raporu gözleri yeniden göklere, uzaya çevirtti. Orada geleceğin savaşlarının uzayda yaşanacağı rapor edilerek başbakana sunulmuş. İngiliz Hava Kuvvetleri Komutanı şöyle diyor: “ Geleceğin savaşları uzayda başlamayabilir ama oraya taşınır ve kimin kazanıp, kazanmayacağı orada belli olur.” Çünkü artık birçok şey (keşif, gözetleme, dinleme, iletişim, konumlama, istihbarat, sevk ve idare) oradan uydular aracılığıyla sağlanıyor. Basit bir anlatımla, rakip ülkelerin uydularını devre dışı bıraktığınızda savaşı kazandınız demektir.   İngiltere; hava kuvvetlerini 2038 yılından itibaren tamamen insansız hava araçlarına bırakmak istiyor. Planlama öyle. Bu bizim için güzel bir haber zira Türkiye, insansız hava araçları konusunda büyük atılım yaparak, dünyada üretici 6 ülke ve iha’ları savaşlarda etkin biçimde kullanan 3 ülke arasındadır. Halihazırda 38 ülke iha ve siha kullanmakla beraber üretici ülke altı taneyle sınırlıdır.    Türkiye bu alanda oldukça başarılıdır. Geçenlerde silahlı insansız deniz aracı ( ULAQ-SİDA) denize indirildi. Ayrıca çok amaçlı amfibi hücum gemisi TCG Anadolu için dikey iniş kalkış yapabilen insansız diha’lar yapım aşamasındadır.   Türkiye uzay programını açıkladı. Burada ilk hedefler arasında milli uydular üretmek ve uydu fırlatma teknolojilerinde dünya markaları çıkartmaktır. Genel Kurmay Başkanlığı bünyesinde bir siber savaşlar komutanlığı oluşturuldu. Çin, ABD, Rusya ve İngiltere ise kendi uzay komutanlıklarını kurdu.   Nasa’nın Mars’a gönderdiği uzay aracı dünyada büyük ilgi gördü. Resmi ağızlardan ‘amacın gezegende canlı izleri aramak olduğu’ açıklandı. Oysa kamuoylarına açıklanmayan gizli hedefler vardır. Bu tür uzay programları öncelikle askeri amaçlıdır. Oradaki madenler ve tabii orta vadede bir koloni oluşturmak esas hedeftir. Uzay madenciliği giderek öne çıkıyor. Bu amaçla şirketler kuruluyor, projeler geliştiriliyor. Giderek uzayın parsellendiği ve ülkelerin uzayda yer kapma yarışının başladığını bilmeliyiz.   Elon Musk’ın çılgın projelerini sık sık duyarız. İşte bunlardan bir tanesi uzaya 42 bin uydudan oluşan bir ağ kurmak da var. Yine burada da ‘havuç’ hazır. Amacın ‘insanlığı bedava ve sınırsız internet ile tanıştırmak’ dense de… ‘Bedava peynirin sadece fare kapanında olduğunu’ çok iyi bilenlerdeniz. Bunların ana amacı uzayı parsellemek ve orada hakimiyet kurmaktır.   İngiliz istihbarat raporuna dönecek olursak, raporda ‘geleceğin savaşları uzayda yaşanacak’ öngörüsü var ve bir de tabii geleceğin silahlarına değinilmiş. Geleceğin silahları olarak yapay zeka destekli her türlü insansız araçlar ama özellikle insansız hava araçları, lazer ve elektro manyetik silahlar belirtiliyor. Bunlardan cephanesi tükenmeyen silahlar olarak bahsediliyor. Enerji gücü olduğu sürece, bu silahların cephane sorunu bulunmuyor.   Bu alanda da Türkiye adımlarını atıyor ve geri kalmak istemiyor. Lazer silahları ordu envanterinde şu ana kadar sadece ABD bulunduruyor. Elektro manyetik silahlar konusunda da yine ABD, Çin başı çekmekle beraber Türkiye de bu konuda bazı silah sistemleri geliştirmiş durumda.  TÜBİTAK; Sapan ve Tufan isimli iki adet silahını büyük oranda geliştirmiştir. Bu silahlar uçaklara, gemilere ve siha’lara takılabilmektedir.              
Ekleme Tarihi: 11 Mart 2021 - Perşembe

Geleceğin Savaşı

“ Felaket yaşamamış kişi; mucizelere inanmaz”

 

 Günlerdir heyecanlan beklediğimiz ‘Teşkilat’ dizisinin ilk bölümü nihayet yayınlandı. Bilirsiniz dizilerin ilk bölümleri genellikle sinema filmi ayarındadır. Teşkilat dizisi de ilk bölümü itibarıyla öyle idi. Beklentilerim genellikle karşılandı diyebilirim. Fakat dikkatli bir izleyici için birçok sahnenin abartılı ve gerçeklerle örtüşmediğini görmek de pekala mümkün. Ben burada dizinin genel kritiğini yapmayacağım elbette. Ama ilk bölümde öyle sahneler vardı ki çoğu bugünkü yazımızla alakalı.

  Geleceğin savaşları bildiğimiz konvansiyonel alandan havaya, uzaya ve siber alana kayıyor. Eskinin topla- tüfekle yapılan savaşları giderek etkisizleşiyor. Dizideki kahramanımız Suriye’de terörist avında iken, ona siha’lar hayati destek sağlıyor. Ankara merkezdeki operatör Suriye’deki siha’yı idare ederek kahramanımızın hayatını kurtarıyor. Ancak dikkatli baktığınızda oradaki siha; uydu bağlantılı siha değil. Yani Ankara’daki merkezden kumanda edilemez. Türk iha ve siha’ları daha yeni yeni uydu bağlantı yeteneği kazanıyor. Dizideki ise operasyon alanına yakın bir yerden ( 200-300 km uzaklıkta) kumanda edilmesi gereken bir siha. Ama işte onu, uydu bağlantılı bir siha olarak vermişler.

  Uyduların önemi giderek artıyor ve hemen her şey uydular üzerinden gerçekleşiyor. O bakımdan yeni üretilen tüm iha ve siha’lar uydu bağlantılı olmak durumunda. Yoksa yerdeki operatör, operasyon bölgesinin yakınlarında konuşlanmalı ki bu ekstra risk ve masraf demek.

  Bir İngiliz istihbarat raporu gözleri yeniden göklere, uzaya çevirtti. Orada geleceğin savaşlarının uzayda yaşanacağı rapor edilerek başbakana sunulmuş. İngiliz Hava Kuvvetleri Komutanı şöyle diyor: “ Geleceğin savaşları uzayda başlamayabilir ama oraya taşınır ve kimin kazanıp, kazanmayacağı orada belli olur.” Çünkü artık birçok şey (keşif, gözetleme, dinleme, iletişim, konumlama, istihbarat, sevk ve idare) oradan uydular aracılığıyla sağlanıyor. Basit bir anlatımla, rakip ülkelerin uydularını devre dışı bıraktığınızda savaşı kazandınız demektir.

  İngiltere; hava kuvvetlerini 2038 yılından itibaren tamamen insansız hava araçlarına bırakmak istiyor. Planlama öyle. Bu bizim için güzel bir haber zira Türkiye, insansız hava araçları konusunda büyük atılım yaparak, dünyada üretici 6 ülke ve iha’ları savaşlarda etkin biçimde kullanan 3 ülke arasındadır. Halihazırda 38 ülke iha ve siha kullanmakla beraber üretici ülke altı taneyle sınırlıdır. 

  Türkiye bu alanda oldukça başarılıdır. Geçenlerde silahlı insansız deniz aracı ( ULAQ-SİDA) denize indirildi. Ayrıca çok amaçlı amfibi hücum gemisi TCG Anadolu için dikey iniş kalkış yapabilen insansız diha’lar yapım aşamasındadır.

  Türkiye uzay programını açıkladı. Burada ilk hedefler arasında milli uydular üretmek ve uydu fırlatma teknolojilerinde dünya markaları çıkartmaktır. Genel Kurmay Başkanlığı bünyesinde bir siber savaşlar komutanlığı oluşturuldu. Çin, ABD, Rusya ve İngiltere ise kendi uzay komutanlıklarını kurdu.

  Nasa’nın Mars’a gönderdiği uzay aracı dünyada büyük ilgi gördü. Resmi ağızlardan ‘amacın gezegende canlı izleri aramak olduğu’ açıklandı. Oysa kamuoylarına açıklanmayan gizli hedefler vardır. Bu tür uzay programları öncelikle askeri amaçlıdır. Oradaki madenler ve tabii orta vadede bir koloni oluşturmak esas hedeftir. Uzay madenciliği giderek öne çıkıyor. Bu amaçla şirketler kuruluyor, projeler geliştiriliyor. Giderek uzayın parsellendiği ve ülkelerin uzayda yer kapma yarışının başladığını bilmeliyiz.

  Elon Musk’ın çılgın projelerini sık sık duyarız. İşte bunlardan bir tanesi uzaya 42 bin uydudan oluşan bir ağ kurmak da var. Yine burada da ‘havuç’ hazır. Amacın ‘insanlığı bedava ve sınırsız internet ile tanıştırmak’ dense de… ‘Bedava peynirin sadece fare kapanında olduğunu’ çok iyi bilenlerdeniz. Bunların ana amacı uzayı parsellemek ve orada hakimiyet kurmaktır.

  İngiliz istihbarat raporuna dönecek olursak, raporda ‘geleceğin savaşları uzayda yaşanacak’ öngörüsü var ve bir de tabii geleceğin silahlarına değinilmiş. Geleceğin silahları olarak yapay zeka destekli her türlü insansız araçlar ama özellikle insansız hava araçları, lazer ve elektro manyetik silahlar belirtiliyor. Bunlardan cephanesi tükenmeyen silahlar olarak bahsediliyor. Enerji gücü olduğu sürece, bu silahların cephane sorunu bulunmuyor.

  Bu alanda da Türkiye adımlarını atıyor ve geri kalmak istemiyor. Lazer silahları ordu envanterinde şu ana kadar sadece ABD bulunduruyor. Elektro manyetik silahlar konusunda da yine ABD, Çin başı çekmekle beraber Türkiye de bu konuda bazı silah sistemleri geliştirmiş durumda.  TÜBİTAK; Sapan ve Tufan isimli iki adet silahını büyük oranda geliştirmiştir. Bu silahlar uçaklara, gemilere ve siha’lara takılabilmektedir.  

        

  

Yazıya ifade bırak !
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve inovatifhaber.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.