Ahmet Akın
Köşe Yazarı
Ahmet Akın
 

Türkiye’nin Suriyeli Sığınmacılar Sorunu

Türkiye’deki Suriyeli sığınmacıların durumunu ve yaşadıkları problemleri görünür kılmak ve bu konuda toplumda bir bilinç oluşturmak önem arz ediyor. Gayri resmi rakamlara göre 5 milyondan fazla Suriyeli sığınmacıya ev sahipliği yapan Türkiye, dünyada  en çok sığınmacının bulunduğu ülke. Türkiye, 1951 tarihli Birleşmiş Milletler Mültecilerin Hukuki Statüsüne İlişkin Cenevre Sözleşmesi’ne taraf ülkelerden biri. Ancak sözleşme kapsamında Türkiye’nin koyduğu bir coğrafi sınırlama şerhi mevcut. Bu coğrafi kısıtlamaya göre Türkiye, sadece Avrupa’dan gelenlere mülteci statüsü verirken Avrupa ülkeleri dışından gelen ve sığınma talep eden kişilere "geçici sığınma" imkânı tanıyor. Daha açık bir ifadeyle Suriyeli göçmenler konusunda açık kapı politikası izleyen Türkiye, Suriyeli sığınmacılara "mülteci” statüsü vermiyor ancak özel bir “misafir” statüsü vererek “geçici koruma” sağlıyor. Türkiye’de bulunan Suriyeli sayısını il bazında incelediğimizde, İstanbul sahip olduğu Suriyeli sığınmacı sayısı ile birinci sırada karşımıza çıkıyor. İçişleri Bakanlığı’nın açıkladığı verilere göre, sığınmacı sayısı sıralamasında İstanbul’u takip eden iller sırasıyla Gaziantep, Şanlıurfa, Hatay, Adana, Mersin, Bursa, İzmir, Kilis ve Konya. Suriyelilerin yerli nüfusa oranla en yoğun yaşadığı il 80,61 ile Kilis. Kilis’i 26,56 ile Hatay, 21,58 ile Gaziantep ve 21,37 ile Şanlıurfa izliyor. Türkiye’nin hem siyasi hem de toplumsal hayatında önemli bir yeri olan Suriyeli sığınmacılar ile ilgili açıklamalar sık sık gündeme geliyor. Ancak, kaynaklar ve bilgiler son derece yetersiz. Sorumluların en çok söyledikleri söz; “Biz Suriyeli sığınmacılar için 40 milyar dolar harcadık” ya da “açarız kapıları ha!” oluyor. Hesabı nasıl yaptıklarını, nerelere ne harcadıklarını kimse bilmiyor. Türkiye’nin hiç gereği yokken Suriye iç savaşına taraf olmasının Türkiye’nin çıkarları ile değil siyasal iktidarın mezhepsel ve dinsel ittifakının kazanımı için olduğu ortaya çıkınca Suriyeli sığınmacılar sorunu daha büyük önem taşıyor. Uzmanların ve ilgili kurumların görüşüne göre Suriyeli misafirlerimizin dörtte üçünün ev sahibi olmaya hazırlandıkları anlaşılıyor. Yani en az 4 milyon Suriyeli Türkiye’yi mesken tutmaya kararlı. Bu çok ciddi bir sayı. Toplumsal kabul devreye sokulamazsa telafisi çok güç sorunlar oluşturur. Batı’nın Türkiye’yi sorunlarla baş başa bırakması da ayrı bir haksızlık. Suriye’deki iç savaşı onlar çıkardı sonuçlarına bizler katlanıyoruz. Suriyeli sığınmacılar halk için güvenlik tehdidi oluşturmadan Göç Eylem Planı’nın biran önce uygulamaya konulması gerekiyor. Evlerde oturan Suriyelilerden sokaklarda aylak aylak gezen Suriyeliler daha çok. Eğitimde, istihdamda, sosyal yaşamda ve sağlıkta uyum programlarının ciddi bir şekilde yaşama geçirilmesi gerekiyor. Kamu yönetimi bazı şeyler yapmaya çalışıyor ama son derece yetersiz. Türkiye hem Suriye’ye komşu olması, hem de dini ve milli yakınlık sebebiyle konunun tam merkezindedir. Bu sebeple konunun değişik yönleriyle ele alınması gerekir. ahmetakinmersin@gmail.com
Ekleme Tarihi: 17 Aralık 2019 - Salı

Türkiye’nin Suriyeli Sığınmacılar Sorunu

Türkiye’deki Suriyeli sığınmacıların durumunu ve yaşadıkları problemleri görünür kılmak ve bu konuda toplumda bir bilinç oluşturmak önem arz ediyor. Gayri resmi rakamlara göre 5 milyondan fazla Suriyeli sığınmacıya ev sahipliği yapan Türkiye, dünyada  en çok sığınmacının bulunduğu ülke.

Türkiye, 1951 tarihli Birleşmiş Milletler Mültecilerin Hukuki Statüsüne İlişkin Cenevre Sözleşmesi’ne taraf ülkelerden biri. Ancak sözleşme kapsamında Türkiye’nin koyduğu bir coğrafi sınırlama şerhi mevcut. Bu coğrafi kısıtlamaya göre Türkiye, sadece Avrupa’dan gelenlere mülteci statüsü verirken Avrupa ülkeleri dışından gelen ve sığınma talep eden kişilere "geçici sığınma" imkânı tanıyor.

Daha açık bir ifadeyle Suriyeli göçmenler konusunda açık kapı politikası izleyen Türkiye, Suriyeli sığınmacılara "mülteci” statüsü vermiyor ancak özel bir “misafir” statüsü vererek “geçici koruma” sağlıyor.

Türkiye’de bulunan Suriyeli sayısını il bazında incelediğimizde, İstanbul sahip olduğu Suriyeli sığınmacı sayısı ile birinci sırada karşımıza çıkıyor. İçişleri Bakanlığı’nın açıkladığı verilere göre, sığınmacı sayısı sıralamasında İstanbul’u takip eden iller sırasıyla Gaziantep, Şanlıurfa, Hatay, Adana, Mersin, Bursa, İzmir, Kilis ve Konya. Suriyelilerin yerli nüfusa oranla en yoğun yaşadığı il 80,61 ile Kilis. Kilis’i 26,56 ile Hatay, 21,58 ile Gaziantep ve 21,37 ile Şanlıurfa izliyor.

Türkiye’nin hem siyasi hem de toplumsal hayatında önemli bir yeri olan Suriyeli sığınmacılar ile ilgili açıklamalar sık sık gündeme geliyor. Ancak, kaynaklar ve bilgiler son derece yetersiz. Sorumluların en çok söyledikleri söz; “Biz Suriyeli sığınmacılar için 40 milyar dolar harcadık” ya da “açarız kapıları ha!” oluyor. Hesabı nasıl yaptıklarını, nerelere ne harcadıklarını kimse bilmiyor.

Türkiye’nin hiç gereği yokken Suriye iç savaşına taraf olmasının Türkiye’nin çıkarları ile değil siyasal iktidarın mezhepsel ve dinsel ittifakının kazanımı için olduğu ortaya çıkınca Suriyeli sığınmacılar sorunu daha büyük önem taşıyor. Uzmanların ve ilgili kurumların görüşüne göre Suriyeli misafirlerimizin dörtte üçünün ev sahibi olmaya hazırlandıkları anlaşılıyor. Yani en az 4 milyon Suriyeli Türkiye’yi mesken tutmaya kararlı. Bu çok ciddi bir sayı. Toplumsal kabul devreye sokulamazsa telafisi çok güç sorunlar oluşturur. Batı’nın Türkiye’yi sorunlarla baş başa bırakması da ayrı bir haksızlık. Suriye’deki iç savaşı onlar çıkardı sonuçlarına bizler katlanıyoruz.

Suriyeli sığınmacılar halk için güvenlik tehdidi oluşturmadan Göç Eylem Planı’nın biran önce uygulamaya konulması gerekiyor. Evlerde oturan Suriyelilerden sokaklarda aylak aylak gezen Suriyeliler daha çok. Eğitimde, istihdamda, sosyal yaşamda ve sağlıkta uyum programlarının ciddi bir şekilde yaşama geçirilmesi gerekiyor. Kamu yönetimi bazı şeyler yapmaya çalışıyor ama son derece yetersiz.

Türkiye hem Suriye’ye komşu olması, hem de dini ve milli yakınlık sebebiyle konunun tam merkezindedir. Bu sebeple konunun değişik yönleriyle ele alınması gerekir.

ahmetakinmersin@gmail.com

Yazıya ifade bırak !
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve inovatifhaber.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.