Ahmet Akın
Köşe Yazarı
Ahmet Akın
 

Şehir Hastanelerinde Denetim Skandalı

Şehir hastaneleri projelerinin Sayıştay tarafından denetlenemediği ortaya çıktı. Şehir hastanelerinin ihale dokümanları ve sözleşmelerine ulaşamayan Sayıştay birimleri, ulaşabildiği yönetim ve işletmeye dair belgelerle, üzerinde ıslak imza bulunmayan sözleşme metinleri üzerinden denetim sürecini bitirebildi. Tespitler şöyle: Sağlık Bakanlığı, yetkisi olmadığı halde, hastaneleri yapan firmaların kullandığı kredilerin anapara, faiz vb. giderlerini üstlenme taahhüdünde bulundu ve bunu tablolara yansıtmadı. Hizmete giren hastanelere ilişkin muhasebe kayıtları mevzuata uygun tutulmadığı için oluşan borç gizlendi. Sözleşme imzalanan şehir hastanelerinden bazılarına yapılan ödemeler muhasebe sisteminde izlemediği için kayıt dışı kaldı. Yap-kirala-devret modeli ile yapılan hastaneler için şirketlere taahhüt edilen talep garantisi gizlendi. Sözleşme kapsamında şirketler tarafından hastaneye teslim edilen cerrahi setlerin bir bölümünün kullanımı mümkün değil. Bir kısmı ise sağlık personeli tarafından uygun kalite bulunmaması nedeniyle kullanılmıyor. Kapanan hastanelerden çok sayıda tıbbi cihaz şehir hastanelerine getirildi. Doğrudan sağlık hizmeti ile ilgili bölümlerin hastaneler açıldıktan sonra da yapım işleri devam etti. Hastaneler lisans, izin ve raporlar olmadan hizmete açılırken, şirketler kendileri için ticari alanlar inşa etti.   Şehir hastaneleri ile kuşaklar arası refah aktarımı yapılıyor. Çocuklarımıza ekstra yük olacak 8 sekiz şehir hastanesi için ayrılan ödenek Sağlık Bakanlığı’nın bütçesinin yüzde 13’üne denk geliyor. 20 şehir hastanesi faaliyete geçtiğinde bu oran yüzde 45’e, ihalesi yapılacak 10 şehir hastanesi bittiğinde yüzde 64’e çıkacak. Tüm sürecin gizemli bir şekilde devam etmesi endişeleri artırıyor. Şirketlere çok büyük tutarlarda sunulan mali avantajlar yetmezmiş gibi, 2013 yılında yayınlanan bir torba yasaya eklenen bir maddeyle kredi kullanan şirketlerin bütün borç yükümlülüğü, herhangi bir risk durumuna karşı, faiziyle birlikte Türkiye Cumhuriyeti Devleti tarafından üstlenildi. Sonuç olarak, şehir hastanesi denilince aklımıza gelen ilk iki kelime haksız kazanç ve israf oluyor.        
Ekleme Tarihi: 28 Ekim 2019 - Pazartesi

Şehir Hastanelerinde Denetim Skandalı

Şehir hastaneleri projelerinin Sayıştay tarafından denetlenemediği ortaya çıktı. Şehir hastanelerinin ihale dokümanları ve sözleşmelerine ulaşamayan Sayıştay birimleri, ulaşabildiği yönetim ve işletmeye dair belgelerle, üzerinde ıslak imza bulunmayan sözleşme metinleri üzerinden denetim sürecini bitirebildi.

Tespitler şöyle:

  1. Sağlık Bakanlığı, yetkisi olmadığı halde, hastaneleri yapan firmaların kullandığı kredilerin anapara, faiz vb. giderlerini üstlenme taahhüdünde bulundu ve bunu tablolara yansıtmadı.
  2. Hizmete giren hastanelere ilişkin muhasebe kayıtları mevzuata uygun tutulmadığı için oluşan borç gizlendi.
  3. Sözleşme imzalanan şehir hastanelerinden bazılarına yapılan ödemeler muhasebe sisteminde izlemediği için kayıt dışı kaldı.
  4. Yap-kirala-devret modeli ile yapılan hastaneler için şirketlere taahhüt edilen talep garantisi gizlendi.
  5. Sözleşme kapsamında şirketler tarafından hastaneye teslim edilen cerrahi setlerin bir bölümünün kullanımı mümkün değil. Bir kısmı ise sağlık personeli tarafından uygun kalite bulunmaması nedeniyle kullanılmıyor.
  6. Kapanan hastanelerden çok sayıda tıbbi cihaz şehir hastanelerine getirildi.
  7. Doğrudan sağlık hizmeti ile ilgili bölümlerin hastaneler açıldıktan sonra da yapım işleri devam etti.
  8. Hastaneler lisans, izin ve raporlar olmadan hizmete açılırken, şirketler kendileri için ticari alanlar inşa etti.

 

Şehir hastaneleri ile kuşaklar arası refah aktarımı yapılıyor. Çocuklarımıza ekstra yük olacak 8 sekiz şehir hastanesi için ayrılan ödenek Sağlık Bakanlığı’nın bütçesinin yüzde 13’üne denk geliyor. 20 şehir hastanesi faaliyete geçtiğinde bu oran yüzde 45’e, ihalesi yapılacak 10 şehir hastanesi bittiğinde yüzde 64’e çıkacak. Tüm sürecin gizemli bir şekilde devam etmesi endişeleri artırıyor.

Şirketlere çok büyük tutarlarda sunulan mali avantajlar yetmezmiş gibi, 2013 yılında yayınlanan bir torba yasaya eklenen bir maddeyle kredi kullanan şirketlerin bütün borç yükümlülüğü, herhangi bir risk durumuna karşı, faiziyle birlikte Türkiye Cumhuriyeti Devleti tarafından üstlenildi.

Sonuç olarak, şehir hastanesi denilince aklımıza gelen ilk iki kelime haksız kazanç ve israf oluyor.

 

 

 

 

Yazıya ifade bırak !
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve inovatifhaber.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.