Abdullah Ayan
Köşe Yazarı
Abdullah Ayan
 

Mersin’ e ‘Özel Destek Statüsü tanınması’ yasal olarak mümkün mü?

Aralarında Mersin Ticaret ve Sanayi Odası, ticaret Borsası, Deniz ticaret Odası gibi kuruluşların yer aldığı 47 temsilci bir araya gelip son depremlerden kendisi de etkilenen, üstelik deprem bölgelerinden aldığı yoğun göç olmak üzere kısa zamanda gerekli önlemler alınmazsa kaosa sürüklenme riski yüksek Mersin'e 'özel destek statüsü' tanınması talebinde bulunmuş... Kişiler, çeşitli platformlar sorunlar karşısında görüşlerini dile getirir, çeşitli çözüm önerilerinde bulunabilir.. Bu gayet doğal... Ancak bu kez yayınlanan deklarasyon altında kentin önemli STK' larının imzası olunca taleplerin dillendirildiği ifadeler daha bir önem ve anlam kazanıyor.. En başta belirtmek gerekiyor ki, Türkiye'de her türlü afete karşı alınacak önlemler, hayata geçirilecek düzenlemeler arasında 'Özel Destek Statüsü' diye bir uygulama, yasa yönetmelik anlamında bir kavram da yok... Cumhuriyet tarihinin en büyük afeti karşısında olduğumuz doğru... Yaraların sarılmasının yıllar alacağını kabullenmemiz gerekiyor… Ocağı sönen, tüm varlıklarını yitiren, hayata tutunmaya çalışacak milyonlarca insan yanında bu ülkede yaşayan herkes bilmeli ki: 'bundan böyle hiçbir şey eskisi gibi olmayacak'... Mersin yakınlığı yanında çeşitli avantajları itibariyle de bu altından kalkılması hayli zor felaketin yol açtığı göç dalgasından etkilenen kentlerin başında geliyor… Bu nedenle alt yapıdan ulaşıma, sağlıktan konut ihtiyacına kadar tüm stratejilerin, planlamaların ortaya çıkan yeni tablo karşısında sil baştan ele alınması zorunluluk… Zorunluluk karşısında merkezi yönetimin bir başka ifadeyle Erdoğan iktidarına da başta Büyükşehir Belediyesi olmak üzere yerel yönetimlere de düşen yükümlülükler derhal atılması gereken adımlar var… Bilim insanlarının dikkat çektiği olası bir Adana depreminin Mersin’ i nasıl etkileyeceğini düşünmek bile ürpertici… Bu gerçek karşısında çok acil eylem planı yapılması, önceliklerin buna göre yeniden belirlenmesi gerekiyor… Örneğin Mersin, kuraklığın da etkisiyle önümüzdeki günlerde susuzluk riskiyle karşı karşıya kalacaktı artık o tehlike yoğun göç nedeniyle çok daha ciddi… Bu durumda Büyükşehir Belediye Başkanı Seçer’ in de dillendirdiği “Pamukluk Barajından kente içme suyu sağlayacak isale hattının bir an önce bitirilmesi” tartışılmayacak kadar acil… Çözümü aslında çok kolay; projeye kaynak ayırmakta cimri davranan merkezi yönetim gerekirse başka yatırımlardan da kısacak ve yeterli ödeneği buraya aktaracak… Diğer bekleyen ve artık çok daha acil biçimde ele alınması gereken örneğin Mezitli Devlet Hastanesi ve benzeri projeler için de geçerli bu… Bu talepleri ortaya koymak, Ankara’ ya Mersinin feryadını daha yüksek sesle duyurmak gerekiyor… Ancak bunu ‘ayağı yere basan’ biçimde yapmak lazım… ‘Mersin’ e Özel Destek Statüsü tanınması’ diye bugüne kadar örneği olmayan üstelik yasal açıdan temellendirilmesi hayli güç bir taleple çıkmak yerine daha somut ve gerçekçi öneriler dillendirilmeli… Örneğin Afet bölge kapsamında yer alma, olağanüstü hal ilan edilen ve kalkınmada öncelikli iller arasına alınarak yatırım teşviklerinden bu çerçevede yararlanmak gibi uygulamada yeri olan talepler iktidar duymasa da en azından kamuoyunun desteği bakımından önemli… Bir ilin Afet kapsamına alınmasının pratikte ne anlama geldiğini aslında Mersin 2001 sel felaketi sonrası merkezi idarenin aktardığı ‘olağanüstü’ kaynaklarla gördü… Bu kez felaketin boyutu öylesine büyük, yara öylesine ağır ki, sesini duyurma konusunda zaten sorunlu olan Mersin’ e sıra gelir mi? Hayli zor ancak bu Mersin’ in yaşamakta olduğu ve daha da ağırlaşması kaçınılmaz sorunlarını güçlü biçimde ve öncelikleri dikkate alarak dillendirmeye engel olmamalı…    
Ekleme Tarihi: 27 Şubat 2023 - Pazartesi

Mersin’ e ‘Özel Destek Statüsü tanınması’ yasal olarak mümkün mü?

Aralarında Mersin Ticaret ve Sanayi Odası, ticaret Borsası, Deniz ticaret Odası gibi kuruluşların yer aldığı 47 temsilci bir araya gelip son depremlerden kendisi de etkilenen, üstelik deprem bölgelerinden aldığı yoğun göç olmak üzere kısa zamanda gerekli önlemler alınmazsa kaosa sürüklenme riski yüksek Mersin'e 'özel destek statüsü' tanınması talebinde bulunmuş...

Kişiler, çeşitli platformlar sorunlar karşısında görüşlerini dile getirir, çeşitli çözüm önerilerinde bulunabilir..

Bu gayet doğal...

Ancak bu kez yayınlanan deklarasyon altında kentin önemli STK' larının imzası olunca taleplerin dillendirildiği ifadeler daha bir önem ve anlam kazanıyor..

En başta belirtmek gerekiyor ki, Türkiye'de her türlü afete karşı alınacak önlemler, hayata geçirilecek düzenlemeler arasında 'Özel Destek Statüsü' diye bir uygulama, yasa yönetmelik anlamında bir kavram da yok...

Cumhuriyet tarihinin en büyük afeti karşısında olduğumuz doğru...

Yaraların sarılmasının yıllar alacağını kabullenmemiz gerekiyor…

Ocağı sönen, tüm varlıklarını yitiren, hayata tutunmaya çalışacak milyonlarca insan yanında bu ülkede yaşayan herkes bilmeli ki: 'bundan böyle hiçbir şey eskisi gibi olmayacak'...

Mersin yakınlığı yanında çeşitli avantajları itibariyle de bu altından kalkılması hayli zor felaketin yol açtığı göç dalgasından etkilenen kentlerin başında geliyor…

Bu nedenle alt yapıdan ulaşıma, sağlıktan konut ihtiyacına kadar tüm stratejilerin, planlamaların ortaya çıkan yeni tablo karşısında sil baştan ele alınması zorunluluk…

Zorunluluk karşısında merkezi yönetimin bir başka ifadeyle Erdoğan iktidarına da başta Büyükşehir Belediyesi olmak üzere yerel yönetimlere de düşen yükümlülükler derhal atılması gereken adımlar var…

Bilim insanlarının dikkat çektiği olası bir Adana depreminin Mersin’ i nasıl etkileyeceğini düşünmek bile ürpertici…

Bu gerçek karşısında çok acil eylem planı yapılması, önceliklerin buna göre yeniden belirlenmesi gerekiyor…

Örneğin Mersin, kuraklığın da etkisiyle önümüzdeki günlerde susuzluk riskiyle karşı karşıya kalacaktı artık o tehlike yoğun göç nedeniyle çok daha ciddi…

Bu durumda Büyükşehir Belediye Başkanı Seçer’ in de dillendirdiği “Pamukluk Barajından kente içme suyu sağlayacak isale hattının bir an önce bitirilmesi” tartışılmayacak kadar acil…

Çözümü aslında çok kolay; projeye kaynak ayırmakta cimri davranan merkezi yönetim gerekirse başka yatırımlardan da kısacak ve yeterli ödeneği buraya aktaracak…

Diğer bekleyen ve artık çok daha acil biçimde ele alınması gereken örneğin Mezitli Devlet Hastanesi ve benzeri projeler için de geçerli bu…

Bu talepleri ortaya koymak, Ankara’ ya Mersinin feryadını daha yüksek sesle duyurmak gerekiyor…

Ancak bunu ‘ayağı yere basan’ biçimde yapmak lazım…

‘Mersin’ e Özel Destek Statüsü tanınması’ diye bugüne kadar örneği olmayan üstelik yasal açıdan temellendirilmesi hayli güç bir taleple çıkmak yerine daha somut ve gerçekçi öneriler dillendirilmeli…

Örneğin Afet bölge kapsamında yer alma, olağanüstü hal ilan edilen ve kalkınmada öncelikli iller arasına alınarak yatırım teşviklerinden bu çerçevede yararlanmak gibi uygulamada yeri olan talepler iktidar duymasa da en azından kamuoyunun desteği bakımından önemli…

Bir ilin Afet kapsamına alınmasının pratikte ne anlama geldiğini aslında Mersin 2001 sel felaketi sonrası merkezi idarenin aktardığı ‘olağanüstü’ kaynaklarla gördü…

Bu kez felaketin boyutu öylesine büyük, yara öylesine ağır ki, sesini duyurma konusunda zaten sorunlu olan Mersin’ e sıra gelir mi?

Hayli zor ancak bu Mersin’ in yaşamakta olduğu ve daha da ağırlaşması kaçınılmaz sorunlarını güçlü biçimde ve öncelikleri dikkate alarak dillendirmeye engel olmamalı…

 

 

Yazıya ifade bırak !
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve inovatifhaber.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.