Abdullah Ayan
Köşe Yazarı
Abdullah Ayan
 

Çin’ e borçlanmanın bedeli…

Döviz rezervleri eriyen ve son günlerde eksiye dönen Türkiye’ nin ödemeler dengesini ayakta tutmak ve kurların aşırı yükselmesi sonucu enflasyonun kontrolden çıkmasını önlemek körfez ülkelerinden Swap yoluyla milyarlarca dolarlık ödünç paralar aldığı sır değil… Örneğin döviz rezervleri bakımından iyice sıkışan Merkez Bankası’na 14 Mayıs seçimleri öncesi Suudi Arabistan’ dan 5 milyar dolar mevduat yatırıldığı 6 Mart 2023’ te medyada yer alan haberlerle öğrendik.. Gelişmeyi Suudi Arabistan Kalkınma Fonu yetkilileri şöyle duyuruyordu: “Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası’na 5 milyar dolarlık mevduat yatırılması konusundaki anlaşma sonucu, Suudi Arabistan Kralı Selman bin Abdülaziz El-Suud ve Veliaht Prens Muhammed bin Salman El-Suud’un kararıyla, Türkiye ve Suudi Arabistan arasındaki bağları güçlendirecek önemli bir karar alınmıştır.” Önce Katar ardından Suudi Arabistan ve Birleşik Arap emirliklerinden aktarılan bu mevduat aslında kredi anlamına gelmiyor… Yöntem temelinde çok basit… Örneğin iş hayatında sıkça rastlanır; O gün nakit çekişler nedeniyle sıkışan banka yetkilisi kasasında nakit para olduğunu düşündüğü tanıdık birilerini arar ve varsa kasalarında mevcut nakitlerini o bankaya geçici olarak yatırmalarını rica eder… Takas ya da son bir yılda sıkça duyulduğu için sokaktaki vatandaşın da artık öğrendiği swap işlemi temelde tam da karşılıklı güvene ve ilişkilere dayalı bir yöntem… Nitekim Cumhurbaşkanlığı seçiminin ikinci tura kalması sonucu kampanyayı sürdüren Erdoğan 26 Mayıs akşamı çıktığı televizyon programında şunları söyleyecekti: “Körfez’den filan bizim sistemimizin içerisine, sağ olsun, para depo eden ülkeler oldu. Bu da tabii ister istemez kısa bir süre için de olsa Merkez Bankamızı, piyasamızı rahatlattı” Takas veya swap işlemi, Erdoğan ve Suudi Kralı ya da veliaht prensin dillendirdiği haliyle, bazen çok farklı nedenlere dayansa da esas olarak ikili ilişkilere dayalı parası olanın sıkışan dostuna kısa süreliğine borç vermesinden ibaret… ‘İyi niyete’ dayalı yöntemin her zaman bu denli masum olmadığı Çin’ in çoğu ödeme güçlüğüne düşmüş yoksul ülkelerle girdiği ekonomik ilişkilerin Dünya Bankası ve IMF tarafından incelenmeye başlanmasıyla ortaya çıkıyor… Dünya Bankası ve IMF’ in araştırma ihtiyacı da boşuna değil… Söz konusu ülkeler ödeme güçlüğü sonunda temerrüde düşünce bir başka ifadeyle iflas bayrağını çekince, kurtarıcı olarak bu iki kurumun kapısını çalıyor… Yardım etmeden önce o ülkenin bir başka ifadeyle hastanın durumunu görmeleri ve ona göre reçete yazılması gerekiyor… Uzmanlar örneğin incelemeye aldıkları Pakistan, Moğolistan ve Laos gibi ekonomileri batma noktasına gelmiş ülkelerin Çin merkez bankasından sıradan döviz takasları gibi görünen işlemlerle on milyarlarca dolar borç aldıklarını ortaya çıkardılar..* Adı üstünde birkaç ay sürmesi beklenen ve yatırım değil geçici süreyle likidite sağlayan Swap işlemlerinin borç veren Çin olunca, yıllarca süren ve normalden çok daha yüksek faiz oranları uygulanan kredilere dönüştürülmüştü… Sorun bununla da bitmiyordu… Borçlu ülkelerin kayıtlarında bu ödünç paralar ödenecek krediler arasında görünmüyordu… Örneğin Moğolistan, 15 milyar dolar seviyesindeki yıllık toplam milli hâsılasının yüzde 14'üne eşdeğer Çin takaslarıyla yıllarca 1,8 milyar dolar, batma noktasına gelen Pakistan’ ın 3,6 milyar dolar ve Laos’un 300 milyon dolar kullandığı, bu borçların yıllarca halının altına süpürülerek kayıtlara yansıtılmadığı görüldü…* Döviz rezervlerini yenileyerek temerrüdü önlemeyi amaçlayan ve aslında sembolik anlam taşıması gereken hayat öpücüğü yardımlar, Çin’ in uyguladığı yüksek faizler sonucu zaten ödemekte zorlanan ülkeleri taşınamaz yük altına sokuyordu… ‘Sömüren Emperyalistlerin’ aksine ortak yatırımlarla, ‘kazan-kazan’ ilke temelli projelerle yoksul ülkeleri ayağa kaldırma iddiasıyla başlayan iyi niyete’ dayalı birliktelikler bir süre sonra Çin’ e elini verip kolunu kaptıran bir düzineye yakın batmış ülkelerin trajik öyküleriyle sonlanacak gibi duruyor… Peki Çin’ in bazı ülkeleri ekonomik ortaklıklarla borçlandırma yöntemi swap işlemleriyle mi sınırlı? Hayır! Alabildiğine şişirilmesine karşın bir türlü tamamlanamayan projeler, ülkelere katkı yerine çok daha büyük sorunlar yaratan yatırımlar konusu var ki, bir sonraki makalede de onu ele alayım… * binlerce gizli Çin kredisini ortaya çıkaran araştırma laboratuvarı olan AidData'nın yönetici direktörü Brad Parks’ ın AP mülakatından
Ekleme Tarihi: 05 Haziran 2023 - Pazartesi

Çin’ e borçlanmanın bedeli…

Döviz rezervleri eriyen ve son günlerde eksiye dönen Türkiye’ nin ödemeler dengesini ayakta tutmak ve kurların aşırı yükselmesi sonucu enflasyonun kontrolden çıkmasını önlemek körfez ülkelerinden Swap yoluyla milyarlarca dolarlık ödünç paralar aldığı sır değil…

Örneğin döviz rezervleri bakımından iyice sıkışan Merkez Bankası’na 14 Mayıs seçimleri öncesi Suudi Arabistan’ dan 5 milyar dolar mevduat yatırıldığı 6 Mart 2023’ te medyada yer alan haberlerle öğrendik..

Gelişmeyi Suudi Arabistan Kalkınma Fonu yetkilileri şöyle duyuruyordu:

“Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası’na 5 milyar dolarlık mevduat yatırılması konusundaki anlaşma sonucu, Suudi Arabistan Kralı Selman bin Abdülaziz El-Suud ve Veliaht Prens Muhammed bin Salman El-Suud’un kararıyla, Türkiye ve Suudi Arabistan arasındaki bağları güçlendirecek önemli bir karar alınmıştır.”

Önce Katar ardından Suudi Arabistan ve Birleşik Arap emirliklerinden aktarılan bu mevduat aslında kredi anlamına gelmiyor…

Yöntem temelinde çok basit…

Örneğin iş hayatında sıkça rastlanır; O gün nakit çekişler nedeniyle sıkışan banka yetkilisi kasasında nakit para olduğunu düşündüğü tanıdık birilerini arar ve varsa kasalarında mevcut nakitlerini o bankaya geçici olarak yatırmalarını rica eder…

Takas ya da son bir yılda sıkça duyulduğu için sokaktaki vatandaşın da artık öğrendiği swap işlemi temelde tam da karşılıklı güvene ve ilişkilere dayalı bir yöntem…

Nitekim Cumhurbaşkanlığı seçiminin ikinci tura kalması sonucu kampanyayı sürdüren Erdoğan 26 Mayıs akşamı çıktığı televizyon programında şunları söyleyecekti:

“Körfez’den filan bizim sistemimizin içerisine, sağ olsun, para depo eden ülkeler oldu. Bu da tabii ister istemez kısa bir süre için de olsa Merkez Bankamızı, piyasamızı rahatlattı”

Takas veya swap işlemi, Erdoğan ve Suudi Kralı ya da veliaht prensin dillendirdiği haliyle, bazen çok farklı nedenlere dayansa da esas olarak ikili ilişkilere dayalı parası olanın sıkışan dostuna kısa süreliğine borç vermesinden ibaret…

‘İyi niyete’ dayalı yöntemin her zaman bu denli masum olmadığı Çin’ in çoğu ödeme güçlüğüne düşmüş yoksul ülkelerle girdiği ekonomik ilişkilerin Dünya Bankası ve IMF tarafından incelenmeye başlanmasıyla ortaya çıkıyor…

Dünya Bankası ve IMF’ in araştırma ihtiyacı da boşuna değil…

Söz konusu ülkeler ödeme güçlüğü sonunda temerrüde düşünce bir başka ifadeyle iflas bayrağını çekince, kurtarıcı olarak bu iki kurumun kapısını çalıyor…

Yardım etmeden önce o ülkenin bir başka ifadeyle hastanın durumunu görmeleri ve ona göre reçete yazılması gerekiyor…

Uzmanlar örneğin incelemeye aldıkları Pakistan, Moğolistan ve Laos gibi ekonomileri batma noktasına gelmiş ülkelerin Çin merkez bankasından sıradan döviz takasları gibi görünen işlemlerle on milyarlarca dolar borç aldıklarını ortaya çıkardılar..*

Adı üstünde birkaç ay sürmesi beklenen ve yatırım değil geçici süreyle likidite sağlayan Swap işlemlerinin borç veren Çin olunca, yıllarca süren ve normalden çok daha yüksek faiz oranları uygulanan kredilere dönüştürülmüştü…

Sorun bununla da bitmiyordu…

Borçlu ülkelerin kayıtlarında bu ödünç paralar ödenecek krediler arasında görünmüyordu…

Örneğin Moğolistan, 15 milyar dolar seviyesindeki yıllık toplam milli hâsılasının yüzde 14'üne eşdeğer Çin takaslarıyla yıllarca 1,8 milyar dolar, batma noktasına gelen Pakistan’ ın 3,6 milyar dolar ve Laos’un 300 milyon dolar kullandığı, bu borçların yıllarca halının altına süpürülerek kayıtlara yansıtılmadığı görüldü…*

Döviz rezervlerini yenileyerek temerrüdü önlemeyi amaçlayan ve aslında sembolik anlam taşıması gereken hayat öpücüğü yardımlar, Çin’ in uyguladığı yüksek faizler sonucu zaten ödemekte zorlanan ülkeleri taşınamaz yük altına sokuyordu…

‘Sömüren Emperyalistlerin’ aksine ortak yatırımlarla, ‘kazan-kazan’ ilke temelli projelerle yoksul ülkeleri ayağa kaldırma iddiasıyla başlayan iyi niyete’ dayalı birliktelikler bir süre sonra Çin’ e elini verip kolunu kaptıran bir düzineye yakın batmış ülkelerin trajik öyküleriyle sonlanacak gibi duruyor…

Peki Çin’ in bazı ülkeleri ekonomik ortaklıklarla borçlandırma yöntemi swap işlemleriyle mi sınırlı?

Hayır! Alabildiğine şişirilmesine karşın bir türlü tamamlanamayan projeler, ülkelere katkı yerine çok daha büyük sorunlar yaratan yatırımlar konusu var ki, bir sonraki makalede de onu ele alayım…

* binlerce gizli Çin kredisini ortaya çıkaran araştırma laboratuvarı olan AidData'nın yönetici direktörü Brad Parks’ ın AP mülakatından

Yazıya ifade bırak !
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve inovatifhaber.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.