Abdullah Ayan
Köşe Yazarı
Abdullah Ayan
 

Seçimle gelenin seçimle gitmemesi…

Demokrasi sayesinde geliyorlar ama demokratik yöntemlerle gönderilmeyi sindiremiyor, kalkıp gitmeyi bilmiyorlar… Çarpıcı örneği Trump idi.. Demokrasi vahası olmakla övünen ABD’ ye seçim sisteminin azizliği sayesinde daha az oy almasına rağmen başkan seçilirken kendisi ve destekleyen taraftarları ortada sorun yoktu.. Oysa 2020’ de seçimi kaybetmeyi içine sindiremedi. Mızıkçılık yapacağını daha seçimden önce de göstermiş, adil biçimde uygulanan örneğin elektronik oy kullanma ve benzeri kimi yöntemlere kendisinden çok rakibine yarayacağı hesabıyla sürekli itiraz etmişti… 2016’ da Hillary Clinton 66 milyon oy alırken 63 milyonda* kalan Trump için demokrasi sadece kendisine yol verdiği sürece kullanılacak bir araçtı… 2020’ de Demokratların adayı Biden ile girdiği yarışta rakibi 81 milyon oy alırken 74 milyon oyla* bir kez daha seçmen desteği anlamında geriye düşmekle kalmadı. Bu kez Seçici Kurul delege sayısı bakımından da talih ona gülmedi. Çekirge ikinci kez sıçramayınca 4 yıllık başkanlık macerası hüsranla sonuçlandı. Sonuçlandı sonuçlanmasına da Trump yenilgiyi centilmence kabul etti mi? Aksine başkanlık dönemi boyunca tuvalette oturduğu yerden attığı tweetlerle dünyayı sarstığı havasına giren megaloman yeni tweet mesajlarıyla; ‘seçimleri kazananın kendisi olduğunu, bu seçimlerin bitmediğini’ söylemekte ısrar edip durdu… Trump gibiler için demokrasi onlara alan açtıkça vardı ve seçimler onlar kazandıkça meşru… Ezici sonuçlara rağmen yenilgiyi içine sindirmedi ve asıl çılgın çıkışı Biden’ in yemin törenine iki hafta kala 6 Ocak 2021’ de yaptı.. Taraftarlarına Kongre Binasını basmalarıyla sonuçlanacak o dramatik çağrıyı yaptı… Sonrasını tüm dünya gibi şaşkınlık ötesinde kâbus ötesi şok içinde izledik… Bugünlerde kurulan soruşturma komisyonu çalışmalarını bitirmek üzere ve tanık sanık ifadeleri yanında elde edilen bilgi belgeler Trump’ ın demokrasiye kast edecek kadar gözü dönmüş Vandalları kışkırtmaktan da öte organize ettiğine dair ciddi bir tabloya işaret ediyor… Nereden nereye demeyin! ABD geçmişte de olsa eski Başkanın hapse düşmesi halinde nasıl bir yol izleneceğini tartışıyor bugün… Örneğin CIA eski başkanları ölünceye kadar korumakla yükümlü… Bu durumda yargılanır ve suçlu bulunursa hapishaneye koyulacak Trump’ ın korumaları da mı onunla birlikte mi kalacak? Yoksa özel durumundan dolayı özel cezaevi mi tahsis edilecek? Şaka gibi ama gerçek… Seçimle gelenin seçimle gitmesi demokrasinin temel ve yadsınamaz ilkesi demiştim… Demokrasiyi hedefine ulaşma aracı olarak kullanıp işi bittiğinde rafa kaldırmayı denemeye kalkanların dünyada yol açtığı derin yaralar, yarattığı travmalar… Milyonlarca insanın hayatına mal olan ikinci dünya savaşının failleri Mussolini, Hitler gibilerle faşizmi mahkûm edip, ödediği bedellerin ışığında ‘bir daha asla’ diyen milyonlarca insanın aklına üstelik Amerika Birleşik Devletleri gibi bir ülkede Trump gibi yarı deli megaloman biriyle karşılaşmak gelir miydi? Trump’ ı ABD’ nin başına bela eden Cumhuriyetçiler sadece ülkeye bedel ödetmediler, bugün o cephe bile kendi içinde kutuplara ayrılmış durumda. O kadar ki, Temsilciler Meclisi başkanını seçmek için yeterince oyları varken, 15 Cumhuriyetçi vekil partinin gösterdiği adayı günlerce seçtirmedi ve ülke tarihinde benzeri görülmemiş biçimde seçim 15 tur sürdü… ABD, yaşadığı deneyi hafif hasarla atlatmayı bildi… Ve sandıkla geleni, tüm ayak sürümelerine karşı çıktığı sandığa gömdü… Gömdü gömmesine de hayli ilginç deneylere tanık olduğumuz bu dönemde şimdi de Brezilya ve seçimi kaybeden Bolsonaro’ nun terk edip kaçtığı ülkesinde kışkırtılan fanatik taraftarlarının Parlamento ve Yüksek Mahkeme baskınlarına tanık oluyoruz… Yıllar önce halkın iradesiyle gelip seçimle gitmesini bilen ve yeniden seçmenin başımıza geç dediği Lula’ ya karşı kışkırtılan Bolsonaro taraftarı Vandallar.. Ortaçağ Avrupa’ sındaki Castello ile Calvin öyküsünün yeni versiyonları ile mi karşı karşıyayız diye sormadan edemiyor insan… Brezilya’ da demokrasiye kasteden gözü dönmüşlerin yol açtığı son durum ve nedenleri sonraki makale konusu olsun… *2016 seçimleri: D. Trump: 62,984,825 (%46,1) Hillary Clinton: 65,853,516 (%48,2) 2020 Seçimleri: D. Trump 74,216,154 (%46,9) Biden: 81,268,924 (%50,3)    
Ekleme Tarihi: 12 Ocak 2023 - Perşembe

Seçimle gelenin seçimle gitmemesi…

Demokrasi sayesinde geliyorlar ama demokratik yöntemlerle gönderilmeyi sindiremiyor, kalkıp gitmeyi bilmiyorlar…

Çarpıcı örneği Trump idi..

Demokrasi vahası olmakla övünen ABD’ ye seçim sisteminin azizliği sayesinde daha az oy almasına rağmen başkan seçilirken kendisi ve destekleyen taraftarları ortada sorun yoktu..

Oysa 2020’ de seçimi kaybetmeyi içine sindiremedi. Mızıkçılık yapacağını daha seçimden önce de göstermiş, adil biçimde uygulanan örneğin elektronik oy kullanma ve benzeri kimi yöntemlere kendisinden çok rakibine yarayacağı hesabıyla sürekli itiraz etmişti…

2016’ da Hillary Clinton 66 milyon oy alırken 63 milyonda* kalan Trump için demokrasi sadece kendisine yol verdiği sürece kullanılacak bir araçtı…

2020’ de Demokratların adayı Biden ile girdiği yarışta rakibi 81 milyon oy alırken 74 milyon oyla* bir kez daha seçmen desteği anlamında geriye düşmekle kalmadı. Bu kez Seçici Kurul delege sayısı bakımından da talih ona gülmedi. Çekirge ikinci kez sıçramayınca 4 yıllık başkanlık macerası hüsranla sonuçlandı.

Sonuçlandı sonuçlanmasına da Trump yenilgiyi centilmence kabul etti mi?

Aksine başkanlık dönemi boyunca tuvalette oturduğu yerden attığı tweetlerle dünyayı sarstığı havasına giren megaloman yeni tweet mesajlarıyla; ‘seçimleri kazananın kendisi olduğunu, bu seçimlerin bitmediğini’ söylemekte ısrar edip durdu…

Trump gibiler için demokrasi onlara alan açtıkça vardı ve seçimler onlar kazandıkça meşru…

Ezici sonuçlara rağmen yenilgiyi içine sindirmedi ve asıl çılgın çıkışı Biden’ in yemin törenine iki hafta kala 6 Ocak 2021’ de yaptı..

Taraftarlarına Kongre Binasını basmalarıyla sonuçlanacak o dramatik çağrıyı yaptı…

Sonrasını tüm dünya gibi şaşkınlık ötesinde kâbus ötesi şok içinde izledik…

Bugünlerde kurulan soruşturma komisyonu çalışmalarını bitirmek üzere ve tanık sanık ifadeleri yanında elde edilen bilgi belgeler Trump’ ın demokrasiye kast edecek kadar gözü dönmüş Vandalları kışkırtmaktan da öte organize ettiğine dair ciddi bir tabloya işaret ediyor…

Nereden nereye demeyin!

ABD geçmişte de olsa eski Başkanın hapse düşmesi halinde nasıl bir yol izleneceğini tartışıyor bugün…

Örneğin CIA eski başkanları ölünceye kadar korumakla yükümlü…

Bu durumda yargılanır ve suçlu bulunursa hapishaneye koyulacak Trump’ ın korumaları da mı onunla birlikte mi kalacak?

Yoksa özel durumundan dolayı özel cezaevi mi tahsis edilecek?

Şaka gibi ama gerçek…

Seçimle gelenin seçimle gitmesi demokrasinin temel ve yadsınamaz ilkesi demiştim…

Demokrasiyi hedefine ulaşma aracı olarak kullanıp işi bittiğinde rafa kaldırmayı denemeye kalkanların dünyada yol açtığı derin yaralar, yarattığı travmalar…

Milyonlarca insanın hayatına mal olan ikinci dünya savaşının failleri Mussolini, Hitler gibilerle faşizmi mahkûm edip, ödediği bedellerin ışığında ‘bir daha asla’ diyen milyonlarca insanın aklına üstelik Amerika Birleşik Devletleri gibi bir ülkede Trump gibi yarı deli megaloman biriyle karşılaşmak gelir miydi?

Trump’ ı ABD’ nin başına bela eden Cumhuriyetçiler sadece ülkeye bedel ödetmediler, bugün o cephe bile kendi içinde kutuplara ayrılmış durumda. O kadar ki, Temsilciler Meclisi başkanını seçmek için yeterince oyları varken, 15 Cumhuriyetçi vekil partinin gösterdiği adayı günlerce seçtirmedi ve ülke tarihinde benzeri görülmemiş biçimde seçim 15 tur sürdü…

ABD, yaşadığı deneyi hafif hasarla atlatmayı bildi…

Ve sandıkla geleni, tüm ayak sürümelerine karşı çıktığı sandığa gömdü…

Gömdü gömmesine de hayli ilginç deneylere tanık olduğumuz bu dönemde şimdi de Brezilya ve seçimi kaybeden Bolsonaro’ nun terk edip kaçtığı ülkesinde kışkırtılan fanatik taraftarlarının Parlamento ve Yüksek Mahkeme baskınlarına tanık oluyoruz…

Yıllar önce halkın iradesiyle gelip seçimle gitmesini bilen ve yeniden seçmenin başımıza geç dediği Lula’ ya karşı kışkırtılan Bolsonaro taraftarı Vandallar..

Ortaçağ Avrupa’ sındaki Castello ile Calvin öyküsünün yeni versiyonları ile mi karşı karşıyayız diye sormadan edemiyor insan…

Brezilya’ da demokrasiye kasteden gözü dönmüşlerin yol açtığı son durum ve nedenleri sonraki makale konusu olsun…

*2016 seçimleri:

D. Trump: 62,984,825 (%46,1)

Hillary Clinton: 65,853,516 (%48,2)

2020 Seçimleri:

D. Trump 74,216,154 (%46,9)

Biden: 81,268,924 (%50,3)

 

 

Yazıya ifade bırak !
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve inovatifhaber.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.