Tuz deposundan Taş Binaʹ ya -60- (Kültür yuvasından düğün salonuna)... Abdullah Ayan yazdı

Spor (İHA) - İhlas Haber Ajansı | 19.04.2018 - 09:07, Güncelleme: 29.11.2021 - 14:41
 

Tuz deposundan Taş Binaʹ ya -60- (Kültür yuvasından düğün salonuna)... Abdullah Ayan yazdı

1944ʹ te Tevfik Sırrı Gürʹ ün başlattığı ve kentin en cazip noktasında yer alan depodan bir otel ve dinlenme mekanı yaratma girişimi özellikle otel projesinin pahalı olması nedeniyle bir türlü tamamlanamaz. Proje tuz deposunu il özel idaresi kanalıyla istimlak eden Valiliğin boyunu aşınca, Belediyeye havale edilir. Bir süre sonra tüm girişimlere rağmen Belediye de yatırımın altından kalkamaz. Akkahve kısa zamanda hizmete açılsa da otelin tamamlanması mümkün olmaz… Sadece tek parti döneminde değil, sonrasında 1950ʹ de iktidara gelen ve Mersin Belediye seçimlerini kazanan Demokrat Parti döneminde de bir türlü gerekli kredi sağlanamaz. Önce Müfide İlhan, ardından yerine geçen Fahri Merzeciʹ nin Ankaraʹ da çaldığı tüm kapılar iktidar gücüne rağmen bir türlü açılmaz. Belediye Başkanlarının artık kambur haline gelen otel yatırımından kurtulmak için farklı girişimleri de boşa çıkar. Örneğin gayrimenkulü olduğu gibi Vakıflar İdaresine devredip, onların tamamlaması fikri de pratikte işlemez. Bir zaman sonra kuşlara yuva olmaya başlayan üst katı birilerine ihale edemeyince zaten mevcut hizmet binasına* artık sığmayan Belediye, Başkanlıkla başkanlığa bağlı önemli daireleri Akkahveʹ nin üst katında yer alan ve otel olarak tasarlanan bölüme taşır. Takvimler 1958ʹ i göstermektedir. Nuri Abaç, Haşmet Akal, Celal Çumralı, Osman Özeren ve İlyas Halilʹ den oluşan efsane beşlinin aynı yıldan başlayarak bir yerlere savrulması yetmezmiş gibi, 27 Mayıs öncesi nispi özgürlük havasının da gittikçe kaybolmasıyla Akkahveʹ yi sarıp sarmalayan büyülü atmosfer bozulur. Mekanın nasıl kaderine terk edildiğini en güzel biçimde yine gazete arşivleri anlatır bizlere… 1962ʹ de Belediye, çürümekte olan binayı ayağa kaldırıp canlandırmak amacıyla Akkahveʹ yi bu kez Belediye düğün salonu olarak hizmete sokmaya karar verir. Birkaç yıl öncesine kadar şiirlerin yazıldığı, felsefe tartışmalarının yapıldığı, il valisinin kaleme aldığı karalamalarını sanatçılarla paylaşmak için ayaklarına gittiği, deyim yerindeyse Mersinin entelektüel tapınağının ne hale geldiğini Ocak 1963 tarihli Yenimersin gazetesinde yer alan küçük bir üçüncü sayfa haberi yeterince özetler tabloyu. ˮHer bakımdan mükemmel bir salon olan yer niçin ihmal ediliyor?ˮ sorusunun yer aldığı başlığın altında şu bilgilere yer verilir: ˮBundan uzun bir müddet evvel ilgililer, Akkahve salonunun düğün, nişan vs. gibi halkın hizmetlerinde kullanılması gibi çok isabetli ve yerinde bir karar almışlar ve bu durum bütün hemşehrilerimiz arasında büyük bir memnunluk yaratmıştı. Bu nezih sandığımız salonun iç yüzü hakikaten içler acısı durumdadır. Elektrik tesisatları bozuk, suları akmaz, tuvaletleri perişan bir durumda, içerisi pislikten geçilmez halde, daha da neler, neler… Düğün veya nişan için salonu kiralayan vatandaşlar salon içerisindeki manzara ile karşılaştıkları zaman hayretler içinde kalıyorlar. Alacaklılar,** perişanlığa terk edilen bu salonu daha faydalı, daha güzel bir hale sokamazlar mı acaba? Mesela tamire muhtaç yerlerinin onarılması, ihtiyaca cevap verecek masa, sandalyenin salona alınması, bunlara karşılık kiralama ücretinin arttırılması değil mi? Hem vatandaşın memnunluk duyması, hem de ilgili dairenin böylece daha fazla gelir elde etmesi düşüncesiyle mevzunun dikkate alınmasını rica ederizˮ***     * Uray Caddesi ile günümüzde İşkurʹ un bulunduğu 5212 nolu sokağın kesişme noktasındaki adada Belediyenin hizmet binası ve yan tarafında itfaiye yer alıyordu. Belediye 1958ʹ den başlayarak peyderpey zaman içinde Taş Binaʹ ya taşınsa da itfaiye1980ʹ lerin ortasına kadar Merkez Bankasının arkasındaki o mekanda hizmet vermeye devam etmiştir. ** Gazete haberinde yer alan alacaklılar sözcüğüyle işletmeci kast ediliyor olsa gerek. Ancak işletmecinin kiralayan biri mi, Belediye mi olduğu bilgilerine ulaşamadım. Haberin bir yerinde ʹdaireʹ tabiri kullanılsa da, bunun özel biri mi, belediyeye bağlı daire mi olduğu konusu bu nedenle müphem… *** Yenimersin gazetesi 7 Ocak 1963  Abdullah Ayan
1944ʹ te Tevfik Sırrı Gürʹ ün başlattığı ve kentin en cazip noktasında yer alan depodan bir otel ve dinlenme mekanı yaratma girişimi özellikle otel projesinin pahalı olması nedeniyle bir türlü tamamlanamaz. Proje tuz deposunu il özel idaresi kanalıyla istimlak eden Valiliğin boyunu aşınca, Belediyeye havale edilir. Bir süre sonra tüm girişimlere rağmen Belediye de yatırımın altından kalkamaz. Akkahve kısa zamanda hizmete açılsa da otelin tamamlanması mümkün olmaz… Sadece tek parti döneminde değil, sonrasında 1950ʹ de iktidara gelen ve Mersin Belediye seçimlerini kazanan Demokrat Parti döneminde de bir türlü gerekli kredi sağlanamaz. Önce Müfide İlhan, ardından yerine geçen Fahri Merzeciʹ nin Ankaraʹ da çaldığı tüm kapılar iktidar gücüne rağmen bir türlü açılmaz. Belediye Başkanlarının artık kambur haline gelen otel yatırımından kurtulmak için farklı girişimleri de boşa çıkar. Örneğin gayrimenkulü olduğu gibi Vakıflar İdaresine devredip, onların tamamlaması fikri de pratikte işlemez. Bir zaman sonra kuşlara yuva olmaya başlayan üst katı birilerine ihale edemeyince zaten mevcut hizmet binasına* artık sığmayan Belediye, Başkanlıkla başkanlığa bağlı önemli daireleri Akkahveʹ nin üst katında yer alan ve otel olarak tasarlanan bölüme taşır. Takvimler 1958ʹ i göstermektedir. Nuri Abaç, Haşmet Akal, Celal Çumralı, Osman Özeren ve İlyas Halilʹ den oluşan efsane beşlinin aynı yıldan başlayarak bir yerlere savrulması yetmezmiş gibi, 27 Mayıs öncesi nispi özgürlük havasının da gittikçe kaybolmasıyla Akkahveʹ yi sarıp sarmalayan büyülü atmosfer bozulur. Mekanın nasıl kaderine terk edildiğini en güzel biçimde yine gazete arşivleri anlatır bizlere… 1962ʹ de Belediye, çürümekte olan binayı ayağa kaldırıp canlandırmak amacıyla Akkahveʹ yi bu kez Belediye düğün salonu olarak hizmete sokmaya karar verir. Birkaç yıl öncesine kadar şiirlerin yazıldığı, felsefe tartışmalarının yapıldığı, il valisinin kaleme aldığı karalamalarını sanatçılarla paylaşmak için ayaklarına gittiği, deyim yerindeyse Mersinin entelektüel tapınağının ne hale geldiğini Ocak 1963 tarihli Yenimersin gazetesinde yer alan küçük bir üçüncü sayfa haberi yeterince özetler tabloyu. ˮHer bakımdan mükemmel bir salon olan yer niçin ihmal ediliyor?ˮ sorusunun yer aldığı başlığın altında şu bilgilere yer verilir: ˮBundan uzun bir müddet evvel ilgililer, Akkahve salonunun düğün, nişan vs. gibi halkın hizmetlerinde kullanılması gibi çok isabetli ve yerinde bir karar almışlar ve bu durum bütün hemşehrilerimiz arasında büyük bir memnunluk yaratmıştı. Bu nezih sandığımız salonun iç yüzü hakikaten içler acısı durumdadır. Elektrik tesisatları bozuk, suları akmaz, tuvaletleri perişan bir durumda, içerisi pislikten geçilmez halde, daha da neler, neler… Düğün veya nişan için salonu kiralayan vatandaşlar salon içerisindeki manzara ile karşılaştıkları zaman hayretler içinde kalıyorlar. Alacaklılar,** perişanlığa terk edilen bu salonu daha faydalı, daha güzel bir hale sokamazlar mı acaba? Mesela tamire muhtaç yerlerinin onarılması, ihtiyaca cevap verecek masa, sandalyenin salona alınması, bunlara karşılık kiralama ücretinin arttırılması değil mi? Hem vatandaşın memnunluk duyması, hem de ilgili dairenin böylece daha fazla gelir elde etmesi düşüncesiyle mevzunun dikkate alınmasını rica ederizˮ***     * Uray Caddesi ile günümüzde İşkurʹ un bulunduğu 5212 nolu sokağın kesişme noktasındaki adada Belediyenin hizmet binası ve yan tarafında itfaiye yer alıyordu. Belediye 1958ʹ den başlayarak peyderpey zaman içinde Taş Binaʹ ya taşınsa da itfaiye1980ʹ lerin ortasına kadar Merkez Bankasının arkasındaki o mekanda hizmet vermeye devam etmiştir. ** Gazete haberinde yer alan alacaklılar sözcüğüyle işletmeci kast ediliyor olsa gerek. Ancak işletmecinin kiralayan biri mi, Belediye mi olduğu bilgilerine ulaşamadım. Haberin bir yerinde ʹdaireʹ tabiri kullanılsa da, bunun özel biri mi, belediyeye bağlı daire mi olduğu konusu bu nedenle müphem… *** Yenimersin gazetesi 7 Ocak 1963  Abdullah Ayan
Habere ifade bırak !
Habere ait etiket tanımlanmamış.
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve inovatifhaber.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.