Türkiyeʹ de seçim ittifak denemeleri... Abdullah Ayan yazdı

(İHA) - İhlas Haber Ajansı | 07.12.2017 - 09:01, Güncelleme: 29.11.2021 - 14:41
 

Türkiyeʹ de seçim ittifak denemeleri... Abdullah Ayan yazdı

Türkiye dolu dizgin yerelinden geneline ve hepsinden önemlisi partili Cumhurbaşkanlığı seçimlerine dolu dizgin giderken, ittifak tartışmaları hatta çalışmaları da gündemi işgal ediyor. İşin ilginci ittifaklar konusunda muhalefetten çok fiilen zaten müttefik konumunda çoktandır ˮaynı yolda birlikte yürüyüp, birlikte ıslananˮ AK Parti ve MHP  kafa yoruyor. İki parti birlikte kafa yoruyor ama işin detaylarına ve ince hesaplara gelindiğinde hesapların ayrıştığı gözlerden kaçmıyor. AK Partiʹ nin öncelikli derdi Erdoğanʹ ın yeniden Başkan seçilmesi için %50+1ʹ i yakalamak ve fırsat bulunursa genel seçimlerde kendilerince dizayn edilecek dar bölgelere göre çevreler ayarlayıp daha çok Milletvekili çıkarmak. MHP ise %10ʹ luk barajı 7 Haziran ve 1 Kasım 2015 seçimlerinde kıl payı aştığının ve bugün Akşener ekibinin kurduğu İyi Partinin sahneye çıkmasıyla oyunun %7ʹ lere gerilediğinin farkında. Barajın indirilmesini ya da AK Parti ile kendi parti kimliğini yitirmeden müttefik olarak sandığa gitmenin yolları aranmakta. Dünyanın en garip seçim barajlarından  birini Türkiyeʹ nin başına bela eden 12 Eylül askeri cuntası. 1983 seçimlerinden önce ˮtemsilde adalet kadar yönetimde istikrarˮ gerekçesiyle %10ʹ luk barajı yasalaştırıp partilerin önüne koyduklarında dost düşman herkes bunun bazı ʹrejimin hoşlanmadığıʹ partileri yarış dışına atmaʹ amaçlı olduğunu biliyordu. İki bilemediniz 2,5 parti ile bu ülke gül gibi yönetilecekti. Oysa öyle olmadı. Halk, cuntanın iktidara hazırladığı ve gizli değil açıktan desteklediği MDPʹ ye değil, buçuk parti de olsun kabilinden seçimlere girmesine izin verilen Özalʹ ın ANAPʹ ını iktidar yaptı. Özal da koltuğa ısındıktan sonra, barajı biz mi getirdik ki, kaldıralım havasına girdi. Seçim sistemiyle ince hesaplara dayalı epey oynanmasına rağmen baraj asla indirilmedi. İndirilmedi de örneğin ʹKürtler Meclise girmesinʹ hesabı tuttu mu? Tutmadı, çünkü seçmen nezdinde karşılığı olan her hareket gibi Kürtler de önce bağımsız adaylarla, ardından örneğin 1991 seçimlerinde olduğu gibi ittifaklarla, son dönemde de barajı yıkarak kendi partileriyle Meclise girdiler. Burada soluklanıp, ittifaklar demişken bugün de epeyi dersler çıkarabileceğimiz 1991 deneyimine göz atmakta yarar var. Seçim sistemine göre partilerin ittifak kurması aslında zor hatta yasal engeller var ama Türkiye yasalar çıkarıp ardından onları delme, engel varsa etrafından dolanma konusunda hayli deneyimle ve başarılı bir ülke. İttifak konusunda da böyle oldu. 1991 seçimlerine gidilirken yasal engellere rağmen birden çok ittifak modeli ortaya kondu. İttifak dendiğinde ilk akla gelen nedense SHP-HEP birlikteliği gelir ama o seçimlerde iki ittifak ortaya çıkmıştı. Biri bilinen SHP- HEP ittifakıydı ve HEP grup kuracak kadar Milletvekilini SHP listesinden seçilecek yerlere konulması karşılığı SHP ile ortak seçime girdi. Tüm beklenti 1983ʹ te Halkçı Partinin aldığı %30 ve 1987ʹ de bu kez SHP ile yakalanan %24ʹ ün yine %30 ve üstüne çıkacağı yönündeydi ama öyle olmadı. SHP, HEP desteğine karşı %20ʹ ye geriledi. Ecevitʹ in kurduğu DSP %10ʹ un üstüne çıktı. Asıl ilginç ittifak ise sonraları pek hatırlanmasa da 1987ʹ de %8 oy alan Refah Partisi ile %2ʹ de kalan Türkeşʹ in MÇPʹ sinin yanlarına Edibaliʹ in Islahatçı Demokrasi Partisini alarak oluşturdukları birliktelikti. O birliktelik sayesinde 1987ʹ de %9 oy olan üç parti bu kez %16ʹ ya ulaştı. Daha da önemlisi aynı ittifak Meclise 62 Milletvekili soktu ve seçimlerden hemen sonra kurulan Hülle birlikteliği her partinin kendi yuvasına dönmesiyle dağıldı. Bu birlikteliğin adına sonraları 52 günlük ittifak adı koyulacaktı. 1991 seçimlerindeki ittifaklar bir kez daha ve hafızalara unutulmamacasına siyaset gerçekliğini kazıdı: Siyasette 2+2 her zaman 4 etmiyordu. Bazen 2ʹ ye düşüyor, bazen de Refah buluşması gibi hayli yukarılara çıkabiliyordu. Mersinʹ de ise Türkiye siyasetini derinden etkileyecek, bir adım ötesinde farkında olmadan da olsa dizayn edilen tüm taşları yerinden oynatacak bir sonuç tecelli edecektir… Nasıl mı? Bir sonraki yazıda devam edeyim izninizle… 1987/1991 Türkiye ve Mersin seçim sonuçları*   1987 1991 1987 MV 1991 MV ANAP %36 (%35) %24  (%23)     292 (5)   115  (2) SHP %24 (%33) %20  (%28)      99  (4)     88  (3) DYP %19 (%17) %27  (%31)      59   178  (4) DSP %8   (%4) %10  (%  6)         7 RP %7   (%3) %16  (%  8)       62 MÇP %2   (%3)         * Parantez içindeki oran ve sayılar Mersin il geneli sonuçlarını yansıtmaktadır. Abdullah Ayan  
Türkiye dolu dizgin yerelinden geneline ve hepsinden önemlisi partili Cumhurbaşkanlığı seçimlerine dolu dizgin giderken, ittifak tartışmaları hatta çalışmaları da gündemi işgal ediyor. İşin ilginci ittifaklar konusunda muhalefetten çok fiilen zaten müttefik konumunda çoktandır ˮaynı yolda birlikte yürüyüp, birlikte ıslananˮ AK Parti ve MHP  kafa yoruyor. İki parti birlikte kafa yoruyor ama işin detaylarına ve ince hesaplara gelindiğinde hesapların ayrıştığı gözlerden kaçmıyor. AK Partiʹ nin öncelikli derdi Erdoğanʹ ın yeniden Başkan seçilmesi için %50+1ʹ i yakalamak ve fırsat bulunursa genel seçimlerde kendilerince dizayn edilecek dar bölgelere göre çevreler ayarlayıp daha çok Milletvekili çıkarmak. MHP ise %10ʹ luk barajı 7 Haziran ve 1 Kasım 2015 seçimlerinde kıl payı aştığının ve bugün Akşener ekibinin kurduğu İyi Partinin sahneye çıkmasıyla oyunun %7ʹ lere gerilediğinin farkında. Barajın indirilmesini ya da AK Parti ile kendi parti kimliğini yitirmeden müttefik olarak sandığa gitmenin yolları aranmakta. Dünyanın en garip seçim barajlarından  birini Türkiyeʹ nin başına bela eden 12 Eylül askeri cuntası. 1983 seçimlerinden önce ˮtemsilde adalet kadar yönetimde istikrarˮ gerekçesiyle %10ʹ luk barajı yasalaştırıp partilerin önüne koyduklarında dost düşman herkes bunun bazı ʹrejimin hoşlanmadığıʹ partileri yarış dışına atmaʹ amaçlı olduğunu biliyordu. İki bilemediniz 2,5 parti ile bu ülke gül gibi yönetilecekti. Oysa öyle olmadı. Halk, cuntanın iktidara hazırladığı ve gizli değil açıktan desteklediği MDPʹ ye değil, buçuk parti de olsun kabilinden seçimlere girmesine izin verilen Özalʹ ın ANAPʹ ını iktidar yaptı. Özal da koltuğa ısındıktan sonra, barajı biz mi getirdik ki, kaldıralım havasına girdi. Seçim sistemiyle ince hesaplara dayalı epey oynanmasına rağmen baraj asla indirilmedi. İndirilmedi de örneğin ʹKürtler Meclise girmesinʹ hesabı tuttu mu? Tutmadı, çünkü seçmen nezdinde karşılığı olan her hareket gibi Kürtler de önce bağımsız adaylarla, ardından örneğin 1991 seçimlerinde olduğu gibi ittifaklarla, son dönemde de barajı yıkarak kendi partileriyle Meclise girdiler. Burada soluklanıp, ittifaklar demişken bugün de epeyi dersler çıkarabileceğimiz 1991 deneyimine göz atmakta yarar var. Seçim sistemine göre partilerin ittifak kurması aslında zor hatta yasal engeller var ama Türkiye yasalar çıkarıp ardından onları delme, engel varsa etrafından dolanma konusunda hayli deneyimle ve başarılı bir ülke. İttifak konusunda da böyle oldu. 1991 seçimlerine gidilirken yasal engellere rağmen birden çok ittifak modeli ortaya kondu. İttifak dendiğinde ilk akla gelen nedense SHP-HEP birlikteliği gelir ama o seçimlerde iki ittifak ortaya çıkmıştı. Biri bilinen SHP- HEP ittifakıydı ve HEP grup kuracak kadar Milletvekilini SHP listesinden seçilecek yerlere konulması karşılığı SHP ile ortak seçime girdi. Tüm beklenti 1983ʹ te Halkçı Partinin aldığı %30 ve 1987ʹ de bu kez SHP ile yakalanan %24ʹ ün yine %30 ve üstüne çıkacağı yönündeydi ama öyle olmadı. SHP, HEP desteğine karşı %20ʹ ye geriledi. Ecevitʹ in kurduğu DSP %10ʹ un üstüne çıktı. Asıl ilginç ittifak ise sonraları pek hatırlanmasa da 1987ʹ de %8 oy alan Refah Partisi ile %2ʹ de kalan Türkeşʹ in MÇPʹ sinin yanlarına Edibaliʹ in Islahatçı Demokrasi Partisini alarak oluşturdukları birliktelikti. O birliktelik sayesinde 1987ʹ de %9 oy olan üç parti bu kez %16ʹ ya ulaştı. Daha da önemlisi aynı ittifak Meclise 62 Milletvekili soktu ve seçimlerden hemen sonra kurulan Hülle birlikteliği her partinin kendi yuvasına dönmesiyle dağıldı. Bu birlikteliğin adına sonraları 52 günlük ittifak adı koyulacaktı. 1991 seçimlerindeki ittifaklar bir kez daha ve hafızalara unutulmamacasına siyaset gerçekliğini kazıdı: Siyasette 2+2 her zaman 4 etmiyordu. Bazen 2ʹ ye düşüyor, bazen de Refah buluşması gibi hayli yukarılara çıkabiliyordu. Mersinʹ de ise Türkiye siyasetini derinden etkileyecek, bir adım ötesinde farkında olmadan da olsa dizayn edilen tüm taşları yerinden oynatacak bir sonuç tecelli edecektir… Nasıl mı? Bir sonraki yazıda devam edeyim izninizle… 1987/1991 Türkiye ve Mersin seçim sonuçları*   1987 1991 1987 MV 1991 MV ANAP %36 (%35) %24  (%23)     292 (5)   115  (2) SHP %24 (%33) %20  (%28)      99  (4)     88  (3) DYP %19 (%17) %27  (%31)      59   178  (4) DSP %8   (%4) %10  (%  6)         7 RP %7   (%3) %16  (%  8)       62 MÇP %2   (%3)         * Parantez içindeki oran ve sayılar Mersin il geneli sonuçlarını yansıtmaktadır. Abdullah Ayan  
Habere ifade bırak !
Habere ait etiket tanımlanmamış.
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve inovatifhaber.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.