Mersin Tarım Fuarı'nın düşündürdükleri... Sedat Yılmaz yazdı

Fuarlar, günümüz pazar koşullarında tarafları karşı karşıya getirerek ticaretin gelişmesine katkı sağlayabilen nadir aktivitelerden bir tanesidir. Günümüz dünyasında ekonomide yükselebilmenin koşulu rekabet etme gücünün yüksek olması, teknoloji ve hangi alanda çalışıyorsanız o alanın trendleri yakından takip etmek ve bunu uygulayabilmekten geçiyor.  Burada fuarların önemi ortaya çıkıyor. Bir fuarda yer almak, belirli hedef kitleye ürünlerinizi tanıtmak, ve marka bilinci oluşturmak için harika bir yoldur. Burada müşterilerinizin karşısına çıkıp eskizsiz bir şekilde ürünlerinizi tanıtırsınız. Sonuçta hem siz yeni müşterilere ulaşmış olur hem de bulunduğunuz kenti potansiyelleriyle tüm dünyaya tanıtmış olursunuz. Mersin bir çok alanda ki saymakta büyük fayda görüyorum; tarım ,turizm, ticaret, sağlık, lojistik gibi alanlarda yüksek potansiyeli olan bir kent. Ama bu potansiyelini yeterince ortaya çıkartamamakta ve dünyaya kendini anlatamamaktadır. Mersin'i hangi alanda marka kent yapabilirsiniz diye sorulsa hiç düşünmeden  tarımda ,turizmde, ticarette, sağlıkta ve lojistikte marka kent olabilir derim. Mersin'de Mersin Tarım, Sera ve Hayvancılık Fuarı düzenlendi. Aslında bu fuara diğerlerinde olduğu gibi acaba??? diyerek gittim. Çünkü çekincelerim vardı ve yanılmadığımı anladım. Fuar alanını gezdiğinizde dikkat çeken belediyelerin, kurumların ve ziraat odaların standlarıydı. Bunlar çıkardığınızda geriye pek bir şey kalmamış görünüyordu.  Yani yine vasat bir katılımcı profilin sergilendiği bir fuara daha Mersin ev sahipliği yaptı. Önceki fuarlarda olduğu gibi bu fuarda da katılımcı sıkıntısı vardı.  Bu yüzdendir ki bu fuar sönük geçmiştir. Konuşmalardan anlaşılıyor ki fuara 200'ün üstünde firma katılmış dense de bir holün büyük bir kısmının boş olduğu aşikar. Buna bal satan, çiçek satan esnafları kattığınızda ve fuarda açık alanda firmanın olmamasını da eklediğinizde ve de yukarıda belirttiğim belediye, kurum ve ziraat odalarını çıkardığımızda durumun ne kadar vahim olduğunu görmek mümkün. Fuar yetkilisinin yaptığı konuşmada 40 bin sektör profesyoneli ağırlayacağını belirtse de ben bu sayının çok altında olduğunu düşünmekteyim. Hele bir de kırsal kesimden insanların hangi koşullarda getirildiği de cabası. Bir çok fuarda olduğu gibi bu fuarında Mersinlilerce pek bilinmediğini ve ilgi duyan kesimlere duyurulmadığı, tanıtımın yeterince yapılmadığını belirtelim.   Başkan Seçer konuşmasında Mersin'de katma değeri yüksek ürünler yetiştirildiği, bunun dışında Türkiye'nin 22 milyon tonluk meyve üretiminin 7'sinin Mersin'de üretildiğini, örtü altı üretiminin 16'sının yine Mersin'de gerçekleştirildiğini, bunların çok önemi değerler olduğunu ve sahip çıkılması gerektiğini söyledi. Fuarların da bu değerlere sahip çıkmak, geliştirmek ve rekabet gücünün arttırılması için yapılan organizasyonlar olduğunu belirterek konuya çok değerli bir düşünce katmış ve fuarların önemine dikkat çekmiştir. Vali Ali İhsan Su 'da konuşmasında fuara "100'ün" üstünde firma katıldığını ve Mersin'in yılda 12 fuar gerçekleştirdiğini belirtti ve Mersin'in tarımdaki önemine değindi. Daha önceki yıllarda da Mersin'de  fuar organizasyonlarında sıkıntılar vardı ve bu konu defalarca gündeme gelmesine  karşın bugün gelinen noktada görülüyor ki hiç mesafe alınamamış. Bu yapılan tarım fuarı katılımcı firmaların azlığı dikkat çekmekte.Gelen bir firmanın ertesi yıl neden tekrar gelmediği sorgulanmalı ve bu konu enine boyuna masaya yatırılmalıdır. Mersin tarımda bu kadar iyiyken, yüksek potansiyele sahip ve Türkiye'nin önemli ihtiyaçlarını karşılayan bir şehir olmuşken, Konya'da 2019'da gerçekleştirilen tarım fuarının sonuç raporundan bir bölümü paylaşmak istiyorum: Fuar 7 salonda 66.000 m2 kapalı ve 24.000 m2 açık, toplam 90.000m2 alanda gerçekleşmiş.(Mersin'deki fuar 20 bin metre kare alanda gerçekleşti ve açık alan boştu) 20 ülkeden toplam 304.855 profesyonel ziyaretçiyi, (300.672 Yurt İçi Ziyaretçi, 4183'ü yabancı ziyaretçi) katılımcı firmalarla buluşturdu. ( Mersin'deki fuarda 40 bin (!) ziyaretçi hedeflenmiş) Ziyaretçi görüşlerine bakıldığında yüzde 98'i fuardan memnun ayrılmış ve yüzde 96'tısı bir sonraki yıl yeniden gelmek istediğini, yüzde 92'si de fuarı çevresine tavsiye edeceğini  belirtmiş. Katılımcı görüşlerinde durum değişmemiş. Yüzde 84'ü fuardan memnun kalmış, yüzde 93'ü gelecek yıl yeniden katılmak istediğini belirtmiş ve yüzde 79'u da çevresine tavsiye edecekmiş. Ziyaretçilerin yüzde 93’ü fuarı iş çevresiyle sosyalleşme amacıyla ziyaret ettiğini, yüzde 91’i fuarı mevcut iş ortaklarıyla görüşme amacıyla ziyaret ettiğini, yüzde 94’ü fuarı etkinlik ve seminerlere katılarak sektörel bilgisini geliştirmek amacıyla ziyaret ettiğin,yüzde 98’i fuarı sektördeki yenilik ve gelişmeleri takip etmek amacıyla ziyaret etiğini ve yüzde 96’sı da gelecekteki iş fırsatları için iş ağını genişletmek ve yeni iş insanlarıyla tanışma amaçlı fuarı ziyaret ettiğini belirtmiş. Bu arada  2 haziranda gerçekleşecek bu yılki fuarın adı da ne kadar ileride olduklarının altını çizmek için belirteyim; 18. Tarımsal Mekanizasyon ve Tarla Teknolojileri Fuarı. İşte bulunduğunuz kente sahip çıkarsanız, potansiyellerinize dört bir elle sarılırsanız alacağınız sonuç da mükemmel olur. Konya gibi dört dörtlük bir fuar yapar ve kentinize değer katarsınız. Mersin'deki fuar organizasyonlarında ciddi derecede sıkıntı vardır. Çözüm bulunmazsa sessiz sedasız kendi kendimize "fuar yaptık" diyerek kendimizi kandırırız. Mersin'in limonda birinci olması, narenciyenin merkezi olması, meyve sebzede Türkiye'nin kalbi olması güzel de buna sahip çıkılması noktasında ciddi eksiklerimiz var. Yatırımcıyı ve firmaları Mersin'e çekemiyoruz. Bir çok alanda olduğu gibi tarım alanında da yüksek bir potansiyelimiz var ama bunu değerlendiremediğimiz çok net bir durum. Marka kent olma yolunda tarımı, turizmi, ekonomik potansiyeli, lojistiği kullanabilme şansımız varken hala Mersin'le anılan bir markamızın olmaması üzücü. Bu arada fuar organizasyonlarındaki sıkıntının ve verimsizliğin yanında  Mersin'i tüm dünyaya duyuran ve tanıtan bir Narenciye Festivalimiz var. Fuarlarda ses getiremesek de bu anlamlı festivalle tarım ve narenciye alanında Türkiye'nin en güzel festivaline sahibiz. Marka değeri olarak Mersin'e bir şeyler kazandırılacaksa  bu Narenciye Festivali ile olacaktır. Mersin'e yakışan ve her yıl çıtayı yükseltip, bulunduğu kente yani Mersin'e değer katan bu festivalin her daim sahip çıkılması gerektiğini de belirtmeliyim. Umarım tüm kent dinamikleri bu fuar organizasyonları  konusunu tüm detaylarıyla enine boyuna tartışır ve Mersin'i daha ileriye taşıyacak bir Mersin için çabalar. Sedat Yılmaz