Abdullah Ayan
Köşe Yazarı
Abdullah Ayan
 

1939 Erzincan depremi sonrası Mersin’ de yaşananlar…

Karaborsanın tam gaz sürdüğü o günlerde zenginlerin tümü, keselerini doldurmakla meşgul değildir elbette. Vicdan sahipleri de vardır ve örneğin o duyarlı insanların bir kısmının yer aldığı Mersin Erzincan felaketine ilk günden yardım elini uzatmış, depremzedeler için düzenlenen kampanyalarla büyük katkı vermiştir. Delili o günlerdeki yerel gazetelerde yer alan haberler: Erzincan depremi nedeniyle başlatılan yardım kampanyası kısa zamanda evsiz parksız kalanlara Mersin’ in kucak açması aşamasına gelir, tıpkı son Van depreminde tanık olduğumuz “EVİM EVİNDİR” sloganını çağrıştıran model hayata geçirilir kısa zamanda. 7 Ocak 1940 Pazar günü başını sokacak yerden yoksun 171 kişilik ilk kafilenin 95’ i Tarsus’ a 76’ sı ise Mersin’ e geliyordu. Trenle Sivas üzerinden gelen kafile istasyonda duygu seliyle karşılanır oradan da heyecanlı insanların kendilerini beklediği Halkevi’ ne… Sıcak yemek ve ikram edilen çayın ardından hamama götürülen kadın, erkek, çocuklardan oluşan kafile, dönemin Halkevi Başkanı Fuat Morel (sonradan Belediye Başkanlığı da yapacaktır) ve Mersin Kızılay Başkanı Şükrü Atrok’ un girişimleri sonucu kentteki yardımseverlerin yanına yerleştirilirler… Hafif yaralı olan ikisi hastaneye yatırılırken, ON KİŞİYE ESKİ KADILARDAN TAHSİN MERZECİ, YİRMİSİNE İSE O GÜNLERİN VARLIKLI İSİMLERİNDEN KARAMANCI MUSTAFA evini açar… Halkevinde en duygulu sahne ise ancak iki nüfusa yetecek kadar yeri olduğunu söyleyen ve iki depremzedeyi alıp evine götüren Kahveci Behçet’ in sergilediği insanlık dersiyle yaşanır… Erzincan’ ın öldüren soğuğundan kaçıp sıcak bir dam altı arayan o kadar çok insan vardır ki, kısa zaman sonra geleceği duyulan 183 kişilik kafileye karşı toplantı üstüne toplantılar yapılır. Şehrin ileri gelenleri inanılmaz fikirler atar ortaya.. Yazın bir iki ay oturulan Tarsus’ taki bağ evlerine gelenleri yerleştirilmesi önerisinin hayata geçirilmesi için Vali ve Tarsus Kaymakamıyla Belediye Başkanlarından yardım istenir. Ama günümüz koşullarında inanılması zor trajikomik olaylar da yaşanır, depremzedelerin Mersin’ e gelişi sırasında. Örneğin ilk kafilenin Halkevi’ ne ulaşması üzerine kendilerini karşılayan ekibin başında yer alan Fuat Morel, Vali Burhan Teker’ bilgilendirmek amacıyla telefona sarılır. Ama onu Valiye bağlayacak olan PTT Santrali yarım saat cevap vermez. Sonunda bir biçimde santrale ulaşılır ama bu kez de operatör Morel’ i Vali yerine Vakıflar İdaresine bağlar. Neyse gelelim Halkevi bünyesinde oluşturulan Milli Yardım Komitesi öncülüğünde yapılanlara: Komite önce yerel gazetelere ilan vererek halkı her türlü yardıma çağırır. İlan metninde şu ifadeler göze çarpar: “NAKDEN YAPILACAK YARDIM YANINDA YATAK, YORGAN, BATTANİYE, ELBİSE, DON, GÖMLEK, ÇORAP VESAİRE GİBİ ÖRTECEK VE GİYECEK KABUL EDİLMEKTEDİR. YAPACAĞINIZ YARDIMIN BİR FELAKETZEDEYİ ÖLÜMDEN KURTARACAĞINI DÜŞÜNÜNÜZ VE YARDIMINIZI ONA GÖRE HAZIRLAYINIZ.” Düzenlenen yardım kampanyasına Mersin’de bankalardan memurlara, zenginlerden yoksullara herkes karınca kararınca katkı yapar… İlginçtir tıpkı Van depreminin ardından yakında kutlayacağımız kurban bayramı gibi 27 Aralık 1939 depreminden 3 hafta sonra 20 Ocak 1940 günü Türkiye kurban bayramına hazırlanmaktadır... Kurbanın etinden derisine vatandaş epeyi yardımda bulunur o bayram. Ve sonucu 1940 Şubat başında Vali Burhan Teker düzenlediği toplantı ile açıklar: “Mersin felaketin duyulmasının ardından düzenlenen yardım kampanyasına toplam 3 vagon giyecek ve yiyecek yanında 51.261 liralık katkı vermiştir.” Kente gelen 101’ i kadın, 91 erkek, 100 kız ve 76 erkek çocuğu olmak üzere toplam 371 kişi hayırseverlerin yanına yerleştirilir. 1939 depreminde diğer Anadolu illeri gibi Mersin’ de üzerine düşeni yapar, kimseyi aç ve açıkta bırakmaz… Yardım kampanyasına destek verenler ve isim isim katkıları sonraki makalede… Not: Makale 2011 yılında Van depremi ardından kaleme aldığım araştırmamdan derlenmiştir…  
Ekleme Tarihi: 13 Mart 2023 - Pazartesi

1939 Erzincan depremi sonrası Mersin’ de yaşananlar…

Karaborsanın tam gaz sürdüğü o günlerde zenginlerin tümü, keselerini doldurmakla meşgul değildir elbette.

Vicdan sahipleri de vardır ve örneğin o duyarlı insanların bir kısmının yer aldığı Mersin Erzincan felaketine ilk günden yardım elini uzatmış, depremzedeler için düzenlenen kampanyalarla büyük katkı vermiştir.

Delili o günlerdeki yerel gazetelerde yer alan haberler:

Erzincan depremi nedeniyle başlatılan yardım kampanyası kısa zamanda evsiz parksız kalanlara Mersin’ in kucak açması aşamasına gelir, tıpkı son Van depreminde tanık olduğumuz “EVİM EVİNDİR” sloganını çağrıştıran model hayata geçirilir kısa zamanda.

7 Ocak 1940 Pazar günü başını sokacak yerden yoksun 171 kişilik ilk kafilenin 95’ i Tarsus’ a 76’ sı ise Mersin’ e geliyordu. Trenle Sivas üzerinden gelen kafile istasyonda duygu seliyle karşılanır oradan da heyecanlı insanların kendilerini beklediği Halkevi’ ne…

Sıcak yemek ve ikram edilen çayın ardından hamama götürülen kadın, erkek, çocuklardan oluşan kafile, dönemin Halkevi Başkanı Fuat Morel (sonradan Belediye Başkanlığı da yapacaktır) ve Mersin Kızılay Başkanı Şükrü Atrok’ un girişimleri sonucu kentteki yardımseverlerin yanına yerleştirilirler…

Hafif yaralı olan ikisi hastaneye yatırılırken, ON KİŞİYE ESKİ KADILARDAN TAHSİN MERZECİ, YİRMİSİNE İSE O GÜNLERİN VARLIKLI İSİMLERİNDEN KARAMANCI MUSTAFA evini açar…

Halkevinde en duygulu sahne ise ancak iki nüfusa yetecek kadar yeri olduğunu söyleyen ve iki depremzedeyi alıp evine götüren Kahveci Behçet’ in sergilediği insanlık dersiyle yaşanır…

Erzincan’ ın öldüren soğuğundan kaçıp sıcak bir dam altı arayan o kadar çok insan vardır ki, kısa zaman sonra geleceği duyulan 183 kişilik kafileye karşı toplantı üstüne toplantılar yapılır. Şehrin ileri gelenleri inanılmaz fikirler atar ortaya..

Yazın bir iki ay oturulan Tarsus’ taki bağ evlerine gelenleri yerleştirilmesi önerisinin hayata geçirilmesi için Vali ve Tarsus Kaymakamıyla Belediye Başkanlarından yardım istenir.

Ama günümüz koşullarında inanılması zor trajikomik olaylar da yaşanır, depremzedelerin Mersin’ e gelişi sırasında.

Örneğin ilk kafilenin Halkevi’ ne ulaşması üzerine kendilerini karşılayan ekibin başında yer alan Fuat Morel, Vali Burhan Teker’ bilgilendirmek amacıyla telefona sarılır. Ama onu Valiye bağlayacak olan PTT Santrali yarım saat cevap vermez. Sonunda bir biçimde santrale ulaşılır ama bu kez de operatör Morel’ i Vali yerine Vakıflar İdaresine bağlar.

Neyse gelelim Halkevi bünyesinde oluşturulan Milli Yardım Komitesi öncülüğünde yapılanlara:

Komite önce yerel gazetelere ilan vererek halkı her türlü yardıma çağırır. İlan metninde şu ifadeler göze çarpar:

“NAKDEN YAPILACAK YARDIM YANINDA YATAK, YORGAN, BATTANİYE, ELBİSE, DON, GÖMLEK, ÇORAP VESAİRE GİBİ ÖRTECEK VE GİYECEK KABUL EDİLMEKTEDİR.

YAPACAĞINIZ YARDIMIN BİR FELAKETZEDEYİ ÖLÜMDEN KURTARACAĞINI DÜŞÜNÜNÜZ VE YARDIMINIZI ONA GÖRE HAZIRLAYINIZ.”

Düzenlenen yardım kampanyasına Mersin’de bankalardan memurlara, zenginlerden yoksullara herkes karınca kararınca katkı yapar…

İlginçtir tıpkı Van depreminin ardından yakında kutlayacağımız kurban bayramı gibi 27 Aralık 1939 depreminden 3 hafta sonra 20 Ocak 1940 günü Türkiye kurban bayramına hazırlanmaktadır...

Kurbanın etinden derisine vatandaş epeyi yardımda bulunur o bayram.

Ve sonucu 1940 Şubat başında Vali Burhan Teker düzenlediği toplantı ile açıklar:

“Mersin felaketin duyulmasının ardından düzenlenen yardım kampanyasına toplam 3 vagon giyecek ve yiyecek yanında 51.261 liralık katkı vermiştir.”

Kente gelen 101’ i kadın, 91 erkek, 100 kız ve 76 erkek çocuğu olmak üzere toplam 371 kişi hayırseverlerin yanına yerleştirilir.

1939 depreminde diğer Anadolu illeri gibi Mersin’ de üzerine düşeni yapar, kimseyi aç ve açıkta bırakmaz…

Yardım kampanyasına destek verenler ve isim isim katkıları sonraki makalede…

Not: Makale 2011 yılında Van depremi ardından kaleme aldığım araştırmamdan derlenmiştir…

 

Yazıya ifade bırak !
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve inovatifhaber.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.