Abdullah Ayan
Köşe Yazarı
Abdullah Ayan
 

RCEP anlaşmasında süreç nasıl işleyecek?

Çin, Japonya, Güney Kore, Avustralya, Yeni Zelanda ve Güney Doğu Asya Ülkeleri Birliği'nin (ASEAN) 10 üyesini kapsayan RCEP birlikteliğinin dünya ekonomisini nasıl etkileyeceğini anlatmaya çalıştığım önceki makale gerek demografik gerekse de ekonomik anlamda dünyanın en büyük ortaklığı anlamına gelen bu yeni çatıyla ilgili sürecin nasıl ilerleyeceği ve önündeki olası engellerin neler olabileceği sorularıyla sona eriyordu. Anlaşmaya göre üye ülkeler 20 yılın sonunda aralarındaki gümrük duvarlarını 90 oranında indirerek,  ticari malların serbestçe dolaşımını sağlarken, taraf ülkeler 6 yıl sonra hizmet ticaretine ilişkin pozitif listeyi de negatif listeye dönüştüreceklerini taahhüt etmiş bulunuyorlar. Ancak tüm taahhütler ve özellikle malların serbestçe dolaşacağına ilişkin vaatler için 17 Kasımda imzalanan anlaşmanın tüm ülke parlamentolarınca onaylanması ve böylece ülkelerin günü birlik değişikliklerle süreci engellemeye kalkmalarının önüne geçilmesi gerekiyor.. Taraf olan 15 ülkenin kağıt üzerinde onayladığı anlaşmanın pratikte işleyişi ile ilgili en ciddi engel de burada başlıyor.. Ülkeleri temsilen imza koyan bugünkü yönetimlerin içerideki kamuoylarına her türlü tarım ürünü ve sanayiciyi, özellikle de ayakta durmakta zaten zorlanan küçük işletmeleri, KOBİ' lerin bu birliktelikten olumsuz etkilenmeyeceği yönünde ikna etmeleri gerekiyor. Bunun için büyük olasılıkla kimi ülkeler parlamento kararı için halkın görüşlerine başvuracak, referanduma gidecekler.. RCEP daha 17 Kasım anlaşmasına gelmeden ilk fireyi Hindistan' ın görüşmelerden çekilmesiyle zaten vermişti. Hindistan gümrük duvarlarını kaldırması halinde ucuz Çin malları istilasıyla yeni yeni dünya sahnesine çıkmaya çalışan sanayicisinin özellikle de küçük işletmelerin ayakta kalamayacağı düşüncesiyle başlangıçta büyük emek sarf ettiği görüşmelerden 2018' de çekildi. 2012' de yola çıkarken 2 yıl içinde sonuçlandırılması hedeflenen anlaşmanın benzer kaygılarla 8 yıl sürmesi işin zorluğunu gösteriyor zaten.. Hindistan' ın başlangıçta çok hevesli göründüğü nikahtan vazgeçmesi sadece ekonomik kaygılarla da sınırlı değil. Birlikteliğin omurgasını oluşturan ekonomik ve demografik en büyüğü Çin' in artan hegemonyasına karşı jeostratejik bir hamle olgusunu göz ardı etmemek gerekiyor.. Hindistan nikah masasından kaçtı ama bir yandan da 'hem ağlar, hem giderim' benzeri davranış sergileyen örneğin Avustralya gibi ülkelerin ve bu ülkelerle Çin' in bundan sonraki ilişkilerinin nasıl seyir izleyeceği RCEP' in yol haritası ve geleceği bakımından hayli önemli.. 25 milyon nüfuslu Avustralya, 1,4 milyarlık Çin ile kıyaslanmayacak kadar küçük bir ada ülkesi ama bu jeostratejik konumu itibariyle önemsiz kılmıyor. Aksine bir zamanlar İngiltere, ardından ABD ile her alana yansıyan birlikteliği yanında konum itibariyle Çin' e olan yakınlığı onu olması gerekenin çok ötesinde bir öneme taşıyor.. Bir yandan RCEP görüşmeleri ışığında Çin ile gümrük duvarlarının kaldırılması müzakerelerini sürdürse de örneğin 5G teknolojisinin alt yapısı için yapılacak önemli ihaleye Huawei ' nin girmesini engelliyor Avustralya.. Gerekçe Trump ABD' si ile aynı ve Huawei' nin kurması halinde alt yapının ülkenin güvenliğine karşı tehdit olarak görülmesi.. Avustralya Huawei' yi engellemekle de kalmadı. 2020' de iki ülkeyi ticari savaşın eşiğine getiren asıl kavga koronavirüs salgınıyla bambaşka bir evreye sıçradı.. Avustralya virüsün Çin' den yayıldığına yönelik iddiaların uluslararası bir komisyonca soruşturulması gerektiğini dillendirince, Çin' in hamlesi gecikmedi: 2019' da Avustralya' da üretilen 8 milyon ton yemlik ve biralık arpanın yarısından fazlasını iyi fiyatlarla alan Çin, Avustralya arpasına 80 ithal vergisi koyduğunu duyurdu. Avustralya üreticisinin neredeyse tek dış pazarı bir anda kapanma noktasına geldi.. Çin uzun zamandır ticari yaptırımları akıllıca uyguluyor ve ülkelerin canını acıtacak ürünleri ustalıkla seçiyor.. Tarım sayesinde ayakta duran milyonlarca üreticinin geçim kapısı arpayı seçmesi de bundandı.. Kavga arpa ile bitecek gibi de değil.. Burada, Avustralya için Çin pazarının ne anlama geldiğini bir iki veriyle paylaşmakta yarar var: 2019' da 272 milyar dolarlık ihracat yapan Avustralya bu ihracatının 33,6' sını bir başka ifadeyle 100 milyar dolara yaklaşan aslan payını Çin' e yapıyor.. Üstelik Çin için Avustralya vazgeçilmez de değil. Çin o ürünleri başka ülkelerden de tedarik edebilir ama Avustralya ekonomisi için Çin' in alternatifi yok.. Örneğin son günlerde Avustralya şarap ihracatçılarının ve ihracatla ayakta duran şarap üreticilerinin  başına gelenler .. İki ülke arasında Afganistan' da çekilmiş bir fotoğraf üzerinden başlayan ağız dalaşı bir anda bambaşka boyuta taşındı ve Çin bir sabah Avustralya şaraplarına 212' ye varan oranlarda gümrük vergisi koyduğunu duyurdu.. Oysa 2018' de imzalanan ticaret anlaşmasıyla 2019' dan itibaren Çin, Avustralya' dan ithal edeceği şarapların gümrük oranlarını sıfırlamıştı.. Bu sayede bağcılık olağanüstü gelişme göstermeye başlamış, 2 milyar dolara varan Avustralya şarap ihracatının 40' ı Çin' e gerçekleştirilmişti. Eğer soruna çözüm bulunmazsa Avustralya şarap üretiminin ağır darbe alması, binlerce kontayner şarabı gümrüklerde takılan ihracatçının da iflası kaçınılmaz.. 17 Kasımda iki ülkenin de altına imza koyduğu ve 20 yıl içinde gümrüklerin tümüyle ortadan kalkacağını taahhüt ettikleri RCEP.. Ve o anlaşmanın mürekkebi kurumadan 27 kasımda gelen Çin' in şarap darbesi.. Toz duman içinde sürecin nasıl işleyeceğini hep birlikte izleyip göreceğiz.. Ama gün itibariyle ortaya çıkan gerçek; Çin' in oyunu ustalıkla ve hiçbir kurala aldırmadan oynadığı gerçeği..
Ekleme Tarihi: 06 Aralık 2020 - Pazar

RCEP anlaşmasında süreç nasıl işleyecek?

Çin, Japonya, Güney Kore, Avustralya, Yeni Zelanda ve Güney Doğu Asya Ülkeleri Birliği'nin (ASEAN) 10 üyesini kapsayan RCEP birlikteliğinin dünya ekonomisini nasıl etkileyeceğini anlatmaya çalıştığım önceki makale gerek demografik gerekse de ekonomik anlamda dünyanın en büyük ortaklığı anlamına gelen bu yeni çatıyla ilgili sürecin nasıl ilerleyeceği ve önündeki olası engellerin neler olabileceği sorularıyla sona eriyordu.

Anlaşmaya göre üye ülkeler 20 yılın sonunda aralarındaki gümrük duvarlarını 90 oranında indirerek,  ticari malların serbestçe dolaşımını sağlarken, taraf ülkeler 6 yıl sonra hizmet ticaretine ilişkin pozitif listeyi de negatif listeye dönüştüreceklerini taahhüt etmiş bulunuyorlar.

Ancak tüm taahhütler ve özellikle malların serbestçe dolaşacağına ilişkin vaatler için 17 Kasımda imzalanan anlaşmanın tüm ülke parlamentolarınca onaylanması ve böylece ülkelerin günü birlik değişikliklerle süreci engellemeye kalkmalarının önüne geçilmesi gerekiyor..

Taraf olan 15 ülkenin kağıt üzerinde onayladığı anlaşmanın pratikte işleyişi ile ilgili en ciddi engel de burada başlıyor..

Ülkeleri temsilen imza koyan bugünkü yönetimlerin içerideki kamuoylarına her türlü tarım ürünü ve sanayiciyi, özellikle de ayakta durmakta zaten zorlanan küçük işletmeleri, KOBİ' lerin bu birliktelikten olumsuz etkilenmeyeceği yönünde ikna etmeleri gerekiyor.

Bunun için büyük olasılıkla kimi ülkeler parlamento kararı için halkın görüşlerine başvuracak, referanduma gidecekler..

RCEP daha 17 Kasım anlaşmasına gelmeden ilk fireyi Hindistan' ın görüşmelerden çekilmesiyle zaten vermişti. Hindistan gümrük duvarlarını kaldırması halinde ucuz Çin malları istilasıyla yeni yeni dünya sahnesine çıkmaya çalışan sanayicisinin özellikle de küçük işletmelerin ayakta kalamayacağı düşüncesiyle başlangıçta büyük emek sarf ettiği görüşmelerden 2018' de çekildi.

2012' de yola çıkarken 2 yıl içinde sonuçlandırılması hedeflenen anlaşmanın benzer kaygılarla 8 yıl sürmesi işin zorluğunu gösteriyor zaten..

Hindistan' ın başlangıçta çok hevesli göründüğü nikahtan vazgeçmesi sadece ekonomik kaygılarla da sınırlı değil.

Birlikteliğin omurgasını oluşturan ekonomik ve demografik en büyüğü Çin' in artan hegemonyasına karşı jeostratejik bir hamle olgusunu göz ardı etmemek gerekiyor..

Hindistan nikah masasından kaçtı ama bir yandan da 'hem ağlar, hem giderim' benzeri davranış sergileyen örneğin Avustralya gibi ülkelerin ve bu ülkelerle Çin' in bundan sonraki ilişkilerinin nasıl seyir izleyeceği RCEP' in yol haritası ve geleceği bakımından hayli önemli..

25 milyon nüfuslu Avustralya, 1,4 milyarlık Çin ile kıyaslanmayacak kadar küçük bir ada ülkesi ama bu jeostratejik konumu itibariyle önemsiz kılmıyor.

Aksine bir zamanlar İngiltere, ardından ABD ile her alana yansıyan birlikteliği yanında konum itibariyle Çin' e olan yakınlığı onu olması gerekenin çok ötesinde bir öneme taşıyor..

Bir yandan RCEP görüşmeleri ışığında Çin ile gümrük duvarlarının kaldırılması müzakerelerini sürdürse de örneğin 5G teknolojisinin alt yapısı için yapılacak önemli ihaleye Huawei ' nin girmesini engelliyor Avustralya..

Gerekçe Trump ABD' si ile aynı ve Huawei' nin kurması halinde alt yapının ülkenin güvenliğine karşı tehdit olarak görülmesi..

Avustralya Huawei' yi engellemekle de kalmadı. 2020' de iki ülkeyi ticari savaşın eşiğine getiren asıl kavga koronavirüs salgınıyla bambaşka bir evreye sıçradı..

Avustralya virüsün Çin' den yayıldığına yönelik iddiaların uluslararası bir komisyonca soruşturulması gerektiğini dillendirince, Çin' in hamlesi gecikmedi:

2019' da Avustralya' da üretilen 8 milyon ton yemlik ve biralık arpanın yarısından fazlasını iyi fiyatlarla alan Çin, Avustralya arpasına 80 ithal vergisi koyduğunu duyurdu.

Avustralya üreticisinin neredeyse tek dış pazarı bir anda kapanma noktasına geldi..

Çin uzun zamandır ticari yaptırımları akıllıca uyguluyor ve ülkelerin canını acıtacak ürünleri ustalıkla seçiyor..

Tarım sayesinde ayakta duran milyonlarca üreticinin geçim kapısı arpayı seçmesi de bundandı..

Kavga arpa ile bitecek gibi de değil.. Burada, Avustralya için Çin pazarının ne anlama geldiğini bir iki veriyle paylaşmakta yarar var:

2019' da 272 milyar dolarlık ihracat yapan Avustralya bu ihracatının 33,6' sını bir başka ifadeyle 100 milyar dolara yaklaşan aslan payını Çin' e yapıyor..

Üstelik Çin için Avustralya vazgeçilmez de değil. Çin o ürünleri başka ülkelerden de tedarik edebilir ama Avustralya ekonomisi için Çin' in alternatifi yok..

Örneğin son günlerde Avustralya şarap ihracatçılarının ve ihracatla ayakta duran şarap üreticilerinin  başına gelenler ..

İki ülke arasında Afganistan' da çekilmiş bir fotoğraf üzerinden başlayan ağız dalaşı bir anda bambaşka boyuta taşındı ve Çin bir sabah Avustralya şaraplarına 212' ye varan oranlarda gümrük vergisi koyduğunu duyurdu..

Oysa 2018' de imzalanan ticaret anlaşmasıyla 2019' dan itibaren Çin, Avustralya' dan ithal edeceği şarapların gümrük oranlarını sıfırlamıştı..

Bu sayede bağcılık olağanüstü gelişme göstermeye başlamış, 2 milyar dolara varan Avustralya şarap ihracatının 40' ı Çin' e gerçekleştirilmişti.

Eğer soruna çözüm bulunmazsa Avustralya şarap üretiminin ağır darbe alması, binlerce kontayner şarabı gümrüklerde takılan ihracatçının da iflası kaçınılmaz..

17 Kasımda iki ülkenin de altına imza koyduğu ve 20 yıl içinde gümrüklerin tümüyle ortadan kalkacağını taahhüt ettikleri RCEP..

Ve o anlaşmanın mürekkebi kurumadan 27 kasımda gelen Çin' in şarap darbesi..

Toz duman içinde sürecin nasıl işleyeceğini hep birlikte izleyip göreceğiz..

Ama gün itibariyle ortaya çıkan gerçek; Çin' in oyunu ustalıkla ve hiçbir kurala aldırmadan oynadığı gerçeği..

Yazıya ifade bırak !
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve inovatifhaber.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.