Arslan, ʹDünya Bir Gıda Krizinin Eşiğindeʹ

Spor (İHA) - İhlas Haber Ajansı | 24.10.2017 - 12:40, Güncelleme: 29.11.2021 - 14:41
 

Arslan, ʹDünya Bir Gıda Krizinin Eşiğindeʹ

Uzmanlar ve STK’lar uyarıyor; Sağlıklı toprak olmadan sağlıklı gıda, sağlıklı gıda olmadan da sağlıklı toplum olmaz. Kentleşme, sanayi, madencilik başta olmak üzere birçok sektör tarım topraklarını adeta yutuyor. Aşırı ve bilinçsiz girdi kullanımı tarım topraklarının hızla kirlenmesine, verimsizleşmesine yol açıyor ve daha da önemlisi sağlıksız hale getiriyor. Toprağı korumadan artan dünya nüfusunu beslemek, küresel ısınmayı 2 derece ile sınırlı tutmak ya da biyolojik çeşitlilik kaybının önüne geçmek mümkün olmayacaktır. 55 ülkenin üye olduğu,18 ulusal federasyon,1000’den fazla özel sektör üyesi olan sektörün en etkin ve en büyük küresel birliği Uluslararası Bakliyat Konfederasyonu(GPC)’nun başkanı Hüseyin Arslan dünyanın bir gıda krizinin eşiğinde olduğu uyarısını yapıyor. Dünya nüfusunun hızla arttığını söyleyen Arslan Hindistan ve Çin gibi ülkelerin toplam nüfusunun 2,7 milyar kişiye ulaştığını, hızla büyümekte olan küresel nüfusun 2030 için 8 milyar, 2050 yılına kadar 9.5 milyara ulaşacağı ve küresel gıda talebinin %60 oranında artacağına dikkat çekiyor. Yapılan araştırmaların artan nüfusla bağlantılı olarak 10 bin yılda üretilen gıda miktarının önümüzdeki 40 yılda üretilmesi gerektiğini ortaya koyduğunu söyleyen Arslan bu nedenle insan yaşamı için en önemli konunun sürdürülebilir tarım olduğunun altını çiziyor. Dünyada yılda 1,4 milyar ton gıda atığı olması bir felakettir  BM’nin dünyada açlıktan etkilenen insan sayısını 853 milyon olarak açıkladığını ifade eden Hüseyin Arslan bu rakamın dünya nüfusunun yüzde 11’ine denk geldiğine dikkat çekiyor. Dünyada 853 milyon insan her gün aç yatarken 2 milyar insanın da düzgün büyümek ve sağlıklı bir hayat yaşamak için besin maddelerine ulaşamadığını söyleyen Arslan buna karşılık 1.4 milyar insanın kilolu veya obez olduğunu sözlerine ekliyor. Bir yanda açlık yaşanırken diğer yanda dünyada yılda 1,4 milyar ton gıda atığı olmasını bir felaket olarak değerlendiren Arslan şunları söylüyor; İsraf edilen bu miktarın dörtte biri ile açlık sınırında bulunan milyonlarca insanın gıda ihtiyacı karşılanabilmektedir. Bu israfın ekonomik değeri 1 trilyon dolardır. Gıda israfı ile ilgili dünyanın gündemindeki en önemli konulardan birinin son kullanma tarihi kavramı olduğunu söyleyen Arslan şu bilgileri veriyor;  Bakliyat ve konservelerde son kullanma tarihinin olmaması, bunun yerine tavsiye edilen tarihin yazılması gerektiğine dikkat çekilmekte. Konserve kapağında şişme, kabarma olmadığı müddetçe o ürünün muhafaza edilebilir ve tüketilebilir olduğuna vurgu yapılmaktadır.   Son kullanma tarihi geçen bakliyat ürünlerinde de böceklenme ve pakette şişme olmadığı sürece bozulmadığı, bu ürünlerin çok uzun yıllar tüketilebilir olduğuna dikkat çeken uzmanlar gıda israfının önüne geçilmesi gerektiği konusunda çalışmalar yapmakta. Fransa ve İtalyaʹda son kullanma tarihi geçen ürünleri belediyeye veren marketlere bazı vergilerden indirim uygulanmakta,  bu ürünler ihtiyacı olanlara verilmekte.   Elimizi güçlendirecek ürünlerin ekimini yapmak durumundayız   Küresel ısınma ve iklim değişliğinin yeni tohumların geliştirilmesini zorunlu kıldığını ifade eden Hüseyin Arslan dünya ülkelerinin üretimin artması için daha az suya ihtiyaç duyacak, kuraklığa ve hastalıklara dayanıklı, rekoltesi yüksek yeni tohumlar geliştirmek üzere Ar-ge çalışmalarına ağırlık verdiğinin bilgisini vermekte.’ İklim değişikliği ülkelerin üretim sürecinde ve ürün çeşitliliğinde de değişikliklere sebep olacaktır.’ diyen Arslan bu süreçte ülkelerin iklimsel ve toprak özelliklerini gözeterek tarımsal üretimini planlanması gerektiği uyarısını yapmakta. Ekim alanlarının coğrafik şartlarını, toprak özelliklerini, maliyetler de gözetilerek bunlara uygun ürün çeşitleri üretmek gerektiğini söyleyen Arslan sözlerini şöyle tamamlıyor; Her ülke her ürünü üretmek zorunda değil. Dünya artık bir köy yeri; istenen ürüne talep doğrultusunda ulaşmak mümkün. Biz elimizi güçlendirecek, en iyi çeşitlerimizi, en çok verim alacağımız, rekabet şansımızın en çok olduğu ürünlerin ekimini yapmak ve bunu sürdürülebilir kılmak durumundayız
Uzmanlar ve STK’lar uyarıyor; Sağlıklı toprak olmadan sağlıklı gıda, sağlıklı gıda olmadan da sağlıklı toplum olmaz. Kentleşme, sanayi, madencilik başta olmak üzere birçok sektör tarım topraklarını adeta yutuyor. Aşırı ve bilinçsiz girdi kullanımı tarım topraklarının hızla kirlenmesine, verimsizleşmesine yol açıyor ve daha da önemlisi sağlıksız hale getiriyor. Toprağı korumadan artan dünya nüfusunu beslemek, küresel ısınmayı 2 derece ile sınırlı tutmak ya da biyolojik çeşitlilik kaybının önüne geçmek mümkün olmayacaktır. 55 ülkenin üye olduğu,18 ulusal federasyon,1000’den fazla özel sektör üyesi olan sektörün en etkin ve en büyük küresel birliği Uluslararası Bakliyat Konfederasyonu(GPC)’nun başkanı Hüseyin Arslan dünyanın bir gıda krizinin eşiğinde olduğu uyarısını yapıyor. Dünya nüfusunun hızla arttığını söyleyen Arslan Hindistan ve Çin gibi ülkelerin toplam nüfusunun 2,7 milyar kişiye ulaştığını, hızla büyümekte olan küresel nüfusun 2030 için 8 milyar, 2050 yılına kadar 9.5 milyara ulaşacağı ve küresel gıda talebinin %60 oranında artacağına dikkat çekiyor. Yapılan araştırmaların artan nüfusla bağlantılı olarak 10 bin yılda üretilen gıda miktarının önümüzdeki 40 yılda üretilmesi gerektiğini ortaya koyduğunu söyleyen Arslan bu nedenle insan yaşamı için en önemli konunun sürdürülebilir tarım olduğunun altını çiziyor. Dünyada yılda 1,4 milyar ton gıda atığı olması bir felakettir  BM’nin dünyada açlıktan etkilenen insan sayısını 853 milyon olarak açıkladığını ifade eden Hüseyin Arslan bu rakamın dünya nüfusunun yüzde 11’ine denk geldiğine dikkat çekiyor. Dünyada 853 milyon insan her gün aç yatarken 2 milyar insanın da düzgün büyümek ve sağlıklı bir hayat yaşamak için besin maddelerine ulaşamadığını söyleyen Arslan buna karşılık 1.4 milyar insanın kilolu veya obez olduğunu sözlerine ekliyor. Bir yanda açlık yaşanırken diğer yanda dünyada yılda 1,4 milyar ton gıda atığı olmasını bir felaket olarak değerlendiren Arslan şunları söylüyor; İsraf edilen bu miktarın dörtte biri ile açlık sınırında bulunan milyonlarca insanın gıda ihtiyacı karşılanabilmektedir. Bu israfın ekonomik değeri 1 trilyon dolardır. Gıda israfı ile ilgili dünyanın gündemindeki en önemli konulardan birinin son kullanma tarihi kavramı olduğunu söyleyen Arslan şu bilgileri veriyor;  Bakliyat ve konservelerde son kullanma tarihinin olmaması, bunun yerine tavsiye edilen tarihin yazılması gerektiğine dikkat çekilmekte. Konserve kapağında şişme, kabarma olmadığı müddetçe o ürünün muhafaza edilebilir ve tüketilebilir olduğuna vurgu yapılmaktadır.   Son kullanma tarihi geçen bakliyat ürünlerinde de böceklenme ve pakette şişme olmadığı sürece bozulmadığı, bu ürünlerin çok uzun yıllar tüketilebilir olduğuna dikkat çeken uzmanlar gıda israfının önüne geçilmesi gerektiği konusunda çalışmalar yapmakta. Fransa ve İtalyaʹda son kullanma tarihi geçen ürünleri belediyeye veren marketlere bazı vergilerden indirim uygulanmakta,  bu ürünler ihtiyacı olanlara verilmekte.   Elimizi güçlendirecek ürünlerin ekimini yapmak durumundayız   Küresel ısınma ve iklim değişliğinin yeni tohumların geliştirilmesini zorunlu kıldığını ifade eden Hüseyin Arslan dünya ülkelerinin üretimin artması için daha az suya ihtiyaç duyacak, kuraklığa ve hastalıklara dayanıklı, rekoltesi yüksek yeni tohumlar geliştirmek üzere Ar-ge çalışmalarına ağırlık verdiğinin bilgisini vermekte.’ İklim değişikliği ülkelerin üretim sürecinde ve ürün çeşitliliğinde de değişikliklere sebep olacaktır.’ diyen Arslan bu süreçte ülkelerin iklimsel ve toprak özelliklerini gözeterek tarımsal üretimini planlanması gerektiği uyarısını yapmakta. Ekim alanlarının coğrafik şartlarını, toprak özelliklerini, maliyetler de gözetilerek bunlara uygun ürün çeşitleri üretmek gerektiğini söyleyen Arslan sözlerini şöyle tamamlıyor; Her ülke her ürünü üretmek zorunda değil. Dünya artık bir köy yeri; istenen ürüne talep doğrultusunda ulaşmak mümkün. Biz elimizi güçlendirecek, en iyi çeşitlerimizi, en çok verim alacağımız, rekabet şansımızın en çok olduğu ürünlerin ekimini yapmak ve bunu sürdürülebilir kılmak durumundayız
Habere ifade bırak !
Habere ait etiket tanımlanmamış.
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve inovatifhaber.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.