Harun Arslan
Köşe Yazarı
Harun Arslan
 

Nükleer Santral Ve Balık Çiftliklerinde Son Çaba

Nükleer Santral Ve Balık Çiftliklerinde Son Çaba   Her türlü karşı çıkılmasına rağmen Türkiye’nin en büyük projesi Akkuyu Nükleer Santral inşaatı hızla devam ediyor.   Yine karşı çıkılan Balık Çiftlikleri kuruluyor. “Balık Çiftlikleri”nin başka illerde 600 m. civarında olan sahilden uzaklığı, burada 2 bin metreye kadar çıkarıldı. Bu amaçla Silifke’de iki fabrika kuruldu ve işçi alımına başladı. Proje bölge ekonomisine ve istihdamına katkı vermeye başladı.   İlginçtir ki itiraz sesleri iyice azalmış, projeler normal seyrinde giderken birden balık çiftliklerine itiraz uzunca bir aradan sonra tekrarlanıyor.   Nükleer santral inşaatında da bir çatlak oluştuğu söylentisi yayılıyor ve bir takım Mersin basını da bu duyumu yayımlıyor. Bununla ilgili bizzat Nükleer Santral yetkilileri ile görüştüm. Kimsenin böyle bir konudan haberi yok. Teknik ve bilimsel olarak da bunun mümkün olmayacağını anlattılar.   Şimdi neden bu iki konunun son bir ay içerisinde, daha doğrusu yerel yönetim seçimlerinin hemen sonrasında ortaya çıktığının sebebini düşünelim. Olay tamamen yeni Büyükşehir Belediye Başkanı’nı etkilemek amaçlıdır. Bu konuda başarılı da olunmuş ve Başkandan balık çiftliklerine karşı açılan davada müdahil olması sağlanmıştır.   Aslında aynı durum geçen dönemki Belediye Başkanının da ilk günlerinde ortaya konmuştur. O da etki altında kalarak Nükleer Santralin karşısında olduğunu, bunun için mücadele edeceğini belirtmişti. Tabii bu, bir sonuç alınmayacağını bilerek halka hoş görünmek için yapılan bir formalite tepki idi.    İstihdamı arttırmaya, yoksulluğa karşı mücadele etmeye yönelik seçim vaatleri olan yeni Büyükşehir Belediye Başkanı’nın bu tutumu çelişki yaratsa da, sanırım bu sonuçsuz çabanın da formaliteden öteye gitmeyeceği görülecektir.   Kentin dev sorunları varken sonuçsuz çalışmalarla enerjinin harcanması ve bu şehrin kalkınmasının geciktirilmesi kentimize zarar verecektir. Kentle ilgili böylesine dev yatırımlar, kör ideolojik direnişlere vesile edildikçe, belki de faydalı olunacak bazı eleştirilerden de uzak kalınıyor. Özellikle çevre konusu uluslararası siyasetin, emperyalist metropol ülkelerle dünyanın geri kalanları arasında güç savaşının konusudur. Kapitalist üretim teknolojisi sınır ve yasa tanımadan, özellikle de sağlık koşullarını acımasızca çiğneyerek büyümeyi sürdürürken, dahası uluslararası düzeyde ilgili sorumluluklardan kaçarken, bizim gibi ülkelerde her yatırıma karşı çıkmaktan öte bir işlevi olmayan güya çevreci örgütlere finans sağlamaya devam ediyorlar. Ama hayat kendi doğruları üzerinden devam ediyor, edecektir. Yapıcı, onarıcı ve geliştirici eleştiriler elbette kıymetlidir; ama bu da bilgi, araştırma ve siyasetin ötesinde bir kavrayış gerektirir. Ülke için, kent için hayatî önem taşıyan, sosyo-ekonomik faydası açık olan yatırımların sloganlarla, bağırıp çağırmayla geciktirilmesi belki mümkün olabiliyor; ama işte hayat kendi hakikatiyle devam ediyor. Değerli kamu yöneticilerimizin de meseleleri kısa ve kısır kör siyasi kaygıları okşayan popülist söylemlerle değil, gerçekçi yaklaşımlarla değerlendirmesi gerekiyor. (10 yıl önce çıkan bir gazete haberi, Mersin ekonomisinin neden ve nasıl kaybettiğini gösteriyor. Bu yatırım Mersin yerine Dubai ve Tunus’a yapıldı. Halen sorunsuz iki ülkeye ekonomik fayda sağlayarak sürüyor )   HARUN ARSLAN........18 Haziran  2019
Ekleme Tarihi: 19 Haziran 2019 - Çarşamba

Nükleer Santral Ve Balık Çiftliklerinde Son Çaba

Nükleer Santral Ve Balık Çiftliklerinde Son Çaba

 

Her türlü karşı çıkılmasına rağmen Türkiye’nin en büyük projesi Akkuyu Nükleer Santral inşaatı hızla devam ediyor.

 

Yine karşı çıkılan Balık Çiftlikleri kuruluyor.

“Balık Çiftlikleri”nin başka illerde 600 m. civarında olan sahilden uzaklığı, burada 2 bin metreye kadar çıkarıldı.

Bu amaçla Silifke’de iki fabrika kuruldu ve işçi alımına başladı.

Proje bölge ekonomisine ve istihdamına katkı vermeye başladı.

 

İlginçtir ki itiraz sesleri iyice azalmış, projeler normal seyrinde giderken birden balık çiftliklerine itiraz uzunca bir aradan sonra tekrarlanıyor.

 

Nükleer santral inşaatında da bir çatlak oluştuğu söylentisi yayılıyor ve bir takım Mersin basını da bu duyumu yayımlıyor.

Bununla ilgili bizzat Nükleer Santral yetkilileri ile görüştüm.

Kimsenin böyle bir konudan haberi yok.

Teknik ve bilimsel olarak da bunun mümkün olmayacağını anlattılar.

 

Şimdi neden bu iki konunun son bir ay içerisinde, daha doğrusu yerel yönetim seçimlerinin hemen sonrasında ortaya çıktığının sebebini düşünelim.

Olay tamamen yeni Büyükşehir Belediye Başkanı’nı etkilemek amaçlıdır.

Bu konuda başarılı da olunmuş ve Başkandan balık çiftliklerine karşı açılan davada müdahil olması sağlanmıştır.

 

Aslında aynı durum geçen dönemki Belediye Başkanının da ilk günlerinde ortaya konmuştur.

O da etki altında kalarak Nükleer Santralin karşısında olduğunu, bunun için mücadele edeceğini belirtmişti. Tabii bu, bir sonuç alınmayacağını bilerek halka hoş görünmek için yapılan bir formalite tepki idi. 

 

İstihdamı arttırmaya, yoksulluğa karşı mücadele etmeye yönelik seçim vaatleri olan yeni Büyükşehir Belediye Başkanı’nın bu tutumu çelişki yaratsa da, sanırım bu sonuçsuz çabanın da formaliteden öteye gitmeyeceği görülecektir.

 

Kentin dev sorunları varken sonuçsuz çalışmalarla enerjinin harcanması ve bu şehrin kalkınmasının geciktirilmesi kentimize zarar verecektir.

Kentle ilgili böylesine dev yatırımlar, kör ideolojik direnişlere vesile edildikçe, belki de faydalı olunacak bazı eleştirilerden de uzak kalınıyor. Özellikle çevre konusu uluslararası siyasetin, emperyalist metropol ülkelerle dünyanın geri kalanları arasında güç savaşının konusudur. Kapitalist üretim teknolojisi sınır ve yasa tanımadan, özellikle de sağlık koşullarını acımasızca çiğneyerek büyümeyi sürdürürken, dahası uluslararası düzeyde ilgili sorumluluklardan kaçarken, bizim gibi ülkelerde her yatırıma karşı çıkmaktan öte bir işlevi olmayan güya çevreci örgütlere finans sağlamaya devam ediyorlar.

Ama hayat kendi doğruları üzerinden devam ediyor, edecektir. Yapıcı, onarıcı ve geliştirici eleştiriler elbette kıymetlidir; ama bu da bilgi, araştırma ve siyasetin ötesinde bir kavrayış gerektirir.

Ülke için, kent için hayatî önem taşıyan, sosyo-ekonomik faydası açık olan yatırımların sloganlarla, bağırıp çağırmayla geciktirilmesi belki mümkün olabiliyor; ama işte hayat kendi hakikatiyle devam ediyor.

Değerli kamu yöneticilerimizin de meseleleri kısa ve kısır kör siyasi kaygıları okşayan popülist söylemlerle değil, gerçekçi yaklaşımlarla değerlendirmesi gerekiyor.

(10 yıl önce çıkan bir gazete haberi, Mersin ekonomisinin neden ve nasıl kaybettiğini gösteriyor. Bu yatırım Mersin yerine Dubai ve Tunus’a yapıldı. Halen sorunsuz iki ülkeye ekonomik fayda sağlayarak sürüyor )

 

HARUN ARSLAN........18 Haziran  2019

Yazıya ifade bırak !
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve inovatifhaber.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.