Orta gelir tuzağına düşmek... Abdullah Ayan yazdı
Spor
(İHA) - İhlas Haber Ajansı |
21.11.2016 - 10:11, Güncelleme:
29.11.2021 - 14:41
Orta gelir tuzağına düşmek... Abdullah Ayan yazdı
Orta gelir tuzağı, bir ülkede kişi başına düşen milli gelirin belirli bir düzeye ulaştıktan sonra o seviyede sıkışıp kalması olarak tanımlanıyor.
Doğaldır, kişi başına düşen milli gelir hesaplanırken ülkenin yıl içinde yarattığı tüm hasıla toplam nüfusa bölünüyor.
Bu detay önemli çünkü, ülkeler milli gelirlerini nüfus artış hızının üzerine çıkarmadıkları sürece sıçrama kaydedemiyor.
Peki orta gelir tuzağı denilince evrensel olarak kabul edilen bir kriter var mı?
Dünyanın her konuda ABDʹ ye baktığı günümüzde, küresel ekonominin tüm kurallarını ABD belirliyor. Orta gelir tuzağı ölçümünde de durum değişmiyor.
Genel kabul gören kaba tanıma göre, ABDʹ de kişi başına düşen milli gelirin %20ʹ sinin üzerine çıkamamış ekonomiler orta gelir düzeyinde kabul ediliyor ve orta gelir tuzağı tehlikesi de tam burada ortaya çıkıyor.
ABDʹ de 2015 itibariyle kişi başı milli gelir 55 bin dolar olduğuna göre 11 bin dolar orta gelir seviyesine tekabül ediyor ve bir ülkenin aynı yıl itibariyle orta gelir tuzağındaki kategoriye girmemesi için bu seviyenin üzerinde yer alması gerekiyor. (ABDʹ nin her yıl ortalama %3 büyüyen bir ülke olduğunu ve orta gelir düzeyi civarında dolaşan ülkelerin üst gelir grubu ülkeleri arasına geçerken, ABD büyüme oranlarını yakalayıp üzerine çıkmaları gerektiğini de not etmekte yarar var)
Son yıllarda Dünya Bankası da ülkeleri kişi başına düşen yıllık ortalama gelire göre değerlendiriyor.
Örneğin yıllık kişi başı geliri bin doların altında kalan ekonomiler düşük gelirli kabul edilirken bir ülkenin küresel ligde yüksek gelirli kabul edilmesi için 12.275 doların üstüne çıkması gerekiyor. (Dünya Bankası 2012 küresel kalkınma raporu)
İster 11 bin ister 13 bin deyin, Türkiye bu belirlenen ve kabataslak ABDʹ nin %20ʹ sine tekabül eden çıtaya aslında yabancı değil.
ABDʹ nin 50 bin dolara yaklaşmakta olduğu 2010-2012 yılları arasında 10 bin doları aşan kişi başı gelirle Türkiye ilk kez makus talihini değiştirme şansını yakalamış ve %20ʹ lik barajı aşma temayülü olan bir trende girmişti.
Ama bu uzun sürmedi.
2010-14 yılları arasındaki 5 yılın ilk iki yılını %20ʹ nin burun farkı önünde götüren Türkiye, sonraki üç yılda yorulma emareleri göstermeye başladı. 2015ʹ te ise bir önceki yıla göre dolar bazında %12 lik erimeyle 10 bin dolarlık kategoriden 9 bin dolarlık o kritik çıtanın altına düştü.
Bugünkü dolar kuru seviyeleri sürerse(ki düşmesi bir yana, değer kaybının hızlanma olasılığı daha yüksek) 2016 sonunda 8 bin dolarlara gerilemesi sürpriz sayılmamalı.
Peki Türkiye orta gelir tuzağına durup dururken mi düştü?
2001 krizinin ardından başlattığı yapısal reformları sürdürse, barış süreciyle uzaklaştığı çatışma ortamına geri dönmese, ihracat ağırlıklı büyüme hedefini yakalamak ve 2023 yılı için belirlediği 500 milyar dolar ihracata erişmek için tıpkı Kore ve Çin gibi teknolojiye yatkın üretime yönelse patinaj yapmaktan geçtim, geriye doğru kayan bir ülke konumunda mı olurdu?
AB ile başlattığı müzakere sürecini ağız dalaşı yerine tam üyelikle taçlandıran Türkiyeʹ nin bugün Ortadoğu bataklığına sürüklenme olasılığı ve yüz yıllık batıya erişme hayalini susuz çöllere gömme riskinin ürkütücülüğü...
Genç nüfusun itici gücünü nitelikli ve bilişim çağına uygun eğitim sistemiyle avantaja çeviren Türkiyeʹyi hayal edin bir de bugünkü kısır döngüyü...
Aslında Güney Kore, Çin, Brezilya ve Türkiyeʹ nin 55 yıllık kısacık yolculuğunu özetleyen aşağıdaki tablo* başka söze gerek bırakmadan her şeyi yeterince özetliyor.
Bir başka yazıda, aşağıdaki tablodan da anlaşılacağı gibi orta gelir tuzağına yakalandığı şüphe götürmez Türkiyeʹnin çıkış şansı ve yollarını ele almaya çalışacağım.
1960
1970
1980
1990
2001
2010
2011
2014
2015
Brezilya
209
441
1923
3071
3135
11121
13039
11728
8538
Çin
89
112
193
316
1047
4515
5574
7587
7925
G.Kore
155
292
1778
6642
11256
22151
24156
27989
27222
Türkiye
508
491
1567
2791
3054
10112
10538
10304
9130
ABD
3007
5247
12598
23955
37274
48374
49782
54399
55837
*Dünya Bankası Kişi başına düşen GSYİH verileri (Cari ABD doları)
Abdullah Ayan
Orta gelir tuzağı, bir ülkede kişi başına düşen milli gelirin belirli bir düzeye ulaştıktan sonra o seviyede sıkışıp kalması olarak tanımlanıyor.
Doğaldır, kişi başına düşen milli gelir hesaplanırken ülkenin yıl içinde yarattığı tüm hasıla toplam nüfusa bölünüyor.
Bu detay önemli çünkü, ülkeler milli gelirlerini nüfus artış hızının üzerine çıkarmadıkları sürece sıçrama kaydedemiyor.
Peki orta gelir tuzağı denilince evrensel olarak kabul edilen bir kriter var mı?
Dünyanın her konuda ABDʹ ye baktığı günümüzde, küresel ekonominin tüm kurallarını ABD belirliyor. Orta gelir tuzağı ölçümünde de durum değişmiyor.
Genel kabul gören kaba tanıma göre, ABDʹ de kişi başına düşen milli gelirin %20ʹ sinin üzerine çıkamamış ekonomiler orta gelir düzeyinde kabul ediliyor ve orta gelir tuzağı tehlikesi de tam burada ortaya çıkıyor.
ABDʹ de 2015 itibariyle kişi başı milli gelir 55 bin dolar olduğuna göre 11 bin dolar orta gelir seviyesine tekabül ediyor ve bir ülkenin aynı yıl itibariyle orta gelir tuzağındaki kategoriye girmemesi için bu seviyenin üzerinde yer alması gerekiyor. (ABDʹ nin her yıl ortalama %3 büyüyen bir ülke olduğunu ve orta gelir düzeyi civarında dolaşan ülkelerin üst gelir grubu ülkeleri arasına geçerken, ABD büyüme oranlarını yakalayıp üzerine çıkmaları gerektiğini de not etmekte yarar var)
Son yıllarda Dünya Bankası da ülkeleri kişi başına düşen yıllık ortalama gelire göre değerlendiriyor.
Örneğin yıllık kişi başı geliri bin doların altında kalan ekonomiler düşük gelirli kabul edilirken bir ülkenin küresel ligde yüksek gelirli kabul edilmesi için 12.275 doların üstüne çıkması gerekiyor. (Dünya Bankası 2012 küresel kalkınma raporu)
İster 11 bin ister 13 bin deyin, Türkiye bu belirlenen ve kabataslak ABDʹ nin %20ʹ sine tekabül eden çıtaya aslında yabancı değil.
ABDʹ nin 50 bin dolara yaklaşmakta olduğu 2010-2012 yılları arasında 10 bin doları aşan kişi başı gelirle Türkiye ilk kez makus talihini değiştirme şansını yakalamış ve %20ʹ lik barajı aşma temayülü olan bir trende girmişti.
Ama bu uzun sürmedi.
2010-14 yılları arasındaki 5 yılın ilk iki yılını %20ʹ nin burun farkı önünde götüren Türkiye, sonraki üç yılda yorulma emareleri göstermeye başladı. 2015ʹ te ise bir önceki yıla göre dolar bazında %12 lik erimeyle 10 bin dolarlık kategoriden 9 bin dolarlık o kritik çıtanın altına düştü.
Bugünkü dolar kuru seviyeleri sürerse(ki düşmesi bir yana, değer kaybının hızlanma olasılığı daha yüksek) 2016 sonunda 8 bin dolarlara gerilemesi sürpriz sayılmamalı.
Peki Türkiye orta gelir tuzağına durup dururken mi düştü?
2001 krizinin ardından başlattığı yapısal reformları sürdürse, barış süreciyle uzaklaştığı çatışma ortamına geri dönmese, ihracat ağırlıklı büyüme hedefini yakalamak ve 2023 yılı için belirlediği 500 milyar dolar ihracata erişmek için tıpkı Kore ve Çin gibi teknolojiye yatkın üretime yönelse patinaj yapmaktan geçtim, geriye doğru kayan bir ülke konumunda mı olurdu?
AB ile başlattığı müzakere sürecini ağız dalaşı yerine tam üyelikle taçlandıran Türkiyeʹ nin bugün Ortadoğu bataklığına sürüklenme olasılığı ve yüz yıllık batıya erişme hayalini susuz çöllere gömme riskinin ürkütücülüğü...
Genç nüfusun itici gücünü nitelikli ve bilişim çağına uygun eğitim sistemiyle avantaja çeviren Türkiyeʹyi hayal edin bir de bugünkü kısır döngüyü...
Aslında Güney Kore, Çin, Brezilya ve Türkiyeʹ nin 55 yıllık kısacık yolculuğunu özetleyen aşağıdaki tablo* başka söze gerek bırakmadan her şeyi yeterince özetliyor.
Bir başka yazıda, aşağıdaki tablodan da anlaşılacağı gibi orta gelir tuzağına yakalandığı şüphe götürmez Türkiyeʹnin çıkış şansı ve yollarını ele almaya çalışacağım.
1960
1970
1980
1990
2001
2010
2011
2014
2015
Brezilya
209
441
1923
3071
3135
11121
13039
11728
8538
Çin
89
112
193
316
1047
4515
5574
7587
7925
G.Kore
155
292
1778
6642
11256
22151
24156
27989
27222
Türkiye
508
491
1567
2791
3054
10112
10538
10304
9130
ABD
3007
5247
12598
23955
37274
48374
49782
54399
55837
*Dünya Bankası Kişi başına düşen GSYİH verileri (Cari ABD doları)
Abdullah Ayan
Habere ifade bırak !
Bu habere hiç ifade kullanılmamış ilk ifadeyi siz kullanın.
Habere ait etiket tanımlanmamış.
Okuyucu Yorumları
(0)
Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.