110 Milyar dolarlık enerji anlaşması ışığında ABD’ nin Kürtlerle stratejik ortaklık hamlesi…
110 Milyar dolarlık enerji anlaşması ışığında ABD’ nin Kürtlerle stratejik ortaklık hamlesi…
19 Mayıs 2025 günü Washington’ da imzalanan ve hacim itibariyle küresel enerji dünyası bakımından çok önemli sözleşme geçen zaman içinde köprülerin altından epeyi suların aktığını gösteriyor…
19 Mayıs 2025 günü Washington’ da imzalanan ve hacim itibariyle küresel enerji dünyası bakımından çok önemli sözleşme geçen zaman içinde köprülerin altından epeyi suların aktığını gösteriyor…
19 Mayıs 2025 tarihini ve bu anlaşmayı not edin..
Tarih önemli çünkü yakın dönemin tüm bölgeyi derinden etkileyecek önemli stratejik anlaşması Irak Kürdistan'ını temsilen Başbakan Mesrur Barzani ile iki ve ABD’ li şirket arasında ABD’ nin gözlemciliğinde Washington’ da imzalandı..
ABD’ nin ‘stratejik ortaklık’ tanımlamasıyla sözleşmeye resmen taraf olması sürecin fiilen yürütülmesi bakımından hayati önemde…
110 milyar dolarlık anlaşmanın 40 milyar doları doğalgaz ve 70 milyar doları petrol üretimini hedefliyor.
Bağdat merkezi hükümetinden bağımsız imzalanan ve şimdiden merkezi hükümetin ‘Irak anayasasına göre hiçbir geçerliliği olmadığı için tanımayacağız’ tezini dillendirdiği anlaşmanın asıl önemi ABD’ nin bir nevi rıza göstermesiyle önümüzdeki dönem bölgedeki dengelerin yeniden nasıl şekilleneceği yönünde ipuçları taşıması…
Bugüne kadar IKBY (Irak Kürdistan Bölgesel Yönetimi) ile Bağdat arasında süren petrol gelirlerinin paylaşımı kavgasına doğrudan müdahale etmeyen Washington’ un ABD’ li şirketlerce imzalanan 110 milyar dolarlık sözleşmelere üstelik ‘stratejik ortaklık tanımlamasının altını çizmişken, bigane kalma ihtimali çok zayıf….
IKBY ile Bağdat arasında anayasal hükümranlık haklarına varan petrol gelirlerinin paylaşımı ile ilgili uluslararası mecralara taşınan Türkiye temelli büyük ihtilaf yıllar önce Paris’ teki Tahkim mahkemesine taşınmış ve dava Türkiye aleyhine sonuçlanmıştı…
O davayı hatırlamakta yarar var:
Uzun yıllar Türkiye’ nin de merkezi Irak yönetimini bypass ederek doğrudan Kürdistan Bölgesel yönetimi ile ortak sürdürdüğü ve Kerkük’ten Yumurtalık boru hattına akıtılan petrol ticareti merkezi hükümetin Paris merkezli Uluslararası Tahkim’ e başvurması sonucu Türkiye aleyhine sonuçlanmış ve Türkiye 2023’ te 1,4 milyar dolar ödemeye mahkûm edilmişti.
Bunun üzerine Türkiye karara karşı ABD başkenti Washington Bölge İdare Mahkemesi’ ne başvurup karşı dava açmış, borç bir yana bir takım faiz hesaplamalarını gerekçe gösterip alacaklı olduğu iddiasını öne sürmüştü…
Kürdistan bölgesinden çıkarılıp Kerkük-Yumurtalık boru hattı üzerinden dünyaya pazarlanan yıllık 15-20 milyar dolarlık hacme ulaşan petrolden pay alma kavgası 2005 yılında kabul edilen Irak anayasasındaki hükümler nedeniyle hep tartışma konusu oldu…
ABD’ nin işgal ettiği Irak’ ta taraflara kabul ettirdiği federal anayasanın 111’inci Maddesindeki; “Irak’ta bulunan petrol ve doğal gaz, çeşitli bölge ve vilayetlerde yaşayan bütün Irak halkının malıdır” hükmü gayet açık…
Ancak aynı Anayasanın bir sonraki 112’inci maddesinde ise; “Federal Hükümet mevcut yataklardan çıkarılan petrol ve doğal gaz yönetimini Bölge Hükümetleri ve vilayetlerle birlikte yapar” ibaresi yer alıyor…
Yasal, anayasal hükümlerin çok ta işlemediği Ortadoğu’da petrol temelli IKBY ile Bağdat arasındaki ilişkiyi kısaca şöyle özetlemek mümkün;
Kürdistan bölgesinden sevk edilen petrolden elde edilecek gelirin yüzde 12,6’ sı IKBY özerk yönetimine bırakıldıktan sonra geri kalan para Bağdat hükümetine aktarmak, merkezi hükümet te, Kürdistan bölgesindeki yatırımlara kaynak ayırmak, maaşları karşılamakla yükümlü…
Oysa Bağdat yönetimi 2010’dan sonraki süreçte Kürdistan Bölgesi’ne çok ağır ekonomik ve siyasi ambargolar uygularken, Erbil, ekonomik olarak ayakta durabilmek için petrol ihracatına yönelik adımlar atmakla kalmadı…
Barzani 2017’ de Kürdistan bölgesinin Irak’ tan ayrılarak bağımsızlığını ilan etmesi yönünde tarihi girişimde bulunurken o girişime en şiddetli tepkiyi ABD ve Bağdat’ ı pas geçerek Kürdistan petrolünü IKBY üzerinden alan Türkiye göstermişti…
19 Mayıs 2025 günü Washington’ da imzalanan ve hacim itibariyle küresel enerji dünyası bakımından çok önemli sözleşme geçen zaman içinde köprülerin altından epeyi suların aktığını gösteriyor…
Bağdat üzerinde çok etkin güce sahip İran, Hamas’ ın İsrail’ e saldırısı ardından tüm bölgenin değişen dengeleri, Lübnan’ da Hizbullah’ a vurulan ağır darbe ve Suriye’ de Esad’ ın devrilmesi sonucu kolu kanadı kırılmış durumda…
Buna karşın Irak ve Suriye Kürtleri ABD’ nin yeni stratejik müttefikleri gibi görünüyor…
Kürdistan bölgesindeki petrol üzerinde anayasa hükümlerini de göstererek hak iddia eden Bağdat geçmişte Türkiye’ yi Uluslararası Tahkim’ de tazminata mahkûm etmişti ama ABD’ ye karşı benzer bir yola başvurabilir mi?
ABD’ nin gazabını göze alabilir mi?
Sorulara yanıt aramak bile beyhude çaba…
Evrensel anlamda tüm mekanizmaların haklıdan değil güçlüden yana işlediği gerçeğiyle karşı karşıyayız ve belli ki, yeni bir dünya düzeni kuruluncaya kadar bugünkü kaotik süreç böyle gidecek…
Bu nedenle Kürdistan Bölgesi ile Amerikalı enerji şirketleri Western Zagros ve HKN Energy arasında ABD ile Kürdistan Bölgesi Başbakanı Mesrur Barzani' nin görüşmeleri sonucu imzalanan tarihi anlaşmayı bu perspektifle ele almak gerekiyor…
İmza töreninde tarafların dillendirdiği ‘stratejik ortaklığı güçlendiren anlaşma’ tanımı bu bakımdan tarihi önem taşıyor..
Anlaşma özellikle Lübnan Hizbullah’ nın tüm gücünü yitirmesi ve Suriye' de Esad' ın devrilmesiyle bölgedeki etkinliği zayıflayan İran' ın yıllardır Irak merkezi hükümeti üzerinde kurduğu baskıyla Irak Kürdistan' ının bağımsız biçimde petrol ve doğalgaz sevkiyatını engelleme çabalarına da ağır bir darbe anlamına da geliyor…
Anlaşmanın imzalandığı tarihte Süleymaniye' yi kontrol eden KYB lideri Bafel Talabani' nin de Washington' da olması KYB ve KDP arasındaki çatışmanın da sona ermekte olduğunu göstermesi bakımından ilginç..
Petrol ve doğalgaz denizi üzerinde oturmasına rağmen yokluk çeken Irak Kürdistan bölgesinin, ABD' li şirketler sayesinde petrol ve doğalgaz sevkiyatına başlaması önümüzdeki dönemde Irak-Suriye ekseninde çok büyük değişimlere de gebe..
PKK' nın Öcalan çağrısıyla örgütü feshedip silahlara veda demesini de bu perspektiften okumakta yarar var...
11 Şubat günü sosyal medyada paylaştığım analizde İngiliz devi BP ile Fransız Total' ın kürdistan bölgesine toplam 57 milyar dolarlık petrol üretimi amaçlı anlaşmalar imzaladığı bilgisi ışığında aşağıdaki değerlendirmeyi yapmıştım:
"Sykes-Picot sınırları çökse' de o paylaşımın aktörleri yeni yüzleriyle sahalara döndü..
İngiliz BP ile birlikte Fransız Total Enerji' de Irak' a avdet etti.
Total 27 milyar dolarlık çok kapsamlı projeleri hayata geçirecek..
Fransız şirketler Suriye limanlarını işletmeye başladı"
ABD'nin 110, İngiltere ve Fransa'nın 57 milyar dolarlık yatırımla kolları sıvayacağı ve yan sektörlerle birlikte Kürdistan bölgesini ilk etapta 500 milyar doları bulacak yatırıma boğacağı süreç istikrarsızlığı, güvenlik boyutuyla riskleri kaldırır mı?
Soruların yanıtı aynı zamanda Erdoğan-Bahçeli' nin 'terörsüz Türkiye' olarak adlandırdıkları yeni barış süreciyle de doğrudan bağlantılı olabileceği olasılığını güçlendirmiyor mu?
Gelin de o tespite katılmayın;
"Ortadoğuda hiçbir şey tesadüfi değildir.."
Abdullah AYAN
Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.