Bekir Zorba
Köşe Yazarı
Bekir Zorba
 

Gündüz Artan’a Armağan

“Hamile bir kadın yaşamın başlangıcıdır; geri kalan her şey yaşamın devamıdır”   Elimdeki kitap bir hazine değerinde. Adı: ‘Gündüz Artan’a Armağan- Mersin’de Aydın Olmak’ 2005-Etik Yayınları- Yazarları Dr. Orhan Özdemir ve Ali F. Bilir. Mersin ile ilgili söyleyecek sözü olanlara tavsiye ederim. Mersin’e dair kitap, belgesel, dergi vs çıkartmayı düşünenlerin de mutlaka edinmeleri gereken bir kitap.     Tatil sözcüğü kişiden kişiye farklı çağrışımlar yapar. Tatilin bendeki karşılığıysa okumak ve yazmaktır. Özellikle biriken konuları azaltmaktır tatil benim için. Mersin’de yazları yapılacak işlerin başında gelir kitap okumak. Çünkü şehir, sıcaklardan dolayı ‘düşük yoğunluklu’ evreye geçmiştir. İsteseniz de farklı bir şeyler yapamazsınız. İnsanlar yazlıklarına, yaylalarına çekilmiştir. Bir de buna yeni çıkan salgın önlemlerini eklediğinizde,  köşenizde kalmak adeta bir zorunluluktur.   Mersinli anılarda soluklanmak için biçilmiş kaftan bu armağan kitabı. Kitap, merhum öğretmen, araştırmacı yazar Gündüz Artan’a ilk yazısının yayımlanmasının 50. yılı armağanı olarak hazırlanmış ve içinde 24 Mersinli yazara, Artan’ın eşi ve çocuklarına yer verilmiş. Girişe çektiğim gibi kitap bana göre bir hazine. Özellikle Mersin’in geçmişini yazmak isteyenler için çok güzel bir kaynak. Birbirinden değerli yazarlarımız akıcı bir dille, anılardaki Mersin’e götürüveriyor okuru…   Kent demek aynı zamanda farklı kültürlerin, insanların bir arada bulunduğu yer demek. Mersin’i Mersin eden değerlerin başında geçmişten günümüze farklılıkların etkileşimi ve o çok kültürlü yapının ortaya çıkardığı, benzersiz harmonidir. Tıpkı Gündüz Artan gibi, kitabın ortak yazarı Orhan Özdemir gibi, bu satırların yazarı gibi kökleri başka coğrafyalarda olan ama burayı göç ettiğinden beri evine dönüştürmeye çabalayan insanların kattıkları ile büyüyen zenginleşen bir yerdir Mersin.   Çoğunlukla, göç edenlerin şehirden aldıklarına bakılır. Oysa göç edenlerin oraya kattıkları belki de oradan aldıklarından fazladır. Tabii göç olgusu bir sosyolojik gerçekliktir. Önemli olan bu olgunun nasıl yönetildiğidir.   Gündüz Artan 1934 senesinde Tire’de doğdu. Türkçe öğretmeniydi. 1956-57 yıllarında Mersin Astsubay Okulunda yedek subay öğretmenken burada evlendi. Yurdun çeşitli bölgelerinde öğretmenlik yaptı. 1981 yılında emekli olunca Mersin’e yerleşti. Yayımladığı kitap, yazı, şiir ve broşürlere bakıldığında neredeyse yaşadığı her günün hakkını vererek çalıştığı anlaşılan Gündüz Artan,  2009 yılında 75 yaşında vefat etti. Edebiyatımıza kazandırdığı eserleri ve yaptığı önemli araştırmaları ile daima saygıyla anılacaktır.   Kitabı okurken yazarlarımızın güçlü anlatımları ile Mersin’i tarihinden günümüze, doğasından, kültürüne iyice içinize sığdırıyorsunuz…Okurda ‘ ben burayı biliyorum, bu insanları, binaları tanıyorum ya da keşke eski haline ben de yetişseydim’  hissi uyanıyor. İşte anlatılanın gücü de burada yatar. Size hissettirmesi, zihninizde fotoğraf kareleri belirmesi önemlidir. Kitap, bendeki hüznü kımıldattı. Anılar tazeledim. Tanıdığım, tanıştığım yazarlarla yeniden güçlü bağlar kurdum.   2020 senesindeyiz. Kitaba yazanlar arasından başka diyarlara göçenler, ebediyete intikal edenler var, güçlü kariyer yapanlar, isimlerini dünyaya duyuranlar var…Şinasi Develi olmaksızın Mersin tarihi nasıl anlatılır? Şehrin son 75 yılı ona emanettir. O bakımdan verdiği hacimli yazı kitabın başına konmuş. Torosların çetin şartlarını bir de Osman Şahin’den dinleyin derim. Birçok Mersinlinin adını bile duymadığı ‘Bulgar Bozoğlan’ı pek güzel anlatmış Uğur Ersoy. Abdullah Toroslu ‘Mersin’de Aydın Olmak’ başlığını atmış yazısına. Sonra değerli büyüklerim M.Ali Sulutaş’ın, Mehmet Babacan’ın yazıları sıralanmış peş peşe. Bir Mersin kitabında halk kültürü araştırmacısı Hilmi Dulkadir’e yer vermemek eksik bırakır. F. Saadet Bilir Gündüz öğretmenin Gülnar yıllarını aktarmış uzun yazısında.   Dört günlük bayram tatilimi dolduran kitap, bu yazıyı fazlasıyla hak etti. Başta kitabın yazarları Orhan Özdemir ve Ali F. Bilir olmak üzere emeği geçenlere; Şinasi Develi, İlyas Halil, Nevit Kodallı, Osman Şahin, Uğur Ersoy, Abdullah Toroslu, Ahmet Yeşil, M.Ali Sulutaş, Mehmet Babacan, Celal Soycan, Meriç Alkan, Doğan Akça, Julide Gülizar, Necdet Canaran, Hilmi Dulkadir, Semihi Vural, Fazıl Tütüner, Songul Saydam, Yaşar Öztürk, F. Saadet Bilir ve Hafize Okan’a selam olsun!        
Ekleme Tarihi: 05 Ağustos 2020 - Çarşamba

Gündüz Artan’a Armağan

“Hamile bir kadın yaşamın başlangıcıdır; geri kalan her şey yaşamın devamıdır”

  Elimdeki kitap bir hazine değerinde. Adı: ‘Gündüz Artan’a Armağan- Mersin’de Aydın Olmak’ 2005-Etik Yayınları- Yazarları Dr. Orhan Özdemir ve Ali F. Bilir. Mersin ile ilgili söyleyecek sözü olanlara tavsiye ederim. Mersin’e dair kitap, belgesel, dergi vs çıkartmayı düşünenlerin de mutlaka edinmeleri gereken bir kitap.  

  Tatil sözcüğü kişiden kişiye farklı çağrışımlar yapar. Tatilin bendeki karşılığıysa okumak ve yazmaktır. Özellikle biriken konuları azaltmaktır tatil benim için. Mersin’de yazları yapılacak işlerin başında gelir kitap okumak. Çünkü şehir, sıcaklardan dolayı ‘düşük yoğunluklu’ evreye geçmiştir. İsteseniz de farklı bir şeyler yapamazsınız. İnsanlar yazlıklarına, yaylalarına çekilmiştir. Bir de buna yeni çıkan salgın önlemlerini eklediğinizde,  köşenizde kalmak adeta bir zorunluluktur.

  Mersinli anılarda soluklanmak için biçilmiş kaftan bu armağan kitabı. Kitap, merhum öğretmen, araştırmacı yazar Gündüz Artan’a ilk yazısının yayımlanmasının 50. yılı armağanı olarak hazırlanmış ve içinde 24 Mersinli yazara, Artan’ın eşi ve çocuklarına yer verilmiş. Girişe çektiğim gibi kitap bana göre bir hazine. Özellikle Mersin’in geçmişini yazmak isteyenler için çok güzel bir kaynak. Birbirinden değerli yazarlarımız akıcı bir dille, anılardaki Mersin’e götürüveriyor okuru…

  Kent demek aynı zamanda farklı kültürlerin, insanların bir arada bulunduğu yer demek. Mersin’i Mersin eden değerlerin başında geçmişten günümüze farklılıkların etkileşimi ve o çok kültürlü yapının ortaya çıkardığı, benzersiz harmonidir. Tıpkı Gündüz Artan gibi, kitabın ortak yazarı Orhan Özdemir gibi, bu satırların yazarı gibi kökleri başka coğrafyalarda olan ama burayı göç ettiğinden beri evine dönüştürmeye çabalayan insanların kattıkları ile büyüyen zenginleşen bir yerdir Mersin.

  Çoğunlukla, göç edenlerin şehirden aldıklarına bakılır. Oysa göç edenlerin oraya kattıkları belki de oradan aldıklarından fazladır. Tabii göç olgusu bir sosyolojik gerçekliktir. Önemli olan bu olgunun nasıl yönetildiğidir.

  Gündüz Artan 1934 senesinde Tire’de doğdu. Türkçe öğretmeniydi. 1956-57 yıllarında Mersin Astsubay Okulunda yedek subay öğretmenken burada evlendi. Yurdun çeşitli bölgelerinde öğretmenlik yaptı. 1981 yılında emekli olunca Mersin’e yerleşti. Yayımladığı kitap, yazı, şiir ve broşürlere bakıldığında neredeyse yaşadığı her günün hakkını vererek çalıştığı anlaşılan Gündüz Artan,  2009 yılında 75 yaşında vefat etti. Edebiyatımıza kazandırdığı eserleri ve yaptığı önemli araştırmaları ile daima saygıyla anılacaktır.

  Kitabı okurken yazarlarımızın güçlü anlatımları ile Mersin’i tarihinden günümüze, doğasından, kültürüne iyice içinize sığdırıyorsunuz…Okurda ‘ ben burayı biliyorum, bu insanları, binaları tanıyorum ya da keşke eski haline ben de yetişseydim’  hissi uyanıyor. İşte anlatılanın gücü de burada yatar. Size hissettirmesi, zihninizde fotoğraf kareleri belirmesi önemlidir. Kitap, bendeki hüznü kımıldattı. Anılar tazeledim. Tanıdığım, tanıştığım yazarlarla yeniden güçlü bağlar kurdum.

  2020 senesindeyiz. Kitaba yazanlar arasından başka diyarlara göçenler, ebediyete intikal edenler var, güçlü kariyer yapanlar, isimlerini dünyaya duyuranlar var…Şinasi Develi olmaksızın Mersin tarihi nasıl anlatılır? Şehrin son 75 yılı ona emanettir. O bakımdan verdiği hacimli yazı kitabın başına konmuş. Torosların çetin şartlarını bir de Osman Şahin’den dinleyin derim. Birçok Mersinlinin adını bile duymadığı ‘Bulgar Bozoğlan’ı pek güzel anlatmış Uğur Ersoy. Abdullah Toroslu ‘Mersin’de Aydın Olmak’ başlığını atmış yazısına. Sonra değerli büyüklerim M.Ali Sulutaş’ın, Mehmet Babacan’ın yazıları sıralanmış peş peşe. Bir Mersin kitabında halk kültürü araştırmacısı Hilmi Dulkadir’e yer vermemek eksik bırakır. F. Saadet Bilir Gündüz öğretmenin Gülnar yıllarını aktarmış uzun yazısında.

  Dört günlük bayram tatilimi dolduran kitap, bu yazıyı fazlasıyla hak etti. Başta kitabın yazarları Orhan Özdemir ve Ali F. Bilir olmak üzere emeği geçenlere; Şinasi Develi, İlyas Halil, Nevit Kodallı, Osman Şahin, Uğur Ersoy, Abdullah Toroslu, Ahmet Yeşil, M.Ali Sulutaş, Mehmet Babacan, Celal Soycan, Meriç Alkan, Doğan Akça, Julide Gülizar, Necdet Canaran, Hilmi Dulkadir, Semihi Vural, Fazıl Tütüner, Songul Saydam, Yaşar Öztürk, F. Saadet Bilir ve Hafize Okan’a selam olsun!        

Yazıya ifade bırak !
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve inovatifhaber.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.