Abdullah Ayan
Köşe Yazarı
Abdullah Ayan
 

Cumhuriyet kurulurken TBMM’ de Mersin liman projesiyle ilgili görüşmeler… (4)

(Ticaret Genel Müdürlüğünün Liman yapım sözleşmesiyle ilgili itirazları) Mersin’ e Akdeniz’ in en büyük limanının yapılması ve işletilmesi amacıyla Fransız K. Gronbilâd şirketiyle mutabık kalınan anlaşma metni Eylül 1923’ te TBMM’ ye sevk edilirken,  anlaşma ekinde yer alan ve 23 Eylül 1922 tarihini taşıyan Ticaret Umum Müdürlüğünün mülahazaların ilk 5 maddesine yazı dizisinin önceki bölümünde yer vermiştim… Kaldığımız yerden devam edeyim: 6. Esbabı mücbire halinde (olağanüstü durum sonucu doğacak mücbir sebep) ameliyata başlanamaz veya kat'olunursa (kesilirse) müddetlerinin o kadar temdid olunacağı dördüncü maddede mezkûrdur. Esbabı mücbirenin mahiyeti esasiyesi gayrimusarrah (açık net değil) olduğu cihetle ne gibi sebeplerin esbabı mücbire olacağı tasrih edilmesi daha doğru olur. (Madde ile ortaya çıkacak olağanüstü durum sonucu projenin yapımına başlanmaz ve başlayan proje kesintiye uğrarsa verilecek ek süre daha önceki maddelerde yer almasına rağmen liman yapımının başlamaması veya durmasına yol açacak mücbir sebeplerin ne olduğu açıklıkla belirtilmesi isteniyor.. Gerçekten de bu ayrıntı üstlenici şirkete verilecek ek süre bakımından da önemli) 7. Şirketin ameliyatı ve işletmesi üzerindeki murakabe hakkı mukabili esenevî beş yüz altın lira azdır. Bu suretle Devlet hakkı murakabesini tamam bir suretle istimal edemez. Binaenaleyh bu meblâğın tezyidi icabeder. (Limanın yapım ve işletmesini üstlenecek şirketin denetimi devlete bırakılırken denetimi yapacak kurum ve personele yılda 500 altın lira verilmesi ile ilgili sözleşmede yer alan hükme bu paranın yeterli olmayacağı gerekçesiyle karşı çıkılıyor.) 8. Şirkete arazii hâliyei amîriyenin meccanen işgal ve istimali hakkı veriliyor. Bu da şirkete bir nevi sermaye itasıdır. Binaenaleyh Devletin deruhde edeceği nısıf sermayeden mahsubedilmesi daha doğru olur. (Fransız Gronblad şirketiyle Hükümetin imzaladığı anlaşmanın en kritik maddelerinden biri “ mevcut arazi ve teçhizatın bedelsiz verilmesi ve özellikle liman yapımıyla kazanılacak arazinin bedelsiz olarak kullanılması, işletilmesine olanak sağlayan madde" ve buna karşı çıkıyor Ticaret Umum Müdürlüğü..  Bu imtiyazın bir çeşit sermaye katkısı olduğunu ve ortaklık için devletin koyacağı sermayeye mahsup edilmesi gerektiğine dikkat çekiyor..)   9. Eğer müddeti imtiyaz otuz seneye indirilirse hakkı mubayaa yirminci senede, elli sene olursa otuzuncu senede kabul olunmalıdır. (Limanı inşa edecek şirkete tanınan işletme imtiyaz süresinin dolmasından önce devletin yapması gerekenleri örneğin süre bitiminde devlet bünyesine geçecek limanın süre dolmadan 10 veya 20 yıl önce satış hakkına imkan tanınması ) 10. Mukavelenamede Gümrük rüsumundan muafiyet vardır. Bu muafiyet de Devletin sermayeyle hissei iştirakine mahsup edilmelidir. (Şirketin getireceği tüm techizat ve malzeme gümrük resminden muaf tutulmasıyla ilgili sözleşme hükmüne dikkat çekiliyor ve muafiyetle tanınan meblağın devletin şirkete koyacağı sermayeye mahsup edilmesi öneriliyor) 11. Şirket ihraç edeceği hisselerin nısfını (yarısını) bu hisselerin itibarî kıymetine müsavi miktarda Hazine bonoları mukabilinde Hükümete verecektir deniliyor. Demek ki, Hükümetin miktarı iştiraki bu hisselerin kıymetine nazaran mütahavvil (çevrilebilir) olacaktır. Hisselerin kıymeti dûn (düşük) ise miktarı iştiraki dûn (düşük), fazla ise miktarı iştiraki fazla olacaktır. Faraza bir liraya tekabül eden bir hisse birbuçuk lira olsa Hükümet her hisse için yarım lira, beş milyon hisse için ikibuçuk milyon lira fazla sermaye taaddüd etmiş (miktar olarak artırım yapmış) olacaktır. Şirket hissellerinin kıymetinin yükselmesinden bir tarafın istifade, diğer tarafın zarar etmesi vahidüttaraf (tek taraflı) bir imtiyaz olur. Eğer itibarî 'kıymet tabirinden maksat hisselerin fiili ihracı olup piyasadaki mütahavvil (düşünülen) fiyatı 'değilse bu mütalâa mevzuu bahsedilemez. Binaenaleyh itibarî kıymet tâbiri yerine (neşir ve ihraç) denilse daha doğru olar. Hükümet kendi aldığı beş milyon hisseyi taliplere satabilir mi, satamaz mı? Bu suretle kendi hissesine Türkiye tâbiiyetinde olan eşhası hususiyeyi (özel şahıslar) iştirak ettirebilir mi, ettiremez mi? Mukavelede bu da musarrah (açık) değildir. Tasrih edilse daha iyi olur. Bu suretle Hükümet Mersin Limanı şirketindeki hisselerini meselâ bu limanla alâkadar olan 'mahal belediyelerine, ticaret şirketlerine satabilmelidir. Bundan maada mademki Hükümetin nısıf hissei iştiraki vardır; Anonim Şirketinin heyeti umumiye sinde mecmu'âraya nazaran nısıf hakkı rey hakkı (şirket genel kurullarında diğer hissedarlara göre yarı ortaklık oy hakkı) olmalıdır. Elimizde Anonim Şirketin nizamnamesi mevcut olsaydı bu bapta bir hüküm verebilirdik. Ne gariptir ki, şirketin teşkili bir sene sonraya terk ediliyor. Hükümete hissei iştirake mukabil yüzde yirmibeş bırakılır. Yine aynı miktarda hisseye malik olan şirkete yüzde yetmişbeş kalıyor. Bunun için idare işletme, muhafaza masraflarından sonra kalan hasılatı sâfiyenin müddeti imtiyaza nazaran eğer 'Müddeti imtiyaz otuz sene olacaksa kâmilen şirkete ve eğer elli sonra olacaksa münasafe (iki eşit parçaya bölme)suretiyle şirket ve Hükümet beyinlerinde taksimi kabul edilmelidir. (Bu maddede kurulacak şirketin ileride ihraç edeceği hisse senetleriyle ilgili şirketin yarısına sahip devletin payına düşecek senetlerin değerlendirilmesiyle ilgili değerlendirme ve kaygılara yer veriliyor. İlginçtir mülahazaların sıralandığı bu 10. Madde ile öğreniyoruz ki, liman yapımını üstlenecek ve Türkiye devletinin yarısına ortak olacağı şirket henüz kurulmamış.. Şirketin kuruluşu ardından gerçekleştireceği hisse senedi ihracından devletin payına düşecek senetlerle ilgili “yerel belediyelere ve özel ticari şirketlere de satılabilmeli” önerisi de aynı dönemde kurulacak Cumhuriyet rejiminin ekonomi politikalarını yansıtması bakımından hayli ilginç..) 12. On beşinci maddede senevi sermayenin miktarı imhası musarrah (açık) değildir. Sermaye kaç senede ve her sene ne miktar imha olunacağı tasrih edilmelidir. . (itfanın açıklığa kavuşturulması uyarısı yapılıyor) 13. Şirket 'hâsılatı sâfiyeyi tâyin ve hesabederken hesap cetvellerinin Nafıa Vekâletince tetkik edileceği zikrediliyor. Halbuki Nafıa Vekâleti deruhde ettiği işlerde ancak fennî aksamını idare edecek olan bir dairei Devlet olmak ve şirket mahiyetinde olan bu müessesenin tetkiki hesabatı daha ziyade İktisat Vekâletine ve Vekâletin teşkilâtı mahsusasına aidolmak lâzım gelir. (Sözleşmede yer alan ‘Limanı yapıp işletecek ve devletin de ortak olacağı şirketin bilançosu ve yıllık gelirlerinin Nafia Vekaletince –Bayındırlık bakanlığı- denetleneceği’ hükmüne itiraz ediliyor ve Nafia Vekaletinin her ne kadar teknik alanlarda yetkin olsa da, hesapların denetiminin İktisat Vekaletine bırakılmasının yerinde olacağı ifade ediliyor) 14. Onyedinci maddede zikredilen cetvellerin zamanı itası muayyen değildir. Her sene mi? Senede kaç defa ve ne zaman verilecektir? (Hesap cetvellerinin incelenmesi ile ilgili sürelere sözleşmede yer verilmediği bunun açıklığa kavuşturulması hususu) 15. Yirmi birinci maddede şirket inşaatını nâtamam bırakır; tatili faaliyet eyler ve taahüdatını ifa etmezse imtiyaz sakıt olur ve liman Hükümete geçer; Hükümet kefalet akçesi olan onbeş bin lirayı müsadere eder deniliyor. Bir kere bu kefalet akçesi tekmil sermayeye nazaran azdır. Esasen Hükümete ait nısıf hissesi şirkete bono ile ve sonra bonoların her sene tediyesi suretiyle verilmiş olacaktır. Şirket inşaatı yapamaz; tatil ederse, taahhüdatı ifia etmezse husule gelecek olan maddî zararlar pek azimdir ve buna mukabil ' onbeşbin lira hiç 'hükmündedir. Binaenaleyh şirket lâlakal yüz bin lira teminat akçesi ita etmelidir. Bundan maada bu teminatın limanın kabulü katîsi üzerine iade edileceği yirmialtıncı maddede muharrer ise de bu da doğru olmayıp şirket, işletmeyi terk ederse buna karşıda teminat olmak üzere elli bin lirası alıkonulmalıdır. (liman yapım ve işletmesini üstlenen şirketin projeyi tamamlayama, işi yarım bırakması halinde ödeyeceği tazminat ile ilgili uyarıya yer veriliyor. 15 bin TL olarak belirlenen tazminatın yeterli olmayacağı, en azından 100 bin liralık teminat mektubu istenmesi ve şirketin işletmeyi terk etmesine karşı 50 bin lirasının teminat olarak tutulmasıdır) Mersin Limanının yapılması amacıyla hazırlanan anlaşmayı kapsayan kanun teklifinin Türkiye Büyük Millet Meclisi’ ndeki ilginç müzakerelerine gelince… Yazı dizisinin sonraki bölümünde…  
Ekleme Tarihi: 30 Mayıs 2022 - Pazartesi

Cumhuriyet kurulurken TBMM’ de Mersin liman projesiyle ilgili görüşmeler… (4)

(Ticaret Genel Müdürlüğünün Liman yapım sözleşmesiyle ilgili itirazları)

Mersin’ e Akdeniz’ in en büyük limanının yapılması ve işletilmesi amacıyla Fransız K. Gronbilâd şirketiyle mutabık kalınan anlaşma metni Eylül 1923’ te TBMM’ ye sevk edilirken,  anlaşma ekinde yer alan ve 23 Eylül 1922 tarihini taşıyan Ticaret Umum Müdürlüğünün mülahazaların ilk 5 maddesine yazı dizisinin önceki bölümünde yer vermiştim…

Kaldığımız yerden devam edeyim:

6. Esbabı mücbire halinde (olağanüstü durum sonucu doğacak mücbir sebep) ameliyata başlanamaz veya kat'olunursa (kesilirse) müddetlerinin o kadar temdid olunacağı dördüncü maddede mezkûrdur. Esbabı mücbirenin mahiyeti esasiyesi gayrimusarrah (açık net değil) olduğu cihetle ne gibi sebeplerin esbabı mücbire olacağı tasrih edilmesi daha doğru olur.

(Madde ile ortaya çıkacak olağanüstü durum sonucu projenin yapımına başlanmaz ve başlayan proje kesintiye uğrarsa verilecek ek süre daha önceki maddelerde yer almasına rağmen liman yapımının başlamaması veya durmasına yol açacak mücbir sebeplerin ne olduğu açıklıkla belirtilmesi isteniyor.. Gerçekten de bu ayrıntı üstlenici şirkete verilecek ek süre bakımından da önemli)

7. Şirketin ameliyatı ve işletmesi üzerindeki murakabe hakkı mukabili esenevî beş yüz altın lira azdır. Bu suretle Devlet hakkı murakabesini tamam bir suretle istimal edemez. Binaenaleyh bu meblâğın tezyidi icabeder.

(Limanın yapım ve işletmesini üstlenecek şirketin denetimi devlete bırakılırken denetimi yapacak kurum ve personele yılda 500 altın lira verilmesi ile ilgili sözleşmede yer alan hükme bu paranın yeterli olmayacağı gerekçesiyle karşı çıkılıyor.)

8. Şirkete arazii hâliyei amîriyenin meccanen işgal ve istimali hakkı veriliyor. Bu da şirkete bir nevi sermaye itasıdır. Binaenaleyh Devletin deruhde edeceği nısıf sermayeden mahsubedilmesi daha doğru olur.

(Fransız Gronblad şirketiyle Hükümetin imzaladığı anlaşmanın en kritik maddelerinden biri “ mevcut arazi ve teçhizatın bedelsiz verilmesi ve özellikle liman yapımıyla kazanılacak arazinin bedelsiz olarak kullanılması, işletilmesine olanak sağlayan madde" ve buna karşı çıkıyor Ticaret Umum Müdürlüğü.. 

Bu imtiyazın bir çeşit sermaye katkısı olduğunu ve ortaklık için devletin koyacağı sermayeye mahsup edilmesi gerektiğine dikkat çekiyor..)

 

9. Eğer müddeti imtiyaz otuz seneye indirilirse hakkı mubayaa yirminci senede, elli sene olursa otuzuncu senede kabul olunmalıdır.

(Limanı inşa edecek şirkete tanınan işletme imtiyaz süresinin dolmasından önce devletin yapması gerekenleri örneğin süre bitiminde devlet bünyesine geçecek limanın süre dolmadan 10 veya 20 yıl önce satış hakkına imkan tanınması )

10. Mukavelenamede Gümrük rüsumundan muafiyet vardır. Bu muafiyet de Devletin sermayeyle hissei iştirakine mahsup edilmelidir.

(Şirketin getireceği tüm techizat ve malzeme gümrük resminden muaf tutulmasıyla ilgili sözleşme hükmüne dikkat çekiliyor ve muafiyetle tanınan meblağın devletin şirkete koyacağı sermayeye mahsup edilmesi öneriliyor)

11. Şirket ihraç edeceği hisselerin nısfını (yarısını) bu hisselerin itibarî kıymetine müsavi miktarda Hazine bonoları mukabilinde Hükümete verecektir deniliyor. Demek ki, Hükümetin miktarı iştiraki bu hisselerin kıymetine nazaran mütahavvil (çevrilebilir) olacaktır. Hisselerin kıymeti dûn (düşük) ise miktarı iştiraki dûn (düşük), fazla ise miktarı iştiraki fazla olacaktır. Faraza bir liraya tekabül eden bir hisse birbuçuk lira olsa Hükümet her hisse için yarım lira, beş milyon hisse için ikibuçuk milyon lira fazla sermaye taaddüd etmiş (miktar olarak artırım yapmış) olacaktır. Şirket hissellerinin kıymetinin yükselmesinden bir tarafın istifade, diğer tarafın zarar etmesi vahidüttaraf (tek taraflı) bir imtiyaz olur. Eğer itibarî 'kıymet tabirinden maksat hisselerin fiili ihracı olup piyasadaki mütahavvil (düşünülen) fiyatı 'değilse bu mütalâa mevzuu bahsedilemez. Binaenaleyh itibarî kıymet tâbiri yerine (neşir ve ihraç) denilse daha doğru olar. Hükümet kendi aldığı beş milyon hisseyi taliplere satabilir mi, satamaz mı? Bu suretle kendi hissesine Türkiye tâbiiyetinde olan eşhası hususiyeyi (özel şahıslar) iştirak ettirebilir mi, ettiremez mi? Mukavelede bu da musarrah (açık) değildir. Tasrih edilse daha iyi olur. Bu suretle Hükümet Mersin Limanı şirketindeki hisselerini meselâ bu limanla alâkadar olan 'mahal belediyelerine, ticaret şirketlerine satabilmelidir. Bundan maada mademki Hükümetin nısıf hissei iştiraki vardır; Anonim Şirketinin heyeti umumiye sinde mecmu'âraya nazaran nısıf hakkı rey hakkı (şirket genel kurullarında diğer hissedarlara göre yarı ortaklık oy hakkı) olmalıdır. Elimizde Anonim Şirketin nizamnamesi mevcut olsaydı bu bapta bir hüküm verebilirdik. Ne gariptir ki, şirketin teşkili bir sene sonraya terk ediliyor. Hükümete hissei iştirake mukabil yüzde yirmibeş bırakılır. Yine aynı miktarda hisseye malik olan şirkete yüzde yetmişbeş kalıyor. Bunun için idare işletme, muhafaza masraflarından sonra kalan hasılatı sâfiyenin müddeti imtiyaza nazaran eğer 'Müddeti imtiyaz otuz sene olacaksa kâmilen şirkete ve eğer elli sonra olacaksa münasafe (iki eşit parçaya bölme)suretiyle şirket ve Hükümet beyinlerinde taksimi kabul edilmelidir.

(Bu maddede kurulacak şirketin ileride ihraç edeceği hisse senetleriyle ilgili şirketin yarısına sahip devletin payına düşecek senetlerin değerlendirilmesiyle ilgili değerlendirme ve kaygılara yer veriliyor. İlginçtir mülahazaların sıralandığı bu 10. Madde ile öğreniyoruz ki, liman yapımını üstlenecek ve Türkiye devletinin yarısına ortak olacağı şirket henüz kurulmamış.. Şirketin kuruluşu ardından gerçekleştireceği hisse senedi ihracından devletin payına düşecek senetlerle ilgili “yerel belediyelere ve özel ticari şirketlere de satılabilmeli” önerisi de aynı dönemde kurulacak Cumhuriyet rejiminin ekonomi politikalarını yansıtması bakımından hayli ilginç..)

12. On beşinci maddede senevi sermayenin miktarı imhası musarrah (açık) değildir. Sermaye kaç senede ve her sene ne miktar imha olunacağı tasrih edilmelidir. .

(itfanın açıklığa kavuşturulması uyarısı yapılıyor)

13. Şirket 'hâsılatı sâfiyeyi tâyin ve hesabederken hesap cetvellerinin Nafıa Vekâletince tetkik edileceği zikrediliyor. Halbuki Nafıa Vekâleti deruhde ettiği işlerde ancak fennî aksamını idare edecek olan bir dairei Devlet olmak ve şirket mahiyetinde olan bu müessesenin tetkiki hesabatı daha ziyade İktisat Vekâletine ve Vekâletin teşkilâtı mahsusasına aidolmak lâzım gelir.

(Sözleşmede yer alan ‘Limanı yapıp işletecek ve devletin de ortak olacağı şirketin bilançosu ve yıllık gelirlerinin Nafia Vekaletince –Bayındırlık bakanlığı- denetleneceği’ hükmüne itiraz ediliyor ve Nafia Vekaletinin her ne kadar teknik alanlarda yetkin olsa da, hesapların denetiminin İktisat Vekaletine bırakılmasının yerinde olacağı ifade ediliyor)

14. Onyedinci maddede zikredilen cetvellerin zamanı itası muayyen değildir. Her sene mi?

Senede kaç defa ve ne zaman verilecektir?

(Hesap cetvellerinin incelenmesi ile ilgili sürelere sözleşmede yer verilmediği bunun açıklığa kavuşturulması hususu)

15. Yirmi birinci maddede şirket inşaatını nâtamam bırakır; tatili faaliyet eyler ve taahüdatını ifa etmezse imtiyaz sakıt olur ve liman Hükümete geçer; Hükümet kefalet akçesi olan onbeş bin lirayı müsadere eder deniliyor. Bir kere bu kefalet akçesi tekmil sermayeye nazaran azdır. Esasen Hükümete ait nısıf hissesi şirkete bono ile ve sonra bonoların her sene tediyesi suretiyle verilmiş olacaktır. Şirket inşaatı yapamaz; tatil ederse, taahhüdatı ifia etmezse husule gelecek olan maddî zararlar pek azimdir ve buna mukabil ' onbeşbin lira hiç 'hükmündedir. Binaenaleyh şirket lâlakal yüz bin lira teminat akçesi ita etmelidir. Bundan maada bu teminatın limanın kabulü katîsi üzerine iade edileceği yirmialtıncı maddede muharrer ise de bu da doğru olmayıp şirket, işletmeyi terk ederse buna karşıda teminat olmak üzere elli bin lirası alıkonulmalıdır.

(liman yapım ve işletmesini üstlenen şirketin projeyi tamamlayama, işi yarım bırakması halinde ödeyeceği tazminat ile ilgili uyarıya yer veriliyor. 15 bin TL olarak belirlenen tazminatın yeterli olmayacağı, en azından 100 bin liralık teminat mektubu istenmesi ve şirketin işletmeyi terk etmesine karşı 50 bin lirasının teminat olarak tutulmasıdır)

Mersin Limanının yapılması amacıyla hazırlanan anlaşmayı kapsayan kanun teklifinin Türkiye Büyük Millet Meclisi’ ndeki ilginç müzakerelerine gelince…

Yazı dizisinin sonraki bölümünde…

 

Yazıya ifade bırak !
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve inovatifhaber.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.