ʹEşit Koşullarda Bir Arada Yaşamak İçinʹ paneli gerçekleşti

Dünya (İHA) - İhlas Haber Ajansı | 07.04.2018 - 21:45, Güncelleme: 29.11.2021 - 14:41
 

ʹEşit Koşullarda Bir Arada Yaşamak İçinʹ paneli gerçekleşti

Panelde konuşan CHP Mersin İl Başkanı Adil Aktay, ˮÇukurovalı hemşerimiz, Türkçenin büyük ustası Yaşar Kemal, “Bir toplum, hoşgörüsü kadar güçlüdürˮ diyor.Gücünü, sahip olduğu hoşgörüden alan bir toplum olabilmek... Umudumuz bu, hayalimiz bu, gayretimiz bunun için...Son yıllarda, hoşgörümüzden vazgeçmeye zorlanıyoruz. Hoşgörü bir zayıflık olarak gösteriliyor. Başkasının acılarından adeta sevinç duyan, ötekinin ne dediğini dinlemeye bile tahammülü olmayan bir toplum yaratılmak isteniyor. Bu son derece bilinçli bir tercih. Çünkü vatandaşlar birbirlerini dinleyip anlarsa, iktidarların yalanları daha net görülür. Vatandaşlar birbirine hoşgörüyle yaklaşırsa, iktidarların kışkırtmalarına kapılmazlar.Yalana, kışkırtmaya dayalı iktidarlar açısından, bir toplumun barış içinde, bir arada, huzurla yaşaması büyük bir risktir. Bunu istemezler. Emperyalist güçlerden öğrendikleri şeyi yapmayı tercih ederler: Yani bölerek yönetmeyi...ˮ dedi Türkiye siyasetinin, son on beş yılda, iktidarın topluma yönelik böl ve yönet yaklaşımı yüzünden ciddi bir kutuplaşma krizine girdiğini belirten Aktay, ˮ Öte yandan, ekonomik ve sosyal hayatın her yanını kuşatmış olan eşitsizlikler, bizim barış içinde, bir arada, huzurla yaşamamızın önünde büyük bir engel oluşturuyor. Gelir adaletsizliğinden, kadının ve erkeğin toplumdaki yerine...Farklı din, dil ve inançtan olanlara yaklaşımdan, kamu olanaklarından yararlanmaya kadar pek çok alanda eşitsizlik hüküm sürüyor. AKP iktidarı, devraldığı eşitsizlikleri artırmakla kalmadı, bu eşitsizliklere bir de yenisini ekledi: Erdoğanʹa biat edenler ve etmeyenler arasındaki eşitsizlik... ˮ dedi Her türlü eşitsizliğin ortadan kalkmasının ön koşulunun demokrasi olduğunu belirten Aktay,ˮHukukun üstünlüğünün sağlandığı, ifade ve basın özgürlüğünün güvenceye alındığı çağdaş bir demokrasi… Yasama, yürütme ve yargı kuvvetlerinin birbirinden ayrıldığı ve bunlar arasındaki denge ve denetleme mekanizmalarının eksiksiz işlediği bir demokrasi...Devletin farklı inançlara eşit mesafede durduğu laik bir demokrasi…Farklı gelenek, kültür ve dillerin bir sorun değil, yaşatılması gereken değerler olarak görüldüğü, özgürlükçü bir demokrasi…Yaşam alanlarını korumayı hedefleyen, sağlıklı bir çevrede yaşama, var olma hakkını yalnız insanlar için değil, tüm canlılar için kabul eden, doğal hayata saygılı bir demokrasi...Kadınları, çocukları, yaşlıları, engellileri, yoksulları, alın teriyle çalışıp üreten işçiyi, köylüyü, esnafı, sanatkarı koruyan ve kollayan, sosyal bir demokrasi… Ancak böyle bir demokrasi, böyle bir Cumhuriyet, Mustafa Kemal Atatürkʹün söylediği gibi, “Kimsesizlerin kimsesi” olabilir. Her konuda “biz” ve “onlar” diye ayrıştırılan, her fırsatta birbirine karşı kışkırtılan bu toplum,   sorunlarını ancak gerçek bir demokraside çözebilir. Elbette, bu kendiliğinden olmayacak. Bize çok önemli görevler düşüyor: Eşitliğin, adaletin, barış ve huzur içinde yaşamanın her yurttaş için bir hak olduğunu herkese anlatmak, zorundayız. Eşit koşullarda, birlikte yaşamanın koşullarını sağlamanın devletin bir görevi olduğunu hatırlatmak zorundayız. ˮ dedi Eşit koşullarda bir arada yaşamanın çok değerli ama ulaşılması zor bir hedef olduğunu belirten Aktay,ˮ O hedefe ancak bir arada mücadele ederek ulaşabiliriz. Eşit koşullarda ve bir arada yaşamak istiyorsak, hiçbir önyargı taşımadan, hiçbir huzursuzluk hissetmeden, mücadele cephesini genişletmeyi başarmalıyız. Bu ülke hepimizin. Birbirimizi düşman gibi görerek, birlikte yaşayamayız. Hepimiz bir ve aynı olmak mecburiyetinde değiliz. Ama hak ve özgürlüklerde eşit olmak zorundayız. Çünkü eşitsizlik, en tehlikeli virüstür. Toplumları hastalandırır, devletleri yerle bir eder. Sağlıklı bir toplum, güçlü ve adil bir devlet için... Mutlu ve huzurlu bir ülkede, kardeşçe yaşayabilmek için... Eşitliğe mecburuz. Hava gibi, su gibi, mecburuz.ˮdedi.
Panelde konuşan CHP Mersin İl Başkanı Adil Aktay, ˮÇukurovalı hemşerimiz, Türkçenin büyük ustası Yaşar Kemal, “Bir toplum, hoşgörüsü kadar güçlüdürˮ diyor.Gücünü, sahip olduğu hoşgörüden alan bir toplum olabilmek... Umudumuz bu, hayalimiz bu, gayretimiz bunun için...Son yıllarda, hoşgörümüzden vazgeçmeye zorlanıyoruz. Hoşgörü bir zayıflık olarak gösteriliyor. Başkasının acılarından adeta sevinç duyan, ötekinin ne dediğini dinlemeye bile tahammülü olmayan bir toplum yaratılmak isteniyor. Bu son derece bilinçli bir tercih. Çünkü vatandaşlar birbirlerini dinleyip anlarsa, iktidarların yalanları daha net görülür. Vatandaşlar birbirine hoşgörüyle yaklaşırsa, iktidarların kışkırtmalarına kapılmazlar.Yalana, kışkırtmaya dayalı iktidarlar açısından, bir toplumun barış içinde, bir arada, huzurla yaşaması büyük bir risktir. Bunu istemezler. Emperyalist güçlerden öğrendikleri şeyi yapmayı tercih ederler: Yani bölerek yönetmeyi...ˮ dedi Türkiye siyasetinin, son on beş yılda, iktidarın topluma yönelik böl ve yönet yaklaşımı yüzünden ciddi bir kutuplaşma krizine girdiğini belirten Aktay, ˮ Öte yandan, ekonomik ve sosyal hayatın her yanını kuşatmış olan eşitsizlikler, bizim barış içinde, bir arada, huzurla yaşamamızın önünde büyük bir engel oluşturuyor. Gelir adaletsizliğinden, kadının ve erkeğin toplumdaki yerine...Farklı din, dil ve inançtan olanlara yaklaşımdan, kamu olanaklarından yararlanmaya kadar pek çok alanda eşitsizlik hüküm sürüyor. AKP iktidarı, devraldığı eşitsizlikleri artırmakla kalmadı, bu eşitsizliklere bir de yenisini ekledi: Erdoğanʹa biat edenler ve etmeyenler arasındaki eşitsizlik... ˮ dedi Her türlü eşitsizliğin ortadan kalkmasının ön koşulunun demokrasi olduğunu belirten Aktay,ˮHukukun üstünlüğünün sağlandığı, ifade ve basın özgürlüğünün güvenceye alındığı çağdaş bir demokrasi… Yasama, yürütme ve yargı kuvvetlerinin birbirinden ayrıldığı ve bunlar arasındaki denge ve denetleme mekanizmalarının eksiksiz işlediği bir demokrasi...Devletin farklı inançlara eşit mesafede durduğu laik bir demokrasi…Farklı gelenek, kültür ve dillerin bir sorun değil, yaşatılması gereken değerler olarak görüldüğü, özgürlükçü bir demokrasi…Yaşam alanlarını korumayı hedefleyen, sağlıklı bir çevrede yaşama, var olma hakkını yalnız insanlar için değil, tüm canlılar için kabul eden, doğal hayata saygılı bir demokrasi...Kadınları, çocukları, yaşlıları, engellileri, yoksulları, alın teriyle çalışıp üreten işçiyi, köylüyü, esnafı, sanatkarı koruyan ve kollayan, sosyal bir demokrasi… Ancak böyle bir demokrasi, böyle bir Cumhuriyet, Mustafa Kemal Atatürkʹün söylediği gibi, “Kimsesizlerin kimsesi” olabilir. Her konuda “biz” ve “onlar” diye ayrıştırılan, her fırsatta birbirine karşı kışkırtılan bu toplum,   sorunlarını ancak gerçek bir demokraside çözebilir. Elbette, bu kendiliğinden olmayacak. Bize çok önemli görevler düşüyor: Eşitliğin, adaletin, barış ve huzur içinde yaşamanın her yurttaş için bir hak olduğunu herkese anlatmak, zorundayız. Eşit koşullarda, birlikte yaşamanın koşullarını sağlamanın devletin bir görevi olduğunu hatırlatmak zorundayız. ˮ dedi Eşit koşullarda bir arada yaşamanın çok değerli ama ulaşılması zor bir hedef olduğunu belirten Aktay,ˮ O hedefe ancak bir arada mücadele ederek ulaşabiliriz. Eşit koşullarda ve bir arada yaşamak istiyorsak, hiçbir önyargı taşımadan, hiçbir huzursuzluk hissetmeden, mücadele cephesini genişletmeyi başarmalıyız. Bu ülke hepimizin. Birbirimizi düşman gibi görerek, birlikte yaşayamayız. Hepimiz bir ve aynı olmak mecburiyetinde değiliz. Ama hak ve özgürlüklerde eşit olmak zorundayız. Çünkü eşitsizlik, en tehlikeli virüstür. Toplumları hastalandırır, devletleri yerle bir eder. Sağlıklı bir toplum, güçlü ve adil bir devlet için... Mutlu ve huzurlu bir ülkede, kardeşçe yaşayabilmek için... Eşitliğe mecburuz. Hava gibi, su gibi, mecburuz.ˮdedi.
Habere ifade bırak !
Habere ait etiket tanımlanmamış.
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve inovatifhaber.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.