Abdullah Ayan
Köşe Yazarı
Abdullah Ayan
 

Mersin sahil kesimindeki sıvılaşma riski, atılması gereken adımlar…

Mersinle ilgili kısa, orta ve uzun vadede atılması gereken adımlar, makro anlamda bölge ve il, mikro anlamda mutlaka yeni baştan ele alınması gereken kent planları var… Örneğin son depremlerle çok daha acil biçimde ortaya çıkan ve özellikle sahil kesimini etkilemesi kaçınılmaz sıvılaşma riski, bugün artık en büyük tehditlerden biri hatta ilki olarak kapımızı çalmakta… Özellikle Mezitli-Erdemli arası kıyı kesiminin, son yıllarda Mersin Üniversitesi Jeoloji Mühendisliği anabilim dalı’ na mensup uzmanlarca incelenmesi sonucu ortaya çıkan tablo, nasıl bir tehlikeyle iç içe yaşadığımızı göstermesi bakımından başta imar planlarını yapan, onaylayan kadro ve siyasilere sorumluluklar yüklerken, olası bir afette bedelini hayatlarıyla ödeyecek masum insanları ve elbette tüm kamuoyunu doğrudan ve can yakıcı biçimde ilgilendirmekte.. Mezitli ilçesindeki sahil kesiminin sıvılaşma potansiyeli konulu yüksek lisans tezi yayınlanan Özcan Beytekin konuya bakın nasıl dikkat çekiyor: “Sıvılaşmanın sahil bölgelerinde yayılım gösterdiği tespit edilmiştir. Bunun nedeni, sahil bölgelerinde yeraltı su seviyesinin zemin yüzeyine daha yakın olduğu ve alüvyon, gevşek kumlu zeminlerin bulunmasıdır. Çalışma alanında yeraltı suyunun büyük risk oluşturduğu ve sıvılaşma için tehlike arz ettiği anlaşılmıştır. Özellikle sahil bölgelerine yapılacak olan yapılarda deprem tehlikesi göz ardı edilmemelidir. Buna göre yapının temeli yeraltı su tablasının altında ve sert zemin üzerinde olmalıdır. Bölgenin sıvılaşma risk haritaları incelendiğinde, sıvılaşma meydana gelebilecek zeminlerde yapılaşma sırasında zemin etütlerinin hassas bir şekilde yapılması ve yapının inşa edileceği zeminde mutlaka gerekli iyileştirilmelerin yapılması gereklidir. Bölgede açılan sondajların sıvılaşma analizleri için yetersiz olup daha ayrıntılı sıvılaşma analizleri için sondaj sayısının arttırılması ve sahil hattı boyunca daha sık aralıklarla sondajların yapılması gerektiği sağlıklı sonuçlar vermesi açısından önerilmektedir.” Yine Mersin Üniversitesi Jeoloji Mühendisliği Anabilim Dalı’ ndan Uğur Özhan yine Mezitli’ ye bağlı Davultepe sahilinde sıvılaşma konusunu incelerken şu hususlara dikkat çekiyor: “Davultepe, Mersin’ nin kıyı bölgesine yakın kesimlerinde yer almaktadır, yeraltı su seviyesinin zemin tabanına yakın olması ve yerleşim alanlarının gevşek kumlu-çakıllı alüvyonal zeminlerin üzerinde bulunması nedeniyle bu bölgeler, sıvılaşma riski yüksek olan bölgeler olarak değerlendirilmiştir. Sıvılaşma potansiyeline sahip ve sıvılaşmanın oluşacağı alanların daha çok sahil bölgesindeki kumlu ve alüvyonal zeminlerin üzerine yapılmış yerleşim alanlarında olduğu belirlenmiştir. Bunun nedeni, bu bölgedeki yeraltı su seviyesinin zemin tabanına yakın olması ve gevşek kumlu zeminlerin bulunmasıdır. Bölgede bulunan ve zemin tabanına yakın yeraltı su seviyesinin, mevcut yapılarda ve daha sonrasında yapılacak olan yapılar için büyük tehlike arz ettiği belirlenmiştir. Daha sonrasında yapılacak olan yapılar, mutlaka, yeraltı su seviyesinin altında ve sert bir zemin üzerinde olmalıdır.” İki uzmanın da birleştiği ortak görüş ve önerileri ortak: Sahil kesimindeki yapılar mutlaka yer altı su seviyesinin altında ve sert zemin üzerinde inşa edilmeli, zemin etütleri hassas biçimde yapılmalı ve yapıların üzerine oturacağı zeminlerde gerekli iyileştirmeler için gerekli çalışmalar yapılmalı… Uzmanlar sahil kesiminde yapılaşmanın risklerine 2020-21 yıllarında dikkat çekerken henüz yaşadığımız büyük felakete yol açan depremler gerçekleşmemişti… Dün çoğu insanın bir kulağından girip diğer kulağından çıkan uyarılar, son yaşananlar ışığında hayatımızı tümüyle etkileyecek, ileride çok daha büyük bedeller ödemek zorunda kalacağımız ‘geliyorum diyen’ kıyamet haberlerinden farksız… O halde ne yapmalı? Soruya yanıt olabilecek, birilerini uyandırma umuduyla birkaç öneriyi sıralayayım: -Tüm imar planları yeni baştan ve güçlendirilmiş kent ilkesine uygun olarak ele alınmalı… -Sahil kesimi yoğunluk katsayısı düşürülmeli, özellikle de mezitli-Erdemli kesitinde sıvılaşma riski yüksek hiç bir alana zemin iyileştirme çalışmaları sorumluluk te yüklenecek bir uzmanlar ekibince onaylanmadığı sürece, yüksek katlı inşa ruhsatı verilmemeli… -Yerleşimin verimli ova üzerinde doğu batı aksı yerine, kuzeye kıraç yamaçlara doğru kaydırılması özendirilmeli, -Sahildeki tüm yüksek katlı binalar en zayıftan başlayarak (örneğin son depremlerle ortaya çıkan yapımında deniz kumu gibi risk barındıran çok katlı yapılar) zaman içinde seyreltilmeli, -Yeni verilecek ruhsatlarla ilgili zemin etütleri, her türlü teknik donanıma ve desteğe sahip üniversiteden uzmanların da yer aldığı komisyonlar tarafından yapılmalı, -İnşaatlar tamamlanınca iskân ruhsatı verilmeden önce binalar deprem testine tabi tutulmalı, -deprem testinden geçmeyen binalar mühürlenmeli ve hak sahiplerinin zararı zemin etüdü ile yapı denetimini yapanlardan tazmin edilmeli -ülkede mersini de etkileyen seri depremler devam ediyor ve her sarsıntı sıvılaşmayı tetikliyor.. Mal canın yongası ama unutmayın; Can malı geri getirir ancak Mal canı geri getirmez..
Ekleme Tarihi: 02 Mart 2023 - Perşembe

Mersin sahil kesimindeki sıvılaşma riski, atılması gereken adımlar…

Mersinle ilgili kısa, orta ve uzun vadede atılması gereken adımlar, makro anlamda bölge ve il, mikro anlamda mutlaka yeni baştan ele alınması gereken kent planları var…

Örneğin son depremlerle çok daha acil biçimde ortaya çıkan ve özellikle sahil kesimini etkilemesi kaçınılmaz sıvılaşma riski, bugün artık en büyük tehditlerden biri hatta ilki olarak kapımızı çalmakta…

Özellikle Mezitli-Erdemli arası kıyı kesiminin, son yıllarda Mersin Üniversitesi Jeoloji Mühendisliği anabilim dalı’ na mensup uzmanlarca incelenmesi sonucu ortaya çıkan tablo, nasıl bir tehlikeyle iç içe yaşadığımızı göstermesi bakımından başta imar planlarını yapan, onaylayan kadro ve siyasilere sorumluluklar yüklerken, olası bir afette bedelini hayatlarıyla ödeyecek masum insanları ve elbette tüm kamuoyunu doğrudan ve can yakıcı biçimde ilgilendirmekte..

Mezitli ilçesindeki sahil kesiminin sıvılaşma potansiyeli konulu yüksek lisans tezi yayınlanan Özcan Beytekin konuya bakın nasıl dikkat çekiyor:

“Sıvılaşmanın sahil bölgelerinde yayılım gösterdiği tespit edilmiştir. Bunun nedeni, sahil bölgelerinde yeraltı su seviyesinin zemin yüzeyine daha yakın olduğu ve alüvyon, gevşek kumlu zeminlerin bulunmasıdır.

Çalışma alanında yeraltı suyunun büyük risk oluşturduğu ve sıvılaşma için tehlike arz ettiği anlaşılmıştır. Özellikle sahil bölgelerine yapılacak olan yapılarda deprem tehlikesi göz ardı edilmemelidir. Buna göre yapının temeli yeraltı su tablasının altında ve sert zemin üzerinde olmalıdır.

Bölgenin sıvılaşma risk haritaları incelendiğinde, sıvılaşma meydana gelebilecek zeminlerde yapılaşma sırasında zemin etütlerinin hassas bir şekilde yapılması ve yapının inşa edileceği zeminde mutlaka gerekli iyileştirilmelerin yapılması gereklidir.

Bölgede açılan sondajların sıvılaşma analizleri için yetersiz olup daha ayrıntılı sıvılaşma analizleri için sondaj sayısının arttırılması ve sahil hattı boyunca daha sık aralıklarla sondajların yapılması gerektiği sağlıklı sonuçlar vermesi açısından önerilmektedir.”

Yine Mersin Üniversitesi Jeoloji Mühendisliği Anabilim Dalı’ ndan Uğur Özhan yine Mezitli’ ye bağlı Davultepe sahilinde sıvılaşma konusunu incelerken şu hususlara dikkat çekiyor:

“Davultepe, Mersin’ nin kıyı bölgesine yakın kesimlerinde yer almaktadır, yeraltı su seviyesinin zemin tabanına yakın olması ve yerleşim alanlarının gevşek kumlu-çakıllı alüvyonal zeminlerin üzerinde bulunması nedeniyle bu bölgeler, sıvılaşma riski yüksek olan bölgeler olarak değerlendirilmiştir.

Sıvılaşma potansiyeline sahip ve sıvılaşmanın oluşacağı alanların daha çok sahil bölgesindeki kumlu ve alüvyonal zeminlerin üzerine yapılmış yerleşim alanlarında olduğu belirlenmiştir.

Bunun nedeni, bu bölgedeki yeraltı su seviyesinin zemin tabanına yakın olması ve gevşek kumlu zeminlerin bulunmasıdır. Bölgede bulunan ve zemin tabanına yakın yeraltı su seviyesinin, mevcut yapılarda ve daha sonrasında yapılacak olan yapılar için büyük tehlike arz ettiği belirlenmiştir. Daha sonrasında yapılacak olan yapılar, mutlaka, yeraltı su seviyesinin altında ve sert bir zemin üzerinde olmalıdır.”

İki uzmanın da birleştiği ortak görüş ve önerileri ortak:

Sahil kesimindeki yapılar mutlaka yer altı su seviyesinin altında ve sert zemin üzerinde inşa edilmeli, zemin etütleri hassas biçimde yapılmalı ve yapıların üzerine oturacağı zeminlerde gerekli iyileştirmeler için gerekli çalışmalar yapılmalı…

Uzmanlar sahil kesiminde yapılaşmanın risklerine 2020-21 yıllarında dikkat çekerken henüz yaşadığımız büyük felakete yol açan depremler gerçekleşmemişti…

Dün çoğu insanın bir kulağından girip diğer kulağından çıkan uyarılar, son yaşananlar ışığında hayatımızı tümüyle etkileyecek, ileride çok daha büyük bedeller ödemek zorunda kalacağımız ‘geliyorum diyen’ kıyamet haberlerinden farksız…

O halde ne yapmalı?

Soruya yanıt olabilecek, birilerini uyandırma umuduyla birkaç öneriyi sıralayayım:

-Tüm imar planları yeni baştan ve güçlendirilmiş kent ilkesine uygun olarak ele alınmalı…

-Sahil kesimi yoğunluk katsayısı düşürülmeli, özellikle de mezitli-Erdemli kesitinde sıvılaşma riski yüksek hiç bir alana zemin iyileştirme çalışmaları sorumluluk te yüklenecek bir uzmanlar ekibince onaylanmadığı sürece, yüksek katlı inşa ruhsatı verilmemeli…

-Yerleşimin verimli ova üzerinde doğu batı aksı yerine, kuzeye kıraç yamaçlara doğru kaydırılması özendirilmeli,

-Sahildeki tüm yüksek katlı binalar en zayıftan başlayarak (örneğin son depremlerle ortaya çıkan yapımında deniz kumu gibi risk barındıran çok katlı yapılar) zaman içinde seyreltilmeli,

-Yeni verilecek ruhsatlarla ilgili zemin etütleri, her türlü teknik donanıma ve desteğe sahip üniversiteden uzmanların da yer aldığı komisyonlar tarafından yapılmalı,

-İnşaatlar tamamlanınca iskân ruhsatı verilmeden önce binalar deprem testine tabi tutulmalı,

-deprem testinden geçmeyen binalar mühürlenmeli ve hak sahiplerinin zararı zemin etüdü ile yapı denetimini yapanlardan tazmin edilmeli

-ülkede mersini de etkileyen seri depremler devam ediyor ve her sarsıntı sıvılaşmayı tetikliyor..

Mal canın yongası ama unutmayın;

Can malı geri getirir ancak Mal canı geri getirmez..

Yazıya ifade bırak !
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve inovatifhaber.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.