Abdullah Ayan
Köşe Yazarı
Abdullah Ayan
 

Cumhuriyet kurulurken TBMM’ de Mersin liman projesiyle ilgili görüşmeler… (3)

(Ticaret Genel Müdürlüğünün Liman yapım sözleşmesiyle ilgili itirazları) 1922 hazırlanan ve Ekim 1923’ te Meclis genel kuruluna sunulan Mersin limanı ve müştemilatı projesinin hayata geçirilmesini ön gören kanun tasarısı ve ekindeki sözleşme metni ile ilgili Ticaret Genel Müdürlüğü’ nün kılı kırk yaran, Hükümet ve üstlenici şirket arasında mutabık kalınan şartların her birine ilişkin değerlendirmeleri, işin verilme yöntemine itirazdan ibaret değildi.. 15 maddelik metinde yer seçiminden, işletme sürelerine, projenin gerçekleşmesi ve inşa edilecek limandan elde gelirlerin paylaşımına varıncaya kadar her hususta çekinceler ve öneriler yer alıyordu… Yazı dizisinin önceki bölümünde yer verdiğim Ticaret Umum Müdürlüğü’ nün ortaklık yapısıyla ilgili uyarıları dışında kalan diğer önemli ‘mülahazaları’ arasında Mersin yerine Yumurtalık’ ta liman yapılması önerisi de yer alıyordu. Genel Müdürlük mülahazalarının 2. Maddesinde aynen şu görüşü savunmaktaydı: “Mersin limanının iktisadi ehemmiyeti gayrikabili inkâr olmakla beraber bu limanın biraz daha yukarda mevcud olan Yumurtalık limanında inşası imkânı daha ziyade nazarı dikkate alınmalıdır. Bu liman her türlü rüzgârlardan mahfuz ve cesimdir (korunaklı ve büyük). Seyhan ve Ceyhan nehirlerinin suladığı münbit havzaya daha yakın olacağı cihetle liman inşasına daha müsaittir. Bu liman küçük bir hatla Adana'dan Haleb'e ve iskenderun'a doğru imtidadeden (uzatılan) hatlara bağlanabilir. Mersin limanı bundan altmış sene evvel küçük bir köy iken mahza (sadece) şimendiferin oraya gelmesiyle inkişaf etmiştir. Şehirlerin hayatında demiryolların ve limanların inşası çok mühim bir rol oynar. Yumurtalık'ta inşa edilecek bir liman orayı da az zamanda mühim bir ticaret merkezi haline getirir. Binaenaleyh Yumurtalık limanı meselesinin Mersin limaniyle mukayesesi ve ondan sonra birinin diğerine tercihi icabeder. “ 3. maddede kurulacak şirketin sermayesi, ortaklık yapısı, işletme süresi, projenin gerçekleşmesi için gerekli finansmana ödenecek faizler gibi mali hususlar hakkında çok önemli detaylara yer veriliyor… Yarı sermayesi Türkiye tarafından koyulacak 10 milyon sermayeli şirkete işletme imtiyazı olarak 75 yıllık süre verileceği, Limanın iki milyon ton kapasiteli olacağı, ton başına 50 kuruş (dönemin bölgedeki en önemli limanlarından Hayfa tarifesi emsal gösteriliyor) hizmet bedeli alınacağı öngörüsü üzerinden kâr analizi, Yıllık yüzde 7,5 hesabıyla toplamda 34,5 milyon tutacak faiz ve ana paranın itfası hesaplanırken, limanın yükleme boşaltma yanında antrepo hizmeti de vereceği bu nedenle depolamadan da büyük gelir edeceği, bu nedenlerle 75 yıllık imtiyaz yerine önerilen farklı yöntemlere göre 50 veya 30 yıllık imtiyaz süresinin yeterli olacağı aynen şu cümlelerle yer alıyor ‘mülahaza’ notunda: Mukavelede müddeti imtiyaz yetmişbeş senedir deniliyor. Acaba bu uzun müddetin tayin ve tesbitinde ne düşünülmüştür? Hangi hesaplarla bu müddet tâyin edilmiştir? Fikrimce mademki tekmil inşaat ve imârât mukavelenin teatisinden dokuz sene zarfında bitecektir; işbu inşaat için on milyon liralık sermaye kâfi görülmüştür; o halde şöyle bir hesap yürütülebilir: Mersin limanının senede vasatı ithalât ve ihracatı bir milyon ve liman inkişaf edeceği cihetle azamî iki milyon ton miktarında olacaktır. Meselâ Hayfa limanının tarifesi nazarı itibara alınarak denilebilir ki muhtelif ton eşya üzerinden alınacak ücretin vasatisi nakdin kıymeti hazırasiyle (mevcut) elli kuruş addolunsa senede bir milyon ton eşya için beşyüz bin lira ve iki milyon ton için bir milyon lira ücret alınmış olacaktır. Miktarı vesati olan bir milyon tondan yarım milyon lira ücret alınsa elli senede yirmi milyon ve azami miktarı olan iki milyon ton üzerinden ise elli milyon lira hasılat olur. Elli sene zarfında, sermayenin itfası için şöyle bir hesap yapılabilir: Faiz yüzde 7,5, her sene iki yüz bin liralık hisse senedi itfası esas itibar olunarak elli sene zarfında sermaye itfa olunacağına ve her sene kalan sermayeye yüzde yedibuçuk faiz işleneceğine nazaran mecmuan elli senede : 10 000 000 Sermaye ve 34 500 000 Faiz ita olunması lâzımdır. Toplam 44 milyon 500 bin.. Bu suretle âzami miktar olan iki milyon tonun verdiği hasılata nazaran elli senede bu miktardan (Burada denizden dolacak mahallerin füruhtu (satılması), antrepo ücretleri, mağaza kiraları vb gibi hasılat dâhil değildir.) Husule gelecek hâsılat ton başına asgari elli kuruş hesabiyle elli milyon lira tutar ki sermaye ve faizin tediyesinden sonra beş milyon beş yüz bin lira bir kâr kalmış olur. Bundan maada şirketin nısıf hissesini Hükümet verecek; binaenaleyh müddeti imtiyazın nısfının faidesi Hükümet olacaktır. Limana giren çıkan eşyadan alınacak rüsumdan ve limana 'girecek sefinelerden (gemi, vapur vb) istifa olunacak Liman Resminden antrepo, depo hasılatından temin edeceği varidat ve Devletin hissei iştiraki nazarı itibara alınarak müddeti imtiyazın elli sene olarak kabulü veyahut her seneki hasılattan Hükümetin hissesine isabet edecek olan meblâğın tutariyle müddeti imtiyazın, otuz seneye kasrı (kısaltılması) muvafık olacağı mülâhaza edilmektedir. 4. maddede 10 milyon olarak belirlenen sermayenin yarısını koyacak olan Türkiye hükümetinin olası enflasyon nedeniyle uğraması kaçınılmaz kaybına karşı alınması gereken önlem dile getiriliyor: “On milyon sermayede esas olan kıymeti nakdiyemizin kıymeti hakikiyesi mi' yoksa kıymeti rayicesi midir? Yani paramızın altına nazaran kıymeti tahavvül ettikçe şirketin sermayesi de mütehavvil mi (değişken) olacaktır? Bunun tasrihi(açıklığa kavuşturulması) lâzım gelir.” 5. Maddede sözleşmenin onaylanması ardından harita ve diğer detayların incelenmesini yapmakla görevlendirilen Nafıa (Bayındırlık), Bahriye ve rüsumat (vergi) dairelerine ilaveten limandan asıl etkilenecek kurum olan İktisat Vekaletinin de mutlaka bu komisyonda yer alması gerektiğine şu ifadeyle dikkat çekiliyor: “Mukavelenamenin teatisinden sonra dokuz ay zarfında tanzim edilecek harita ve lâyihaların üç ay zarfında tetkikine, Mukavelenamede Nafıa, Bahriye, rüsumat daireleri iştirak edeceği mezkûr olup liman istihsali iktisadî ile alâkası itibariyle İktisat Vekâletinin bu tetkika iştiraki zikredilmelidir.” Sonraki yıllarda gerçekleştirilecek projelerle ilgili süreçlere, resmi ihalelerin koşullarına bakıldığında ibretlik derslerle dolu Ticaret Genel Müdürlüğü’ nün ‘mülahazalarını’ irdelemeyi sürdüreceğim…  
Ekleme Tarihi: 26 Mayıs 2022 - Perşembe

Cumhuriyet kurulurken TBMM’ de Mersin liman projesiyle ilgili görüşmeler… (3)

(Ticaret Genel Müdürlüğünün Liman yapım sözleşmesiyle ilgili itirazları)

1922 hazırlanan ve Ekim 1923’ te Meclis genel kuruluna sunulan Mersin limanı ve müştemilatı projesinin hayata geçirilmesini ön gören kanun tasarısı ve ekindeki sözleşme metni ile ilgili Ticaret Genel Müdürlüğü’ nün kılı kırk yaran, Hükümet ve üstlenici şirket arasında mutabık kalınan şartların her birine ilişkin değerlendirmeleri, işin verilme yöntemine itirazdan ibaret değildi..

15 maddelik metinde yer seçiminden, işletme sürelerine, projenin gerçekleşmesi ve inşa edilecek limandan elde gelirlerin paylaşımına varıncaya kadar her hususta çekinceler ve öneriler yer alıyordu…

Yazı dizisinin önceki bölümünde yer verdiğim Ticaret Umum Müdürlüğü’ nün ortaklık yapısıyla ilgili uyarıları dışında kalan diğer önemli ‘mülahazaları’ arasında Mersin yerine Yumurtalık’ ta liman yapılması önerisi de yer alıyordu.

Genel Müdürlük mülahazalarının 2. Maddesinde aynen şu görüşü savunmaktaydı:

“Mersin limanının iktisadi ehemmiyeti gayrikabili inkâr olmakla beraber bu limanın biraz daha yukarda mevcud olan Yumurtalık limanında inşası imkânı daha ziyade nazarı dikkate alınmalıdır. Bu liman her türlü rüzgârlardan mahfuz ve cesimdir (korunaklı ve büyük).

Seyhan ve Ceyhan nehirlerinin suladığı münbit havzaya daha yakın olacağı cihetle liman inşasına daha müsaittir. Bu liman küçük bir hatla Adana'dan Haleb'e ve iskenderun'a doğru imtidadeden (uzatılan) hatlara bağlanabilir. Mersin limanı bundan altmış sene evvel küçük bir köy iken mahza (sadece) şimendiferin oraya gelmesiyle inkişaf etmiştir.

Şehirlerin hayatında demiryolların ve limanların inşası çok mühim bir rol oynar. Yumurtalık'ta inşa edilecek bir liman orayı da az zamanda mühim bir ticaret merkezi haline getirir. Binaenaleyh Yumurtalık limanı meselesinin Mersin limaniyle mukayesesi ve ondan sonra birinin diğerine tercihi icabeder. “

3. maddede kurulacak şirketin sermayesi, ortaklık yapısı, işletme süresi, projenin gerçekleşmesi için gerekli finansmana ödenecek faizler gibi mali hususlar hakkında çok önemli detaylara yer veriliyor…

Yarı sermayesi Türkiye tarafından koyulacak 10 milyon sermayeli şirkete işletme imtiyazı olarak 75 yıllık süre verileceği,

Limanın iki milyon ton kapasiteli olacağı, ton başına 50 kuruş (dönemin bölgedeki en önemli limanlarından Hayfa tarifesi emsal gösteriliyor) hizmet bedeli alınacağı öngörüsü üzerinden kâr analizi,

Yıllık yüzde 7,5 hesabıyla toplamda 34,5 milyon tutacak faiz ve ana paranın itfası hesaplanırken, limanın yükleme boşaltma yanında antrepo hizmeti de vereceği bu nedenle depolamadan da büyük gelir edeceği, bu nedenlerle 75 yıllık imtiyaz yerine önerilen farklı yöntemlere göre 50 veya 30 yıllık imtiyaz süresinin yeterli olacağı aynen şu cümlelerle yer alıyor ‘mülahaza’ notunda:

Mukavelede müddeti imtiyaz yetmişbeş senedir deniliyor. Acaba bu uzun müddetin tayin ve tesbitinde ne düşünülmüştür? Hangi hesaplarla bu müddet tâyin edilmiştir? Fikrimce mademki tekmil inşaat ve imârât mukavelenin teatisinden dokuz sene zarfında bitecektir; işbu inşaat için on milyon liralık sermaye kâfi görülmüştür; o halde şöyle bir hesap yürütülebilir: Mersin limanının senede vasatı ithalât ve ihracatı bir milyon ve liman inkişaf edeceği cihetle azamî iki milyon ton miktarında olacaktır. Meselâ Hayfa limanının tarifesi nazarı itibara alınarak denilebilir ki muhtelif ton eşya üzerinden alınacak ücretin vasatisi nakdin kıymeti hazırasiyle (mevcut) elli kuruş addolunsa senede bir milyon ton eşya için beşyüz bin lira ve iki milyon ton için bir milyon lira ücret alınmış olacaktır. Miktarı vesati olan bir milyon tondan yarım milyon lira ücret alınsa elli senede yirmi milyon ve azami miktarı olan iki milyon ton üzerinden ise elli milyon lira hasılat olur. Elli sene zarfında, sermayenin itfası için şöyle bir hesap yapılabilir:

Faiz yüzde 7,5, her sene iki yüz bin liralık hisse senedi itfası esas itibar olunarak

elli sene zarfında sermaye itfa olunacağına ve her sene kalan sermayeye yüzde yedibuçuk faiz işleneceğine nazaran mecmuan elli senede : 10 000 000 Sermaye ve 34 500 000 Faiz ita olunması lâzımdır. Toplam 44 milyon 500 bin..

Bu suretle âzami miktar olan iki milyon tonun verdiği hasılata nazaran elli senede bu miktardan (Burada denizden dolacak mahallerin füruhtu (satılması), antrepo ücretleri, mağaza kiraları vb gibi hasılat dâhil değildir.) Husule gelecek hâsılat ton başına asgari elli kuruş hesabiyle elli milyon lira tutar ki sermaye ve faizin tediyesinden sonra beş milyon beş yüz bin lira bir kâr kalmış olur. Bundan maada şirketin nısıf hissesini Hükümet verecek; binaenaleyh müddeti imtiyazın nısfının faidesi Hükümet olacaktır. Limana giren çıkan eşyadan alınacak rüsumdan ve limana 'girecek sefinelerden (gemi, vapur vb) istifa olunacak Liman Resminden antrepo, depo hasılatından temin edeceği varidat ve Devletin hissei iştiraki nazarı itibara alınarak müddeti imtiyazın elli sene olarak kabulü veyahut her seneki hasılattan Hükümetin hissesine isabet edecek olan meblâğın tutariyle müddeti imtiyazın, otuz seneye kasrı (kısaltılması) muvafık olacağı mülâhaza edilmektedir.

4. maddede 10 milyon olarak belirlenen sermayenin yarısını koyacak olan Türkiye hükümetinin olası enflasyon nedeniyle uğraması kaçınılmaz kaybına karşı alınması gereken önlem dile getiriliyor:

“On milyon sermayede esas olan kıymeti nakdiyemizin kıymeti hakikiyesi mi' yoksa kıymeti rayicesi midir? Yani paramızın altına nazaran kıymeti tahavvül ettikçe şirketin sermayesi de mütehavvil mi (değişken) olacaktır? Bunun tasrihi(açıklığa kavuşturulması) lâzım gelir.”

5. Maddede sözleşmenin onaylanması ardından harita ve diğer detayların incelenmesini yapmakla görevlendirilen Nafıa (Bayındırlık), Bahriye ve rüsumat (vergi) dairelerine ilaveten limandan asıl etkilenecek kurum olan İktisat Vekaletinin de mutlaka bu komisyonda yer alması gerektiğine şu ifadeyle dikkat çekiliyor:

“Mukavelenamenin teatisinden sonra dokuz ay zarfında tanzim edilecek harita ve lâyihaların üç ay zarfında tetkikine, Mukavelenamede Nafıa, Bahriye, rüsumat daireleri iştirak edeceği mezkûr olup liman istihsali iktisadî ile alâkası itibariyle İktisat Vekâletinin bu tetkika iştiraki zikredilmelidir.”

Sonraki yıllarda gerçekleştirilecek projelerle ilgili süreçlere, resmi ihalelerin koşullarına bakıldığında ibretlik derslerle dolu Ticaret Genel Müdürlüğü’ nün ‘mülahazalarını’ irdelemeyi sürdüreceğim…

 

Yazıya ifade bırak !
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve inovatifhaber.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.