İYİ Parti Mersin Milletvekili Burhanettin Kocamaz: “215 Sıra Sayılı Kanun Teklifi Çevre, Hukuk ve Mülkiyet İlkelerine Aykırı”

Siyaset 17.07.2025 - 12:00, Güncelleme: 17.07.2025 - 12:00
 

İYİ Parti Mersin Milletvekili Burhanettin Kocamaz: “215 Sıra Sayılı Kanun Teklifi Çevre, Hukuk ve Mülkiyet İlkelerine Aykırı”

İYİ Parti Mersin Milletvekili Burhanettin Kocamaz, TBMM Genel Kurulu’nda görüşülen 215 Sıra Sayılı Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi’nin birinci bölümü üzerine İYİ Parti Grubu adına söz aldı.

Kocamaz, teklifin içeriğinde çevre hukuku, anayasal mülkiyet hakları, kamu denetimi ve şeffaflık ilkeleri açısından ciddi sakıncalar barındırdığını ifade etti. Kocamaz, teklifin yenilenebilir enerji yatırımlarını teşvik ve madencilikte bürokratik işlemleri kolaylaştırma gerekçeleriyle sunulmasına rağmen, özellikle çevresel ve toplumsal hassasiyetleri göz ardı ettiğini ve Anayasa ile güvence altına alınmış birçok hakkı zedelediğini söyledi. “Kamu Yararı ve Denetim Mekanizmaları Ortadan Kaldırılıyor” Teklifte, Maden ve Petrol İşleri Genel Müdürlüğü aracılığıyla doğal kaynakların özel sektöre sınırsız şekilde tahsisinin kolaylaştırıldığını belirten Kocamaz, bu durumun kamu yararını gözeten denetim ve halk katılımı süreçlerini işlevsiz hale getirdiğini ifade etti. Çevresel Etki Değerlendirme (ÇED) süreçlerinin formaliteye dönüştüğünü vurgulayan Kocamaz, “Yeterince incelenmeden verilen ÇED raporları, özellikle orman, tarım arazileri, zeytinlikler ve su kaynakları üzerinde geri dönüşü olmayan çevre tahribatlarına yol açacaktır,” dedi. Rehabilitasyon Bedeli ve Fon Sistemi Eleştirisi Kocamaz, çevre ile uyum teminatının kaldırılarak yerine getirilen “rehabilitasyon bedeli” uygulamasını da eleştirerek, bu bedelin kullanım yetkisinin dört bakan ve Cumhurbaşkanı Yardımcısından oluşan bir kurula verilmesini, bilim insanları ve sivil toplumun bu sürecin dışında bırakılmasını ciddi bir demokrasi ve şeffaflık sorunu olarak nitelendirdi. “Devlet Ormanları Şirketlere Devredilebilecek” Kocamaz, düzenleme ile Orman Genel Müdürlüğü’nün ormanlık alanlara bedelsiz izin verme yetkisinin yatırımcı lehine genişletildiğini, bunun Anayasa’nın 169. maddesine açıkça aykırı olduğunu vurguladı. Ayrıca resmi kurumların, ÇED sürecinde üç ay içinde görüş bildirmemesi halinde otomatik olarak “olumlu görüş” vermiş sayılacak olmasını da anayasal denetim ilkesine aykırı buldu. Kritik Madenler ve Acele Kamulaştırma Endişesi Kanun teklifinde, “stratejik” ve “kritik” madenler için acele kamulaştırma yolunun açıldığını belirten Kocamaz, hangi madenlerin bu kapsamda olacağının açıkça tanımlanmadığını, kararın tamamen Cumhurbaşkanlığı’na bırakıldığını söyledi. Bu durumun, kırsal bölgelerde halkın rızası olmaksızın topraklarından edilme riskini doğuracağını ve özel mülkiyet güvencesini ortadan kaldıracağını dile getirdi. Zeytinlikler Tehlikede Kocamaz, teklifin zeytinliklerle ilgili maddelerini de sert şekilde eleştirdi. “Kömür madenciliği için zeytin ağaçlarının taşınması veya kesilmesi planlanmakta, 3573 sayılı Zeytincilik Kanunu ise fiilen yok sayılmaktadır,” diyen Kocamaz, özellikle Mersin gibi illerde yaşanan zeytin ağacı kesimlerinin köylüler için büyük bir mağduriyet yarattığını ifade etti. “Bu Ne Perhiz, Bu Ne Lahana Turşusu!” Kocamaz, aynı Bakanlığın geçmişte orman vasfını yitirmiş alanlara zeytin dikimi için tahsis yaptığını hatırlatarak, şimdi ise 60-70 yıllık ağaçların kesilmesini eleştirdi. Zeytinliklerin korunması gerektiğini ve köylülerin haklarının savunulmasının devletin görevi olduğunu belirtti. Kocamaz, konuşmasının sonunda “Yüce Meclis’i ve Aziz Milletimizi saygıyla selamlıyorum” diyerek sözlerini tamamladı.
İYİ Parti Mersin Milletvekili Burhanettin Kocamaz, TBMM Genel Kurulu’nda görüşülen 215 Sıra Sayılı Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi’nin birinci bölümü üzerine İYİ Parti Grubu adına söz aldı.

Kocamaz, teklifin içeriğinde çevre hukuku, anayasal mülkiyet hakları, kamu denetimi ve şeffaflık ilkeleri açısından ciddi sakıncalar barındırdığını ifade etti.

Kocamaz, teklifin yenilenebilir enerji yatırımlarını teşvik ve madencilikte bürokratik işlemleri kolaylaştırma gerekçeleriyle sunulmasına rağmen, özellikle çevresel ve toplumsal hassasiyetleri göz ardı ettiğini ve Anayasa ile güvence altına alınmış birçok hakkı zedelediğini söyledi.

“Kamu Yararı ve Denetim Mekanizmaları Ortadan Kaldırılıyor”

Teklifte, Maden ve Petrol İşleri Genel Müdürlüğü aracılığıyla doğal kaynakların özel sektöre sınırsız şekilde tahsisinin kolaylaştırıldığını belirten Kocamaz, bu durumun kamu yararını gözeten denetim ve halk katılımı süreçlerini işlevsiz hale getirdiğini ifade etti.

Çevresel Etki Değerlendirme (ÇED) süreçlerinin formaliteye dönüştüğünü vurgulayan Kocamaz, “Yeterince incelenmeden verilen ÇED raporları, özellikle orman, tarım arazileri, zeytinlikler ve su kaynakları üzerinde geri dönüşü olmayan çevre tahribatlarına yol açacaktır,” dedi.

Rehabilitasyon Bedeli ve Fon Sistemi Eleştirisi

Kocamaz, çevre ile uyum teminatının kaldırılarak yerine getirilen “rehabilitasyon bedeli” uygulamasını da eleştirerek, bu bedelin kullanım yetkisinin dört bakan ve Cumhurbaşkanı Yardımcısından oluşan bir kurula verilmesini, bilim insanları ve sivil toplumun bu sürecin dışında bırakılmasını ciddi bir demokrasi ve şeffaflık sorunu olarak nitelendirdi.

“Devlet Ormanları Şirketlere Devredilebilecek”

Kocamaz, düzenleme ile Orman Genel Müdürlüğü’nün ormanlık alanlara bedelsiz izin verme yetkisinin yatırımcı lehine genişletildiğini, bunun Anayasa’nın 169. maddesine açıkça aykırı olduğunu vurguladı. Ayrıca resmi kurumların, ÇED sürecinde üç ay içinde görüş bildirmemesi halinde otomatik olarak “olumlu görüş” vermiş sayılacak olmasını da anayasal denetim ilkesine aykırı buldu.

Kritik Madenler ve Acele Kamulaştırma Endişesi

Kanun teklifinde, “stratejik” ve “kritik” madenler için acele kamulaştırma yolunun açıldığını belirten Kocamaz, hangi madenlerin bu kapsamda olacağının açıkça tanımlanmadığını, kararın tamamen Cumhurbaşkanlığı’na bırakıldığını söyledi. Bu durumun, kırsal bölgelerde halkın rızası olmaksızın topraklarından edilme riskini doğuracağını ve özel mülkiyet güvencesini ortadan kaldıracağını dile getirdi.

Zeytinlikler Tehlikede

Kocamaz, teklifin zeytinliklerle ilgili maddelerini de sert şekilde eleştirdi. “Kömür madenciliği için zeytin ağaçlarının taşınması veya kesilmesi planlanmakta, 3573 sayılı Zeytincilik Kanunu ise fiilen yok sayılmaktadır,” diyen Kocamaz, özellikle Mersin gibi illerde yaşanan zeytin ağacı kesimlerinin köylüler için büyük bir mağduriyet yarattığını ifade etti.

“Bu Ne Perhiz, Bu Ne Lahana Turşusu!”

Kocamaz, aynı Bakanlığın geçmişte orman vasfını yitirmiş alanlara zeytin dikimi için tahsis yaptığını hatırlatarak, şimdi ise 60-70 yıllık ağaçların kesilmesini eleştirdi. Zeytinliklerin korunması gerektiğini ve köylülerin haklarının savunulmasının devletin görevi olduğunu belirtti.

Kocamaz, konuşmasının sonunda “Yüce Meclis’i ve Aziz Milletimizi saygıyla selamlıyorum” diyerek sözlerini tamamladı.

Habere ifade bırak !
Habere ait etiket tanımlanmamış.
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve inovatifhaber.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.