“Her iş, insanın ona yüklediği anlamı taşır”
Hyperloop, mevcut karayolu, demiryolu, su ve havayolu ulaşım sistemlerine alternatif beşinci ulaşım modelidir. 600 km’lik yolu 30 dk. içinde katetmeyi kim istemez ki? Hyperloop projesi insanları şaşkına çevirecek. Otomobil büyüklüğündeki bir kapsüle yerleştiğinizi ve kapsülün saatte 1126 km hızla, sürtünmeyi ortadan kaldırarak bir tüpün içinde ilerlediğini düşünün. Aslında Hyperloop teknolojisinde hedef daha ileri hızları yakalamaktır. Öyle ki bu alanda asıl amaç, kıtalararası seyahatları şehir içi mesafelere taşımaktır. Ancak bu daha zaman alacak bir geliştirme, yatırım sürecidir ve ticarileşmesi 15-20 seneyi bulacaktır.
Yeni bir teknolojik fikrin tam olarak benimsenip, kullanıma sokulması zaman isteyen bir süreçtir. Örneğin elektrik enerjisinin bulunuşundan, toplu kullanıma geçişe değin geçen süre neredeyse bir asırlık zaman dilimidir. Elbette günümüzde süreçlerin daha hızlandığını kabul etmek gerekir. Otonom elektrikli araçlar veya uçan otomobiller bu konuda güzel birer örnektir. 20 sene içinde kara taşıtlarının tamamına yakınının elektrikle çalışacağı varsayılmaktadır.
Ancak 20-30 sene sonrasında yoğun kullanıma girecek teknolojik atılımlar ve araçlar için bugünden girişimlerde bulunmanız gerekiyor ki bu aynı anda birçok mühendislik sorunun çözülmesi uzun süren testlere, geliştirmelere bağlıdır. Hyperloop teknolojisi de bir fikir olarak ortaya atılmıştır ve daha geliştirmeye çok muhtaç ve açıktır. Geleceğin yatırımı olarak görülen bu alanda esas amaç, çevreye en az zararla maksimum verimlilik ve ulaşımda zaman kazanmaktır.
Bizlere şu an bilim kurgu gibi gelse de çok uzak olmayan bir zamanda kıtalararası ulaşım şehirlerarası ulaşım seviyesine inecek ve insanlar bir kıtadan diğerine çalışmak için günübirlik gidip gelebileceklerdir.
Konuyu ilk gündeme alanlardan biri de milyarder iş insanı Elon Musk’tır. Musk bu amaçla şirket kurmuştur. Ama bugün yazıyı yazma nedenim, bizim Türkiye olarak konuyu gündeme taşımamızdır. Haberi basında duyunca hemen ilgimi çekti. Çünkü Türkiye bu denli yenilikleri, ilkleri hep yabancı ülkelerden duymaya alışıktır maalesef. Oysa ülkemizde dünyaya paralel, eşzamanlı yenilikler, atılımlar başlatmak sıradanlaşıyor artık.
Türkiye’nin özgüveni artıyor. ‘Başkaları yapıyorsa biz de yaparız’ anlayışı yerleşmeye başlıyor. Genç yetenekler İstanbul-Ankara arasını 17 dakikaya indirecek Hyperloop çağına hazırlanıyor. Tübitak Raylı Ulaşım Teknolojileri Enstitüsü (RUTE) sağladığı altyapıyla üniversite gençlerinin yenilikçi ulaşım sistemlerinde dünya çapındaki teknolojik gelişmeye yönelik çözümler üretmesine imkan sağlıyor. Bu amaçla raylı ulaşımın çeşitli alanlarında AR-GE çalışmaları yürütülmekte, yarışmalar düzenlenmektedir.
Sistem, teorik olarak mümkün görünmekle beraber, çözülmesi gereken mühendislik problemler vardır. Türkiye’de halihazırda Hyperloop geliştirmeye çalışan, öncü girişimci firmalar bulunmaktadır. Burada sevindirici olan kısım, dünya ile beraber hareket ederek, şimdiden öncü çalışmalar içinde yer almaktır. Yoksa olan biten bir yenilikte sadece ithalatçı durumuna düşülür.
Türkiye’nin Hyperloop projesinde şimdiden yer alması ve farkındalık geliştirmesi avantajlı bir durumdur. RUTE yerleşkesinde 208 metre uzunluğundaki tünelde, sürtünme azaltılarak ses üzeri hızlara çıkılmak, hedeflenmektedir. Tübitak RUTE tüneli sadece küçültülmüş bir örnektir. Hyperloop fikri ilk kez 2013 senesinde ABD’de ortaya atılmıştır. Elon Musk’ın SpaceX şirketi bu işin öncüsüdür ve 6 senedir yarışma etkinlikleri düzenlenmektedir. Türkiye ise çok vakit kaybetmeden bu sene TEKNOFEST kapsamında ilk geliştirme yarışmasını başarıyla tamamlayarak, zamanda fazla geriye düşmemeye özen göstermektedir.