Abdullah Ayan
Köşe Yazarı
Abdullah Ayan
 

Limanın Atatürk parkına uzanma projesi.. Sihirbazlık işleri.. -1-

Mersin limanı özelleştirme işlemlerinin tamamlanması ardından 11 Mayıs 2007' de resmen MIP (Mersin International Port) isimli Singapur ve Türk ortaklı şirkete devredildiği günden beri, 36 yıllığına işletme hakkını üstlenen kuruluş büyütme hayalleri peşinde koşuyor.. İlk girişimi daha ayaklarının tozuyla limanı tanımaya başladıkları günlerde yaptılar.. 2009 yılında sonradan Şehircilik Bakanlığı adını alacak olan Bayındırlık ve İskan Bakanlığınca onaylı imar planına işaretli, TMO rıhtımı önünde 90.117 m2 denizin doldurularak saha elde edilme projesi gündeme gelir. Ancak dolgu maliyetlerinin yüksekliği nedeniyle bundan vazgeçilir. Şimdi kamuoyundan habersiz yazışmalardan ve 10 Ocak 2021 günü askıya çıkarılan ÇED dosyasından öğreniyoruz ki, işletmeci şirket bu kez maliyetleri kendince daha makul bulmuş olmalı ki, mevcut limanın batısından başlayarak Atatürk parkı önüne uzanan alanda tam 176 bin metrekarelik deniz alanını doldurup, kazanacağı sahayı konteyner elleçleme alanı olarak kullanmayı hedefliyor.. Kıyıya komşu, Atatürk parkına nazır tam 176 dönüm alan betona boğulacak, deniz dibi taranıp flora yok edilecek.. Bu kadar da değil.. Limanı açık denizden koruyan ana mendirek 100 metre kısaltılacak.. Peki proje hazırlanıp deniz, doğa bir daha toparlanmamak üzere tahrip edilirken, bu kentin sahibi halk nefes borusunun kesileceği bu yok etme sürecinin neresinde? Henüz hiçbir yerinde değil, bürokrasi o şirketle işleri kendi arasında götürüyor şimdilik.. Bürokrasi içinden Sahil Güvenlik Komutanlığı kendisinden görüş istendiğinde "ana mendireği 100 metre kısaltmanız liman korunaklığı üzerinde nasıl bir etki yaratacak? " sorusunun mutlaka kapsamlı bir araştırmayla yanıtlanması gerektiğini söylüyor ama o sorunun yanıtı yok ki.. (7.12.2018 tarihli Sahil Güvenlik Bölge Komutanlığı görüş yazısı) Ancak olası bir depremde ortaya çıkabilecek şiddetli dalgalar (tsunami olasılığını düşünmek bile ürpertici) sonucunda yaratacağı etkiyi yaşayarak öğreneceğiz.. MIP' ın bu sorularla uğraşacak vakti yok.. Proje için hazırlanan ÇED dosyası 26 Haziran 2018' de Çevre ve Şehircilik Bakanlığı ÇED İzin ve Denetleme Genel Müdürlüğü, plan değişikliğiyle ilgili son durumu bildirmesi için aynı bakanlığın Mekansal Planlama Genel Müdürlüğüne başvurur. Mersin yüz binlik planını da hazırlayan ve değişiklik yapma yetkisini elinde bulunduran Mekansal Planlama Gn. Md. yanıtı hemen verir.. 6 Temmuz 2018 tarihli yanıtta aynen şöyle deniyor: " ÇED konusu proje alanına veya proje alanının içinde bulunduğu bölgeye ait (varsa) onaylı imar planının (1/5000 ve 1/1000 ölçekli) ilgili plan paftasının, lejant paftası ve plan hükümleri ile birlikte ilgili idaresince "aslı gibidir" resmi kurum kaşeli olarak rapora eklenmesi ve faaliyet alanının bu planlar üzerinde gösterilmesi, imar planının onay tarihlerinin ve hangi kurumca onaylandığının raporda belirtilmesi, yoksa onaylı imar planının bulunmadığının belirtilerek bulunmadığına ilişkin ilgili idaresinden yazı alınarak rapora eklenmesi.. (…) Söz konusu proje kapsamında yer alan yeni konteyner limanı ve kruvaziyer liman alanı ile 100m kısaltılması tasarlanan ana mendireğe ilişkin alana ve çevre kıyı yapılarına yönelik yürürlükte olan onanlı imar planı bilgilerine ve verilerine (proje alanının ve yakın çevresinin mevcut durumu, imar planlı alanın bulunup bulunmadığı, bulunuyorsa plana ilişkin onay ve içerik bilgilerine...vb.) raporda yer verilmemiş olduğu anlaşılmış olup 3621 sayılı Kıyı Kanunu kapsamında kalan proje alanı ve yakın çevresine ilişkin gerekli bilgi ve belgelerin ilgili idarelerinden alınan aslı gibidir onaylı verilerine, bilgi paftalarına ve gerekli açıklamalara raporun ilgili bölümlerinde yer verilmesi gerekmektedir." İleride hukuki yollara başvuracak olanların yararlanması amacıyla virgülüne dokunmadan yer verdiğim metinde Şehircilik Bakanlığı Mekansal Planlar Genel Müdürlüğü  kısaca "binlik ve 5 binlik planlarda bu deniz üstüne kondurulacak beton sahanın yakın çevresinin mevcut durumunu, imar planlarında yer alıp almadığını" soruyor.. Aslında verilmesi gereken yanıtlar açık: Dolduracakları deniz üzerine dizecekleri konteyner dağları ve elleçleme sahası bugün Atatürk Parkı ve Valilik makamının tam önünde, halkın nefes aldığı kentin en prestijli vahası.. Peki, binlik ve 5 binlik planlarla ilgili böyle bir değişiklik için başvurulmuş mu, herhangi bir değişiklik söz konusu mu? ÇED sürecini de kapsayacak yasal süreç başladığı takdirde, itirazın temellerinden birini oluşturacak bu önemli detay bir sonraki makale konusu olsun..
Ekleme Tarihi: 25 Şubat 2021 - Perşembe

Limanın Atatürk parkına uzanma projesi.. Sihirbazlık işleri.. -1-

Mersin limanı özelleştirme işlemlerinin tamamlanması ardından 11 Mayıs 2007' de resmen MIP (Mersin International Port) isimli Singapur ve Türk ortaklı şirkete devredildiği günden beri, 36 yıllığına işletme hakkını üstlenen kuruluş büyütme hayalleri peşinde koşuyor..

İlk girişimi daha ayaklarının tozuyla limanı tanımaya başladıkları günlerde yaptılar..

2009 yılında sonradan Şehircilik Bakanlığı adını alacak olan Bayındırlık ve İskan Bakanlığınca onaylı imar planına işaretli, TMO rıhtımı önünde 90.117 m2 denizin doldurularak saha elde edilme projesi gündeme gelir.

Ancak dolgu maliyetlerinin yüksekliği nedeniyle bundan vazgeçilir.

Şimdi kamuoyundan habersiz yazışmalardan ve 10 Ocak 2021 günü askıya çıkarılan ÇED dosyasından öğreniyoruz ki, işletmeci şirket bu kez maliyetleri kendince daha makul bulmuş olmalı ki, mevcut limanın batısından başlayarak Atatürk parkı önüne uzanan alanda tam 176 bin metrekarelik deniz alanını doldurup, kazanacağı sahayı konteyner elleçleme alanı olarak kullanmayı hedefliyor..

Kıyıya komşu, Atatürk parkına nazır tam 176 dönüm alan betona boğulacak, deniz dibi taranıp flora yok edilecek..

Bu kadar da değil..

Limanı açık denizden koruyan ana mendirek 100 metre kısaltılacak..

Peki proje hazırlanıp deniz, doğa bir daha toparlanmamak üzere tahrip edilirken, bu kentin sahibi halk nefes borusunun kesileceği bu yok etme sürecinin neresinde?

Henüz hiçbir yerinde değil, bürokrasi o şirketle işleri kendi arasında götürüyor şimdilik..

Bürokrasi içinden Sahil Güvenlik Komutanlığı kendisinden görüş istendiğinde "ana mendireği 100 metre kısaltmanız liman korunaklığı üzerinde nasıl bir etki yaratacak? " sorusunun mutlaka kapsamlı bir araştırmayla yanıtlanması gerektiğini söylüyor ama o sorunun yanıtı yok ki.. (7.12.2018 tarihli Sahil Güvenlik Bölge Komutanlığı görüş yazısı)

Ancak olası bir depremde ortaya çıkabilecek şiddetli dalgalar (tsunami olasılığını düşünmek bile ürpertici) sonucunda yaratacağı etkiyi yaşayarak öğreneceğiz..

MIP' ın bu sorularla uğraşacak vakti yok..

Proje için hazırlanan ÇED dosyası 26 Haziran 2018' de Çevre ve Şehircilik Bakanlığı ÇED İzin ve Denetleme Genel Müdürlüğü, plan değişikliğiyle ilgili son durumu bildirmesi için aynı bakanlığın Mekansal Planlama Genel Müdürlüğüne başvurur.

Mersin yüz binlik planını da hazırlayan ve değişiklik yapma yetkisini elinde bulunduran Mekansal Planlama Gn. Md. yanıtı hemen verir..

6 Temmuz 2018 tarihli yanıtta aynen şöyle deniyor:

" ÇED konusu proje alanına veya proje alanının içinde bulunduğu bölgeye ait (varsa) onaylı imar planının (1/5000 ve 1/1000 ölçekli) ilgili plan paftasının, lejant paftası ve plan hükümleri ile birlikte ilgili idaresince "aslı gibidir" resmi kurum kaşeli olarak rapora eklenmesi ve faaliyet alanının bu planlar üzerinde gösterilmesi, imar planının onay tarihlerinin ve hangi kurumca onaylandığının raporda belirtilmesi, yoksa onaylı imar planının bulunmadığının belirtilerek bulunmadığına ilişkin ilgili idaresinden yazı alınarak rapora eklenmesi..

(…)

Söz konusu proje kapsamında yer alan yeni konteyner limanı ve kruvaziyer liman alanı ile 100m kısaltılması tasarlanan ana mendireğe ilişkin alana ve çevre kıyı yapılarına yönelik yürürlükte olan onanlı imar planı bilgilerine ve verilerine (proje alanının ve yakın çevresinin mevcut durumu, imar planlı alanın bulunup bulunmadığı, bulunuyorsa plana ilişkin onay ve içerik bilgilerine...vb.) raporda yer verilmemiş olduğu anlaşılmış olup 3621 sayılı Kıyı Kanunu kapsamında kalan proje alanı ve yakın çevresine ilişkin gerekli bilgi ve belgelerin ilgili idarelerinden alınan aslı gibidir onaylı verilerine, bilgi paftalarına ve gerekli açıklamalara raporun ilgili bölümlerinde yer verilmesi gerekmektedir."

İleride hukuki yollara başvuracak olanların yararlanması amacıyla virgülüne dokunmadan yer verdiğim metinde Şehircilik Bakanlığı Mekansal Planlar Genel Müdürlüğü  kısaca "binlik ve 5 binlik planlarda bu deniz üstüne kondurulacak beton sahanın yakın çevresinin mevcut durumunu, imar planlarında yer alıp almadığını" soruyor..

Aslında verilmesi gereken yanıtlar açık:

Dolduracakları deniz üzerine dizecekleri konteyner dağları ve elleçleme sahası bugün Atatürk Parkı ve Valilik makamının tam önünde, halkın nefes aldığı kentin en prestijli vahası..

Peki, binlik ve 5 binlik planlarla ilgili böyle bir değişiklik için başvurulmuş mu, herhangi bir değişiklik söz konusu mu?

ÇED sürecini de kapsayacak yasal süreç başladığı takdirde, itirazın temellerinden birini oluşturacak bu önemli detay bir sonraki makale konusu olsun..

Yazıya ifade bırak !
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve inovatifhaber.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.