Yeniden canlanan Ana konteyner Limanı fırsatı, Mersin dinamiklerine tarihi çağrı…
Yeniden canlanan Ana konteyner Limanı fırsatı, Mersin dinamiklerine tarihi çağrı…
Fizibilite ve etüt çalışmaları bir yana, 2009’ da ÇED süreci bile tamamlanmış Ana Konteyner Aktarma Limanı için harekete geçelim…
Fizibilite ve etüt çalışmaları bir yana, 2009’ da ÇED süreci bile tamamlanmış Ana Konteyner Aktarma Limanı için harekete geçelim…
Malumunuz son dönemin mali portresi itibariyle en büyük operasyonlarından biri gerçekleştirilip şemsiyesi altında 121 (rakamlar sonradan başka şirketlerin eklenmesiyle çok daha yukarılara çıktı) şirketi barındıran Can Holding’ in tüm yapılanmalarına ve varlıklarına el koyuldu.
Olayı ilginç kılan kayyuma devredilen Holding’ in daha önce hisselerinin ağırlıklı bölümünü satın aldığı Türkiye’ nin en köklü müteahhitlik firmalarından Tekfen Holding’ in de bir biçimde TMSF’ ye geçmesinin söz konusu olmasıydı.
Öyle de oldu…
Can Holding’ in yaklaşık yüzde 25 hisselerine sahip olduğu Tekfen Holding’ te, Rekabet Kurumu aylardır beklettiği devir işlemini onayladı ve onay ardından gerçekleşen işlemlerle Can Holding yüzde 42 paya sahip oldu. Can Holding artık TMSF kontrolündeydi ve dolayısıyla Can grubu adına bundan böyle Tekfen yönetiminde söz sahibi Devlet olacak…
Nitekim makalenin kaleme alındığı saatlerde Tekfen’ in yönetim kurulunda yer alan kimi isimler istifa etti, yerlerine TMSF temsilcileri getirildi.
Böylece Tekfen’in yönetim kurulu dengesi tamamen değişti. Bundan böyle Tekfen TMSF tarafından yönetilecek, ta ki yeni bir talipliyle baş göz edilene kadar…
Benim şaşkınlığım; bu gelişmelerin ardından sosyal medyada hızla yayılan, konuyu bilsin bilmesin sayısız insanın paylaştığı iddia…
İddiaya göre; “Can holding'e Kayyum atanmasıyla batmak üzere olan yandaş Tekfen şirketini devlet satın alınca Tekfen sahipleri parayı alıyor ve TMSF yoluyla batak şirket devlete kakalanıyordu”
Şehir efsanesi halini alıp milyonlarca insana ulaşan bu iddianın elle tutulur hiçbir yanı yok…
Yok çünkü Devleti temsil eden TMSF doğrudan veya dolaylı daha önce Can Holding sahiplerine Tekfen’ deki hisselerini satan Feyyaz Berker’ in kızlarına doğrudan ödeme yapmış değil, ödemeyi yapan Can Holding sahipleri…
Daha da önemlisi ‘batık Tekfen’ in devlete kakalanması’ iddiası…
Bu da gerçekten birilerinin hoşuna gidecek bir hikâye ama gerçek değil…
Tekfen Holding İstanbul Borsasında işlem gören, bir başka ifadeyle halka açık bir şirket ve her yıl bir yana üçer aylık periyotlar halinde ara bilançolarını şeffaf biçimde ilan ediyor…
2024 sonu itibariyle net 404 milyon kâr etmiş Tekfen…
Varlıklarına gelince; (burada sermayesinin tamamı Tekfen’ e ait olan Toros Tarım (Gübre) ile Tekfen’i birlikte değerlendirmek lazım)
-Şirket biri Samsun, biri Ceyhan Yumurtalık’ ta yıllık 12 milyon ton elleçleme kapasiteli iki limana sahip,
-Yumurtalık’ ta 4 milyon 600 bin metrekare büyüklüğe, 5 km deniz kıyısına ve deniz üzerinde 10 milyon metrekare alana sahip bir serbest bölge ve liman sahibi..
Bölge ve liman Toros Tarım (Tekfen) tarafından işletilmekte…
Mersin serbest bölgesinin 500.000 metrekare olduğuna göre bunun 9 katı büyüklüğünde bir alandan söz ediyoruz.
-Yurt ve yurt dışı pek çok inşaat projesinde faaliyet gösteren şirketin makine parkı da cabası…
Bunların Tekfen Holding’ in bir yüzü…
Aynı Tekfen, Mersin’ e yıllardır sarı ölüm kusan Azot fabrikasını da kurduğu Toros Gübre eliyle yaklaşık 45 yıldır işleten şirket…
Sarı ölüm yetmezmiş gibi 2019 Ekim ayında benim tarafımdan ortaya çıkarılan ve Mersin kamuoyunu bilgilendirmemiz sonucu akim kalan; Toros Gübre ve yanında tesisin iyileştirilerek büyütülmesi amacıyla Hazine tarafından tahsis edilmiş tüm alana polypropilen tesisi kurma girişimi…
Eğer ÇED süreci başlamış olan o projeyi engellemesek bugün Mersin’ in kalbinde kimyasal üretim amaçlı bir endüstri bölgesinin hayata geçirilmiş olacaktı…
29 Ekim 2019 günü kaleme aldığım ve bir bölümünü sosyal medya hesabımda paylaştığım makalede kent dinamiklerini uyarma yanında sonrasındaki gelişmeleri şöyle değerlendirmeye çalışmıştım:
“Serbest bölge-Karaduvar arasına kondurulacak polipropilen tesisi sadece kimyasal tehdit içermiyor. Tesisi yapacak olan Tekfen'e ait Toros Kimya (siz onu Azot fb. olarak ta tanıyorsunuz) nın hazırladığı Ç.E.D dosyasına göre Azot tesisi ve önünde denize uzanan bölgede yapılacak polipropilen tesisinin de yer aldığı 1,2 milyon m2' lik kentin en önemli bölgesi 'Toros Endüstri Bölgesi' olarak ilan edilecek. Böylece serbest bölge karşısında yapılması planlanan Konteyner Hub Limanı da sizlere ömür..”
Serbest Bölge ve Mersin limanı ile aynı konumda yer alan ‘Endüstri Bölgesi’ kurulamadı ama bugün Tekfen yönetiminin TMSF’ ye geçmesiyle kent olarak önümüze eşine az rastlanır bir fırsat doğuyor…
Tüm kent dinamiklerine, büyük küçük inisiyatiflere sesleniyorum:
Gelin daha önce defalarca kaçırılan fırsatlara karşın bu kez ayağımıza gelen şansı değerlendirelim:
Fizibilite ve etüt çalışmaları bir yana, 2009’ da ÇED süreci bile tamamlanmış Ana Konteyner Aktarma Limanı için harekete geçelim…
Dinamiklerin oluşturacağı Güç Birliği Girişimi TMSF ile masaya oturup bölgenin Hub Liman inşası için sözünü ettiğim 1 milyon 200 bin metrekare arazinin liman yapımı amaçlı tahsisi çalışmalarına başlasın…
Bu hem Mersin’ in kaderini değiştirir, hem mevcut liman işletmesini rekabete zorlar…
Bunların yanında yapılacak bir ana konteyner limanı Mersin’ i lojistik anlamda Dubai-Rotterdam arasındaki Akdeniz bölümünün çekim merkezi yapar…
Yatırım anlamında dönüşü çok hızlı bu projeye dünyanın tüm finansman kuruluşları kredi vermek için yarışır…
Un, yağ, şekere sahibiz, geriye helvayı yapacak usta kalıyor…
Umarım bu kez Mersin beklenmedik gelişmelerle karşısına çıkan fırsatı tepelemez…
Abdullah AYAN
Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.