Kılıçdaroğlu 'Umutsuzluğa Yer Yok, Bütün Sorunları Çözeceğiz'

Siyaset 04.12.2021 - 19:10, Güncelleme: 04.12.2021 - 19:23
 

Kılıçdaroğlu 'Umutsuzluğa Yer Yok, Bütün Sorunları Çözeceğiz'

Cumhuriyet Halk Partisi Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, Mersin'de düzenlenen "Milletin Sesi" Mitingine katıldı.

Cumhuriyet Halk Partisi Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu konuşmasında şu ifadelere yer verdi: Herkesin şunu çok iyi bilmesini isterim. Bizim kitabımızda umutsuzluk yok. 21. yüzyılın Türkiye'si bunu hak ediyor mu? 20 yıldır bu ülkeyi yönetiyorlar. İki üniversite bitiren işsiz geziyorsa bu ayıp kime ait? Türkiye'yi bu ayıptan çekip çıkaracağız. Bundan emin olmanızı istiyorum. Umutsuzluğa yer yok, bütün sorunları çözeceğiz.   Mersin’deyim, Türkiye’nin en güzel illerinden birisindeyim. Torosların eteğinde, yiğitlerin harman olduğu bir yerdeyim. Türkiye’nin yaşadığı sorunları biliyorum. Ben biliyorum sizler de biliyorsunuz. Yaşayanlar da az önce konuştu. “Milletin Sesi” dedik, milletin sesinden birileri gelsin konuşsun dedik. Belki birileri duyar dedik. Ama onlar duymazlar çünkü sağırlar. Ama onlar görmezler çünkü başka şeyleri görüyorlar. Biz bütün gerçekleri sizlere yani halkımıza anlatmak zorundayız ve gerçeklerden yola çıkarak Türkiye’nin sorunlarını çözmek zorundayız.   BEN TÜİK’E SİZİN HAKKINIZI KORUMAK İÇİN GİTTİM   Dün saat 11.00’de Türkiye İstatistik Kurumuna gittim. Neden gittim?  Türkiye İstatistik Kurumunun rakamları üzerinden emekli aylığını belirliyorlar, asgari ücretlinin aylığını belirliyorlar, memur aylığını belirliyorlar. Yani milyonlarca kişinin aylığını düşük rakamlar üzerinden belirlemeye çalışıyorlar. Şunu bütün emeklilerin, bütün asgari ücretlilerin, bütün memurların bilmesini isterim. Ben TÜİK’e sizin hakkınızı korumak için gittim, oradakilere soracaktım siz hangi araştırmaları yaparak bu rakamları buldunuz diye. Kapı duvar. İlk kez, Türkiye Cumhuriyeti tarihinde ilk kez-milletvekilleri üstelik -bir yere giderken önümüze duvar ördüler. Sanıyorlar ki o duvar bizi esir alacak, duvarı aşmayacağız. Mersin’de, Mersinlilerin huzurunda ve bütün Türkiye'nin huzurunda açık ve net söylüyorum, sizin duvarlarınız vız gelir bize.   TÜRKİYE’Yİ SARAY’IN VESAYETİNDEN KURTARACAĞIZ   Hepsini halledeceğim. Vesayet diye bağırıyorlardı değil mi? Vesayetin ne olduğunu dün gördü herkes, bütün dünya gördü vesayetin ne olduğunu. Saray’ın emrine giren memurlar devlet memuru değildir artık onlar. Sarayın emrine giren ve talimatla iş yapanlar devletin memuru değillerdir. Ayrıca Mersinlilerin huzurunda bütün vatandaşlarıma söz veriyorum. Türkiye’yi her türlü vesayetten kurtaracağım. Saray’ın vesayetinden de Türkiye’yi kurtaracağız. Beraber kurtaracağız, birlikte kurtaracağız, dostlarımızla beraber kurtaracağız.   ÇİFTÇİNİN VE ESNAFIN SORUNLARINI ÇÖZMEK BOYNUMUN BORCUDUR   Bir çiftçi niye zarar eder? Alın teri döken bir insan niye zarar eder? Sabahın köründe gidip işini gücünü yapan, acaba ürün olduktan sonra satacağım ve çoluk çocuğuma bakacağım, onurlu bir şekilde şehrin, köyün, mahallenin, ilçenin sokaklarında gezeceğim diye düşünen bir insan neden zarar eder? Ve bu zararın sorumlusu kim? Bu soruyu vicdanı olan herkesin kendisine sormasını isterim. Başka bir şey daha. Bu ülkenin toprakları var, bereketli toprakları var, bereketli havamız var, güneşimiz var, karımız var, yağmurumuz var, imkanlarımız var, çalışkan insanlarımız var. Neden kendi çiftçimizi değil de dışarıdan arpayı, buğdayı, nohudu, mercimeği, fasulyeyi, canlı hayvanı, eti neden getiririz ve gümrük vergisini neden sıfırlarız? Bütün çiftçi kardeşlerimin düşünmesi lazım. Bu soruları şunun için soruyorum. Her birimiz kendi vicdanımızda bir muhasebe yapmak zorundayız. Yarın sandık gelecek ve gideceğiz, vicdanımızın sesini dinleyeceğiz. Eski alışkanlıklarımızı bırakacağız Türkiye’nin bereketi için, herkesin kazanması için beraber gideceğiz sandığa ve bir dikta yönetimini bu ülkeye farklı bakan bir yönetimi sandıkta alaşağı edeceğiz. Bunun sözünü veriyorum sizlere.   Çiftçi kardeşlerime söylüyorum. Bir; Allah’ın izniyle iktidar olacağız, sizlerin desteğiyle iktidar olacağız. Şunu asla unutmayın, ilk 1 hafta içinde çiftçinin bankalara olan, tarım kredi kooperatiflerine borçlarının faizlerini ilk 1 haftada sileceğiz, sıfırlayacağız. Çiftçinin traktörü, çiftçinin hayvanları asla haczedilmeyecek. Bunu da yapacağız. Ziraat Bankası çiftçi dostu bir banka olacak. Gazi Mustafa Kemal ne diyordu? “Çiftçi milletin efendisidir”. Söz veriyorum Mersin'in Umut Meydanı’ndan söz veriyorum. Çiftçiyi gerçekten de bu milletin efendisi yapmak benim boynumun borcu olacaktır.   YOKSULLUĞU TARİHE GÖMECEĞİZ   Ve yine söz veriyorum, harcadığımız her kuruşun hesabını millete vereceğiz. Para benim param değil sizin paranız. Sizin paranızı harcarken size hesap vermek benim namus borcum olacaktır. Bunu yapacağız. Yine söz veriyorum, 84 milyonu Londra’daki tefecilere mahkum ettiler, vergilerin büyük bir kısmı oraya gidiyor, oraya harcanıyor ve gönderiliyor. Üreten, alın teri döken, bu memleket için çalışan herkesin hakkını, hukukunu koruyacağım, Türkiye Cumhuriyeti vatandaşlarını Londra’daki bir avuç tefeciye hizmet etmekten kurtaracağız, bundan da emin olmanızı isterim. Söz veriyorum, Umut Meydanı’ndan söz veriyorum, Mersinlilere söz veriyorum, Türkiye’ye söz veriyorum: Bu topraklarda hiçbir çocuk yatağa aç girmeyecek, yoksulluğu tarihe gömeceğiz. Bu ülkede yoksulluk olmayacak. Yoksulluğu idare ettiler, biz yoksulluğu bitireceğiz ve yoksulluk olmayacak.   1 YIL İÇİNDE TÜRKİYE’DE YURT SORUNUNU ÇÖZECEĞİM   Yine söz veriyorum, Umut Meydanı’ndan söz veriyorum, Mersinlilere söz veriyorum, Türkiye’ye söz veriyorum: Milyonlarca gencimiz işsizken, üniversiteyi bitiren gençlerimiz işsizken, onlar iş bulamazken, 4 yerden, 5 yerden, 6 yerden maaş alan düzeni bitireceğim, o düzeni sonlandıracağım, hakça bir düzen gelecek. Gençlerimiz, umudumuz olan, bugünümüz ve geleceğimiz olan gençler, KPSS sınavından 80 puan, 85 puan, 90 puan, 95 puan alıyorlar. Ama sözlüye gelince dayıları yok, torpili yok, sözlüde eleniyorlar. Bu düzeni değiştirmek Kemal kardeşinizin boynunun borcudur. Kim puan aldıysa gidecektir. O haksızlığı, hukuksuzluğu bitireceğim. Gençler size söz verdim, sözümün arkasında da duracağım. Bunu bir yere yazın. İSTANBUL SÖZLEŞMESİ'Nİ BİR HAFTA İÇİNDE TEKRAR YÜRÜRLÜĞE KOYACAĞIZ   Kadına yönelik şiddet. Sevgili peygamberimiz cennet anaların ayakları altındadır der. Kadına şiddet 21.yüzyılda olur mu Allah aşkına. Her gün kadın cinayetleriyle karşılaşıyoruz olur mu Allah aşkına. Efendim cinayet işliyor, hapse giriyor, güzel bir kravat takıyor, takım elbise, hakime saygılı, iyi hal indiriminden efendim az ceza vereceğiz. Bütün kadın kardeşlerime sesleniyorum: Bu düzeni değiştireceğiz, onu da değiştireceğiz. Kim suç işlediyse öyle iyi hal, kravat, bunu bırakacağız. İstanbul Sözleşmesi'ni bir hafta içinde tekrar yürürlüğe koyacağız.   “MERKEZ TÜRKİYE” PROJEMİZİ BÜYÜTÜYORUZ   Sözlerime başlarken Mersin’den söz ettim, olağanüstü güzel bir kentten söz ettim. Çalışkan insanlarından söz ettim. Toroslardan, Torosların Yörüklerinden söz ettim, insanların çalışkanlığından söz ettim, alın terinden emekten söz ettim. Ama yatırımların büyük bir kısmı nereye gidiyor? Batıya gidiyor. Anadolu’nun içi boşaldı. Bizim hatırlar mısınız Merkez Türkiye diye bir projemiz vardı. Şimdi o projemizi büyütüyoruz. Yakında kamuoyuyla paylaşacağız. Samandağ’dan başlayıp Mersin’e kadar bu güzel hilali bütün Akdeniz’in en güçlü ekonomik bölgesi haline getireceğiz. İşsizlik kesinlikle olmayacak. Göreceksiniz yatırımlara boğulacak bu bölge. Göreceksiniz insanlar gelip buralarda yatırım yapacak. Göreceksiniz Kayseri’de, Nevşehir’de veya Niğde’de fabrikası olan demiryoluyla ürününü buraya getirdiği zaman parasını devlet olarak biz ödeyeceğiz. Böylece fabrikanın Kayseri’de olması, fabrikanın Niğde’de olması, fabrikanın Samsun’da veya Trabzon’da olmasının hiçbir önemi kalmayacak. Ve biz yeni bir hamleyle çığır açacağız. Göreceksiniz Akdeniz üzerinde yükselen bir Mersin’i, Akdeniz havzasında yükselen bir Türkiye’yi bütün dünyaya tanıtacağız. Bundan da bütün arkadaşlarımın emin olmasını isterim. Burayı bir üretim üssüne dönüştüreceğiz. TÜRK LİRASI'NI YENİDEN HAK ETTİĞİ YERE GETİRECEĞİZ   Biz “yurtta sulh, cihanda sulh” diyenleriz. Biz kendi ülkemizde de, biz dünyada da barıştan yanayız, huzurdan yanayız. İktidar olduğumuzda Suriye’yle barışacağız, Mısır’la barışacağız, İsrail’le barışacağız, Libya’yla barışacağız, bütün ülkelerle barışacağız, kavga etmeyeceğiz. Göreceksiniz o zaman Mersin’deki tırlar Ortadoğu’ya nasıl çalışıyor. Mersin’deki sanayici Ortadoğu’ya nasıl çalışıyor? Mersin’in iş insanları, Afrika’ya nasıl seferler yapıyor. Göreceksiniz Ro-Ro seferleri nasıl ve yeniden niçin açıldı? Bütün bunların hepsini yapacağız. Sanayici rahatlıkla üretim yapacak ve önünü görecek. Türkiye’yi büyütmenin yolu budur. Ve bir şey daha söylüyorum. Türk Lirası'nı pul yaptılar. Dolar karşısında, avro karşısında, hatta Bulgaristan’ın Levası karşısında bile yerlerde sürünen bir para oldu. Türk Lirası bu ülkenin şerefidir, bu ülkenin namusudur. Türk Lirası'nı yeniden hak ettiği yere getirmek bizim boynumuzun borcudur, herkes bunu bilmeli.   HANGİ DUVARI ÖRERLERSE ÖRSÜNLER, GELİYOR GELMEKTE OLAN   Mersin’de, Hakkari’de, Van’da, milletin sesi tüm Türkiye'de. Hiç meraklanmayın, göreceksiniz Erzurum'dan, Hakkari'den, Kars'tan, Ardahan'dan, Rize’den, Trabzon’dan, Tekirdağ'dan, Edirne’den göreceksiniz. Göreceksiniz Türkiye coğrafyasından. Halkın şaha kalktığını göreceksiniz, halkın hak istediğini göreceksiniz, halkın adalet istediğini göreceksiniz, halkın kavga değil, kucaklaşmak istediğini göreceksiniz. Buradan söylüyorum, herkese söylüyorum, duyar mı bunu Saray? “Ey Saray duy” diyeceğiz, duy. “Geliyor gelmekte olan” diyeceğiz. Beraber söyleyeceğiz.
Cumhuriyet Halk Partisi Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, Mersin'de düzenlenen "Milletin Sesi" Mitingine katıldı.

Cumhuriyet Halk Partisi Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu konuşmasında şu ifadelere yer verdi:

Herkesin şunu çok iyi bilmesini isterim. Bizim kitabımızda umutsuzluk yok. 21. yüzyılın Türkiye'si bunu hak ediyor mu? 20 yıldır bu ülkeyi yönetiyorlar. İki üniversite bitiren işsiz geziyorsa bu ayıp kime ait? Türkiye'yi bu ayıptan çekip çıkaracağız. Bundan emin olmanızı istiyorum. Umutsuzluğa yer yok, bütün sorunları çözeceğiz.

 

Mersin’deyim, Türkiye’nin en güzel illerinden birisindeyim. Torosların eteğinde, yiğitlerin harman olduğu bir yerdeyim.

Türkiye’nin yaşadığı sorunları biliyorum. Ben biliyorum sizler de biliyorsunuz. Yaşayanlar da az önce konuştu. “Milletin Sesi” dedik, milletin sesinden birileri gelsin konuşsun dedik. Belki birileri duyar dedik. Ama onlar duymazlar çünkü sağırlar. Ama onlar görmezler çünkü başka şeyleri görüyorlar. Biz bütün gerçekleri sizlere yani halkımıza anlatmak zorundayız ve gerçeklerden yola çıkarak Türkiye’nin sorunlarını çözmek zorundayız.

 

BEN TÜİK’E SİZİN HAKKINIZI KORUMAK İÇİN GİTTİM

 

Dün saat 11.00’de Türkiye İstatistik Kurumuna gittim. Neden gittim?  Türkiye İstatistik Kurumunun rakamları üzerinden emekli aylığını belirliyorlar, asgari ücretlinin aylığını belirliyorlar, memur aylığını belirliyorlar. Yani milyonlarca kişinin aylığını düşük rakamlar üzerinden belirlemeye çalışıyorlar.

Şunu bütün emeklilerin, bütün asgari ücretlilerin, bütün memurların bilmesini isterim. Ben TÜİK’e sizin hakkınızı korumak için gittim, oradakilere soracaktım siz hangi araştırmaları yaparak bu rakamları buldunuz diye. Kapı duvar. İlk kez, Türkiye Cumhuriyeti tarihinde ilk kez-milletvekilleri üstelik -bir yere giderken önümüze duvar ördüler. Sanıyorlar ki o duvar bizi esir alacak, duvarı aşmayacağız. Mersin’de, Mersinlilerin huzurunda ve bütün Türkiye'nin huzurunda açık ve net söylüyorum, sizin duvarlarınız vız gelir bize.

 

TÜRKİYE’Yİ SARAY’IN VESAYETİNDEN KURTARACAĞIZ

 

Hepsini halledeceğim. Vesayet diye bağırıyorlardı değil mi? Vesayetin ne olduğunu dün gördü herkes, bütün dünya gördü vesayetin ne olduğunu. Saray’ın emrine giren memurlar devlet memuru değildir artık onlar. Sarayın emrine giren ve talimatla iş yapanlar devletin memuru değillerdir. Ayrıca Mersinlilerin huzurunda bütün vatandaşlarıma söz veriyorum. Türkiye’yi her türlü vesayetten kurtaracağım. Saray’ın vesayetinden de Türkiye’yi kurtaracağız. Beraber kurtaracağız, birlikte kurtaracağız, dostlarımızla beraber kurtaracağız.

 

ÇİFTÇİNİN VE ESNAFIN SORUNLARINI ÇÖZMEK BOYNUMUN BORCUDUR

 

Bir çiftçi niye zarar eder? Alın teri döken bir insan niye zarar eder? Sabahın köründe gidip işini gücünü yapan, acaba ürün olduktan sonra satacağım ve çoluk çocuğuma bakacağım, onurlu bir şekilde şehrin, köyün, mahallenin, ilçenin sokaklarında gezeceğim diye düşünen bir insan neden zarar eder? Ve bu zararın sorumlusu kim? Bu soruyu vicdanı olan herkesin kendisine sormasını isterim.

Başka bir şey daha. Bu ülkenin toprakları var, bereketli toprakları var, bereketli havamız var, güneşimiz var, karımız var, yağmurumuz var, imkanlarımız var, çalışkan insanlarımız var. Neden kendi çiftçimizi değil de dışarıdan arpayı, buğdayı, nohudu, mercimeği, fasulyeyi, canlı hayvanı, eti neden getiririz ve gümrük vergisini neden sıfırlarız? Bütün çiftçi kardeşlerimin düşünmesi lazım. Bu soruları şunun için soruyorum. Her birimiz kendi vicdanımızda bir muhasebe yapmak zorundayız. Yarın sandık gelecek ve gideceğiz, vicdanımızın sesini dinleyeceğiz. Eski alışkanlıklarımızı bırakacağız Türkiye’nin bereketi için, herkesin kazanması için beraber gideceğiz sandığa ve bir dikta yönetimini bu ülkeye farklı bakan bir yönetimi sandıkta alaşağı edeceğiz. Bunun sözünü veriyorum sizlere.

 

Çiftçi kardeşlerime söylüyorum. Bir; Allah’ın izniyle iktidar olacağız, sizlerin desteğiyle iktidar olacağız. Şunu asla unutmayın, ilk 1 hafta içinde çiftçinin bankalara olan, tarım kredi kooperatiflerine borçlarının faizlerini ilk 1 haftada sileceğiz, sıfırlayacağız. Çiftçinin traktörü, çiftçinin hayvanları asla haczedilmeyecek. Bunu da yapacağız. Ziraat Bankası çiftçi dostu bir banka olacak. Gazi Mustafa Kemal ne diyordu? “Çiftçi milletin efendisidir”. Söz veriyorum Mersin'in Umut Meydanı’ndan söz veriyorum. Çiftçiyi gerçekten de bu milletin efendisi yapmak benim boynumun borcu olacaktır.

 

YOKSULLUĞU TARİHE GÖMECEĞİZ

 

Ve yine söz veriyorum, harcadığımız her kuruşun hesabını millete vereceğiz. Para benim param değil sizin paranız. Sizin paranızı harcarken size hesap vermek benim namus borcum olacaktır. Bunu yapacağız.

Yine söz veriyorum, 84 milyonu Londra’daki tefecilere mahkum ettiler, vergilerin büyük bir kısmı oraya gidiyor, oraya harcanıyor ve gönderiliyor. Üreten, alın teri döken, bu memleket için çalışan herkesin hakkını, hukukunu koruyacağım, Türkiye Cumhuriyeti vatandaşlarını Londra’daki bir avuç tefeciye hizmet etmekten kurtaracağız, bundan da emin olmanızı isterim.

Söz veriyorum, Umut Meydanı’ndan söz veriyorum, Mersinlilere söz veriyorum, Türkiye’ye söz veriyorum: Bu topraklarda hiçbir çocuk yatağa aç girmeyecek, yoksulluğu tarihe gömeceğiz. Bu ülkede yoksulluk olmayacak. Yoksulluğu idare ettiler, biz yoksulluğu bitireceğiz ve yoksulluk olmayacak.

 

1 YIL İÇİNDE TÜRKİYE’DE YURT SORUNUNU ÇÖZECEĞİM

 

Yine söz veriyorum, Umut Meydanı’ndan söz veriyorum, Mersinlilere söz veriyorum, Türkiye’ye söz veriyorum: Milyonlarca gencimiz işsizken, üniversiteyi bitiren gençlerimiz işsizken, onlar iş bulamazken, 4 yerden, 5 yerden, 6 yerden maaş alan düzeni bitireceğim, o düzeni sonlandıracağım, hakça bir düzen gelecek.

Gençlerimiz, umudumuz olan, bugünümüz ve geleceğimiz olan gençler, KPSS sınavından 80 puan, 85 puan, 90 puan, 95 puan alıyorlar. Ama sözlüye gelince dayıları yok, torpili yok, sözlüde eleniyorlar. Bu düzeni değiştirmek Kemal kardeşinizin boynunun borcudur. Kim puan aldıysa gidecektir. O haksızlığı, hukuksuzluğu bitireceğim. Gençler size söz verdim, sözümün arkasında da duracağım. Bunu bir yere yazın.

İSTANBUL SÖZLEŞMESİ'Nİ BİR HAFTA İÇİNDE TEKRAR YÜRÜRLÜĞE KOYACAĞIZ

 

Kadına yönelik şiddet. Sevgili peygamberimiz cennet anaların ayakları altındadır der. Kadına şiddet 21.yüzyılda olur mu Allah aşkına. Her gün kadın cinayetleriyle karşılaşıyoruz olur mu Allah aşkına. Efendim cinayet işliyor, hapse giriyor, güzel bir kravat takıyor, takım elbise, hakime saygılı, iyi hal indiriminden efendim az ceza vereceğiz. Bütün kadın kardeşlerime sesleniyorum: Bu düzeni değiştireceğiz, onu da değiştireceğiz. Kim suç işlediyse öyle iyi hal, kravat, bunu bırakacağız. İstanbul Sözleşmesi'ni bir hafta içinde tekrar yürürlüğe koyacağız.

 

“MERKEZ TÜRKİYE” PROJEMİZİ BÜYÜTÜYORUZ

 

Sözlerime başlarken Mersin’den söz ettim, olağanüstü güzel bir kentten söz ettim. Çalışkan insanlarından söz ettim. Toroslardan, Torosların Yörüklerinden söz ettim, insanların çalışkanlığından söz ettim, alın terinden emekten söz ettim. Ama yatırımların büyük bir kısmı nereye gidiyor? Batıya gidiyor. Anadolu’nun içi boşaldı. Bizim hatırlar mısınız Merkez Türkiye diye bir projemiz vardı. Şimdi o projemizi büyütüyoruz. Yakında kamuoyuyla paylaşacağız. Samandağ’dan başlayıp Mersin’e kadar bu güzel hilali bütün Akdeniz’in en güçlü ekonomik bölgesi haline getireceğiz. İşsizlik kesinlikle olmayacak. Göreceksiniz yatırımlara boğulacak bu bölge. Göreceksiniz insanlar gelip buralarda yatırım yapacak. Göreceksiniz Kayseri’de, Nevşehir’de veya Niğde’de fabrikası olan demiryoluyla ürününü buraya getirdiği zaman parasını devlet olarak biz ödeyeceğiz. Böylece fabrikanın Kayseri’de olması, fabrikanın Niğde’de olması, fabrikanın Samsun’da veya Trabzon’da olmasının hiçbir önemi kalmayacak. Ve biz yeni bir hamleyle çığır açacağız. Göreceksiniz Akdeniz üzerinde yükselen bir Mersin’i, Akdeniz havzasında yükselen bir Türkiye’yi bütün dünyaya tanıtacağız. Bundan da bütün arkadaşlarımın emin olmasını isterim. Burayı bir üretim üssüne dönüştüreceğiz.

TÜRK LİRASI'NI YENİDEN HAK ETTİĞİ YERE GETİRECEĞİZ

 

Biz “yurtta sulh, cihanda sulh” diyenleriz. Biz kendi ülkemizde de, biz dünyada da barıştan yanayız, huzurdan yanayız. İktidar olduğumuzda Suriye’yle barışacağız, Mısır’la barışacağız, İsrail’le barışacağız, Libya’yla barışacağız, bütün ülkelerle barışacağız, kavga etmeyeceğiz. Göreceksiniz o zaman Mersin’deki tırlar Ortadoğu’ya nasıl çalışıyor. Mersin’deki sanayici Ortadoğu’ya nasıl çalışıyor? Mersin’in iş insanları, Afrika’ya nasıl seferler yapıyor. Göreceksiniz Ro-Ro seferleri nasıl ve yeniden niçin açıldı? Bütün bunların hepsini yapacağız. Sanayici rahatlıkla üretim yapacak ve önünü görecek. Türkiye’yi büyütmenin yolu budur.

Ve bir şey daha söylüyorum. Türk Lirası'nı pul yaptılar. Dolar karşısında, avro karşısında, hatta Bulgaristan’ın Levası karşısında bile yerlerde sürünen bir para oldu. Türk Lirası bu ülkenin şerefidir, bu ülkenin namusudur. Türk Lirası'nı yeniden hak ettiği yere getirmek bizim boynumuzun borcudur, herkes bunu bilmeli.

 

HANGİ DUVARI ÖRERLERSE ÖRSÜNLER, GELİYOR GELMEKTE OLAN

 

Mersin’de, Hakkari’de, Van’da, milletin sesi tüm Türkiye'de. Hiç meraklanmayın, göreceksiniz Erzurum'dan, Hakkari'den, Kars'tan, Ardahan'dan, Rize’den, Trabzon’dan, Tekirdağ'dan, Edirne’den göreceksiniz. Göreceksiniz Türkiye coğrafyasından. Halkın şaha kalktığını göreceksiniz, halkın hak istediğini göreceksiniz, halkın adalet istediğini göreceksiniz, halkın kavga değil, kucaklaşmak istediğini göreceksiniz. Buradan söylüyorum, herkese söylüyorum, duyar mı bunu Saray? “Ey Saray duy” diyeceğiz, duy. “Geliyor gelmekte olan” diyeceğiz. Beraber söyleyeceğiz.

Habere ifade bırak !
Habere ait etiket tanımlanmamış.
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve inovatifhaber.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.