Abdullah Ayan
Köşe Yazarı
Abdullah Ayan
 

Kent merkezinin canlandırılması .. -2- (eski Mersin' in tozunu almak..)

Önceki  makalede, birbirinden kopuk kurumların bütüncül olarak ele almadığı için yarar yerine zarar verme olasılığı yüksek restorasyon çalışmalarının daha kapsamlı plan dahilinde yürütülmediği sürece yarardan çok zarar vereceğine dikkat çektim. Bu mekanların tarihi özelliğini ve geçmiş öykülerini ortaya çıkaracak yeni bir anlayışla işe başlamanın önemine değinmiş ve bu konuda daha önce yapılan çalışmaların bilinmesinin yeni çalışmalara yapacağı büyük katkıları anlatmaya çalıştım. Bu çerçevede 2010 Haziran ayında Mersin' e atanan Vali Hasan B. Güzeloğlu' nun koltuğa oturduğu günlerde masasında bulduğu ve 'Tarihe Gülümseyen Mersin'  adını taşıyan projenin geçen zamana rağmen bugün de çok önemli olduğunu, kent merkezi canlandırma çalışmalarının o proje ışığında ele alınması gerektiğini düşünüyorum. Güzeloğlu' nun 'eskimiş kent merkezinin tozunu alma' olarak tanımladığı o projeyle ilgili on yıl önce Ekim 2010' da kaleme aldığım 'Güzeloğlu' nun hayal ettiği Mersin' makalesinin bir bölümünü bugün işe koyulacak olanlara katkısı olur düşüncesiyle yeniden paylaşayım istedim.. Dönemin iç ve dış konjonktürünün izlerini taşıyan makaleyi, 2010 koşullarını göz önünde bulundurarak değerlendirirken, o günlerde planlanan yol haritası hayata geçse Mersin bugün nerelerde olurdu, sorusuna da yanıt bulma umuduyla.. ** " Yıllardır canlandırılması için kafa yorduğumuz, projeden projeye yorgun düştüğümüz “Eski Mersin’in” ayağa kaldırılmasını çok önemsiyor Güzeloğlu… Mevcut Adliye binası yanındaki Katolik kilisesi ile Müftü deresine kadar uzanan bölge ve özellikle de Uray caddesini ana eksen alan, eski Mersin evlerinin restorasyonuyla başta turizm olmak üzere kentin canlanmasına öncülük edecek butik yapılar kazandırılması… Bu düşünce yeni değil diyenler olabilir. Vizyoner bakış burada ortaya çıkıyor işte… Projeyi hayalden gerçeğe dönüştürmek için ilk adımı Valiliğin atması gerektiğini, ilk iş olarak şu anda Sağlık Müdürlüğünün kullandığı ve izbeliğe dönüşmüş yüz yıllık Vali konağının baştan aşağı restore edileceğini, ortaya çıkacak muhteşem tarihi binanın en kısa zamanda yeni Valilik olarak kente kazandırılacağını dile getiriyor Güzeloğlu.. Yakın tarihe saygı anlamındaki restorasyon bununla da sınırlı kalmayacak. Restorasyonun ardından mevcut Valilik binasının yeşil alan olarak düzenlenecek, böylece 1930’larda olduğu gibi eski konak yeniden denizle buluşacak.* Eski Mersin’in canlandırılması adına, Devletin atacağı bu sembolik ama önemli adımın yeterli olmayacağını da ekliyor. Gerçekten de açık yüreklilikle çağrıda bulunmuş tebrik ziyaretine gelen tüm Sivil toplum Kuruluşlarına.. 'Ne işiniz var apartman dairesinde, gelin eski binalardan birini tahsis edelim, restore edin, hem Mersin çürümekte olan tarihi yapılarına yeniden kavuşsun, hem de siz kent dokusuna uygun daha anlamlı bir mekânda faaliyet gösterin' Söz eski mekanların restorasyondan açılınca, kanayan yara depreşiyor, ister istemez söze giriyorum… Yaşadığımız talanın en çarpıcı öykülerinden birini yansıtan Azak Han’ın enkazı üzerinden yeniden kazanılması, örneğin MTSO’ nun öncülük rolü üstlenmesi, çivi çakmaya niyeti olmayan mevcut sahiplerinden alınarak, yeniden kente kazandırılması… Akdeniz İhracatçı Birliklerinin Uray Caddesi üzerinde yer alan mevcut binasının deniz cephesinde yıllardır çürümekte olan PTT ve diğer tarihi yapılardan bir veya birkaçını restore edip, ihracatçıya çok daha iyi hizmet etme olanağı varken, milyonlarca doların çarçur edildiği ve hizmet alacak mükellefe işkenceden beter uzaklıktaki yeni hizmet binasına taşınması… Aslında Vali Güzeloğlu, eski Valilik konağının restore edileceği ve Valiliğin oraya taşınacağı mesajıyla yıllardır tartışılan bir konuya da noktayı koymuş oluyor… Mersin’in geleceğiyle ilgili yapılan her türlü planın ana konusu yeni Valiliğin nerede yer alacağı sorusuna kilitleniyordu. Sorunun cevabı da böylece çıkmış oluyor: 1900 yılından beri ayakta durmaya çalışan, Mutasarrıf Cemal Bey döneminde 18 bin altın harcanarak hizmete sokulan o binanın, eski şaşaalı günlerine dönmesi sağlanacak. Mersin eski dokusunu yenileyerek, küllerinden yeniden doğacak… Valinin atmaya hazırlandığı adım bir yanıyla işte bu anlamlı mesajı verecek tüm kurumlara.. Ve tüm kurum ve kuruluşların gelecekle ilgili yol haritalarını buna göre tasarlamasında yarar var. Büyükşehir Belediyesinden Akdeniz Belediyesine… MTSO’ dan, her biri kentin farklı alanlarındaki apartman dairelerine savrulmuş nice sivil toplum örgütüne… Üzerine ölü toprağı serpilmiş kenti uyandırmaya gelmiş, ezber bozmaya kararlı bir Vali var karşımızda… Biz farkına varmasak ta, 21.yüzyıl Anadolu’sunun güneşi Doğu Akdeniz’den, sıcak denizlerin Mersin’inden yükselecek."  ** * 2010' da önündeki binaların yıkımıyla ortaya çıkıp Tarihe Gülümseyen Mersin' in mihenk taşı olacak konak 10 yılın sonunda bugün etrafı güvenlik duvarlarıyla örülü Jandarma Binası olarak eski günlerine dönmeyi bekliyor.. ** Ekim 2010' da kaleme aldığım 'Güzeloğlu’ nun hayal ettiği Mersin…' makalesinden    
Ekleme Tarihi: 17 Ağustos 2020 - Pazartesi

Kent merkezinin canlandırılması .. -2- (eski Mersin' in tozunu almak..)

Önceki  makalede, birbirinden kopuk kurumların bütüncül olarak ele almadığı için yarar yerine zarar verme olasılığı yüksek restorasyon çalışmalarının daha kapsamlı plan dahilinde yürütülmediği sürece yarardan çok zarar vereceğine dikkat çektim.

Bu mekanların tarihi özelliğini ve geçmiş öykülerini ortaya çıkaracak yeni bir anlayışla işe başlamanın önemine değinmiş ve bu konuda daha önce yapılan çalışmaların bilinmesinin yeni çalışmalara yapacağı büyük katkıları anlatmaya çalıştım.

Bu çerçevede 2010 Haziran ayında Mersin' e atanan Vali Hasan B. Güzeloğlu' nun koltuğa oturduğu günlerde masasında bulduğu ve 'Tarihe Gülümseyen Mersin'  adını taşıyan projenin geçen zamana rağmen bugün de çok önemli olduğunu, kent merkezi canlandırma çalışmalarının o proje ışığında ele alınması gerektiğini düşünüyorum.

Güzeloğlu' nun 'eskimiş kent merkezinin tozunu alma' olarak tanımladığı o projeyle ilgili on yıl önce Ekim 2010' da kaleme aldığım 'Güzeloğlu' nun hayal ettiği Mersin' makalesinin bir bölümünü bugün işe koyulacak olanlara katkısı olur düşüncesiyle yeniden paylaşayım istedim..

Dönemin iç ve dış konjonktürünün izlerini taşıyan makaleyi, 2010 koşullarını göz önünde bulundurarak değerlendirirken, o günlerde planlanan yol haritası hayata geçse Mersin bugün nerelerde olurdu, sorusuna da yanıt bulma umuduyla..

**

" Yıllardır canlandırılması için kafa yorduğumuz, projeden projeye yorgun düştüğümüz “Eski Mersin’in” ayağa kaldırılmasını çok önemsiyor Güzeloğlu…

Mevcut Adliye binası yanındaki Katolik kilisesi ile Müftü deresine kadar uzanan bölge ve özellikle de Uray caddesini ana eksen alan, eski Mersin evlerinin restorasyonuyla başta turizm olmak üzere kentin canlanmasına öncülük edecek butik yapılar kazandırılması…

Bu düşünce yeni değil diyenler olabilir.

Vizyoner bakış burada ortaya çıkıyor işte…

Projeyi hayalden gerçeğe dönüştürmek için ilk adımı Valiliğin atması gerektiğini, ilk iş olarak şu anda Sağlık Müdürlüğünün kullandığı ve izbeliğe dönüşmüş yüz yıllık Vali konağının baştan aşağı restore edileceğini, ortaya çıkacak muhteşem tarihi binanın en kısa zamanda yeni Valilik olarak kente kazandırılacağını dile getiriyor Güzeloğlu..

Yakın tarihe saygı anlamındaki restorasyon bununla da sınırlı kalmayacak. Restorasyonun ardından mevcut Valilik binasının yeşil alan olarak düzenlenecek, böylece 1930’larda olduğu gibi eski konak yeniden denizle buluşacak.*

Eski Mersin’in canlandırılması adına, Devletin atacağı bu sembolik ama önemli adımın yeterli olmayacağını da ekliyor.

Gerçekten de açık yüreklilikle çağrıda bulunmuş tebrik ziyaretine gelen tüm Sivil toplum Kuruluşlarına..

'Ne işiniz var apartman dairesinde, gelin eski binalardan birini tahsis edelim, restore edin, hem Mersin çürümekte olan tarihi yapılarına yeniden kavuşsun, hem de siz kent dokusuna uygun daha anlamlı bir mekânda faaliyet gösterin'

Söz eski mekanların restorasyondan açılınca, kanayan yara depreşiyor, ister istemez söze giriyorum…

Yaşadığımız talanın en çarpıcı öykülerinden birini yansıtan Azak Han’ın enkazı üzerinden yeniden kazanılması, örneğin MTSO’ nun öncülük rolü üstlenmesi, çivi çakmaya niyeti olmayan mevcut sahiplerinden alınarak, yeniden kente kazandırılması…

Akdeniz İhracatçı Birliklerinin Uray Caddesi üzerinde yer alan mevcut binasının deniz cephesinde yıllardır çürümekte olan PTT ve diğer tarihi yapılardan bir veya birkaçını restore edip, ihracatçıya çok daha iyi hizmet etme olanağı varken, milyonlarca doların çarçur edildiği ve hizmet alacak mükellefe işkenceden beter uzaklıktaki yeni hizmet binasına taşınması…

Aslında Vali Güzeloğlu, eski Valilik konağının restore edileceği ve Valiliğin oraya taşınacağı mesajıyla yıllardır tartışılan bir konuya da noktayı koymuş oluyor…

Mersin’in geleceğiyle ilgili yapılan her türlü planın ana konusu yeni Valiliğin nerede yer alacağı sorusuna kilitleniyordu. Sorunun cevabı da böylece çıkmış oluyor:

1900 yılından beri ayakta durmaya çalışan, Mutasarrıf Cemal Bey döneminde 18 bin altın harcanarak hizmete sokulan o binanın, eski şaşaalı günlerine dönmesi sağlanacak.

Mersin eski dokusunu yenileyerek, küllerinden yeniden doğacak…

Valinin atmaya hazırlandığı adım bir yanıyla işte bu anlamlı mesajı verecek tüm kurumlara..

Ve tüm kurum ve kuruluşların gelecekle ilgili yol haritalarını buna göre tasarlamasında yarar var.

Büyükşehir Belediyesinden Akdeniz Belediyesine…

MTSO’ dan, her biri kentin farklı alanlarındaki apartman dairelerine savrulmuş nice sivil toplum örgütüne…

Üzerine ölü toprağı serpilmiş kenti uyandırmaya gelmiş, ezber bozmaya kararlı bir Vali var karşımızda…

Biz farkına varmasak ta, 21.yüzyıl Anadolu’sunun güneşi Doğu Akdeniz’den, sıcak denizlerin Mersin’inden yükselecek."  **

* 2010' da önündeki binaların yıkımıyla ortaya çıkıp Tarihe Gülümseyen Mersin' in mihenk taşı olacak konak 10 yılın sonunda bugün etrafı güvenlik duvarlarıyla örülü Jandarma Binası olarak eski günlerine dönmeyi bekliyor..

** Ekim 2010' da kaleme aldığım 'Güzeloğlu’ nun hayal ettiği Mersin…' makalesinden

 

 

Yazıya ifade bırak !
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve inovatifhaber.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.