Abdullah Ayan
Köşe Yazarı
Abdullah Ayan
 

Taksim’ e çıkmak… Ecevit’in 3 Haziran 1977 mitingi…

Kılıçdaroğlu ardından CHP genel başkanı olan Özgür Özel, Erdoğan’ ın tek karar verici olduğu bugünkü sisteme onun da ötesi, iki dudağından dökülenin yasa hatta anayasa yerine hayata geçirildiği yönetim tarzına karşı nasıl bir yol izleyecek? Daha da önemlisi hakların kullanılmasında örgütün anayasa ve yasalara göre mi yoksa dayatılan kararlara göre mi hareket etmesi sağlanacak? Soruları basite indirgeyip, sıcağı sıcağına ve henüz sonuçlanmamış bir tartışma üzerinden konuyu açmaya çalışayım.. 1 Mayıs’ ın Taksim’ de kutlanması amaçlı başvurulara karşı İçişleri Bakanı 29 Nisan günü “Taksim meydanı ve çevresi konumu itibariyle toplantı ve gösteri yürüyüşü için uygun değildir. Araç ve yaya akışının çok yoğun olduğu bu bölge, güvenlik tedbirlerinin alınmasını zorlaştırdığı gibi, kişi hak ve özgürlüklerinin korunmasında da ciddi riskler barındırmaktadır..”  gerekçesiyle izin verilmeyeceğini duyuruyor… Oysa Anayasa Mahkemesi 1 Mayıs’ ın Taksim Meydanında kutlanmasının yasaklanmasına karşı 2016’ da Devrimci İşçi Sendikaları DİSK’ in yaptığı başvuruyu Ekim 2023’ te bugünkü AYM başkanının da altında imzasının yer aldığı tarihi bir kararla sonuçlandırıyor. O kararda en küçük bir tevile yol açmayacak şeffaf ve açıklıkta Taksim’ in gösterilere kapatılamayacağı kararı veriliyor… 15 Aralık 2023 günü Resmi Gazete’ de yayınlanarak kesinleşen kararda şu görüşleri vurguluyor Anayasa Mahkemesi: “Hangi mekânın toplantıya en uygun olacağını seçme serbestîsi, toplantının düzenleyicilerine tanınmalıdır… Buna göre mekân yasağına ilişkin bir karar verilebilmesi ancak somut ve haklı gerekçelerin ortaya konulmasıyla mümkündür. Dolayısıyla Taksim Meydanı’nın idarece önceden belirlenen toplantı alanlarından biri olmadığı şeklindeki gerekçe, tercih edilen mekânda toplantı yapılmasını tamamen yasaklamak için yeterli kabul edilemez.” 31 Mart yerel seçimlerinde halkın birinci parti konumuna taşıdığı ve o sorumlulukla hareket etmesi gereken yeni lideri Özel, AYM’ nin tüm karşı gerekçeleri boşa çıkardığı kararına karşı ne yapıyor? İçişleri Bakanını arayıp verilen yasaklama kararının ‘gözden geçirilmesini’ dillendiriyor… Lider dediğiniz gerektiğinde inisiyatif almalı derken, Ecevit’ in 1977 seçimlerine giden süreçte yine bir Taksim Mitingi vakasına karşı ortaya koyduğu tavır geliyor aklıma… Türkiye, büyük çatışmaların, sıcak sokak hareketlerinin ortasında 5 Haziran 1977 genel seçimlerine hazırlanırken CHP lideri Ecevit partisinin son mitingini 3 Haziran günü Taksim’ de yapacaktır.. Dönemin Adalet Partisi lideri ve Başbakan Süleyman Demirel Ecevit’e 2 Haziran günü gizli bir mektup gönderir. Gizli olmasına karşın Ecevit’ in halka paylaştığı mektupta Demirel: “MİT’ten gelen bilgi doğrultusunda Taksim’de miting yapmanızın çok tehlikeli olacağını bildirilmiştir, mitingden vazgeçmeniz doğru olacaktır”  uyarısını yapmaktadır.. O 2 Haziran gününü unutmam mümkün değil… Televizyon yok, tek bir radyo var, o da devletin radyosu TRT. Partiler radyoda seçim konuşması yapıyor, onar dakika. Her partiden genel başkanlar ya da partinin üst yönetiminden insanlar konuşuyor radyoda, seçim propagandası. Konuşmaları partiler banda alıyor, TRT’ye gönderiyor, canlı yayın değil. Taksim mitinginden bir gün önce CHP Genel Sekreteri Orhan Eyüpoğlu’nun konuşması var radyoda. TRT’de onun konuşması yayınlanacak banttan… Başbakan Demirel’den uyarı mektubunu alan Ecevit, Orhan Eyüpoğlu’ndan rica ediyor, onun konuşması geri çekiliyor, yerine radyoda Ecevit hem de canlı yayında konuşuyor. Benim gibi radyo başına can kulağıyla dinleyen herkesin heyecandan nefesini kesen o konuşmasında şunları söyleyecekti Ecevit: “Söz verdiğim saatte ben ve eşim orada olacağız. Fakat bu koşullar altında kimsenin gelmesini isteyemem, sizden bir dileğim varsa o da yarın bize ne olursa olsun 5 Haziranda herkesin sandık başına gidip oy vermesini istiyorum” Ecevit’’ in eşi Rahşan hanımla tek başlarına gideceklerini ve kimsenin gelmesini istemediği o Taksim mitinginde meydana 600 bin kişinin katıldığını söyleyecektir, tarihe not düşen gözlemciler… Ülke nüfusunun 40 milyon, seçmen sayısının 21,2 milyon olduğu o seçimde Ecevit sandığa giden 15 milyon seçmenden 6 milyon 136’ bininin oyuyla ilk ve son kez yüzde 42 oy oranına taşıyacaktır CHP’ yi… Liderlik ve inisiyatif dendiğinde hep o 2 Haziran’ dan başlayıp 5 Haziran 1977’ de sandıkta sonuçlanan Ecevit’ in cesur yolculuğu gelir aklıma…      
Ekleme Tarihi: 02 Mayıs 2024 - Perşembe

Taksim’ e çıkmak… Ecevit’in 3 Haziran 1977 mitingi…

Kılıçdaroğlu ardından CHP genel başkanı olan Özgür Özel, Erdoğan’ ın tek karar verici olduğu bugünkü sisteme onun da ötesi, iki dudağından dökülenin yasa hatta anayasa yerine hayata geçirildiği yönetim tarzına karşı nasıl bir yol izleyecek?

Daha da önemlisi hakların kullanılmasında örgütün anayasa ve yasalara göre mi yoksa dayatılan kararlara göre mi hareket etmesi sağlanacak?

Soruları basite indirgeyip, sıcağı sıcağına ve henüz sonuçlanmamış bir tartışma üzerinden konuyu açmaya çalışayım..

1 Mayıs’ ın Taksim’ de kutlanması amaçlı başvurulara karşı İçişleri Bakanı 29 Nisan günü “Taksim meydanı ve çevresi konumu itibariyle toplantı ve gösteri yürüyüşü için uygun değildir. Araç ve yaya akışının çok yoğun olduğu bu bölge, güvenlik tedbirlerinin alınmasını zorlaştırdığı gibi, kişi hak ve özgürlüklerinin korunmasında da ciddi riskler barındırmaktadır..”  gerekçesiyle izin verilmeyeceğini duyuruyor…

Oysa Anayasa Mahkemesi 1 Mayıs’ ın Taksim Meydanında kutlanmasının yasaklanmasına karşı 2016’ da Devrimci İşçi Sendikaları DİSK’ in yaptığı başvuruyu Ekim 2023’ te bugünkü AYM başkanının da altında imzasının yer aldığı tarihi bir kararla sonuçlandırıyor.

O kararda en küçük bir tevile yol açmayacak şeffaf ve açıklıkta Taksim’ in gösterilere kapatılamayacağı kararı veriliyor…

15 Aralık 2023 günü Resmi Gazete’ de yayınlanarak kesinleşen kararda şu görüşleri vurguluyor Anayasa Mahkemesi:

“Hangi mekânın toplantıya en uygun olacağını seçme serbestîsi, toplantının düzenleyicilerine tanınmalıdır… Buna göre mekân yasağına ilişkin bir karar verilebilmesi ancak somut ve haklı gerekçelerin ortaya konulmasıyla mümkündür. Dolayısıyla Taksim Meydanı’nın idarece önceden belirlenen toplantı alanlarından biri olmadığı şeklindeki gerekçe, tercih edilen mekânda toplantı yapılmasını tamamen yasaklamak için yeterli kabul edilemez.”

31 Mart yerel seçimlerinde halkın birinci parti konumuna taşıdığı ve o sorumlulukla hareket etmesi gereken yeni lideri Özel, AYM’ nin tüm karşı gerekçeleri boşa çıkardığı kararına karşı ne yapıyor?

İçişleri Bakanını arayıp verilen yasaklama kararının ‘gözden geçirilmesini’ dillendiriyor…

Lider dediğiniz gerektiğinde inisiyatif almalı derken, Ecevit’ in 1977 seçimlerine giden süreçte yine bir Taksim Mitingi vakasına karşı ortaya koyduğu tavır geliyor aklıma…

Türkiye, büyük çatışmaların, sıcak sokak hareketlerinin ortasında 5 Haziran 1977 genel seçimlerine hazırlanırken CHP lideri Ecevit partisinin son mitingini 3 Haziran günü Taksim’ de yapacaktır..

Dönemin Adalet Partisi lideri ve Başbakan Süleyman Demirel Ecevit’e 2 Haziran günü gizli bir mektup gönderir.

Gizli olmasına karşın Ecevit’ in halka paylaştığı mektupta Demirel: “MİT’ten gelen bilgi doğrultusunda Taksim’de miting yapmanızın çok tehlikeli olacağını bildirilmiştir, mitingden vazgeçmeniz doğru olacaktır”  uyarısını yapmaktadır..

O 2 Haziran gününü unutmam mümkün değil…

Televizyon yok, tek bir radyo var, o da devletin radyosu TRT.

Partiler radyoda seçim konuşması yapıyor, onar dakika. Her partiden genel başkanlar ya da partinin üst yönetiminden insanlar konuşuyor radyoda, seçim propagandası. Konuşmaları partiler banda alıyor, TRT’ye gönderiyor, canlı yayın değil.

Taksim mitinginden bir gün önce CHP Genel Sekreteri Orhan Eyüpoğlu’nun konuşması var radyoda. TRT’de onun konuşması yayınlanacak banttan…

Başbakan Demirel’den uyarı mektubunu alan Ecevit, Orhan Eyüpoğlu’ndan rica ediyor, onun konuşması geri çekiliyor, yerine radyoda Ecevit hem de canlı yayında konuşuyor. Benim gibi radyo başına can kulağıyla dinleyen herkesin heyecandan nefesini kesen o konuşmasında şunları söyleyecekti Ecevit:

“Söz verdiğim saatte ben ve eşim orada olacağız. Fakat bu koşullar altında kimsenin gelmesini isteyemem, sizden bir dileğim varsa o da yarın bize ne olursa olsun 5 Haziranda herkesin sandık başına gidip oy vermesini istiyorum”

Ecevit’’ in eşi Rahşan hanımla tek başlarına gideceklerini ve kimsenin gelmesini istemediği o Taksim mitinginde meydana 600 bin kişinin katıldığını söyleyecektir, tarihe not düşen gözlemciler…

Ülke nüfusunun 40 milyon, seçmen sayısının 21,2 milyon olduğu o seçimde Ecevit sandığa giden 15 milyon seçmenden 6 milyon 136’ bininin oyuyla ilk ve son kez yüzde 42 oy oranına taşıyacaktır CHP’ yi…

Liderlik ve inisiyatif dendiğinde hep o 2 Haziran’ dan başlayıp 5 Haziran 1977’ de sandıkta sonuçlanan Ecevit’ in cesur yolculuğu gelir aklıma…

 

 

 

Yazıya ifade bırak !
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve inovatifhaber.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.