Abdullah Ayan
Köşe Yazarı
Abdullah Ayan
 

Hiçbir şey eskisi gibi olmayacak -5

İster dünya savaşı, ister koronavirüs salgını olsun, tüm insanlığı etkileyen olağanüstü dönemlerin temel özelliklerinden birinin buluşlar anlamında her şeyin hızlandığı, yıllar alacak süreçlerin haftalar içinde gerçekleşmesi… Bu tarihin akışını değiştirme potansiyeli olan dönemlerde, hayatta kalma mücadelesi veren insanlık buluşların ortaya çıkma riski yüksek kimi olasılıklarını göz ardı edebiliyor.. Örneğin virüsle baş ettiğine inanılan bir ilaç geliştirildi veya başka bir takım hastalıklara iyi geldiği bilinen bir ilacın koronavirüse karşı da etkili olduğu ortaya çıktı diyelim. Olağan dönemlerde kullanım sırasında ortaya çıkacak yan etkilerinden tutun da dozaj miktarlarına kadar yıllar sürecek araştırma ve gözlemler bir tarafa bırakılıp vakit geçirmeden hasta tedavisinde kullanılmaya başlanıyor.. Çarpıcı olması bakımından sıcağı sıcağına bir örnek vereyim: Sıtmaya karşı yıllardır kullanılan kimi ilaçların Covid 19 virüsüne karşı etkili olduğu iddiası ortaya atılınca bir anda hücum yaşandı. Örneğin ABD Başkanı Trump 20 Mart 2020 günü her zaman yaptığı gibi Twitter üzerinden yaptığı paylaşımda klorokin isimli ilacın virüse karşı etkili olduğunu ve kullanımının ABD Gıda ve İlaç İdaresi (FDA) tarafından onaylandığını duyurdu. Oysa verdiği bilgi gerçeği yansıtmaktan çok çarpıtmaya yönelikti. Gerçekten de anında FDA Trump' un verdiği bilgiyi yalanladı. Evet Gıda ve İlaç İdaresi klorokin için onay vermişti ama bu onay ilacın sıtma tedavisinde kullanımıyla sınırlıydı ve yıllar önceye dayanıyordu. Covid-19 üzerindeki etkisiyle ilgili çalışmalar ise yeniydi ve henüz elde edilmiş somut hiçbir sonuç yoktu. Trump yine durmadı. "denemekten ne çıkar?" anlamına gelecek "hayat kurtaracaksa, ne kaybederiz ki" diyen de, ekranların karşısına geçtiğinde "ben doktor değilim, ama sağ duyum var" söyleyen de. Aynı şekilde Plaquenil adlı ilacın, Covid-19 tedavisinde kesinlikle tatmin edici sonuçlar verdiği iddiası da dünya çapında ilgi gördü. Plaquenil de yıllardır eczanelerde reçetesiz satılan ve sıtmada ortaya çıkan eklem ağrılarına iyi gelen bir ilaç.. Türkiye' de ilaca öylesine talep oluştu ki, Sağlık Bakanlığı yeşil reçeteye bağlayıp her isteyenin erişmesini engellemek zorunda kaldı. Salgından etkilenen 300 bini aşkın hastanın (ki önemli bölümü Fransa'da) kullandığı ve tedavi ettiği iddialarına karşı korkutan açıklama yine Fransa' dan geldi: Fransa, yeni tip koronavirüse karşı etkisi test edilen sıtma ve HIV ilaçlarının "ölümcül" yan etkilerine karşı uyarıda bulunurken, Ulusal İlaç Güvenliği Kurumu Başkanı sıtma ilacı Plaquenil'i deneyen 30 hastanın ilacı almasının ardından kalple ilgili ciddi yan etkiler ortaya çıktığını, 3 kişinin kalp yetmezliği sonucu öldüğünü ve her türden sıtma ilacının reçetesiz kullanılmaması gerektiği yönünde uyarıda bulundu.. İster FDA, ister Fransa İlaç Güvenliği Kurumu veya başka bir yasal denetleme, düzenleme yetkisi olan kurumların normal zamanlarda yıllar sürecek laboratuar ve hastalar üzerinde yapılacak kontrollü saha araştırmalarıyla halka arz edilmesine izin verebileceği ilaçlar bugün içinden geçmekte olduğumuz olağanüstü günlerde, her türlü denetimin, yasağın dışına çıkarak kontrolsüz biçimde deyim yerindeyse zamana karşı yarışan şirketlerin yer yer etik dışı mücadele alanı haline gelebiliyor.. Bunun en önemli sebebi dünyanın üçte birini hapseden salgına karşı bulunacak ilaç veya aşının yaratacağı akıl almaz rant… Artık dünya, çiçek aşısını bulan ve bunu patentsiz, bedelsiz, karşılıksız tüm insanlığın hizmetine sunan bilim insanlarının dünyası değil.. Günümüz dünyası, kimsenin kimseye acımadığı, rant uğruna her türlü manipülasyonun meşru sayıldığı, piyasaya sürülen pek çok ilaçla ilgili yalanın gerçek olarak pazarlandığı, toplumca saygın görülen nice uzmanın o ranttan pay almak için her türlü aldatıcı bilgiyi bilimsel gerçekmiş gibi sattığı bir dünya.. Adı üstünde insanı yaşatmaya odaklı olması hatta kutsal sayılması gereken sağlık ve ilaç artık aç gözlü girişimcilerin at oynattığı bir alan.. Koronavirüs salgını sadece tedavi edici ilaçların yıllar sürmesi gereken deneme safhalarını hızlandırmakla kalmayacak.. Bu küresel salgından insanlığın çıkaracağı çok ciddi dersler, geleceğe yönelik devrim niteliğinde tercihler de olacak. Hastayı müşteri, hastaneyi para kazanan tezgah olarak gören ve günümüzü anlatan anlayışla, sağlığın devletçe herkese sunulması gereken hava gibi su gibi aziz bir şey olduğunu savunan anlayışın gelip dayandığı bir yol ayrımındayız.. Para kazanmadığı için yıllardır geliyorum diyen bu ve benzeri salgınlara karşı parmağını oynatmayan, aşı geliştireceğine, kırışıkları giderdiği iddia edilen kremlere yatırım yapmayı tercih eden ve kontrolsüz biçimde vahşi piyasanın esiri olan ilacından hastanesine tüm sağlık bileşenleri kapitalizmin esaretinden kurtulup yeniden insanlığın hizmetine amade olurlar. Ve kaçınılmaz biçimde önümüzdeki günlerde güneş kremi, makyaj seti, plaj terliği satan günümüz eczacılığının da asıl işlevine dönüp dönmeyeceğini, dönecekse de sistemin ne yönde evrileceğini tartışmamız gerekiyor. Özellikle de robot eczacıların sıfır hata, sıfır yanılma payıyla sahneye çıkmaya başlaması, konuyu tüm boyutlarıyla ele alma gününün geldiğini gösteriyor. Tıpkı hastaneleri ticari işletme olarak görenlerin ve tedaviye muhtaç hastayı 'müşteri' görüp ondan azami kazanç elde etme anlayışının sona ermesinin gerektiğini tartışacağımız gibi..  
Ekleme Tarihi: 17 Nisan 2020 - Cuma

Hiçbir şey eskisi gibi olmayacak -5

İster dünya savaşı, ister koronavirüs salgını olsun, tüm insanlığı etkileyen olağanüstü dönemlerin temel özelliklerinden birinin buluşlar anlamında her şeyin hızlandığı, yıllar alacak süreçlerin haftalar içinde gerçekleşmesi…

Bu tarihin akışını değiştirme potansiyeli olan dönemlerde, hayatta kalma mücadelesi veren insanlık buluşların ortaya çıkma riski yüksek kimi olasılıklarını göz ardı edebiliyor..

Örneğin virüsle baş ettiğine inanılan bir ilaç geliştirildi veya başka bir takım hastalıklara iyi geldiği bilinen bir ilacın koronavirüse karşı da etkili olduğu ortaya çıktı diyelim.

Olağan dönemlerde kullanım sırasında ortaya çıkacak yan etkilerinden tutun da dozaj miktarlarına kadar yıllar sürecek araştırma ve gözlemler bir tarafa bırakılıp vakit geçirmeden hasta tedavisinde kullanılmaya başlanıyor..

Çarpıcı olması bakımından sıcağı sıcağına bir örnek vereyim:

Sıtmaya karşı yıllardır kullanılan kimi ilaçların Covid 19 virüsüne karşı etkili olduğu iddiası ortaya atılınca bir anda hücum yaşandı.

Örneğin ABD Başkanı Trump 20 Mart 2020 günü her zaman yaptığı gibi Twitter üzerinden yaptığı paylaşımda klorokin isimli ilacın virüse karşı etkili olduğunu ve kullanımının ABD Gıda ve İlaç İdaresi (FDA) tarafından onaylandığını duyurdu. Oysa verdiği bilgi gerçeği yansıtmaktan çok çarpıtmaya yönelikti.

Gerçekten de anında FDA Trump' un verdiği bilgiyi yalanladı. Evet Gıda ve İlaç İdaresi klorokin için onay vermişti ama bu onay ilacın sıtma tedavisinde kullanımıyla sınırlıydı ve yıllar önceye dayanıyordu. Covid-19 üzerindeki etkisiyle ilgili çalışmalar ise yeniydi ve henüz elde edilmiş somut hiçbir sonuç yoktu.

Trump yine durmadı. "denemekten ne çıkar?" anlamına gelecek "hayat kurtaracaksa, ne kaybederiz ki" diyen de, ekranların karşısına geçtiğinde "ben doktor değilim, ama sağ duyum var" söyleyen de.

Aynı şekilde Plaquenil adlı ilacın, Covid-19 tedavisinde kesinlikle tatmin edici sonuçlar verdiği iddiası da dünya çapında ilgi gördü.

Plaquenil de yıllardır eczanelerde reçetesiz satılan ve sıtmada ortaya çıkan eklem ağrılarına iyi gelen bir ilaç..

Türkiye' de ilaca öylesine talep oluştu ki, Sağlık Bakanlığı yeşil reçeteye bağlayıp her isteyenin erişmesini engellemek zorunda kaldı.

Salgından etkilenen 300 bini aşkın hastanın (ki önemli bölümü Fransa'da) kullandığı ve tedavi ettiği iddialarına karşı korkutan açıklama yine Fransa' dan geldi:

Fransa, yeni tip koronavirüse karşı etkisi test edilen sıtma ve HIV ilaçlarının "ölümcül" yan etkilerine karşı uyarıda bulunurken, Ulusal İlaç Güvenliği Kurumu Başkanı sıtma ilacı Plaquenil'i deneyen 30 hastanın ilacı almasının ardından kalple ilgili ciddi yan etkiler ortaya çıktığını, 3 kişinin kalp yetmezliği sonucu öldüğünü ve her türden sıtma ilacının reçetesiz kullanılmaması gerektiği yönünde uyarıda bulundu..

İster FDA, ister Fransa İlaç Güvenliği Kurumu veya başka bir yasal denetleme, düzenleme yetkisi olan kurumların normal zamanlarda yıllar sürecek laboratuar ve hastalar üzerinde yapılacak kontrollü saha araştırmalarıyla halka arz edilmesine izin verebileceği ilaçlar bugün içinden geçmekte olduğumuz olağanüstü günlerde, her türlü denetimin, yasağın dışına çıkarak kontrolsüz biçimde deyim yerindeyse zamana karşı yarışan şirketlerin yer yer etik dışı mücadele alanı haline gelebiliyor..

Bunun en önemli sebebi dünyanın üçte birini hapseden salgına karşı bulunacak ilaç veya aşının yaratacağı akıl almaz rant…

Artık dünya, çiçek aşısını bulan ve bunu patentsiz, bedelsiz, karşılıksız tüm insanlığın hizmetine sunan bilim insanlarının dünyası değil..

Günümüz dünyası, kimsenin kimseye acımadığı, rant uğruna her türlü manipülasyonun meşru sayıldığı, piyasaya sürülen pek çok ilaçla ilgili yalanın gerçek olarak pazarlandığı, toplumca saygın görülen nice uzmanın o ranttan pay almak için her türlü aldatıcı bilgiyi bilimsel gerçekmiş gibi sattığı bir dünya..

Adı üstünde insanı yaşatmaya odaklı olması hatta kutsal sayılması gereken sağlık ve ilaç artık aç gözlü girişimcilerin at oynattığı bir alan..

Koronavirüs salgını sadece tedavi edici ilaçların yıllar sürmesi gereken deneme safhalarını hızlandırmakla kalmayacak..

Bu küresel salgından insanlığın çıkaracağı çok ciddi dersler, geleceğe yönelik devrim niteliğinde tercihler de olacak.

Hastayı müşteri, hastaneyi para kazanan tezgah olarak gören ve günümüzü anlatan anlayışla, sağlığın devletçe herkese sunulması gereken hava gibi su gibi aziz bir şey olduğunu savunan anlayışın gelip dayandığı bir yol ayrımındayız..

Para kazanmadığı için yıllardır geliyorum diyen bu ve benzeri salgınlara karşı parmağını oynatmayan, aşı geliştireceğine, kırışıkları giderdiği iddia edilen kremlere yatırım yapmayı tercih eden ve kontrolsüz biçimde vahşi piyasanın esiri olan ilacından hastanesine tüm sağlık bileşenleri kapitalizmin esaretinden kurtulup yeniden insanlığın hizmetine amade olurlar.

Ve kaçınılmaz biçimde önümüzdeki günlerde güneş kremi, makyaj seti, plaj terliği satan günümüz eczacılığının da asıl işlevine dönüp dönmeyeceğini, dönecekse de sistemin ne yönde evrileceğini tartışmamız gerekiyor. Özellikle de robot eczacıların sıfır hata, sıfır yanılma payıyla sahneye çıkmaya başlaması, konuyu tüm boyutlarıyla ele alma gününün geldiğini gösteriyor.

Tıpkı hastaneleri ticari işletme olarak görenlerin ve tedaviye muhtaç hastayı 'müşteri' görüp ondan azami kazanç elde etme anlayışının sona ermesinin gerektiğini tartışacağımız gibi..

 

Yazıya ifade bırak !
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve inovatifhaber.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.