CHPʹ nin vakitsiz yeni yol arayışları... Abdullah Ayan yazdı

(İHA) - İhlas Haber Ajansı | 30.07.2018 - 09:03, Güncelleme: 29.11.2021 - 14:41
 

CHPʹ nin vakitsiz yeni yol arayışları... Abdullah Ayan yazdı

Huylu huyundan vazgeçmiyor sözünün kişiler için geçerli olduğu gerçeği iş CHPʹ ye geldiğinde akıl almaz biçimde kurumsallaşıyor. Öyle olmasa 24 Hazirandan sonra ülke rejim ve sistem değişikliğiyle bambaşka yerlere savrulurken sanki başka derdimiz kalmamış gibi, ortaya çıkan yeni durumu, ekonominin girdiği darboğazın hızla krize doğru evrilmesini bırakıp CHPʹ yi konuşur olur muyduk? Kişilere özgü ʹalışkanlıkları terk edememeʹ sorunu; söz konusu CHP olunca, partinin ya da ülkenin girdiği her krizle birlikte gelen ʹkurultaya gitmeʹ özelliğiyle bir kez daha karşımıza çıkıyor. Aslına bakarsanız işin temelinde sürpriz yok… Ortada sandığa yansıyan bir başarısızlık varsa -ki CHPʹ nin de Cumhurbaşkanı adayı gösterilen İnceʹ nin de koyulan hedefe göre herhangi bir başarısından söz etmek mümkün değil- bunu sorgulamaktan, parti yönetimine hesap sormaktan daha olağan ne olabilir? Ama CHPʹ de iş eleştiri/öz eleştiri mekanizmalarını işletmenin ötesine geçmiş… 24 Haziran sonrasında bile,ʹsonuç ne olursa olsun, ağzımdan kurultay sözcüğünü duymayacaksınızʹ diyen İnceʹ nin ʹyeni kurultay için imza toplamaʹ seferberliğinden habersiz olduğuna kim inanır? (27 Haziran günü Murat Karayalçın ile görüşme ardından yaptığı açıklama) Seçim tablosunun netleşmesi ardından ʹAnadoluʹ yu karış karış gezecek, seçim kampanyası sürecinde gitmediğim kentlere gideceğimʹ diyen İnceʹ nin Erzurum ve Kırklareli ziyaretleriyle yetinerek, tüm gücünü olağanüstü kurultaya ve kurultayda partinin başına geçmeye yoğunlaştırması (örneğin kurultaya sunmak amacıyla hazırladığını söylediği manifesto gibi) beraberinde izaha muhtaç pek çok soruyu da gündeme getiren gelişmeler… En önemlisinden başlayayım: CHPʹ de Kılıçdaroğlu gidip, yerine İnce gelince ne değişecek? Yeni rejimle birlikte bırakın muhalefet partilerini, iktidarda olan AK Partiʹ nin Meclis grubu, teşkilatları ve tabandan tavana kadar kadrolarının yeni sistemdeki konumları, hareket kapasiteleri de tartışmalı durumda. Siyaseti eski alışkanlıklarla, bugüne kadar bildiğimiz yöntemlerle sürdürme hali sona ermekte ve bir dönem kapanırken, başlayan yeni dönemin nasıl sürdürüleceği bir yana, tahminde bulunmanın bile güçlükleri ortada… Belli ki, ʹbindirildiğimiz alametle, gitmekte olduğumuz kıyametinʹ bizi nereye savuracağı bile meçhul… Bunca bilinmezin arasında, siyaset iyice iğdiş edilirken, CHPʹ nin hiçbir şey olmamış gibi, genel başkanı değiştirip, yoluna devam edeceğini sanmak, o partide bazı hesapların içinde olanları tatmin edebilir ama ülkede yaşananları bile mum ışığında arayacağımız yeni krizlere gebe ortak gelecek adına kaygılananların hiçbir derdine derman olmaz… Abdullah Ayan
Huylu huyundan vazgeçmiyor sözünün kişiler için geçerli olduğu gerçeği iş CHPʹ ye geldiğinde akıl almaz biçimde kurumsallaşıyor. Öyle olmasa 24 Hazirandan sonra ülke rejim ve sistem değişikliğiyle bambaşka yerlere savrulurken sanki başka derdimiz kalmamış gibi, ortaya çıkan yeni durumu, ekonominin girdiği darboğazın hızla krize doğru evrilmesini bırakıp CHPʹ yi konuşur olur muyduk? Kişilere özgü ʹalışkanlıkları terk edememeʹ sorunu; söz konusu CHP olunca, partinin ya da ülkenin girdiği her krizle birlikte gelen ʹkurultaya gitmeʹ özelliğiyle bir kez daha karşımıza çıkıyor. Aslına bakarsanız işin temelinde sürpriz yok… Ortada sandığa yansıyan bir başarısızlık varsa -ki CHPʹ nin de Cumhurbaşkanı adayı gösterilen İnceʹ nin de koyulan hedefe göre herhangi bir başarısından söz etmek mümkün değil- bunu sorgulamaktan, parti yönetimine hesap sormaktan daha olağan ne olabilir? Ama CHPʹ de iş eleştiri/öz eleştiri mekanizmalarını işletmenin ötesine geçmiş… 24 Haziran sonrasında bile,ʹsonuç ne olursa olsun, ağzımdan kurultay sözcüğünü duymayacaksınızʹ diyen İnceʹ nin ʹyeni kurultay için imza toplamaʹ seferberliğinden habersiz olduğuna kim inanır? (27 Haziran günü Murat Karayalçın ile görüşme ardından yaptığı açıklama) Seçim tablosunun netleşmesi ardından ʹAnadoluʹ yu karış karış gezecek, seçim kampanyası sürecinde gitmediğim kentlere gideceğimʹ diyen İnceʹ nin Erzurum ve Kırklareli ziyaretleriyle yetinerek, tüm gücünü olağanüstü kurultaya ve kurultayda partinin başına geçmeye yoğunlaştırması (örneğin kurultaya sunmak amacıyla hazırladığını söylediği manifesto gibi) beraberinde izaha muhtaç pek çok soruyu da gündeme getiren gelişmeler… En önemlisinden başlayayım: CHPʹ de Kılıçdaroğlu gidip, yerine İnce gelince ne değişecek? Yeni rejimle birlikte bırakın muhalefet partilerini, iktidarda olan AK Partiʹ nin Meclis grubu, teşkilatları ve tabandan tavana kadar kadrolarının yeni sistemdeki konumları, hareket kapasiteleri de tartışmalı durumda. Siyaseti eski alışkanlıklarla, bugüne kadar bildiğimiz yöntemlerle sürdürme hali sona ermekte ve bir dönem kapanırken, başlayan yeni dönemin nasıl sürdürüleceği bir yana, tahminde bulunmanın bile güçlükleri ortada… Belli ki, ʹbindirildiğimiz alametle, gitmekte olduğumuz kıyametinʹ bizi nereye savuracağı bile meçhul… Bunca bilinmezin arasında, siyaset iyice iğdiş edilirken, CHPʹ nin hiçbir şey olmamış gibi, genel başkanı değiştirip, yoluna devam edeceğini sanmak, o partide bazı hesapların içinde olanları tatmin edebilir ama ülkede yaşananları bile mum ışığında arayacağımız yeni krizlere gebe ortak gelecek adına kaygılananların hiçbir derdine derman olmaz… Abdullah Ayan
Habere ifade bırak !
Habere ait etiket tanımlanmamış.
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve inovatifhaber.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.