Abdullah Ayan
Köşe Yazarı
Abdullah Ayan
 

Mersin yatırım anlamında neden güç birliği oluşturamıyor?

Taşucu SEKA limanının özelleştirilmesiyle ilgili sürecin bir kez daha başlatılması Mersin' de özellikle MTSO yönetimini harekete geçirmiş görünüyor..   Oda Yönetim Kurulu Başkanı Kızıltan' ın; “Özelleştirme ihalesine girmek belki tek başına Mersin’in gücünü aşar ancak bu limandan yararlanan Adana, Konya ve Karaman’ı da işin için dahil edip güçlü bir sermaye yapısı oluşturup profesyonel bir işletim sistemi hazırlarsak burayı bölgemizin önemli lojistik merkezlerinden biri haline getirebiliriz” sözlerini de bu yaratılan beklenti ışığında okumak gerekiyor..   Kenti pek heyecanlandırmasa da, MTSO yönetimini harekete geçiren  'SEKA limanı özelleştirilmesine duyulan ilgiye' baktıkça bu kaçıncı 'dejavu'  demekten kendimi alamadım..   Son 15-20 yıllık dönemde Mersin stratejik olduğu kadar cazip iki yatırımın avuçlarından kayıp gitmesini izlemekle yetindi.   Bunlardan ilki Mersin Limanının özelleştirilmesi döneminde yaşandı..   MTSO, Deniz Ticaret Odası öncülüğünde iş adamlarının da ortak olma taahhüdünde bulunduğu girişim grubu liman özelleştirme ihalesini kazanacaklarına ve alternatif başka taliplinin çıkmayacağına, 2000' li yılların başından itibaren kendilerini ve kamuoyunu öylesine inandırmışlardı ki, ihale günü ortaya çıkan teklifler karşısında hem girişim grubu hem tüm Mersin kamuoyu inanılmaz şok yaşadı..   Oysa dönemin MTSO yönetimi, ete kemiğe bürünmese de fikri anlamda geliştirilen 'Güçbirliği Holding' in liman ihalesini kazanacağına o denli inanmıştı ki, sürekli toplantılarla talip olacak şirketin yapısı ve yönetimi tartışılıyordu 2005 yılında..   Özelleştirme önündeki engeller aşılıp ihale süreci ciddiye binince '100 milyon dolara limanı alır, 50 milyon da yenilemeye harcar, para basan matbaaya kavuşuruz' hayalleri kuranları 2006 Ocak ayında uyarmış, olabilecekleri önceden haber vermeye çalışmıştım..   2005 Ocak ayında yayınlanan liman özelleştirme kararını düğün dernek kurarak o günlerde yayınlanan oda gazetesinin manşetine "Limanda mutlu son" başlığıyla taşıyan dönemin MTSO yönetimini 'henüz gelmemiş bayramı erkenden kutlama'  sarhoşluğuna karşı gerçekleri şu sözlerle uyarıyordum:   "LİMANI MERSİN’İN OLUŞTURDUĞU BİR GÜÇ BİRLİĞİ Mİ DEVRALDI?… HAYIR….   LİMAN İŞLETMESİNİ, ODANIN BAŞINI ÇEKTİĞİ BİR ŞİRKET Mİ İŞLETECEK?… HAYIR…   MERSİN, LİMANDAKİ İŞÇİDEN, BU GÜNE KADAR İSTEDİĞİ KALİTE VE FİYATTA HİZMETİ ALAMAYAN İŞ ADAMINA KADAR HERKESİN ORTAK OLDUĞU BİR ŞİRKET KURDU DA, KALİTELİ VE HIZLI LİMAN HİZMETLERİNİ DÜNYA FİYATLARININ ALTINA ÇEKEREK, LİMANI, DOLAYISİLE DE MERSİN’İ BÖLGENİN VE DÜNYANIN CAZİBE MERKEZİ HALİNE Mİ GETİRDİ? HAYIR… Peki tüm soruların yanıtı hayır olduğuna göre, bu ‘MUTLU SON’ başlığı neden?…   Estirilen dayanıksız, saçma sapan bayram havasının, nerdeyse 6 Ocak’ı Mersin’in kurtuluş günüyle özdeşleştirme gayretlerine ne gerek var?…   Ne olmuş ta “LİMANDA MUTLU SON” a ulaşılmış anlamak mümkün değil…   Eğer Oda yönetimi Resmi Gazetede yayınlanan özelleştirme kararını kast ediyorsa, 6 OCAK 2005 günü RESMİ GAZETEde yayınlanan metin ‘MUTLU SON’ un değil, zahmetli ve çok zor bir koşunun startının habercisidir…" *   Aşağıdaki cümleler de aynı 25 Ocak 2006 tarihli o makaleden alınma.. (merak eden makalenin tamamına https://abdullahayan.wordpress.com/2006/01/page/2/ linkinden ulaşabilir..)   " Limanına sahip çıkamayan, ortak akıl ve birikimin bir araya getirdiği sermayeye öncülük edip limanın işletmesini üstleneceğine, HOLDİNGLERİN SIĞINTI ORTAKLIĞINA KUCAK AÇAN OPORTÜNİST DAVRANIŞLARLA GELECEĞİ KARARTILMIŞ, KADERİ BAŞKALARININ ELİNE BIRAKILMIŞ BU TALİHSİZ, KADERSİZ KENTİN hedefe yürümesi mümkün olabilir mi?…   LİMANIN ÖZELLEŞTİRİLMESİ, KİŞİLİĞİNİ BULMA ÇABASI İÇİNDEKİ MERSİN’LİLERİN BİR ARAYA GELME, GÜÇBİRLİĞİ OLUŞTURMA ARAYIŞLARI ADINA DA YAŞAMSAL BİR SINAV DEĞERİNDEDİR…"   O uyarıyı 2005 sonunda yaptım..   2006' da ihale süreci hızla tamamlandı. İlginçtir, aynı yolculuğa aynı günlerde birlikte çıkılan İzmir liman özelleştirilmesi sudan gerekçelerle ertelenirken, Mersin limanı 2007' de bugünkü işletmecisine anahtar teslimi devredildi..   Sonrasında yaşananları ibret dolu gözlerle birlikte tanıklık ettik..   Mersin benzeri bir hayal kırıklığını Marina konusunda yaşadı..   2004 yılında ihaleye çıkarılan Mersin yat limanı, talipli bulamayınca 4 yıllık kuluçka dönemi ardından 2008' de bir kez daha görücüye çıkarıldı..   Ve girişimcileriyle kent dinamiklerini tıpkı Mersin limanı sürecinde olduğu gibi bu kez gelmekte olan altın fırsatı  Aralık 2008 tarihli "yat limanı kurtarıcısını bekliyor başlıklı makaleyle uyarmaya çalıştım..   Aşağıdaki cümleler o makaleden alınma:   "Kentin ortasında ağızdaki bozuk diş gibi duran o güzelim cazibe merkezi, ayağa kaldıracak bir mucizeyi bekliyor..   Ama hayatın acımasız gerçeğiyle de yüzleşiyor ister istemez…   İhmal edilmişliğin faturasını her gün biraz daha tükenerek ödüyor..   Yavaş yavaş ölüyor…   BÜYÜKŞEHİR BELEDİYESİ, İL ÖZEL İDARESİ VEYA MERSİN’Lİ İŞ ADAMLARININ başını çekeceği bir konsorsiyum cesaretle yat limanını işletmeye soyunamaz mı?   Eskisinden farklı biçimde limanın yer aldığı alan geçen zaman içinde Mersin’in en değerli ve önemli merkezi haline geldi.   Geniş alana yayılan bölge yatların yanaşması dışında kalan kısmı itibariyle de geniş hayallerin ufkuyla orantılı zenginliği barındırmakta…   Temeli atıldığında yat limanından başka bir amaçla değerlendirilmesi imkansız alan, geçen zaman içinde, çevresi itibariyle konaklayacak yatlar yanında daha pek çok etkinliğe ev sahipliği yapacak cazibe merkezi potansiyelinde…   Alışveriş merkezleri gece kulüpleri, butik restoranlar, sanat galerileri, kafeler, galerileriyle kentin soluk benzine renk katacak bir proje neredeyse on yıldır sabırla bir kurtarıcı bekliyor.   Dileriz dört yıl sonra da Mersin yat limanı ile ilgili benzer bir yazıyı kaleme almak zorunda kalmayız…" **   * https://abdullahayan.wordpress.com/2006/01/page/2/ ** https://abdullahayan.wordpress.com/2008/12/page/3/   Bir ekonomik diğeri sosyal açıdan kentin kaderini etkileyecek iki yatırım ve ikisinde de kentin yaşadığı hüsran, güçleri birleştirerek birlikte hareket etme iradesinin Mersin' de ortaya koyulamadığını göstermesi bakımından çok önemli ve bugünkü MTSO yönetiminin Taşucu Seka limanıyla ilgili beklentileri açısından çok olumlu şeyler anlatmıyor..   Peki neden Mersin neden ortak hareket edemiyor sorularına yanıt vermeye çalışacağım ama bir sonraki makalede..   Abdullah Ayan
Ekleme Tarihi: 24 Mayıs 2021 - Pazartesi

Mersin yatırım anlamında neden güç birliği oluşturamıyor?

Taşucu SEKA limanının özelleştirilmesiyle ilgili sürecin bir kez daha başlatılması Mersin' de özellikle MTSO yönetimini harekete geçirmiş görünüyor..

 

Oda Yönetim Kurulu Başkanı Kızıltan' ın; “Özelleştirme ihalesine girmek belki tek başına Mersin’in gücünü aşar ancak bu limandan yararlanan Adana, Konya ve Karaman’ı da işin için dahil edip güçlü bir sermaye yapısı oluşturup profesyonel bir işletim sistemi hazırlarsak burayı bölgemizin önemli lojistik merkezlerinden biri haline getirebiliriz” sözlerini de bu yaratılan beklenti ışığında okumak gerekiyor..

 

Kenti pek heyecanlandırmasa da, MTSO yönetimini harekete geçiren  'SEKA limanı özelleştirilmesine duyulan ilgiye' baktıkça bu kaçıncı 'dejavu'  demekten kendimi alamadım..

 

Son 15-20 yıllık dönemde Mersin stratejik olduğu kadar cazip iki yatırımın avuçlarından kayıp gitmesini izlemekle yetindi.

 

Bunlardan ilki Mersin Limanının özelleştirilmesi döneminde yaşandı..

 

MTSO, Deniz Ticaret Odası öncülüğünde iş adamlarının da ortak olma taahhüdünde bulunduğu girişim grubu liman özelleştirme ihalesini kazanacaklarına ve alternatif başka taliplinin çıkmayacağına, 2000' li yılların başından itibaren kendilerini ve kamuoyunu öylesine inandırmışlardı ki, ihale günü ortaya çıkan teklifler karşısında hem girişim grubu hem tüm Mersin kamuoyu inanılmaz şok yaşadı..

 

Oysa dönemin MTSO yönetimi, ete kemiğe bürünmese de fikri anlamda geliştirilen 'Güçbirliği Holding' in liman ihalesini kazanacağına o denli inanmıştı ki, sürekli toplantılarla talip olacak şirketin yapısı ve yönetimi tartışılıyordu 2005 yılında..

 

Özelleştirme önündeki engeller aşılıp ihale süreci ciddiye binince '100 milyon dolara limanı alır, 50 milyon da yenilemeye harcar, para basan matbaaya kavuşuruz' hayalleri kuranları 2006 Ocak ayında uyarmış, olabilecekleri önceden haber vermeye çalışmıştım..

 

2005 Ocak ayında yayınlanan liman özelleştirme kararını düğün dernek kurarak o günlerde yayınlanan oda gazetesinin manşetine "Limanda mutlu son" başlığıyla taşıyan dönemin MTSO yönetimini 'henüz gelmemiş bayramı erkenden kutlama'  sarhoşluğuna karşı gerçekleri şu sözlerle uyarıyordum:

 

"LİMANI MERSİN’İN OLUŞTURDUĞU BİR GÜÇ BİRLİĞİ Mİ DEVRALDI?… HAYIR….

 

LİMAN İŞLETMESİNİ, ODANIN BAŞINI ÇEKTİĞİ BİR ŞİRKET Mİ İŞLETECEK?… HAYIR…

 

MERSİN, LİMANDAKİ İŞÇİDEN, BU GÜNE KADAR İSTEDİĞİ KALİTE VE FİYATTA HİZMETİ ALAMAYAN İŞ ADAMINA KADAR HERKESİN ORTAK OLDUĞU BİR ŞİRKET KURDU DA, KALİTELİ VE HIZLI LİMAN HİZMETLERİNİ DÜNYA FİYATLARININ ALTINA ÇEKEREK, LİMANI, DOLAYISİLE DE MERSİN’İ BÖLGENİN VE DÜNYANIN CAZİBE MERKEZİ HALİNE Mİ GETİRDİ? HAYIR…

Peki tüm soruların yanıtı hayır olduğuna göre, bu ‘MUTLU SON’ başlığı neden?…

 

Estirilen dayanıksız, saçma sapan bayram havasının, nerdeyse 6 Ocak’ı Mersin’in kurtuluş günüyle özdeşleştirme gayretlerine ne gerek var?…

 

Ne olmuş ta “LİMANDA MUTLU SON” a ulaşılmış anlamak mümkün değil…

 

Eğer Oda yönetimi Resmi Gazetede yayınlanan özelleştirme kararını kast ediyorsa, 6 OCAK 2005 günü RESMİ GAZETEde yayınlanan metin ‘MUTLU SON’ un değil, zahmetli ve çok zor bir koşunun startının habercisidir…" *

 

Aşağıdaki cümleler de aynı 25 Ocak 2006 tarihli o makaleden alınma.. (merak eden makalenin tamamına https://abdullahayan.wordpress.com/2006/01/page/2/ linkinden ulaşabilir..)

 

" Limanına sahip çıkamayan, ortak akıl ve birikimin bir araya getirdiği sermayeye öncülük edip limanın işletmesini üstleneceğine, HOLDİNGLERİN SIĞINTI ORTAKLIĞINA KUCAK AÇAN OPORTÜNİST DAVRANIŞLARLA GELECEĞİ KARARTILMIŞ, KADERİ BAŞKALARININ ELİNE BIRAKILMIŞ BU TALİHSİZ, KADERSİZ KENTİN hedefe yürümesi mümkün olabilir mi?…

 

LİMANIN ÖZELLEŞTİRİLMESİ, KİŞİLİĞİNİ BULMA ÇABASI İÇİNDEKİ MERSİN’LİLERİN BİR ARAYA GELME, GÜÇBİRLİĞİ OLUŞTURMA ARAYIŞLARI ADINA DA YAŞAMSAL BİR SINAV DEĞERİNDEDİR…"

 

O uyarıyı 2005 sonunda yaptım..

 

2006' da ihale süreci hızla tamamlandı. İlginçtir, aynı yolculuğa aynı günlerde birlikte çıkılan İzmir liman özelleştirilmesi sudan gerekçelerle ertelenirken, Mersin limanı 2007' de bugünkü işletmecisine anahtar teslimi devredildi..

 

Sonrasında yaşananları ibret dolu gözlerle birlikte tanıklık ettik..

 

Mersin benzeri bir hayal kırıklığını Marina konusunda yaşadı..

 

2004 yılında ihaleye çıkarılan Mersin yat limanı, talipli bulamayınca 4 yıllık kuluçka dönemi ardından 2008' de bir kez daha görücüye çıkarıldı..

 

Ve girişimcileriyle kent dinamiklerini tıpkı Mersin limanı sürecinde olduğu gibi bu kez gelmekte olan altın fırsatı  Aralık 2008 tarihli "yat limanı kurtarıcısını bekliyor başlıklı makaleyle uyarmaya çalıştım..

 

Aşağıdaki cümleler o makaleden alınma:

 

"Kentin ortasında ağızdaki bozuk diş gibi duran o güzelim cazibe merkezi, ayağa kaldıracak bir mucizeyi bekliyor..

 

Ama hayatın acımasız gerçeğiyle de yüzleşiyor ister istemez…

 

İhmal edilmişliğin faturasını her gün biraz daha tükenerek ödüyor..

 

Yavaş yavaş ölüyor…

 

BÜYÜKŞEHİR BELEDİYESİ, İL ÖZEL İDARESİ VEYA MERSİN’Lİ İŞ ADAMLARININ başını çekeceği bir konsorsiyum cesaretle yat limanını işletmeye soyunamaz mı?

 

Eskisinden farklı biçimde limanın yer aldığı alan geçen zaman içinde Mersin’in en değerli ve önemli merkezi haline geldi.

 

Geniş alana yayılan bölge yatların yanaşması dışında kalan kısmı itibariyle de geniş hayallerin ufkuyla orantılı zenginliği barındırmakta…

 

Temeli atıldığında yat limanından başka bir amaçla değerlendirilmesi imkansız alan, geçen zaman içinde, çevresi itibariyle konaklayacak yatlar yanında daha pek çok etkinliğe ev sahipliği yapacak cazibe merkezi potansiyelinde…

 

Alışveriş merkezleri gece kulüpleri, butik restoranlar, sanat galerileri, kafeler, galerileriyle kentin soluk benzine renk katacak bir proje neredeyse on yıldır sabırla bir kurtarıcı bekliyor.

 

Dileriz dört yıl sonra da Mersin yat limanı ile ilgili benzer bir yazıyı kaleme almak zorunda kalmayız…" **

 

* https://abdullahayan.wordpress.com/2006/01/page/2/

** https://abdullahayan.wordpress.com/2008/12/page/3/

 

Bir ekonomik diğeri sosyal açıdan kentin kaderini etkileyecek iki yatırım ve ikisinde de kentin yaşadığı hüsran, güçleri birleştirerek birlikte hareket etme iradesinin Mersin' de ortaya koyulamadığını göstermesi bakımından çok önemli ve bugünkü MTSO yönetiminin Taşucu Seka limanıyla ilgili beklentileri açısından çok olumlu şeyler anlatmıyor..

 

Peki neden Mersin neden ortak hareket edemiyor sorularına yanıt vermeye çalışacağım ama bir sonraki makalede..

 

Abdullah Ayan

Yazıya ifade bırak !
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve inovatifhaber.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.